İBN HİBBÂN

(ابن حبّان)

Ebû Hâtim Muhammed b. Hibbân b. Ahmed el-Büstî (ö. 354/965)

Hadis ve fıkıh âlimi.

277’de (890) bugünkü Afganistan’ın Sicistan bölgesinde harabeleri bulunan Büst’te doğdu. Arap kabilelerinden Temîm’e mensup olduğu için Temîmî nisbesiyle de anılır. İlk öğrenimini Büst ve çevresinde yaptı. Yirmi üç yaşlarında iken tahsil maksadıyla Taşkent’teki İsbîcâb’dan başlayarak Horasan, Mâverâünnehir, Irak, Hicaz, Şam, Mısır ve İskenderiye’ye kadar uzanan bir seyahat gerçekleştirdi; başta hadis olmak üzere fıkıh, Arap dili, kelâm, felsefe, tıp ve ilm-i nücûm alanlarında birçok hocadan faydalandı ve âlî isnadla rivayet imkânı buldu. Basra’da en yaşlı hocası muhaddis, edip ve tarihçi Ebû Halîfe Fazl b. Hubâb el-Cumahî ile Zekeriyyâ es-Sâcî, Mısır’da Nesâî, Musul’da Ebû Ya‘lâ el-Mevsılî, Nesâ’da Hasan b. Süfyân, Harran’da Ebû Arûbe, Buhara’da Büceyrî, Nîşâbur’da Muhammed b. İshak es-Serrâc gibi âlimlerden hadis rivayet etti. Nîşâbur’da kendisinden hadis ve fıkıh dersleri aldığı İbn Huzeyme’nin metodunu benimsedi. Ayrıca Mufaddal b. Muhammed el-Cenedî, Ebü’l-Abbas ed-Degūlî, İbn Ebû Dâvûd, İbn Cevsâ ve İbn Ebû Hâtim’den faydalandı. Dârekutnî, Ebû Abdullah İbn Mende, Hâkim en-Nîsâbûrî, İbn Habîb en-Nîsâbûrî, Muhammed b. Ahmed en-Nûkātî, Abdurrahman b. Muhammed el-İdrîsî, Târîħu Buħârâ müellifi olup Guncâr diye anılan Muhammed b. Ahmed el-Buhârî gibi âlimler onun talebeleri arasında yer aldı.

Eserleriyle olduğu kadar takvâsıyla da tanınan İbn Hibbân’ı Sâmânoğulları emîrleri Semerkant, Nesâ ve daha başka yerlere kadı tayin etmişlerdir. Sâmânî Emîri Ebü’l-Muzaffer, Semerkant’ta hadis talebeleri için İbn Hibbân’ın adına bir suffe yaptırmış, İbn Hibbân da burada 330 (941-42) yılına kadar hadis ve fıkıh okutmuştur. 334 (945-46) ve 337’de (948-49) Nîşâbur’da imlâ meclisleri kurarak hadis dersleri vermiş, kendi adına yaptırılan hankahta bazı eserlerini yazdırmıştır. Nîşâbur’daki ilk imlâ meclisinde henüz on üç yaşındaki Hâkim en-Nîsâbûrî’yi müstemlî olarak çalıştırdığı bilinmektedir.

İbn Hibbân’ı kıskanan bazı kimseler onun nübüvveti ilim ve amelden ibaret saydığını ileri sürmüşlerse de Zehebî, büyük bir imam kabul ettiği İbn Hibbân’ın peygamberlikle ilgili görüşünün yanlış anlaşıldığını belirtmiştir. Ona göre İbn Hibbân ilim ve amel sahibi olmayan kimsenin peygamber olamayacağını söylemiş, bu iki özelliğin peygamberde en mükemmel şekilde bulunduğunu ifade etmiştir (Mîzânü’l-iǾtidâl, III, 507-508). İbn Hacer de bu konuda İbn Hibbân’ı savunmuş, onun gibi sağlam inançlı bir âlimin nübüvvetin müktesep olduğu yönündeki felsefî mânayı kastetmediğini belirtmiştir (Lisânü’l-Mîzân, V, 114). İbn Hibbân, Sîstan’da bulunduğu sırada Müşebbihe taraftarlarınca da kelâm ve felsefeyle meşgul olduğu ileri sürülerek zındıklıkla itham edilmiş, katli için halifeden emir istendiği söylenmiştir. Bunun üzerine Sîstan’ı terkeden İbn Hibbân Semerkant’a sığınmış, aynı çevreler tarafından orada da rahatsız edilince Semerkant’tan ayrılmak zorunda kalmıştır. Sübkî’ye göre ise Sîstan’dan sürüldüğü belirtilen İbn Hibbân değil Mücessime’den olduğu söylenen Hâce Abdullah-ı Herevî’dir. İbn Hibbân 21 Şevval 354’te (20 Ekim 965) Büst’te vefat etti ve evinin yakınındaki hadis medresesinde defnedildi.

Kaynaklarda “hadis hâfızı, Horasan’ın hadis şeyhi” gibi ifadelerle anılan ve hadislerin sıhhatini belirleme, hadis râvilerini cerh ve ta‘dîl etme konularındaki çalışmalarıyla tanınan İbn Hibbân, râvilerin sıdk ve adaletinin tamamlanmasında onların ilim sahibi olmalarını şart koşmuş, fakih olmayan sika râvinin ezberinden rivayet ettiği hadisleri hadisin metninde hata yapabileceği için, sika bir fakihin ezberinden yaptığı rivayetleri de senedde yanılabileceği ihtimaliyle sakıncalı görmüş, cerhedildiği bilinmeyen her şahsı, râvisi âdil olmak şartıyla âdil sayıp rivayetlerini el-Müsnedü’ś-śaĥîĥ’ine almış, mezhebinin propagandasını yapan bid‘atçıların rivayetleriyle ihticâc edilemeyeceğini ileri sürmüştür. İbn Hibbân’ın râvilerin ta‘dîlinde müsamahakâr olduğu, cerhe yönelik tenkitlerde ise sert davrandığı belirtilmektedir. Kendisi râvileri cerhederken çok ihtiyatlı davrandığını, bir kimseyi sika veya zayıf olarak nitelediği takdirde onun böyle olduğuna dair elinde sağlam deliller bulunduğunu söylese de İbn Hibbân’ın bu nitelendirmeleri bazı hadis imamlarınca dikkate alınmamıştır. Zehebî, İbn Hibbân’ı cerh konusunda aşırı davrandığı ve âni karar verdiği için eleştirmiş, İbn Hacer de kendisine bazı râvilerin cerhi hususunda benzer tenkitler yöneltmiştir. Talebesi Hâkim en-Nîsâbûrî hocasının hadis, fıkıh, lugat ve vaaz alanlarındaki üstün bilgisine işaret etmiş, Hatîb el-Bağdâdî onun hâfız, sika ve derin anlayış sahibi olduğunu belirtmiş, Yâkūt ise kendisini asrın imamı ve allâme diye övmüştür.

Eserleri. 1. el-Müsnedü’s-śaĥîĥ* Ǿale’t-teķāsîm ve’l-envâǾ (Śaĥîĥu İbn Ĥibbân, es-Sünen, et-Teķāsîm ve’l-envâǾ). Klasik tasnif metotlarından farklı olarak emirler, nehiyler, haberler, mubahlar ve Peygamber’in fiilleri şeklinde beş bölüm halinde düzenlenen ve sahih hadisler yanında hasen hadisleri de ihtiva eden eserin tamamı günümüze ulaşmamıştır. Abdülmuhsin el-Yemânî tarafından yayımlanan eseri (I-III, Medine, ts.), İbn Balabân (ö. 739/1339) el-İĥsân fî taķrîbi Śaĥîĥi İbn Ĥibbân adıyla bablara göre yeniden düzenlemiştir (I-IX, Beyrut 1407/1987). 2. eb-Biķāt* (Târîħu’ŝ-ŝiķāt, eŝ-Ŝiķāt mine’ś-śaĥâbe ve’t-tâbiǾîn ve etbâǾi’t-tâbiǾîn). Râvileri tanıtan alfabetik bir eserdir. Giriş bölümünde Hz. Peygamber’in hayatı ve gazveleri kısaca anlatılmış, 335 (946-47) yılına kadar gelen halife ve meliklerin iktidar dönemlerinin özet halinde tarihçesi verilmiştir. Eser Muhammed Abdülmuîd Han’ın yönetiminde Muhammed Abdürreşîd tarafından yayımlanmıştır (I-IX, Haydarâbâd 1393-1403/1973-1983). 3. Târîħu’ś-śaĥâbe elleźîne ruviye Ǿanhüm el-aħbâr (Esâmî aśĥâbi’l-kirâm, Esmâǿü’ś-śaĥâbe, MaǾrifetü’ś-śaĥâbe). eŝ-Ŝiķāt’ın sahâbe tabakası bölümünden ibaret olan ve 1608 sahâbînin biyografisini ihtiva eden eseri Bûrân ed-Dannâvî neşretmiştir (Beyrut 1408/1988). 4. Kitâbü (MaǾrifeti)’l-mecrûĥîn mine’l-muĥaddiŝîn ve’đ-đuǾafâǿ ve’l-metrûkîn (Kitâbü’l-Mecrûĥîn, Kitâbü’đ-ĐuǾafâǿ, Kitâbü’l-Cerĥ ve’t-taǾdîl). Rivayetleri tenkit edilen râvilere dair alfabetik bir eser olup giriş bölümünde cerh ve ta‘dîl faaliyetlerinin tarihçesi özetlenmiş, yirmi çeşit cerh sebebi hakkında geniş bilgi verilmiştir. Râvilerin hangi sebeplerle cerhedildiğini belirten eser zayıf ve mevzû hadisleri tanımada önemli bir kaynaktır. İbnü’l-Cevzî’nin el-MevżûǾât’ında geniş ölçüde faydalandığı eseri Hâfız Azîz Bey el-Kādirî en-Nakşibendî


(I-II, Haydarâbâd-Dekken 1390/1970) ve Mahmûd İbrâhim Zâyed (I-III, Halep 1395-1396/1975-1976) yayımlamış, Rebî‘ Ebû Bekir Abdülbâkī eser için Fihrisü Kitâbi’l-Mecrûĥîn ve’đ-đuǾafâǿ adıyla bir fihrist hazırlamıştır (Beyrut 1992). İbn Hibbân’ın kitaptaki 423 râviyle ilgili bazı görüşlerini tenkit ve tashih eden Dârekutnî’nin çalışmasını da Halîl b. Muhammed el-Arabî TaǾlîķātü’d-Dâreķutnî adıyla neşretmiştir (Kahire 1414/1994). İbnü’l-Kayserânî, Kitâbü’l-Mecrûĥîn’deki 1139 hadisi başlangıçlarına göre alfabetik olarak sıralamış, eseri İmâdüddin Ahmed Haydar Kitâbü MaǾrifeti’t-teźkire fi’l-eĥâdîŝi’l-mevżûǾa (Beyrut 1406/1985) ve Hamdî b. Abdülmecîd b. İsmâil es-Selefî daha güzel bir tahkikle Teźkiretü’l-ĥuffâž eŧrâfü eĥâdîŝi Kitâbi’l-Mecrûĥîn li’bn Ĥibbân (Riyad 1415/1994) adıyla yayımlamıştır. 5. Ravżatü’l-Ǿuķalâǿ ve nüzhetü’l-fużalâǿ. Ahlâkî ve edebî konuların âyet, hadis, şiir, hikmetli sözler ve hikâyelerle edebî bir üslûpta işlendiği bir çeşit vaaz ve nasihat kitabıdır. Eser Mustafa es-Sekkā’nın tashih ve notlarıyla Kahire’de (1328/1911, 1347/1928, 1374/1955), ayrıca Muhammed Muhyiddin Abdülhamîd, Muhammed Abdürrezzâk Hamza ve Muhammed Hâmid el-Fıkī’nin tahkikiyle Beyrut’ta (1395/1975, 1397/1977) neşredilmiştir. 6. Meşâhîru Ǿulemâǿi’l-emśâr (ve aǾlâmü Ǿulemâǿi’l-aķŧâr). eŝ-Ŝiķāt’taki sahâbe, tâbiîn, tebeu’t-tâbiînden daha çok fıkıh, tefsir, hadis ve kıraat ilimlerinde meşhur olan, ibadet ve zühd yönüyle de ün kazanan 1602 şahıs yaşadıkları şehir ve bölgelere göre kısa biyografileriyle, yer yer rivayet ehliyetlerine de işaret edilerek tanıtılmıştır. Eser Manfred Fleischhammer’in tashihleriyle basılmış (Wiesbaden 1379/1959), ayrıca Merzûk Ali İbrâhim tarafından yayımlanmıştır (Beyrut 1987; Mansûre 1411/1991). 7. es-Sîretü’n-nebeviyye ve aħbârü’l-ħulefâǿ. İbn Hibbân’ın eŝ-Ŝiķāt’ından derlenerek meydana getirilen eseri Hâfız Azîz Bey el-Kādirî en-Nakşibendî ile diğer bazı âlimler yayımlamışlardır (Beyrut 1407/1987). Hâlid Abdurrahman el-Akk’in Ķıśśatü’s-sîreti’n-nebeviyye adıyla neşrettiği eser de (Dımaşk 1990) bu kitap olmalıdır. 8. Muħtaśar fi’l-ĥudûd (Sezgin, I, 191). 9. Ĥadîŝü’l-aķrân (Dârü’l-kütübi’z-Zâhiriyye, Mecmua, nr. 53/1).

İbn Hibbân’ın kendi kitaplarında ve çeşitli kaynaklarda adı geçen diğer bazı eserleri de şunlardır: Vaśfü’l-îmân ve şuǾabihî (İman ve imanın kısımları konusunda kaleme alınmış ilk eser olmalıdır), Delâǿilü’n-nübüvve, el-Faśl beyne’n-naķale, Ǿİlelü’l-aħbâr, Ǿİlelü ĥadîŝi’z-Zührî (yirmi cüz), Ǿİlelü ĥadîŝi Mâlik b. Enes (on cüz), Ǿİlelü Menâķıbi Ebî Ĥanîfe (on cüz), Kitâbü mâ inferede bihî ehlü’l-Medîne mine’s-sünen (on cüz), Mekkeli ve Horasanlılar’ın infirâd ettikleri hadislere dair beşer cüzlük, Iraklılar’ın infirâd ettikleri hadislere dair on cüzlük üç eseri, EnvâǾu’l-Ǿulûm ve evśâfühâ (otuz cüz), Fuśûlü’s-sünen, Menâķıbü’ş-ŞâfiǾî, Şerâǿiŧu’l-aħbâr, et-Tenbîh Ǿale’t-temvîh (hadis imamlarının Ebû Hanîfe’ye yönelik tenkitleri). İbn Hibbân, ölümünden önce bütün kitaplarını hadis medresesine ve dışarıdan gelecek hadis talebelerinin kalabilecekleri misafirhane haline getirdiği “dârülilim” adıyla anılan Büst’teki evine vakfetmiş, bunların masraflarını karşılayacak vakıf gelirleri de bırakmıştır. Burada istinsah çalışmaları yapıldığı, kitapların korunması için bir vasî tayin ettiği ve eserlerin kütüphanenin dışına çıkarılmamasını şart koştuğu bilinmekte, fakat bir asır sonra onun kitaplarından geriye çok azının kaldığı anlaşılmaktadır.

Muhalifleri İbn Hibbân’ın Karmatîler’e dair bir kitap yazarak Sâmânoğulları emîrlerinden Ebü’t-Tayyib el-Musabî’ye takdim ettiğini ve bu sayede Semerkant kadılığına getirildiğini iddia etmişlerse de onun eserlerinin zikredildiği listelerde böyle bir kitap yer almamaktadır. İbn Hibbân’a nisbet edilen diğer bir eser de İstanbul Üniversitesi Kütüphanesi’nde kayıtlı bulunduğu (nr. 1910) ileri sürülen bir tefsir olup (a.g.e., I, 191) bu eserin, Ebü’l-Leys es-Semerkandî tefsirinin Zümer sûresinden Nâs sûresine kadar olan kısmının bir nüshasından ibaret olduğu tesbit edilmiştir (Yaka, sy. 1 [1996], s. 151-152).

Muhammed Abdullah Ebû Suaylîk, el-İmâmü’l-Ĥâfıž Ebû Ĥâtim Muĥammed b. Ĥibbân el-Büstî feylesûfi’l-cerĥ ve’t-taǾdîl adlı çalışmasında (Dımaşk 1415/1995) onun el-Müsnedü’ś-śaĥîĥ’ini incelemiş, Mustafa Işık da İbn Huzeyme Sahîh’i ve İbn Hibbân’ın Sahîh’i ile Mukayesesi adıyla bir doktora çalışması yapmıştır (1998, Erciyes Üniversitesi Sosyal Bilimler Enstitüsü [Kayseri]). Adâb b. Mahmûd el-Hameş Muĥammed b. Ĥibbân el-Büstî ve menhecühû fi’l-cerĥ ve’t-taǾdîl (1406, Câmiatü Ümmi’l-kurâ külliyyetü’ş-şerîa ed-dirâsâtü’l-ulyâ eş-şer‘iyye) ve Yüksel Çelik İbn Hibbân ve Hadis İlmindeki Yeri (1993, Erciyes Üniversitesi Sosyal Bilimler Enstitüsü) adlı birer yüksek lisans tezi hazırlamışlardır.

BİBLİYOGRAFYA:

İbn Hibbân, Śaĥîĥu İbn Ĥibbân (nşr. Şuayb el-Arnaût - Hüseyin Esed), Beyrut 1404/1984, İbn Balabân’ın girişi, s. 106; ayrıca bk. neşredenlerin girişi, I, 10-46; a.mlf., el-Mecrûĥîn (nşr. Mahmûd İbrâhim Zâyed), Halep 1395-96/1975-76, neşredenin girişi, I, e-£a;, ayrıca bk. I, 40, 58, 59, 192, 193, 197, 288, 306; II, 73, 209, 249; III, 64; a.mlf., eŝ-Ŝiķāt, I, 1-2,13; III, 63; a.mlf., Meşâhîr, s. 159; Sem‘ânî, el-Ensâb, II, 204, 209, 210; İbnü’l-Cevzî, el-MevżûǾât (nşr. Abdurrahman Muhammed Osman), Medine 1386/1966, I, 182, 245; II, 237; Yâkūt, MuǾcemü’l-büldân, I, 415-419; İbnü’s-Salâh, Ŧabaķātü’l-fuķahâǿi’ş-ŞâfiǾiyye (nşr. Muhyiddin Ali Necîb), Beyrut 1413/1992, I, 115-118; a.mlf., ǾUlûmü’l-ĥadîŝ, Kahire 1326, s. 137; İbnü’l-Kıftî, İnbâhü’r-ruvât, III, 122; Zehebî, Teźkiretü’l-ĥuffâž, III, 920-924; a.mlf., AǾlâmü’n-nübelâǿ, XVI, 92-104; a.mlf., Mîzânü’l-iǾtidâl, I, 228, 274; III, 506-508; IV, 7, 8; Safedî, el-Vâfî, II, 317-318; Sübkî, Ŧabaķāt, III, 131-135; a.mlf., ĶāǾide fi’l-cerĥ ve’t-taǾdîl (nşr. Abdülfettâh Ebû Gudde), Kahire 1398/1978, s. 31-32; İbn Kesîr, el-Bidâye, XI, 259; İbn Hacer, Lisânü’l-Mîzân, III, 159; V, 112-115; VI, 74; a.mlf., el-Ķavlü’l-müsedded, Haydarâbâd-Dekken 1319, s. 32-33, 38-39; Süyûtî, Tedrîbü’r-râvî, Kahire 1307, s. 31, 32; İbn Arrâk, Tenzîhü’ş-şerîǾa, I, 207; II, 131, 224; Keşfü’ž-žunûn, I, 277, 437, 463, 521-522; II, 1003, 1075, 1087, 1096, 1162, 1400, 1407, 1888, 2013; Hediyyetü’l-Ǿârifîn, II, 44-45; Brockelmann, GAL Suppl., I, 273-274; a.mlf., “İbn Hibbân”, İA, V/2, s. 753; Sezgin, GAS, I, 189-191; Muhammed Zâhid el-Kevserî, Maķālât, Kahire 1388/1968, s. 86; Muhammed Kürd Ali, Künûzü’l-ecdâd, Dımaşk 1404/1984, s. 148-151; Kays Âl-i Kays, el-Îrâniyyûn, I/1, s. 164-169; Sâlihiyye, el-MuǾcemü’ş-şâmil, II, 133-135; Es‘ad Sâlim Kayyim, Ǿİlmü ŧabaķāti’l-muĥaddiŝîn, Riyad 1415/1994, s. 160-164; Muhammed Abdullah Ebû Suaylîk, el-İmâmü’l-Ĥâfıž Ebû Ĥâtim Muĥammed b. Ĥibbân el-Büstî, Dımaşk 1415/1995, tür.yer.; Mehmet Ali Sönmez, İbn Hibbân ve Cerh-Tadil Metodu, İstanbul, ts. (Umran yayınları), s. 3, 19, 29, 117-133; a.mlf., “İbn Hibbân ve Ona Nisbet Edilen Tefsir”, Selçuk Üniversitesi İlâhiyat Fakültesi Dergisi, sy. 3, Konya 1990, s. 93-104; İsmail Cerrahoğlu, “İbn Hibbân ve Tefsiri”, AÜİFD, XIX (1973), s. 49-58; Nûrullah Kisâî, “İbn-i Ĥibbân-ı Büstî: Taĥśîlât, Seferhâ, Âşâr-ı Ǿİlmî ve Ħidemât-ı Âmûzeşî”, Taĥķīķāt-ı İslâmî, X/1-2, Tahran 1374 hş., s. 69-81; Muhammed Accâc el-Hatîb, “el-Ĥâfıž el-İmâm Ebû Ĥâtim el-Büstî: Faķīhen uśûliyyen”, Mecelletü Külliyyeti’d-dirâsâti’l-İslâmiyye ve’l-ǾArabiyye, sy. 10, Dubâi 1415/1995, s. 11-55; Eyüp Yaka, “İbn Hibbân ve Ona İzafe Edilen Tefsir”, Sakarya Üniversitesi İlâhiyat Fakültesi Dergisi, sy. 1, Adapazarı 1996, s. 151-156; J. W. Fück, “Ibn Ĥibbān”, EI² (İng.), III, 799; Ali Refîî, “İbn Ĥibbân”, DMBİ, III, 303-305; Beşşâr Avvâd Ma‘rûf, “İbn Ĥibbân”, MevsûǾatü’l-ĥađâreti’l-İslâmiyye, Amman 1993, s. 219-222.

Mehmet Ali Sönmez