İBN HATÎB en-NÂSIRİYYE

(ابن خطيب الناصريّة)

Ebü’l-Hasen Alâüddîn Alî b. Muhammed b. Sa‘d et-Tâî el-Cibrînî el-Halebî (ö. 843/1440)

Fıkıh âlimi, kadı ve tarihçi.

774 (1372) yılında Halep’te doğdu. Tay kabilesine mensup olduğu için Tâî, ailesi Halep yakınlarındaki Beytülcibrîn’den geldiği için Cibrînî nisbesini almıştır. Muhtemelen babası veya dedelerinden biri Beytülcibrîn’deki el-Medresetü’n-Nâsıriyye’de müderrislik ve büyük camilerden birinde hatiplik yaptığından İbn Hatîb en-Nâsıriyye adıyla meşhur olmuştur.

İlim tahsiline küçük yaşlarda başlayan İbn Hatîb, Kur’an’ı hıfzettikten sonra hadis ve fıkha dair bazı temel eserleri de ez-berledi. İlk ilmî seyahatini babasıyla birlikte 785’te (1383) Kudüs’e yaptı. Daha sonra 803’te (1401) Kahire, Dımaşk, Ba‘lebek ve Trablus’a gitti. İlk hocaları babası ile Ahmed b. Abdülazîz b. Murahhal’dir. Ayrıca fakih Şemseddin Muhammed b. Ali b. Ebü’l-Berekât, Abdullah b. Muhammed en-Nahrîrî, Sirâceddin el-Bulkīnî, Ahmed el-Hamevî ve Muhammed el-Yümnî’den kıraat; Muhammed b. Selmân el-Harrât ve Halepli Cemâleddin Yûsuf b. Hatîb el-Mansûriyye’den Arapça, fıkıh, fıkıh usulü, nahiv ve tefsir; Muhammed b. İsmâil el-Bâbî’den ferâiz; Muhibbüddin Ebü’l-Velîd İbnü’ş-Şıhne’den meânî ve beyân; Veliyyüddin el-Irâkī ve Burhâneddin el-Halebî’den hadis ve tarih dersleri aldı.

Şâfiî mezhebine mensup olan İbn Hatîb’e Dımaşk kadılığı teklif edilmiş, ancak İbn Hatîb, memleketi Halep’te kalmayı ve orada hizmet vermeyi düşündüğünden teklifi kabul etmemişti. Bunun üzerine 816’da (1413) Halep kadılığına getirildi. 824’te (1421) Kahire’ye, oradan da Trablusşam’a geçti ve yine kadılık yaptı. Bir yıl sonra Halep’teki görevine döndü, ayrıca Câmiu’l-kebîr’in imam-hatipliğini üstlendi; bu arada pek çok öğrenciye hadis dersleri verdi. İbn Hacer el-Askalânî 836 (1433) yılında Halep’e geldiğinde kendisiyle görüşmüş ve birbirlerinden hadis rivayet etmişlerdir (İnbâǿü’l-ġumr, I, 4). 842 yılının sonunda (Mayıs 1439) Memlük Sultanı el-Melikü’z-Zâhir Çakmak onu görevden aldıysa da birkaç ay sonra yerine iade etti. 15 Zilkade 843’te (18 Nisan 1440) Halep’te vefat eden İbn Hatîb (Sehâvî, III, 307) hayatta iken Bâbülmekân’ın dışında yaptırdığı türbesine gömüldü.

İbn Hatîb farklı görüşleri de incelemesi, delilleri araştırması, güzel konuşması ve isabetli fetvalar vermesiyle tanınan bir ilim adamı ve kadı idi. Kendisine bir mesele sorulduğunda genellikle herhangi bir kitaba bakmadan isabetli şekilde fetvasını yazardı. Hz. Peygamber’in sîretini okur ve okuturdu. İlmî otoritesinin yanında iyi huylu ve halkla diyalog kurabilen bir kişi olduğu kaydedilir. Devlete elinden geldiği kadar hizmet etmiş ve bunun karşılığında genellikle maaş almamıştır. Döneminin âlimleri ondan övgüyle bahsetmişlerdir.

Eserleri. İbn Hatîb’in hadis, tefsir, fıkıh ve tarih alanlarında çeşitli eserler kaleme aldığı belirtilmekteyse de bunlardan sadece biri günümüze ulaşmıştır. ed-Dürrü’l-münteħab fî (tekmileti) Târîħi Ĥaleb adını taşıyan eser, Kemâleddin İbnü’l-Adîm’in Buġyetü’ŧ-ŧaleb fî târîħi Ĥaleb’ine yazılan bir zeyildir. Hediyyetü’l-Ǿârifîn’de adı ed-Dürrü’l-münteħab fî źeyli Buġyeti’ŧ-ŧaleb fî târîħi Ĥaleb şeklinde geçmektedir (I, 732). Halepli meşhur kişilerin biyografilerinin alfabetik olarak yer aldığı eserin başlıca nüshaları Süleymaniye (Lâleli, nr. 2036) ve Berlin (nr. 9791) kütüphanelerinde bulunmaktadır (diğer nüshalar için bk. Brockelmann, GAL, II, 43). İbn Hacer el-Askalânî Halep’e geldiğinde eseri incelemiş ve birtakım ilâvelerde bulunmuştur (İnbâǿü’l-ġumr, I, 4). Kitap, Sourdel gibi bazı müellifler tarafından Ebü’l-Fazl İbnü’ş-Şıhne’ye nisbet edilmişse de bu doğru değildir. Meçhul bir müellif, İbnü’ş-Şıhne’nin Nüzhetü’n-nevâžır fî ravżi’l-menâžır adlı eserinin başına İbn Hatîb’in ed-Dürrü’l-münteħab’ının mukaddimesini eklemiş, daha sonraki müstensihler de kitabın adının ed-Dürrü’l-münteħab olduğunu sanarak bu şekilde kaydetmişlerdir (İbnü’ş-Şıhne, neşredenin girişi, s. s-.a; Râgıb et-Tabbâh, I, 31). ed-Dürrü’l-münteħab Ahmed b. Muhammed ve oğlu Muhammed (ö. 1010/1601) tarafından el-Münteħab mine’d-Dürri’l-münteđab adıyla iki cilt halinde ihtisar edilmiştir (Râgıb et-Tabbâh, I, 23-24).

İbn Hatîb’in kaynaklarda adı geçen diğer eserleri de şunlardır: eŧ-Ŧîbetü’r-râǿiĥa fî tefsîri’l-Fâtiĥa, Đavǿü’l-baśîre fî şerĥi ĥadîŝi Berîre, Şerĥu ĥadîŝi Ümmi Źer, Şerĥu ķıŧǾatin mine’l-Envâr fi’l-fıķh, Şerĥu BedîǾi’n-nižâm li’bni’s-SâǾânî, Sîretü’l-Müǿeyyed, Münteħâbât min Kitâbi’l-Kevâkibi’l-vađîǿe (Şevkânî, I, 476-477; Râgıb et-Tabbâh, V, 234; Brockelmann, GAL, II, 43; Ziriklî, V, 160).

BİBLİYOGRAFYA:

Yâkūt, MuǾcemü’l-büldân, I, 519; II, 101; İbn Hacer, İnbâǿü’l-ġumr, I, 4; Aynî, Ǿİkdü’l-cümân (nşr. Abdürrâzık et-Tantâvî), Kahire 1989, s. 550; Necmeddin İbn Fehd, MuǾcemü’ş-şüyûħ (nşr. Muhammed ez-Zâhî), Riyad 1402/1982, s. 179-181; İbnü’ş-Şıhne, Târîħu Ĥaleb: Nüzhetü’n-nevâžır (nşr. Keiko Ohta), Tokyo 1990, neşredenin girişi, s. s-ca; Sehâvî, eđ-Đavǿü’l-lâmiǾ, III, 303-307; Keşfü’ž-žunûn, I, 249; İbnü’l-İmâd, Şeźerât, VII, 247; Şevkânî, el-Bedrü’ŧ-ŧâliǾ, I, 476-477; Ahlwardt, Verzeichnis, IX, 287; Hediyyetü’l-Ǿârifîn, I, 731-732; Râgıb et-Tabbâh, İǾlâmü’n-nübelâǿ bi-târîħi Ĥalebi’ş-şehbâǿ, Halep 1923-25, I, 21, 23-24, 31; V, 224-234; Brockelmann, GAL, II, 42-43; Suppl., II, 30; Îżâĥu’l-meknûn, II, 89; Ziriklî, el-AǾlâm, V, 160-161; Kehhâle, MuǾcemü’l-müǿellifîn, VII, 200; Fuâd Seyyid, Fihrisü’l-maħŧûŧâti’l-muśavvere, Kahire 1957, II, 56-57; Nüveyhiz, MuǾcemü’l-müfessirîn, I, 381-382; D. Sourdel, “Ibn al-Ѕћiĥna”, EI² (İng.), III, 938.

Ahmet Ağırakça