İBNÜ’ş-ŞIHNE, Ebü’l-Fazl

(أبو الفضل ابن الشحنة)

Ebü’l-Fazl Muhibbüddîn Muhammed b. Muhammed b. Muhammed es-Sekafî el-Halebî (ö. 890/1485)

Hanefî fakihi ve tarihçi.

12 Receb 804 (15 Şubat 1402) tarihinde Halep’te doğdu. Ebü’l-Velîd Muhibbüddin İbnü’ş-Şıhne’nin oğludur. Halep, Dımaşk ve Kahire’de çeşitli hocalardan ders aldı. Babasından ve amcası Ebü’l-Büşrâ Fethuddin ile Ebü’l-Bekā İzzeddin Muhammed b. Halîl el-Hazîrî ve Bedreddin Muhammed b. Selâme el-Mardînî’den fıkıh, Burhâneddin el-Halebî’den uzun müddet hadis tahsil etti. İbn Hacer el-Askalânî, Burhâneddin İbnü’l-Murahhal ve Şehâbeddin Ahmed b. Muhammed el-Vâsıtî’den icâzet aldı. Ayrıca kayınpederi Alâeddin İbn Hatîb en-Nâsıriyye, İbn Kutluboğa, Şehâbeddin İbnü’s-Seffâh ve Nûreddin İbn Hatîbüddehşe’den istifade etti. İslâmî ilimlere, Arap dili ve edebiyatına dair manzum ve mensur birçok temel metni ezberledi. Çok zeki olduğu ve yirmi gün içinde Zeynüddin el-Irâkī ile İbn Mâlik et-Tâî’nin elfiyyelerini ezberleyecek kadar güçlü bir hâfızaya sahip bulunduğu rivayet edilir (Necmeddin İbn Fehd, s. 285).

İlk görevine, babasının isteği üzerine ağabeyi Evhadüddin Abdüllatîf ile birlikte Eşktemüriyye, Cerdîkiyye, Haleviyye ve Şâzbahtiyye medreselerinde ders vermekle başladı. 820’de (1417) Eşktemüriyye Medresesi’ne müderris oldu. Aynı yıl Halep kazaskerliğine getirildi, ardından Şâzbahtiyye Medresesi’ne müderris tayin edildi. Daha sonra Halep Hanefî kadısı (836/1433), ikinci kayınpederi Mısır Şâfiî Başkadısı Veliyyüddin eş-Şeftî’nin desteğiyle sır kâtibi ve ordu nâzırı (848/1445), Haleviyye ve Câveliyye medreselerine müderris, Halep Ulucamii’ne imam-hatip oldu; bu şehirde yetkilerin çoğunu kendisinde topladı. Muhaliflerinin faaliyetleri yüzünden Kahire’ye sır kâtibi olarak gönderildi (857/1453); sekiz ay sonra bu görevden alınıp Kudüs’te ikamete mecbur edildi (1454-1458).

Serbest bırakılınca oğlu Esîrüddin Muhammed’in Hanefî kadısı olarak görev yaptığı Halep’e döndü. Ardından Kahire’de sır kâtipliğine (863/1459) ve Hanefî başkadılığına (866/1462) getirildi.


Receb 867’de (Nisan 1463) azledildiyse de Muharrem 868’de (Eylül 1463) yeniden aynı göreve tayin edildi. Bu arada hacca gitti. Cemâziyelâhir 870’te (Şubat 1466) görevine son verildi; ertesi yıl Müeyyediyye Medresesi’nde hadis müderrisliğine getirildi. 6 Muharrem 871’de (18 Ağustos 1466) üçüncü defa tayin edildiği başkadılık görevinden 11 Cemâziyelevvel 877’de (14 Ekim 1472) tekrar azledilerek Kudüs’e sürüldü. 18 Cemâziyelevvel 882’de (28 Ağustos 1477) Şeyhûniyye Hankahı şeyhliğine getirildi. Hayatının sonlarına doğru rahatsızlığı sebebiyle Şeyhûniyye ve Müeyyediyye’deki görevlerine oğlunu gönderdi. 16 Muharrem 890’da (2 Şubat 1485) vefat etti ve el-Melikü’z-Zâhir Berkūk’un türbesi yakınındaki kendi türbesine defnedildi.

İbnü’ş-Şıhne fıkıh, kelâm, fıkıh usulü alanlarındaki bilgisi yanında dil ve edebiyattaki kabiliyetini yazdığı şiir ve nesirlerde göstermiştir. Hadis ilmini çok sevdiği halde bu alanda ihtisasa sahip değildi. Kendisinden Necmeddin İbn Fehd, Sehâvî, Cemâleddin Hüseyin el-Fethî, Necmeddin İbn Kādî Aclûn gibi âlimler rivayette bulunmuşlardır. Muhyiddin İbnü’l-Arabî ve İbnü’l-Fârız gibi vahdet-i vücûd felsefesini benimseyen sûfîlere karşı sert muhalefet gösteren İbnü’ş-Şıhne’nin mevki ve makama düşkün olduğu ve bu yüzden birçok kimseyi kendisine düşman ettiği belirtilir.

Eserleri. 1. Nihâyetü’n-nihâye fî taĥrîri taķrîri’l-Hidâye. Burhâneddin el-Mergīnânî’nin el-Hidâye adlı fıkıh kitabını gusül bölümüne kadar beş cilde yakın bir hacimde şerhetmiş, fakat çalışmasını sürdürememiştir. Beş bölümden oluşan I. cilt önemli mâlumatı içeren müstakil bir eser niteliğindedir. İlk bölüm fıkhın tanımı, konusu, gayesi, başka ilimlerle ilişkisi hakkında olup diğer ilimlerle ilişkisinin anlatıldığı kısım kelâm usulü ve fıkıh usulüne dair iki ayrı muhtasar eser mahiyetindedir. Fıkıh usulü bölümünü Ebü’l-Berekât en-Nesefî’nin el-Menârü’l-envâr’ını ihtisar ederek yazdığı için buna “Tenvîrü’l-Menâr” adını vermiştir. İkinci bölümde el-Hidâye, üçüncü bölümde şerhte kullanılan terimler hakkında bilgi verilmektedir. Dördüncü bölümde şârihle metnin müellifi arasındaki isnad zincirinde yer alan hocalarla Mergīnânî’nin biyografileri, kaynaklarda el-Menâķıbü’n-NuǾmâniyye adıyla anılan beşinci bölümde ise fetva usulü konuları yanında başta Ebû Hanîfe olmak üzere mezhebin ileri gelen âlimlerinin ve el-Hidâye şârihlerinin hayat hikâyeleri yer almaktadır (Beyazıt Devlet Ktp., Veliyyüddin Efendi, nr. 1319; Süleymaniye Ktp., Âşir Efendi, nr. 108, Damad İbrâhim Paşa, nr. 586, Yenicami, nr. 510, Yazma Bağışlar, nr. 681; Dârü’l-kütübi’l-Mısriyye, nr. 1479; Halep Evkaf Ktp., Ahmediyye, Fıkıh, nr. 456). Bu şerhe Muslihuddin Mustafa Sürûrî bir hâşiye yazmıştır. Beyazıt Devlet Kütüphanesi’nde kayıtlı (nr. 2504) Nihâyetü’n-nihâye’nin (el-Cüzǿü’r-râbiǾ ve’l-ħâmis mine’n-Nihâye şerĥi’l-Hidâye) kapağında eserin İbnü’ş-Şıhne’ye ait olduğu kaydedilmişse de “Kitâbü’l-Eymân”la başlayıp “Serikat”la biten kitabın el-Hidâye’ye ait bir başka şerhin bir bölümü olduğu anlaşılmaktadır. 2. Nüzhetü’n-nevâžır fî Ravżi’l-menâžır (Süleymaniye Ktp., Ayasofya, nr. 3232; Damad İbrâhim Paşa, nr. 871; Hekimoğlu Ali Paşa, nr. 814). Müellifin babasının Ravżü’l-menâžır adlı muhtasar tarihinin şerhi ve zeyli niteliğindedir. Kitabın tarihte ilklerin ele alındığı on bablık evâil bölümü müstakil bir eser sayılır (bir nüshası için bk. Süleymaniye Ktp., Ayasofya, nr. 2986). Kitapta İbnü’ş-Şıhne’nin yeri geldikçe kendisi ve ailesiyle ilgili verdiği bilgiler önemlidir. Her ne kadar müellif, babasının eserini yeniden düzenleyip bazı ilâvelerde bulunduğunu ve onun bıraktığı yerden yazabileceği son tarihe kadar yazma-yı planladığını belirtirse de mevcut her üç nüsha girişte yer alan fihristte geçen konuları kapsamaz; âdeta büyük eserin mukaddimesi niteliğinde olan bu nüshalarda genel hatlarıyla Kuzey Suriye’ye dair bilgi verilmiştir. Öğrencisi Necmeddin İbn Fehd, İbnü’ş-Şıhne’nin babasının tarihine büyük bir zeyil yazdığını kaydeder (MuǾcemü’ş-şüyûħ, s. 285); Muhammed Râgıb et-Tabbâh da Halep Ahmediyye Kütüphanesi’nde bir sandık içinde bu esere ait müsveddeyi gördüğünü, fakat bu nüshanın çok eksik ve yazım hatalarıyla dolu olduğunu belirtir (İǾlâmü’n-nübelâǿ, I, 61). 3. ed-Dürrü’l-münteħab fî târîħi memleketi Ĥaleb. Halep’teki saraylar, camiler, medreseler, hanlar, ribâtlar, mesire ve ziyaret yerleri vb. hakkındadır. Muhammed Râgıb et-Tabbâh bu eserin Ebü’l-Yümn b. Abdurrahman el-Betrûnî’ye ait olduğunu iddia etmiş (a.g.e., I, 31-32), kitabın nâşirlerinden Keiko Ohta ise Nüzhetü’n-nevâžır’ın bir bölümü olduğunu belirtmiştir. Serkîs eseri Ebü’l-Fazl’a nisbet ederek yayımlamış, Jean Sauvaget de Ebü’l-Fazl’ın babası tarafından kurulan vakıfları zikretmesi


sebebiyle kitabın ona ait olmadığı yolundaki şüpheleri temelsiz bulmuştur. ed-Dürrü’l-münteħab’da müellifin vefatından sonraki bazı olayların anlatılması esere bir başkası tarafından bazı ilâvelerde bulunulduğunu göstermektedir. İbn Şeddâd’ın el-AǾlâķu’l-ħaŧîre’si esas alınarak bazı ilâvelerde bulunulmak suretiyle yazılan eser, ana hatlarıyla Nüzhetü’n-nevâžır’ın Halep ile ilgili kısmının bir özeti niteliğinde olup daha sonra Betrûnî tarafından buna bazı bilgiler eklenmiştir. Çeşitli neşirleri yapılan kitabı (nşr. Alfred von Kremer, Viyana 1852; nşr. Yûsuf b. İlyân Serkîs, Dımaşk 1909; Halep 1404; nşr. Abdullah Muhammed ed-Dervîş, Dımaşk 1984; nşr. Keiko Ohta, Tokyo 1990) Jean Sauvaget Les perles choisies d’Ibn Ach-Chihna adıyla Fransızca’ya çevirmiştir (Beyrut 1933; nşr. Fuat Sezgin, Frankfurt 1993). 4. el-Manžûmetü’l-bâǿiyye fî Ǿaķāǿidi Ehli’s-sünne (el-CemǾ beyne’l-ǾUmde ve yeķūlü’l-Ǿabd, ǾAķīde, el-ǾAķīdetü’s-saǾîde, Manžûme fi’l-Ǿaķāǿid, Manžûme fî uśûli’d-dîn). Nesefî’nin ǾUmdetü’l-Ǿaķāǿid’i ile Ali b. Osman el-Ûşî’nin Bedǿü’l-âmâlî (Ķaśîdetü yeķūlü’l-Ǿabd) adlı manzumesi bir araya getirilip bazı ilâvelerde bulunularak meydana getirilen eserin yazımı 1 Cemâziyelevvel 862’de (17 Mart 1458) Kudüs’te tamamlanmıştır (nüshaları için bk. Süleymaniye Ktp., Lâleli, nr. 2269; İskenderiye Ktp., Tevhid, nr. 38, 41; Gotha Ktp., nr. 9; Princeton Üniversitesi Ktp., Yahuda, nr. 2307; Dârü’l-kütübi’l-Mısriyye, nr. 5258/10, 16708/2; el-Hizânetü’t-Teymûriyye, Mecâmî‘, nr. 218/2; Mektebetü câmiati’l-Melik Suûd, nr. 1434). Bu manzumeyi Ahmed b. Muhammed el-Hamevî TaǾlîķu’l-ķalâǾid Ǿalâ Manžûmeti’l-Ǿaķāǿid (Süleymaniye Ktp., Lâleli, nr. 2269/2; Câmiatü Ümmi’l-kurâ, nr. 320; İskenderiye Ktp., Tevhid, nr. 41; Dârü’l-kütübi’l-Mısriyye, nr. 22821b) ve Ebû Azbe Nüzhetü (Behcetü) Ehli’s-sünne şerĥu ǾAķīdeti İbni’ş-Şıĥne (Mektebetü câmiati’l-Melik Suûd, nr. 508; Dârü’l-kütübi’l-Mısriyye, nr. 2280; el-Hizânetü’t-Teymûriyye, nr. 227) adıyla şerhetmiştir. 5. İstîǾâbü’l-kelâm Ǿalâ Şerĥi’l-ǾAķāǿid. Sa‘deddin et-Teftâzânî’nin eseri üzerine tamamlanmamış bir hâşiyedir (Brockelmann, GAL, I, 428). 6. el-Aķvâlü’l-mefrûża fî târiki’ś-śalâti’l-mefrûża (el-Kelâm Ǿalâ târiki’ś-śalât). Bilerek birkaç vakit farz namazı vaktinden sonraya bırakıp ardından kazâ etmenin günah olup olmadığı konusunda kendisine sorulan bir soruya cevap olarak yazılmıştır (Süleymaniye Ktp., Fâtih, nr. 1656). 7. Şerĥu’l-Manžûme fi’l-ferâǿiż. Babasının Elfiyye fi’l-Ǿulûmi’l-Ǿaşere adlı manzumesinin ferâiz bölümünün şerhidir (Süleymaniye Ktp., Lâleli, nr. 1316; Princeton Üniversitesi Ktp., Yahuda, nr. 1637; Mektebetü câmiati’l-Melik Suûd, nr. 822/3). 8. el-Emâli’l-Muĥibbiyye bi’l-Medreseti’l-Müǿeyyediyye (Millet Ktp., Feyzullah Efendi, nr. 264). 9. Şerĥu ħuŧbeti’l-Ķāmûs. Fîrûzâbâdî’nin el-Ķāmûsü’l-muĥîŧ adlı lugat kitabının mukaddimesinin şerhidir (Süleymaniye Ktp., Kadızâde Mehmed, nr. 69). 10. Şerĥu Nažmi’l-muvâfaķāti’l-ǾÖmeriyye li’l-Ķurǿâni’ş-Şerîf. Hz. Ömer’in görüşüne uygun şekilde nâzil olan on sekiz âyeti açıkladığı kendi eserinin şerhidir (Dârü’l-kütübi’l-Mısriyye, nr. 5284). Eseri Brockelmann bir yerde Seriyyüddin İbnü’ş-Şıhne’ye, başka bir yerde Ebü’l-Fazl İbnü’ş-Şıhne’ye (GAL Suppl., II, 41, 94), Ziriklî ise babası Ebü’l-Velîd’e (el-AǾlâm, VII, 51) nisbet etmiştir. 11. ǾAhd. Kahire’de Dîvân-ı İnşâ’da sır kâtibi iken yazdığı, Sultan el-Melikü’l-Eşref İnal’ın ölüm döşeğinde iken oğlu el-Melikü’l-Müeyyed Ahmed’i veliaht tayin ettiğine dair 865 (1461) tarihli bu belgenin tam metni Sehâvî tarafından kaydedilmiştir (eź-Źeyl Ǿalâ RefǾi’l-iśr, s. 370-375; ayrıca bk. Fihrisü’l-kütübi’l-ǾArabiyye, VII, 95-96; Brockelmann, GAL Suppl., II, 116). 12. Ŝebet. Kendi rivayetlerini kaydedip hocalarını anlattığı bir eserdir (DMBİ, IV, 73). İbnü’ş-Şıhne’ye kaynaklarda ayrıca es-Sîretü’n-nebeviyye, İħtiśârü’n-Neşr (İbnü’l-Cezerî’nin en-Neşr fi’l-kırâǿâti’l-Ǿaşr adlı eserinin muhtasarı), el-Müncidü’l-muġīŝ fî Ǿilmi’l-ĥadîŝ, Tertîbü mübhemâti İbn Beşküvâl Ǿalâ esmâǿi’ś-śaĥâbe, Manžûme fi’ś-śalâti’l-vüsŧâ, İktitâfü’l-ezâhir fî źeyli Ravżi’l-menâžır, Şerĥu Elfiyyeti İbn Mâlik, Şerĥu’t-Telħîś adlı eserler nisbet edilmektedir.

Muhammed Râgıb et-Tabbâh, Kılıç Ali Paşa Kütüphanesi eski katalogunda (nr. 739) el-Cevheretü’l-muđîǿe adıyla Ebü’l-Fazl’a nisbet edilen kitabın, Sehâvî’nin Ebü’l-Fazl’ın eserleri arasında zikrettiği birkaç ciltlik Ŧabaķātü’l-Ĥanefiyye adlı eser olduğunu belirtir (İ’lâmü’n-nübelâǿ, I, 64; krş. eđ-Đavǿü’l-lâmiǾ, IX, 304). Ancak söz konusu nüsha Kureşî’nin el-Cevâhirü’l-muđıyye’si olup Ebü’l-Fazl İbnü’ş-Şıhne sayfa kenarlarında eserdeki bir kısım hataları düzeltmiş ve Kureşî’nin yer vermediği yahut onun döneminden sonra yaşayan bazı Hanefî âlimlerinin biyografilerini eklemiştir. Bu yanlışlık muhtemelen, kendisi için yazdığı nüshanın kapağında kitap üzerinde yaptığı çalışmayla ilgili açıklamasının yer almasından kaynaklanmıştır. Brockelmann’ın Târîħ adıyla Ebü’l-Fazl’a nisbet ettiği kitap ise (GAL, II, 53) babasının Ravżü’l-menâžır adlı eseridir.

BİBLİYOGRAFYA:

Ebü’l-Fazl İbnü’ş-Şıhne, Nüzhetü’n-nevâžır fî Ravżi’l-menâžır, Süleymaniye Ktp., Hekimoğlu, nr. 814, vr. 123b-125b; a.mlf., ed-Dürrü’l-münteħab fî târîħi memleketi Ĥaleb (nşr. Keiko Ohta), Tokyo 1990, tür.yer.; Necmeddin İbn Fehd, MuǾcemü’ş-şüyûħ (nşr. Muhammed ez-Zâhî), Riyad 1402/1982, s. 284-285; Sehâvî, eđ-Đavǿü’l-lâmiǾ, VI, 189; IX, 295-305; a.mlf., eź-Źeyl Ǿalâ RefǾi’l-iśr (nşr. Cûde Hilâl - Muhammed Mahmûd Subh), Kahire 1966, s. 125-126, 357-406; a.mlf., Vecîzü’l-kelâm fi’ź-źeyl Ǿalâ Düveli’l-İslâm (nşr. Beşşâr Avvâd Ma‘rûf - Isâm Fâris el-Harestânî), Beyrut 1416/1995, III, 964; Süyûtî, Nažmü’l-Ǿiķyân (nşr. Philip K. Hitti), New York 1927, s. 171-172; İbn İyâs, BedâǿiǾu’z-zühûr, III, 79, 134, 214; Kâtib Çelebi, Süllemü’l-vüśûl ilâ ŧabaķāti’l-füĥûl, Süleymaniye Ktp., Şehid Ali Paşa, nr. 1887, vr. 227a; Keşfü’ž-žunûn, I, 921; II, 1826, 1866, 1949-1950, 2036, 2039; Şevkânî, el-Bedrü’ŧ-ŧâliǾ, II, 263-264; Bahâ Ahmed el-Meyhî - Muhammed Biblâvî, Fihrisü’l-kütübi’l-ǾArabiyyeti’l - maĥfûža bi’l - Kütübħâneti’l - Ħidîviyye, Kahire 1305, II, 7, 41; III, 146; VII, 69, 95-96, 100-101; Muhammed Râgıb et-Tabbâh, İǾlâmü’n-nübelâǿ bi-târîħi Ĥalebi’ş-şehbâǿ, Halep 1344/1925, I, 31-34, 60-64; V, 314-332; Serkîs, MuǾcem, I, 134-135; Brockelmann, GAL, I, 428; II, 53; Suppl., I, 568; II, 40-41, 94, 116; Fihrisü’l-Ħizâneti’t-Teymûriyye, Kahire 1950, IV, 134, 138; Fuâd Seyyid, Fihrisü’l-maħŧûŧât, Kahire 1380/1961, I, 164-165; II, 7, 41; Hâlid Reyyân, Fihrisü maħŧûŧâti Dâri’l-kütübi’ž-Žâhiriyye: et-Târîħ ve mülĥaķātüh, Dımaşk 1973, II, 528-529; R. Mach, Catalogue of Arabic Manuscripts (Yahuda Section) in the Garrett Collection, Princeton 1977, s. 143, 197, 379; Fihrisü maħŧûŧâti CâmiǾati’l-Melik es-SuǾûd, Riyad 1982-84, V, 207-208, 214; VI, 278; Ziriklî, el-AǾlâm (Fethullah), VII, 51; Fihrisü maħŧûŧâti CâmiǾati Ümmi’l-ķurâ, Mekke 1983, I, 98; el-Münteħab mine’l-maħŧûŧâti’l-ǾArabiyye fî Ĥaleb, Beyrut 1986, IV, 213-215; Ramazan Şeşen, Muħŧarât mine’l-maħŧûŧâti’l-ǾArabiyyeti’n-nâdire fî mektebâti Türkiye, İstanbul 1997, s. 99; Nikûla Ziyâde, “Mâ sâheme bihi’l-müǿerriħûne’l-ǾArab fi’l-miǿeti’s-seneti’l-aħîre min dirâseti’t-târîħi’l-ǾArabî ve ġayrih fî Ǿaśri’l-Memâlîk”, el-Ebĥâŝ, XII/4, Beyrut 1959, s. 323-324; D. Sourdel, “Ibn al-Ѕћiĥna”, EI² (İng.), III, 938; Meryem Sâdıkī, “İbn Şıĥne”, DMBİ, IV, 71-73.

Şükrü Özen