İBNÜ’ş-ŞARKĪ

(ابن الشرقي)

Ebû Hâmid Ahmed b. Muhammed b. el-Hasen en-Nîsâbûrî (ö. 325/937)

Hadis âlimi, Şâfiî fakihi.

Receb 240’ta (Aralık 854) Nîşâbur’da doğdu. Nîşâbur’un doğusunda ikamet ettiği için İbnü’ş-Şarkī lakabıyla anıldı (Sem‘ânî, VII, 317). Müslim b. Haccâc, Zühlî, Abdurrahman b. Bişr b. Hakem ve Hamdân es-Sülemî önde gelen hocalarıdır. Ayrıca Rey’de Ebû Hâtim er-Râzî, birçok defa hac için gittiği Mekke’de Ebû Yahyâ Abdullah b. Ebû Meserre, Bağdat’ta Abdüssamed b. Ali et-Tastî, Kûfe’de Ebû Hâzim Ahmed b. Ebû Garze gibi muhaddislerden hadis öğrendi. Kendisinden İbn Ukde, Assâl, İbn Adî, Cevzakī, Ebû Ali en-Nîsâbûrî ve İbnü’l-Bâgandî gibi muhaddisler rivayette bulundu. Dindarlığı ile bilinen ve Horasan hâfızı diye anılan İbnü’ş-Şarkī Ramazan 325’te (Temmuz 937) vefat etti; Ebû Ya‘lâ el-Halîlî onun 318’de (930) öldüğünü ileri sürmüştür.

İbnü’ş-Şarkī’yi büyük bir hadis münekkidi kabul eden İbn Huzeyme onun sahih ve mevzû rivayetleri iyi tanıdığını ve Resûlullah’a isnad edilen yalanlardan insanları korumada önemli bir görev ifa ettiğini söylemiş; İbn Adî de hadisleri ezberleme ve okuma konusunda benzersiz olduğunu belirtmiştir (Ebû Ya‘lâ el-Halîlî, III, 837). Hatîb el-Bağdâdî, İbnü’ş-Şarkī hakkında “sika, sebt, mütkın, hâfız”, Zehebî, “sika, hâfız, hüccet” terimlerini kullanırken Dârekutnî de “sika, me’mûn” diye takdir ettiği İbnü’ş-Şarkī’yi eleştiren ve onun râviler hakkındaki cerh ve ta‘dîline itibar edilemeyeceğini ileri süren talebesi İbn Ukde’nin görüşlerine katılmadığını ifade etmiştir (Ebû Abdurrahman es-Sülemî, s. 53; Sübkî, III, 42).

İbnü’ş-Şarkī’nin eś-Śaĥîĥ ve Ĥadîŝü’l-mükŝirîn ve’l-muķıllîn mine’ş-şüyûħ (Sem‘ânî, VII, 320) adlı eserlerinin günümüze ulaşıp ulaşmadığı bilinmemektedir. eś-Śaĥîĥ’in Eĥâdîŝ adı altında kayıtlı bazı kısımlarının Dârü’l-kütübi’z-Zâhiriyye’de bulunduğu belirtilmişse de (Sezgin, I, 174; DMBİ, IV, 84) adı geçen nüshanın Ebû Hâmid Ahmed b. Muhammed b. Yahyâ en-Nîsâbûrî’ye (ö. 330/941-42) ait olduğu kaydedilmektedir (Elbânî, s. 148). İbn Adî, İbnü’ş-Şarkī’nin Ĥadîŝü Eyyûb es-Saħtiyânî adıyla bir eser daha kaleme aldığını söylemektedir. el-Bidâye’de (XI, 188), İbnü’ş-Şarkī’den sonra yer verilen Ebü’l-Hasan Abdullah b. Muhammed en-Nahvî ile İbnü’ş-Şarkī’nin biyografilerini birbirine karıştıran Kays Âl-i Kays’ın onun ulûmü’l-Kur’ân’a ve tarihe dair eserleri bulunduğunu söylemesi (el-Îrâniyyûn, II/2, s. 382) doğru değildir.

BİBLİYOGRAFYA:

Ebû Abdurrahman es-Sülemî, Suǿâlâtü Ebî ǾAbdirraĥmân es-Sülemî li’d-Dâreķuŧnî (nşr. Mecdî Fethî es-Seyyid), Tanta 1413/1992, s. 53; Ebû Ya‘lâ el-Halîlî, el-İrşâd fî maǾrifeti Ǿulemâǿi’l-ĥadîŝ (nşr. M. Saîd b. Ömer İdrîs), Riyad 1409/1989, III, 837-838; Hatîb, Târîħu Baġdâd, IV, 426-427; Sem‘ânî, el-Ensâb, VII, 317-320; İbn Abdülhâdî, ǾUlemâǿü’l-ĥadîŝ, III, 8-9; Zehebî, AǾlâmü’n-nübelâǿ, XV, 37-39; a.mlf., Teźkiretü’l-ĥuffâž, III, 821-823; a.mlf., Mîzânü’l-iǾtidâl, I, 156; a.mlf., el-Ǿİber, II, 24; Safedî, el-Vâfî, VIII, 379; Sübkî, Ŧabaķāt, III, 41-42; İbn Kesîr, el-Bidâye, XI, 188; İbn Hacer, Lisânü’l-Mîzân, I, 306; Kays Âl-i Kays, el-Îrâniyyûn, II/2, s. 381-383; Sezgin, GAS, I, 174; Elbânî, Maħŧûŧât, s. 148; Hasan Saferî Nâdirî, “İbn Şarķī”, DMBİ, IV, 84.

Ali Toksarı