İBN YAÎŞ, Ebü’l-Bekā

(أبو البقاء ابن يعيش)

Ebü’l-Bekā Muvaffakuddîn Yaîş b. Alî b. Yaîş b. Muhammed el-Esedî el-Halebî (ö. 643/1245)

Arap dili âlimi.

3 Ramazan 553’te (28 Eylül 1158) Ha-lep’te doğdu. Aslen Musullu olup dedesi Yaîş’e nisbetle İbn Yaîş diye anılır. Halep’te Ebü’s-Sehâ Fityân el-Halebî ve Ebü’l-Abbas el-Mağribî en-Nîrûzî’den nahiv okuyan İbn Yaîş, 577 (1181) yılında Kemâleddin el-Enbârî’nin derslerine devam etmek için Bağdat’a gitmek üzere yola çıktı. Ancak Musul’a vardığında Enbârî’nin vefat ettiğini öğrendi. Kısa bir süre


burada kalıp Ebü’l-Fazl Abdullah b. Ahmed el-Hatîb et-Tûsî ile Ebû Muhammed Abdullah b. Ömer b. Süveyde et-Tikrîtî’den hadis dinledikten sonra Halep’e döndü. Halep’te Ebü’l-Ferec Yahyâ b. Mahmûd es-Sekafî, Kadı Ebü’l-Hasan Ahmed b. Muhammed et-Tarsûsî ile Hâlid b. Muhammed b. Nasr b. Sagīr el-Kayserânî’den hadis öğrenimini devam ettirdi. Dımaşk’a giderek Ebü’l-Yümn el-Kindî ve İbn Ebû Asrûn gibi âlimlerden hadis dinledi. Ayrıca Ebü’l-Yümn el-Kindî’den Harîrî’nin el-Maķāmât’ını okudu. Kindî’den hem Arap dili ve edebiyatında, hem dinî ilimlerde ders verebileceğine dair icâzetnâme aldıktan sonra Halep’e döndü. Burada hayatının geri kalan kısmını öğrenci yetiştirmekle geçirdi ve birçok camide ders okuttu. 626-627 (1229-1230) yıllarında İbn Yaîş’in öğrencisi olan İbn Hallikân, onun Revâhiyye Medresesi ile Halep Camii’nde ders verdiğini, kendisinden İbn Cinnî’nin el-LümaǾ adlı eserini okuduğunu, edebiyatta derin vukuf sahibi olduğunu söyler (Vefeyât, VII, 48). İbn Yaîş, İbn Hallikân’ın yanı sıra Kādılkudât Takıyyüddin İbn Rezîn el-Hamevî, Kemâleddin İshak b. Ebû Bekir el-Esedî el-Halebî en-Nehhâs ile kardeşi Bahâeddin, Yâkūt el-Hamevî, İbn Amrûn, İbn Mâlik et-Tâî, İbn Vâsıl ve Şerîşî gibi âlimler yetiştirmiştir. Kemâleddin İbnü’l-Adîm, oğlu Mecdüddin, İbn Hâmil, Ebü’l-Abbas İbnü’z-Zâhirî, Abdülmelik b. Uneyyika, Ebû Bekir Ahmed b. Muhammed ed-Deştî ve Sunkur el-Kadâî gibi birçok kimse de ondan hadis rivayet etmiştir.

25 Cemâziyelevvel 643 (18 Ekim 1245) tarihinde Halep’te vefat eden İbn Yaîş makām-ı İbrâhim’deki türbesine defnedildi. Zeki, hoşsohbet, cömert ve şefkatli, bir kimse olduğu belirtilen İbn Yaîş’in latif mizah ve nükteleriyle ilgili örnekler nakledilir (a.g.e., VII, 48-50). Zemahşerî’nin el-Mufaśśal adlı gramer kitabına yazdığı geniş şerhiyle tanınan İbn Yaîş, gramer konularında Sîbeveyhi’nin doktriniyle Basra mektebinin sıkı bir takipçisidir. Eserlerinde Kûfe mektebinin Basra’dan ayrılan görüşlerine de geniş yer vermiştir. Açıklamalarında çok defa gereksiz, bazan da dikkatsiz ve özensiz uzun anlatım (ıtnâb) üslûbu hâkimdir.

Eserleri. 1. Şerĥu’l-Mufaśśal. Zemahşerî’nin eserine yazdığı geniş bir şerh olup el-Mufaśśal’a yazılan şerhlerden hiçbiri onun seviyesine ulaşamamıştır. Müellif bu şerhinde Sîbeveyhi, Ahfeş el-Evsat, Ebû Ali el-Fârisî, Ebû Ömer el-Cermî, Ebû Osman el-Mâzinî ve İbn Cinnî gibi âlimlerin görüşlerini sık sık zikretmiş, Zemahşerî’nin görüşlerine de yer yer itirazlarda bulunmuştur. Bir nahiv ansiklopedisi niteliği taşıyan eser ilk defa G. Janh tarafından neşredilmiş (Leipzig 1876-1886), daha sonra Ezher şeyhliği ve âlimler kurulunun tashih ve ta‘likleriyle iki cilt halinde yayımlanmıştır (Kahire, ts.). Bu neşrin Beyrut’ta ofset baskıları da yapılmıştır. Âsım Behcet el-Baytâr, şerhin muhtelif fihristlerini çıkararak Fehârisü Şerĥi’l-Mufaśśal li’bn YaǾîş adıyla neşretmiş (Dımaşk 1411/1990), eserin bir başka fihristi Abdülhüseyin Mübârek tarafından el-Fehârisü’l-fenniyye li-Şerĥi’l-Mufaśśal adıyla yayımlanmıştır (Beyrut 1988). 2. Şerĥu’t-Taśrîfi’l-mülûkî. İbn Cinnî’nin sarfa dair eserinin şerhi olan bu kitabı Fahreddin Kabâve neşretmiştir (Halep 1393/1973; Beyrut 1987). 3. Mesâǿilü ecâbe Ǿanhâ İbn YaǾîş. Ebû Nasr ed-Dımaşkī’nin sorduğu gramere dair on üç soruya İbn Yaîş’in verdiği cevapları ihtiva eden risâle Rudolf Sellheim tarafından yayımlanmıştır (Mélanges de l’Université St. Joseph, XLVIII, 1973-1974). 4. Tefsîrü’l-müntehâ min beyâni iǾrâbi’l-Ķurǿân. Kıraate dair olan eserin bir nüshası Medine’de Sultan Mahmud Kütüphanesi’nde bulunmaktadır (Brockelmann, GAL Suppl., I, 521).

BİBLİYOGRAFYA:

İbnü’l-Kıftî, İnbâhü’r-ruvât, IV, 45-50; İbn Hallikân, Vefeyât, VII, 46-53; Abdülbâkī b. Abdülmecîd el-Yemânî, İşâretü’t-taǾyîn fî terâcimi’n-nüĥât ve’l-luġaviyyîn (nşr. Abdülmecîd Diyâb), Riyad 1406/1986, s. 388; Zehebî, AǾlâmü’n-nübelâǿ, XXIII, 144-145; Yâfiî, Mirǿâtü’l-cenân, IV, 106-107; Fîrûzâbâdî, el-Bülġa fî terâcimi eǿimmeti’n-naĥv ve’l-luġa (nşr. Muhammed el-Mısrî), Küveyt 1407/1987, s. 243-244; Süyûtî, Buġyetü’l-vuǾât, II, 351-352; İbnü’l-İmâd, Şeźerât (Arnaût), VII, 394-395; Brockelmann, GAL, I, 358-359; Suppl., I, 521; Şevkī Dayf, el-Medârisü’n-naĥviyye, Kahire 1968, s. 280-281; MaǾa’l-Mektebe, s. 280-281; Sâlihiyye, el-MuǾcemü’ş-şâmil, V, 368-369; Abdülilâh Nebhân, “İǾtirâżâtü İbn YaǾîş Ǿale’z-Zemaĥşerî fî Şerĥi’l-Mufaśśal”, MMİADm., LXV/1 (1970), s. 25-49; C. Van Arendonk, “İbn Ya’îş”, İA, V/2, s. 835; J. W. Fück, “Ibn YaǾīѕћ”, EI² (İng.), III, 968; Meryem Sâdıkī, “İbn YaǾîş”, DMBİ, V, 143-144.

Mustafa Çuhadar