İBYÂNÎ

(الإبياني)

Ebü’l-Abbâs Abdullāh b. Ahmed b. İbrâhîm el-İbyânî et-Tûnisî (ö. 352/963)

Mâlikî fakihi.

Tunus yakınlarında bugün mevcut olmayan İbyâne (İbbiyâne, Vibiana) köyünde doğdu. Tunus’ta yaşadı. Yahyâ b. Ömer el-Kinânî, Himâs b. Mervân, Ahmed b. Ebû Süleyman, İbnü’l-Lebbâd, Dâvûd es-Savvâf ve Hamdîs el-Kattân gibi âlimlerden ders aldı. Zamanında Mâlikî mezhebini en iyi bilen âlimlerden biri ve bu mezhebin fetva mercii oldu. Asîlî, Ebü’l-Hasan el-Kābisî, İbn Ebû Zeyd el-Kayrevânî, Saîd b. Meymûn, İbnü’t-Tebbân, Îsâ b. Saâde ve Ebü’l-Hasan el-Levâtî onun talebelerinden bazılarıdır. Kābisî hocasını çok takdir eder, İbn Ebû Zeyd de Kayrevan’da zor meselelerle karşılaştığında ona mektup yazarak görüşünü sorardı. İbyânî’nin, mezhepteki görüşleri bilmenin yanında fıkhî hükümlerin istinbatı konusunda da üstün bir kabiliyete sahip, rivayet hususunda güvenilir bir kimse olduğu ve İmam Şâfiî’nin görüşlerine meylettiği kaydedilir.

İbyânî hacca gittiği sırada Mısır ulemâsının teveccühüne mazhar oldu. Yönetimi zulüm yapmakla itham ettiği halde huzuruna çıkarıldığı Kâfûr el-İhşîdî, İbn Şa‘bân el-Kurtî’nin, “Elli yıldan beri Nil’in bu yakasına ondan daha âlim bir kimse gelmemiştir” diyerek tanıttığı İbyânî’ye saygı gösterdi. Uzun bir ömür süren İbyânî, Ağlebîler’in son dönemleriyle Fâtımîler zamanındaki olumsuz siyasî ortamın da etkisiyle yönetimden uzak durarak ilmî faaliyetlerini sürdürdü; Fâtımî Hükümdarı İsmâil el-Mansûr’un Kayrevan kadılığı teklifini kabul etmedi. 100 yaşlarında iken 352 (963) yılında vefat eden İbyânî’nin, Tunus yakınlarındaki köyünün bulunduğu yerde bugün Hureybe diye bilinen mevkide bulunan türbesi Sîdî İbyânî adıyla anılır. Kādī İyâz, Ebû Bekir Abdullah b. Muhammed el-Mâlikî’den naklen onun 361 (972) yılında öldüğüne dair bir rivayet kaydediyorsa da (Tertîbü’l-medârik, III, 352) Mâlikî’nin İbyânî’den de çeşitli nakillerde bulunduğu Kuzey Afrika ulemâsı ve mutasavvıflarıyla ilgili Riyâżü’n-nüfûs adlı eserinin bugüne ulaşan kısmında İbyânî’nin biyografisi yer almamaktadır.

İbyânî’nin günümüze intikal eden Mesâǿilü’s-semâsire (Tertîbü’s-semâsire) adlı bir risâlesi bilinmektedir. Mal satımında aracılık yapan simsarlarla (dellâl) ilgili olarak kendisine yöneltilen sorulara verdiği cevapları ihtiva eden eserin Tunus Dârü’l-kütübi’l-vataniyye (nr. 8294), Rabat el-Hizânetü’l-âmme (nr. K. 33/2, vr. 210-229) ve Fas’ta Hizânetü’l-Karaviyyîn’de (nr. 817/1) çeşitli nüshaları bulunmaktadır. İbn Râşid el-Kafsî’nin el-Fâǿiķ fî maǾrifeti’l-aĥkâm ve’l-veŝâǿiķ, Venşerîsî’nin el-MiǾyârü’l-muǾrib (VIII, 355-364) adlı eserlerinde birer özetini verdikleri risâle önce İbrâhim es-Sâmerrâî (“Risâle fi’s-semsere ve’s-simsâr ve aĥkâmih”, Mecelletü Külliyyeti’ş-şerîǾa, sy. 1 [Bağdad 1385/1965], s. 65-84), daha sonra anılan iki özetle birlikte Muhammed el-Arûsî el-Matvî (bk. bibl.) tarafından neşredilmiştir. Osman el-Ka‘k, Kafsî’nin yaptığı özeti el-ǾÂlemü’l-edebî’de yayımlamıştır (sy. 18, 20 [1354/1936]).

BİBLİYOGRAFYA:

İbyânî, Mesâǿilü’s-semâsire (nşr. Muhammed el-Arûsî el-Matvî), Beyrut 1992, neşredenin girişi, s. 5-16; Şîrâzî, Ŧabaķātü’l-fuķahâǿ, s. 160; Kādî İyâz, Tertîbü’l-medârik, III, 346-352; İbn Ferhûn, ed-Dîbâcü’l-müźheb, I, 425-427; Venşerîsî, el-MiǾyârü’l-muǾrib, Beyrut 1401/1981, VIII, 355-364; Mahlûf, Şeceretü’n-nûr, I, 85; Muhammed Âbid el-Fâsî, Fihrisü maħŧûŧâti Ħizâneti’l-Ķaraviyyîn, Dârülbeyzâ 1400/1980, II, 490; Mahfûz, Terâcimü’l-müǿellifîn, I, 44-45; Abdülhay el-Kettânî, et-Terâtîbü’l-idâriyye (Özel), II, 286; Hâdî ed-Derkāş, Ebû Muĥammed ǾAbdullāh b. Ebî Zeyd el-Ķayrevânî: Ĥayâtühû ve âŝâruh, Beyrut 1409/1989, s. 68, 139-140, 275; Hasan Hüsnî Abdülvehhâb, Kitâbü’l-ǾÖmr fi’l-muśannefât ve’l-müǿellifîne’t-Tûnisiyyîn (nşr. Muhammed el-Arûsî el-Matvî - Beşîr el-Bekkûş), Beyrut 1990, s. 637-640; Muhammed en-Neyfer, ǾUnvânü’l-erîb Ǿammâ neşeǿe bi’l-bilâdi’t-Tûnisiyye min Ǿâlimin edîb, Beyrut 1996, I, 117-119; H. R. Idris, “Deux juristes kairouanais de l’époque zîrîde: Ibn Abi Zaid et Al-Qâbisî (Xe-XIe siècle)”, Annales de l’Institut d’études orientales, XII, Alger 1954, s. 132-133, 174.

Ahmet Özel