İBN SEYYİDÜNNÂS

(ابن سيّد الناس)

Ebü’l-Feth Fethuddîn Muhammed b. Muhammed b. Muhammed el-Ya‘merî (ö. 734/1334)

Muhaddis, fakih, edip ve tarihçi.

14 Zilkade 671’de (2 Haziran 1273), bazı kaynaklara göre ise aynı yılın zilhicce (temmuz) ayında Kahire’de doğdu. Kendisine Ebü’l-Feth künyesini, henüz çok küçükken babası tarafından hadis dersine götürüldüğü Necîb Abdüllatîf b. Abdülmün‘im el-Harrânî verdi. Babası, dedesi ve kardeşleri Ebû Sa‘d Muhammed ile Ebü’l-Kāsım Muhammed de on birinci dedeleri Seyyidünnâs’a nisbetle anılmaktaysa da İbn Seyyidünnâs diye daha çok Ebü’l-Feth meşhur olmuştur. Kinâneoğulları’ndan bir kola nisbetle Ya‘merî, Rebîa b. Nizâr’a nisbetle Rebaî, aslen Endülüslü olduğu için de İşbîlî ve Endelüsî nisbeleriyle anıldı. İşbîliye (Sevilla) hıristiyanların eline geçince (646/1248) ailesi Doğu’ya göç etmek zorunda kaldı. Bir âlim olan dedesi Cezayir’de Bicâye’ye yerleşirken babası bir müddet Tunus ve Bicâye’de medreselerde


hocalık yaptıktan sonra Kahire’ye yerleşti ve Takıyyüddin İbn Dakīkul‘îd’in ardından Kâmiliyye Dârülhadisi hocalığına getirildi. Bazı hadisleri babası ile dedesinden rivayet eden ve onlardan kendisine zengin bir kütüphane kalan İbn Seyyidünnâs’ı henüz beş yaşında iken babası ilim meclislerine götürdü. Babasının 677’de (1278) Kadı Ebü’l-Hasan Muhammed b. Hüseyin b. Atîk b. Reşîķ’e okuduğu Kādî İyâz’ın eş-Şifâǿı ile çeşitli hocalara okuduğu Śaĥîĥ-i Buħârî ve el-Ġaylâniyyât gibi eserleri o da dinledi (ǾUyûnü’l-eŝer, II, 455-460). Birçok hocadan erken yaşta icâzet aldığı için âlî isnadlara sahip oldu. 685’te (1286) bizzat istinsah ettiği eserleri İbnü’l-Kastallânî diye tanınan Kutbüddin Muhammed b. Ahmed el-Kastallânî’ye okudu. Başta babası olmak üzere Kahire’de ve hadis tahsili için gittiği İskenderiye, Suriye ve Hicaz gibi ilim merkezlerinde pek çok hocadan faydalandı. Bunlar arasında hadis ve usûl-i fıkıh okuduğu Takıyyüddin İbn Dakīkul‘îd, Arap dilini öğrendiği İbnü’n-Nehhâs el-Halebî, Ebü’l-Hasan Ali b. Ahmed el-Garrâfî, Emetülhak Şâmiye bint Bekrî zikredilebilir. Ayrıca Endülüs, Irak ve İfrîkıye’de birçok âlimden istifade edip icâzet aldı (Safedî, I, 291).

İbn Seyyidünnâs, tahsilini tamamladıktan sonra Kahire’deki el-Medresetü’l-Kâmiliyye’de hadis şeyhi ve müderrisi olan hocası Takıyyüddin İbn Dakīkul‘îd onu yanına yardımcı aldı. Ardından Zâhiriyye ve Mühezzebiyye (Ebû Huleyka) medreselerinde hadis hocası olarak görevlendirildi; Sâlih Camii ile Rasd Mescidi’nde hadis dersleri verip Kahire dışındaki Hendek Camii’nde hatiplik yaptı. Safedî, İbn Hilâl el-Makdisî, İbn Râfi‘ ve İbnü’l-Mülakkın gibi şahsiyetler onun talebesi oldu. Sultan el-Melikü’l-Mansûr Hüsâmeddin Lâçin el yazısını beğenerek kendisini Dîvân-ı İnşâ’da görevlendirdiyse de buna yeterli zamanı olmadığı için bir müddet sonra bu görevden affını istedi. İbn Seyyidünnâs 11 Şâban 734’te (17 Nisan 1334) vefat etti ve Karâfe Kabristanı’nda İbn Ebû Cemre’nin yanına defnedildi. Talebesi Safedî onun için bir mersiye yazmıştır.

Başta Zehebî olmak üzere çeşitli âlimler tarafından hadisi, hadis râvilerini ve tabakalarını, hadiste ihtilâf edilen konuları, hadislerdeki gizli kusurları iyi bilen, rivayet ettiği konularda kendisine güvenilen bir âlim ve Mısır ülkesinin hâfızı olarak kabul edilen İbn Seyyidünnâs’ın aynı zamanda dil ve edebiyat sahasında otorite sayıldığı ve külfetsiz şiirler kaleme aldığı belirtilmektedir (Takıyyüddin İbn Fehd, s. 350). Tabakat kitaplarında Safedî ile birbirlerine yazdıkları şiirler ve diğer konulardaki beyitlerinden örnekler yer almaktadır (Kütübî, III, 288-292; Safedî, I, 293-311). René Basset, İbn Seyyidünnâs’ın uzun bir şiirinin (Kütübî, III, 289-290) on dokuz beyti üzerinde durmuştur (bk. bibl.). Aynı zamanda Şâfiî fıkhını iyi bilen İbn Seyyidünnâs, Selef akîdesine sahipti (İbn Kesîr, XIV, 169). Onun Mağrib ve Mısır hatlarını mükemmel şekilde ve hızlı yazdığı, iki cilt hacmindeki ǾUyûnü’l-eŝer’i yirmi günde istinsah ettiği belirtilmektedir.

Eserleri. 1. ǾUyûnü’l-eŝer fî fünûni’l-meġāzî ve’ş-şemâǿil ve’s-siyer (es-Sîretü’l-kübrâ, es-Sîretü’n-nebeviyye). İbn Seyyidünnâs bu en önemli eserinde İbn İshak’ın es-Sîre’sini örnek edinip Resûl-i Ekrem’in soyunu, kronolojik sıraya göre hayatını, savaşlarını, mûcizelerini ve şemâilini ele almıştır. Konuları işlerken öncelikle Kütüb-i Sitte ile diğer hadis kitaplarındaki rivayetleri senedleriyle birlikte zikretmiş, bir kısmı günümüze ulaşmayan Mûsâ b. Ukbe ve İbn Âiz’in el-Meġāzî adlı eserleriyle tarih, tabakat ve ensâb kitaplarından yararlanmış, rivayetlerde geçen nâdir kelimeleri, sened ve metinlerdeki bazı meseleleri her konunun sonunda açıklamıştır. Eser bu şekliyle diğer siyer kitaplarından farklı olarak bir hadis kitabı niteliğini taşımaktadır. Çeşitli baskıları bulunan eser üzerinde (I-II, Kahire 1356; Dımaşk 1358; I-II, Beyrut 1394/1974, I-II, 1402/1982; nşr. Muhammed el-Îd el-Hatrâvî - Muhyiddin Mestû, I-II, Medine-Dımaşk 1413/1992) Sıbt İbnü’l-Acemî’nin iki ciltten meydana gelen Nûrü’n-nibrâs Ǿalâ Sîreti İbn Seyyidi’n-nâs (Brockelmann, GAL Suppl., II, 77) ve İbnü’l-Mibred’in el-İķtibâs li-ĥalli müşkili Sîreti İbn Seyyidinnâs (Dârü’l-kütübi’z-Zâhiriyye, nr. 3794/1) adlı şerhleri bulunmaktadır. İkinci eser, İķtibâsü’l-iķtibâs li-ĥalli müşkili Sîreti İbn Seyyidinnâs adıyla ǾUyûnü’l-eŝer’in Beyrut baskılarıyla birlikte yayımlanmıştır (I-II, 1394/1974; I-II, ts.). Sehâvî RefǾu’l-ilbâs Ǿan ħatmi Sîreti İbn Seyyidinnâs adıyla bir eser yazmış, Nâtık Sâlih Matlûb bir makalesinde ǾUyûnü’l-eŝer’i incelemiştir (bk. bibl.). Çeşitli siyer kitaplarının kaynakları arasında yer alan eser Nûreddin el-Halebî’nin es-Sîretü’l-Ĥalebiyye’sinin iki önemli kaynağından biridir. 2. Nûrü’l-Ǿuyûn fî telħîśi sîreti’l-emîni’l-meǿmûn Muĥammed śallallāhü Ǿaleyhi ve sellem (es-Sîretü’s-suġrâ). ǾUyûnü’l-eŝer’in muhta-sarı olup Süleyman b. Müslim el-Harş tarafından yayımlanmıştır (Riyad 1414/1993). 3. en-Nefĥu’ş-şeźî fî şerĥi CâmiǾi’t-Tirmiźî (el-ǾArfü’ş-şeźî, el-Fevĥu’ş-şeźî, el-Münaķķaĥu’ş-şeźî). Eserde Tirmizî’nin el-CâmiǾu’ś-śaĥîĥ’i “Kitâbü’ş-Śalât”ın


yarısına kadar şerhedilmiştir. İbn Seyyidünnâs’ın, el-CâmiǾin üçte birinden azını on cilt halinde şerhettiği yönündeki iddianın (Keşfü’ž-žunûn, I, 559) bir dayanağı bulunmadığı belirtilmektedir (en-Nefĥu’ş-şeźî, neşredenin girişi, I, 70). Zeynüddin el-Irâkī, Tekmiletü Şerĥi’t-Tirmiźî adıyla bu esere dokuz cilt daha ilâve etmişse de şerhi tamamlayamamıştır. en-Nefĥu’ş-şeźî üzerinde Abdurrahman b. Sâlih Muhyiddin doktora çalışması yapmış (1406/1986, el-Câmiatü’l-İslâmiyye [Medine], Kısmü’d-dirâsâti’l-ulyâ, I-III), Ahmed Ma‘bed Abdülkerîm de eseri tahkik ederek yayımlamıştır (I-II, Riyad 1409). 4. Minaĥu’l-midaĥ (ŞuǾarâǿü’ś-śaĥâbe, eş-ŞuǾarâǿ mine’ś-śaĥâbe). Ashabın Resûl-i Ekrem’in methine dair şiirlerini, ayrıca mersiyelerini ihtiva etmekte olup İbn Seyyidünnâs’ın 116 beyitlik bir kasidesiyle başlayan eserde şiirlerine yer verilen sahâbîler alfabetik olarak sıralanmış, hayatlarına dair kısa bilgilerden sonra şiirlerinin bazı beyitleri veya bir bölümü zikredilmiştir. Minaĥu’l-midaĥ İffet Visâl Hamza tarafından neşredilmiştir (Dımaşk 1407/1987). 5. Büşra’l-lebîb bi-źikra’l-ĥabîb. Hz. Peygamber için yazılan kasidelerle bunların şerhlerinden ibaret olan eserdeki ilk kaside Kâ‘b b. Züheyr’in Ķaśîdetü’l-bürde’si olup müellifin bu ka-sideye yaptığı şerh ǾUddetü’l-meǾâd fî Ǿarûżi Bânet SüǾâd diye adlandırılmış (Brockelmann, GAL Suppl., II, 77), diğer kasideler alfabetik olarak sıralanmıştır. Süleymaniye (Karaçelebizâde Hüsâmeddin, nr. 361), Bursa Hüseyin Çelebi (nr. 34) ve Dublin Chester Beatty (nr. 5163) kütüphanelerinde bulunan eserin bazı kısımları H. G. L. Kosegarten tarafından Carminum Orientalium Triga ile birlikte yayımlanmış (Stralsund 1815), eserin bu neşrinde Türkçe ve Farsça birer kasideye de yer verilmiştir (Serkîs, I, 126; diğer nüshaları için bk. Selâhaddin el-Müneccid, s. 315-316). 6. el-Maķāmâtü’l-Ǿaliyye fî kerâmâti’ś-śaĥâbeti’l-celiyye (nşr. İffet Visâl Hamza, Kahire 1406/1986). 7. Dîvânü İbn Seyyidinnâs (nşr. Garîb Muhammed Ali Ahmed, I-II, Kahire 1991-1992). 8. el-Ķaśîdetü’l-Ǿayniyye. Bir nüshası Râmpûr’da bulunmaktadır (Brockelmann, GAL Suppl., II, 77). 9. el-Ķaśîdetü’l-lâmiyye. Bu eserin de bir nüshası Râmpûr’dadır (a.g.e., a.y.).

İbn Seyyidünnâs’ın kaynaklarda adı geçen diğer eserleri de şunlardır: ed-Dürrü’n-neŝîr Ǿalâ ecvibeti’ş-şeyħ Ebi’l-Ĥasan eś-Śaġīr (fıkha dairdir; Îżâĥu’l-meknûn, I, 453), Ecvibetü İbn Seyyidinnâs Ǿan mesâǿili İbn Aybek lehû Ǿan aĥfeži men leķıyehû mine’ş-şüyûħ, Esmâǿü men nuķıle Ǿanhü mine’ś-śaĥâbe şeyǿ min şiǾr müteǾallaķ bi’n-nebî śallallāhü Ǿaleyhi ve sellem, Ķaśâǿid şiǾriyye fî aġrâż muħtelife mine’l-medĥ ve’l-vaśf ve’l-aħlâķı’l-fâżıla, Kitâb fî Ǿilmi’l-Ǿarûż, Taĥśîlü’l-iśâbe fî tafđîli’ś-śaĥâbe. Müellifin dedesi Ebû Bekir Muhammed b. Ahmed İbn Seyyidünnâs’ın ümmüveledlerin satılamayacağına dair eseri bazı kaynaklarda (İbn Kādî Şühbe, II, 296) ona nisbet edilmiştir. Abdülkerîm Emîn Münevfilî’nin İbn Seyyidünnâs ve edebühû adıyla bir yüksek lisans ça-lışması yaptığı belirtilmektedir (Câmia-tü’l-Ezher külliyyetü’l-lugati’l-Arabiyye).

BİBLİYOGRAFYA:

İbn Seyyidünnâs, ǾUyûnü’l-eŝer (nşr. Muhammed el-Îd el-Hatrâvî - Muhyiddin Mestû), Medine-Dımaşk 1413/1992, neşredenin girişi, I, 5-34; II, 455-460; a.mlf., en-Nefĥu’ş-şeźî fî şerĥi CâmiǾi’t-Tirmiźî (nşr. Ahmed Ma‘bed Abdülkerîm), Riyad 1409, neşredenin girişi, I, 15-151; Zehebî, Teźkiretü’l-ĥuffâž, IV, 1503; a.mlf., el-MuǾcemü’l-muħtaś bi’l-muĥaddiŝîn (nşr. M. Habîb el-Hîle), Tâif 1408/1988, s. 260-261; İbnü’l-Verdî, Tetimmetü’l-Muħtaśar fî aħbâri’l-beşer (nşr. Ahmed Rif‘at el-Bedrâvî), Beyrut 1389/1970, II, 343; Yûsufî, Nüzhetü’n-nâžır fî sîreti’l-Meliki’n-Nâśır (nşr. Ahmed Hutayt), Beyrut 1406/1986, s. 216-229; Kütübî, Fevâtü’l-Vefeyât, III, 287-292; Safedî, el-Vâfî, I, 289-311; Ebü’l-Mehâsin el-Hüseynî, Źeylü Teźkireti’l-ĥuffâž li’ź-Źehebî (nşr. M. Zâhid el-Kevserî), Dımaşk 1347, s. 16-18; Yâfiî, Mirǿâtü’l-cenân, IV, 291; Sübkî, Ŧa-baķāt, IX, 268-272; İsnevî, Ŧabaķātü’ş-ŞâfiǾiyye, II, 510-511; İbn Kesîr, el-Bidâye, XIV, 169; İbn Hacer, ed-Dürerü’l-kâmine, IV, 208-213; İbn Kādî Şühbe, Ŧabaķātü’ş-ŞâfiǾiyye, II, 295-297; İbn Nâsırüddin, er-Reddü’l-vâfir (nşr. Züheyr Şâvîş), Beyrut 1400/1980, s. 57-59; Takıyyüddin İbn Fehd, Laĥžü’l-elĥâž (Źeylü Teźkireti’l-ĥuffâž li’ź-Źehebî içinde, nşr. M. Zâhid el-Kevserî), Dımaşk 1347, s. 350-351; Keşfü’ž-žunûn, I, 246, 559; II, 1183, 1786, 1859, 1860; İbnü’l-İmâd, Şeźerât, VI, 108-109; Şevkânî, el-Bedrü’ŧ-ŧâliǾ, II, 249-251; Ahlwardt, Verzeichnis, IX, 150-154; René Basset, “Une élégie amoureuse d’Ibn Said en Nas”, Mélanges africains et orientaux, Paris 1915, s. 180-190; Serkîs, MuǾcem, I, 125-126; Brockelmann, GAL, II, 85; Suppl., II, 77; Îżâĥu’l-meknûn, I, 453; Yûsuf el-Iş, Fihrisü maħŧûŧâti Dâri’l-kütübi’ž-Žâhiriyye: Târîħ ve mülĥaķātüh, Dımaşk 1366/1947, s. 17, 18, 22; Kehhâle, MuǾcemü’l-müǿellifîn, XI, 269-270; Selâhaddin el-Müneccid, MuǾcem mâ üllife Ǿan Resûlillâh, Beyrut 1402/1982, s. 315-316; Abdülvehhâb İbrâhim Ebû Süleyman, Kitâbetü’l-baĥŝi’l-Ǿilmî, Cidde 1403/1983, s. 569-570; Cezzâr, Medâħilü’l-müǿellifîn, II, 738; Sâlihiyye, el-MuǾcemü’ş-şâmil, III, 241-242; Nâtık Sâlih Matlûb, “Dirâse fi’s-Sîreti’n-nebeviyye li’bn Seyyidinnâs”, Âdâbü’r-râfideyn, XV, Musul 1982, s. 175-202; F. Rosenthal, “Ibn Sayyid al-Nās”, EI² (Fr.), III, 957; Ali Refîî, “İbn Seyyidinnâs”, DMBİ, III, 730-732.

M. Yaşar Kandemir