İCL (Benî İcl)

(بنو عجل)

Bekir b. Vâil kabilesinin bir kolu.

Genellikle Yemâme’den Irak’ın güneyindeki Hîre’ye kadar uzanan topraklarda ve Mekke’ye giden yollara yakın bölgelerde yerleşmiş olup İcl b. Lüceym’e nisbet edilir. Nüfusunun çoğunu oluşturdukları Yemâme’de Hanîfe ve Temîm kabileleriyle birlikte yaşamaktaydılar. İclîler diğer Arap kabileleri gibi genellikle müşrikti. Kûfe yakınlarında Selmân’daki Muharrik adlı putun bakıcıları İcl’dendi (Yâkūt, V, 61). Kabileden Hıristiyanlığı benimseyenler de olmuştu.

Eyyâmü’l-Arab*da Benî İcl’in adı yer yer geçmektedir. Benî İcl, Bekir b. Vâil ile Benî Temîm kabileleri arasında meydana gelen savaşlarda yakın akrabaları olan Bekir b. Vâil kabilesinin yanında yer almıştır. Araplar’ın, Hüsrev Pervîz tarafından sevkedilen güçlü İran ordusunu yenilgiye uğrattığı Zûkār Savaşı’nda İclîler büyük kahramanlık göstermiş ve Araplar’ın sağ kanat kumandanı Hanzale b. Sa‘lebe b. Seyyâr el-İclî savaşın kazanılmasında önemli rol oynamıştır.

Müslümanlar Medine’de güçlenip Kureyş kervanları Irak tarafına yönelmek zorunda kalınca bölgeyi iyi bilen İclîler onlara rehberlik yapmaya başladılar. Furât b. Hayyân’ın kılavuzluk ettiği kervan, Zeyd b. Hârise kumandasındaki bir birlik tarafından ele geçirilince Furât müslüman oldu. Hz. Peygamber’in sağlığında İslâmiyet’i benimseyen başka İclîler de bulunmakla beraber kabilenin topyekün İslâm’ı kabul etmesi Resûl-i Ekrem’in vefatından sonra gerçekleşti. Hicretin 12. (633) yılında meydana gelen Ulleys olayında İranlılar’la birlikte Hâlid b. Velîd’e karşı savaşan hıristiyan İclîler’in karşısına Hâlid, İslâm tarihinde önemli görevler alan Uteybe b. Nehhâs, Saîd b. Mürre, Furât b. Hayyân, Müsennâ b. Lâhiķ ve Mez‘ûr b. Adî gibi İclîler’i çıkarmıştır (Taberî, III, 355). Hıristiyan İclîler de İslâmiyet’i kabul edip İran’ın fethine katılmışlardır. Hz. Ömer zamanında kurulan Kûfe’de İclîler’e ait bir mahalle bulunuyordu. Basra sakinleri arasında da çok sayıda İclî vardı.

Tâbiîn devri muhaddislerinden Müverrik b. Müşemric, Âdem b. Ali, Ebû Hişâm er-Râfiî, Haccâr b. Ebcer İcl kabilesine mensuptu. Sicistan valiliği ve Basra kadılığı yapmış olan Ubeydullah b. Ebû Bekre ve kardeşi Abdurrahman’ın annesi Hevle de (Hâle) İcl kabilesindendi. Müslim, Tirmizî ve diğer bazı hadis âlimlerinin şeyhlerinden Ebü’l-Eş‘as Ahmed b. Mikdâm ile ulemâdan Ebû Ali Ahmed b. Sa‘d el-Hemedânî de aslen İclî idi. Recez bahrinde yazdığı şiirleriyle tanınan Ebü’n-Necm, şair Udeyl b. Ferh, Emevîler döneminde bazı fikirleri Şiîliğin ilk tezahürlerinden sayılabilecek Mugīre b. Saîd ve Mansûriyye hareketinin öncüsü Ebû Mansûr da bu kabileye mensuptu. Abbâsîler’den Müstaîn-Billâh devrinde 250 (864) yılında Kûfe’de isyan eden Tâlibiyyîn’den Yahyâ b. Ömer’i İcl kabilesinden süvariler desteklemişlerdir.

Ebû Dülef el-İclî, Kerec Kalesi’ni şehir haline getirerek burada yarı müstakil bir hânedan kurmuştu. Aynı zamanda bir şair, mûsikişinas ve müellif olan Ebû Dülef’in soyundan gelen Dülefîler, İran’ın kuzeybatısında siyasî ve kültürel hayatta bir süre etkili olmuşlardır. Ebû Müslim-i Horasânî, Ebû Dülef’in ceddi İdrîs b. Ma‘kıl’in himayesinde büyümüştür.

Cimrilikleriyle de tanınan Benî İcl kabilesinin izleri zamanla kayboldu. İbn Haldûn, kendi döneminde İcl’in Yemâme’deki yurtlarında Benî Âmir’in (Müntefiķ b. Ukayl b. Âmir) yaşadığını kaydetmektedir (el-Ǿİber, II, 302).

BİBLİYOGRAFYA:

Lisânü’l-ǾArab, “Ǿacl” md.; Vâkıdî, el-Meġāzî, I, 198; Ma‘mer b. Müsennâ, Eyyâmü’l-ǾArab ķable’l-İslâm (nşr. Âdil Câsim el-Beyâtî), Beyrut 1407/1987, II, 492 vd.; İbn Sa‘d, eŧ-Ŧabaķāt, VI, 40; VII, 190, 231, 415; Belâzürî, Fütûh (Fayda), s. 450-451, 465, 499, 726; Taberî, Târîħ (Ebü’l-Fazl), III, 345, 355-358; IV, 146; V, 128-130; IX, 268-269; İbn Düreyd, el-İştiķāķ, s. 345-346; Ebü’l-Ferec el-İsfahânî, el-Eġānî, XVII, 268-269; XXII, 332-340; XXIV, 76; İbn Hazm, Cemhere, s. 309, 312-314; Meydânî, MecmaǾu’l-emŝâl (Ebü’l-Fazl), I, 386; Sem‘ânî, el-Ensâb, IV, 160-161; Yâkūt, MuǾcemü’l-büldân, Beyrut 1979, I, 135, 474; II, 37, 178, 201, 376; III, 105, 150, 172, 321; IV, 58, 293-294, 419; V, 61-62, 394; İbn Haldûn, el-Ǿİber, II, 302; F. Wüstenfeld, Register zu den Genealogischen Tabellen, Göttingen 1853, s. 243-244; Ömer Rızâ Kehhâle, MuǾcemü ķabâǿili’l-ǾArab, Dımaşk 1949, II, 757; Hasan Onat, Emeviler Devri Şiî Hareketleri ve Günümüz Şiîliği, Ankara 1993, s. 122 vd.; J. Schleifer, “İcl”, İA, V/2, s. 925-926; W. Montgomery Watt, “ǾIғјl”, EI² (İng.), IV, 1022-1023.

İbrahim Sarıçam