İBN HACER el-ASKALÂNÎ

(ابن حجر العسقلانيّ)

Ebü’l-Fazl Şihâbüddîn Ahmed b. Alî b. Muhammed el-Askalânî (ö. 852/1449)

Ünlü hadis âlimi ve hâfızı.

22 Şâban 773’te (28 Şubat 1372) eski Mısır’da doğdu. Adı veya lakabı Hacer olan yedinci dedesine nisbetle İbn Hacer diye meşhur oldu. Ebü’l-Fazl künyesiyle ve ailesinin memleketi olan Filistin’deki Askalân şehrine nisbetle Askalânî, soyunun dayandığı Kinâne’ye (İbn Hacer, el-MecmaǾu’l-müǿesses, III, 196) nisbetle Kinânî olarak anıldı. Babası, dedeleri gibi ticaretle uğraşması yanında kırâat-i seb‘ayı bilen, şiir yazan ve Nevevî’nin el-Eźkâr’ına istidrâk kaleme alan bir âlimdi. İbn Hacer dört yaşında iken babası öldü. Bir müddet sonra annesi Nicâr da (EI2 [Fr.], III, 799’daki Tüccâr kaydı yanlıştır, bk. Abdüssettâr eş-Şeyh, s. 33) vefat edince ablası ile yalnız kaldı. Ancak babaları vefat etmeden önce onları biri âlim, diğeri tüccar iki arkadaşına emanet etmiş olup babalarından ve annelerinden hayatları boyunca kendilerini refah içinde yaşatacak bir servet kalmıştı. Her iki çocuğunun eğitimine önem veren babaları küçük yaşta onları ilim meclislerine götürmüş ve İbn Berdis, Şemseddin el-Kirmânî, Zeynüddin el-Irâkī gibi muhaddislerden kızı için icâzet almıştı. Hâmilerinden tâcir olan Zekiyyüddin el-Harrûbî Mekke’de mücâvir olarak kaldığı zaman İbn Hacer de yanında bulundu. Hıfzını Muhammed b. Muhammed es-Seftî’den dokuz yaşında tamamladı. On iki yaşında iken Harrûbî ile birlikte tekrar Mekke’ye gitti. Hadis tahsiline Mekke’de başlayarak ilk hocası Abdullah b. Muhammed en-Neşâverî’den Śaĥîĥ-i Buħârî’nin çoğunu ve Mekke Kadısı Cemâleddin İbn Zahîre’den Cemmâîlî’nin ǾUmdetü’l-aĥkâm’ını okudu. Ebû İshak eş-Şîrâzî’nin et-Tenbîh’i ile Abdülgaffâr el-Kazvînî’nin el-Ĥâvi’ś-śaġīr’ini, Harîrî’nin Mülĥatü’l-iǾrâb’ı ile İbn Mâlik et-Tâî’nin el-Elfiyye’sini, İbnü’l-Hâcib’in el-Muħtaśar’ını, Kādî Beyzâvî’nin Minhâcü’l-vüśûl ve Irâkī’nin el-Elfiyye adlı eserlerini ezberledi (Sehâvî, el-Cevâhir ve’d-dürer, I, 64). Harrûbî’nin vefatından sonra (787/1385) tahsiline üç yıl ara verdi. Ardından diğer hâmisi İbnü’l-Kattân es-Semennûdî’nin derslerine devam ederek fıkıh, usûl-i fıkıh, Arap dili, hesap gibi ilimlere dair kitaplar okudu. Daha sonra tarihle ve râvilerle ilgilenen İbn Hacer 792 (1390) yılından itibaren edebî ilimlerle meşgul oldu. Şair ve edip Muhammed b. İbrâhim el-Beştekî’den faydalanarak edebî kültürünü geliştirdi ve çoğu dinî konulara, Hz. Peygamber’in methine dair şiirler yazdı. İbn Hacer 796’dan (1394) itibaren kendini tamamen hadise verdi ve aynı yıl Zeynüddin el-Irâkī’nin ders halkasına katıldı. Hocasının vefatına kadar on yıl devam eden bu süre içinde ondan el-Elfiyye adlı eseriyle bu esere yazdığı şerhi okudu. Yine Irâkī’den, İbnü’s-Salâh’ın Muķaddime’sinde müphem gördüğü konuları açıklamak üzere kaleme aldığı et-Taķyîd ve’l-îżâĥ’ını, Beyhakī ve Dârekutnî’nin es-Sünen’lerini, Buhârî’nin el-CâmiǾu’ś-śaĥîĥ dışındaki bazı eserlerini, İbn Hişâm’ın es-Sîre’sini okudu ve bunları okutmak üzere icâzet aldı. Hocası kendisine “hâfız” unvanını verdi. O günden itibaren bu unvan tek başına söylendiği zaman sadece onu hatırlatacak kadar özel bir anlam kazandı. Irâkī’nin vefatından sonra damadı ve talebesi Nûreddin el-Heysemî’den tahsiline devam etti. Ondan MecmaǾu’z-zevâǿid’ini okurken gördüğü bazı kusurları tesbit etmeye başladıysa da hocasının buna üzüldüğünü görünce vazgeçti.

İbn Hacer fıkıh ve usulü, tefsir, lugat, edebiyat ve tarihle de meşgul oldu. Burhâneddin İbrâhim b. Mûsâ el-Ebnâsî’den Nevevî’nin Minhâcü’ŧ-ŧâlibîn’ini, İbnü’l-Mülakkın’dan bu esere yazdığı şerhi, Şâfiî fakihi Ömer b. Raslân el-Bulkīnî’den Müzenî’nin el-Muħtaśar’ı ile Nevevî’nin Ravżatü’ŧ-ŧâlibîn‘ini, ayrıca Śaĥîĥayn ve Sünenü Ebî Davûd başta olmak üzere pek çok eseri, bu arada yirmi dokuz yıl boyunca faydalandığı Muhammed b. Ebû Bekir b. Cemâa’dan Beyzâvî’nin Minhâcü’l-vüśûl’ünü, İbnü’l-Hâcib’in el-Muħtaśar’ını, Sa‘deddin et-Teftâzânî’nin el-Muŧavvel ve kendisinin CemǾu’l-cevâmiǾ adlı eserlerini okudu. Kıraat ilmini Ebû İshak Burhâneddin İbrâhim b. Ahmed et-Tenûhî eş-Şâmî’den öğrendi (İbn Hacer, el-MecmaǾu’l-müǿesses, I, 79-201). Kendisine Nesâî’nin es-Sünen’inin tamamını okuduğu Ahmed b. Hasan es-Süveydâvî’den altmıştan fazla kitabın (a.g.e., I, 299-351), Ahmed b. Hanbel’in el-Müsned’ini huzurunda okuduğu Ebü’l-Meâlî Abdullah b. Ömer el-Halâvî’den 100 kadar kitabın (a.g.e., II, 27-81) bazı bölümlerini, Muhibbüddin Muhammed b. Abdullah el-Meydûmî’den muhtelif cüzlerden başka İbnü’s-Salâh’ın ǾUlûmü’l-ĥadîŝ’ini okudu.

Yirmi yaşında ilmî seyahatlere başlayan İbn Hacer İskenderiye’de çeşitli âlimlerden okuduğu eserlere dair bilgileri, şiirleri ve mektuplaşma örneklerini ed-Dürerü’l-muđıyye min fevâǿidi’l-İskenderiyye adlı bir cüzde topladı. Ardından Hicaz’a, oradan Yemen’e geçti (800/1397). Taiz, Zebîd, Aden, Vâdilhasîb gibi şehirleri dolaşarak tanınmış âlimlerden faydalandı; özellikle el-Ķāmûsü’l-muĥît’in müellifi Fîrûzâbâdî ile tanışıp ona bu eserin çoğunu okudu ve rivayet izni aldı. Kendisi de birçok âlime hadis rivayet etti. Yemen Meliki el-Melikü’l-Eşref İsmâil b. Abbas er-Resûlî, İbn Hacer’in kendi ülkesinde bulunduğunu öğrenince onu Zebîd’e davet etti. İbn Hacer de melike, kendi el yazısıyla kırk cilt hacmindeki Müsâmirü’s-sâĥir ve müsâĥirü’s-sâmir adlı edebî notları ile daha başka kitapları hediye etti ve melikin hac için gönderdiği bir kafileyle aynı yıl Mekke’ye gitti. Altı yıl sonra ikinci defa uğradığı Yemen’den ülkesine dönerken bindiği gemi parçalanınca çok miktarda parası, kendisinin istinsah ettiği Mizzî’nin Tuĥfetü’l-eşrâf bi-maǾrifeti’l-eŧrâf’ı ve kendine ait bazı eserler kayboldu. 800 (1398), 805 (1403), 815 (1412) ve 824 (1421) yıllarında haccetmek, mücâvir olarak kalmak ve ilmî faaliyetlerde bulunmak üzere gittiği Hicaz’da çeşitli âlimlerden faydalandı, birçok kimse de onun eserlerini okuma ve rivayetlerini dinleme imkânı buldu. 802 Şâbanında (Nisan 1400) gidip 100 gün kaldığı Dımaşk’ta, Gazze, Nablus, Remle, Kudüs, el-Halîl ve Sâlihiyye gibi ilim merkezlerinde muhtelif âlimlerden istifade etti ve onlardan çeşitli kitapların (Şâkir Mahmûd Abdülmün‘im, I, 131-132) rivayet hakkını elde etti. Moğollar’ın Dımaşk’a doğru gelmekte olduğu duyulunca Mısır’a döndü. Şâban 836’da (Nisan 1433) Mısır Memlük Sultanı el-Melikü’l-Eşref Seyfeddin Barsbay ile birlikte Şâfiî kadısı olarak Âmid’e (Diyarbakır) gitti. Uğradıkları şehirlerde imlâ meclisleri akdedip hadis rivayet etti. Sıbt İbnü’l-Acemî ve İbn Hatîb en-Nâsıriyye ile Halep’te görüştü. Bedreddin el-Aynî’nin daveti üzerine onunla Ayıntab’a (Gaziantep) gitti. Bu sırada Aynî’nin bazı şiirlerini yazıp kendisinden hadis rivayet etti. Beş ay kadar süren bu seyahatin hâtıralarını Celebü Ĥaleb adlı eserinde topladı.

Elli beşi kadın 628 hocadan faydalanan İbn Hacer’in (hocaları için bk. Sehâvî, el-Cevâhir ve’d-dürer, I, 135-177) kadın hocaları arasında kendilerinden çeşitli eserler okuduğu Fâtıma et-Tenûhiyye ile


Fâtıma el-Makdisiyye anılabilir. Hocaları ile onlardan okuduğu kitapları el-MecmaǾu’l-müǿesses li’l-muǾcemi’l-müfehres’te toplamıştır. Kendisinden de pek çok talebe faydalanmış olup Şemseddin es-Sehâvî bunlardan 500 kadarının adını zikretmektedir (Abdüssettâr eş-Şeyh, s. 300). Tanınmış öğrencileri arasında eserlerinin çoğunu rivayet eden Sehâvî başta olmak üzere Ahmed b. Ebû Bekir el-Bûsîrî, Kemâleddin İbnü’l-Hümâm, Necmeddin İbn Fehd, Takıyyüddin İbn Fehd, İbn Tağrîberdî, İbn Kutluboğa, Bikāî, Ebü’l-Fazl İbnü’ş-Şıhne, Necmeddin İbn Kādî Aclûn, Burhâneddin İbn Müflih, İbnü’l-Mibred, İbn Emîru Hâc, İbnü’l-Haydırî ve Zekeriyyâ el-Ensârî bulunmaktadır.

İbn Hacer 806 (1403) yılında resmen hocalık vazifesine başladı. Aynı yıl Şeyhûniyye, 809’da (1406) Mahmûdiyye medreselerinde hadis hocalığına getirildi. 812-819 (1409-1416) yılları arasında el-Cemâliyye el-Müstecidde Medresesi’nde, 833’te (1430) İbn Tolun Camii’nde, 836’daki (1433) Dımaşk seyahatinde Eşrefiyye Dârülhadisi’nde ve vefatından bir yıl önce yapılan Zeyniyye Medresesi’nde hadis okuttu. Hadis hocalığı yanında 813 (1410) yılından itibaren Baybars Hankahı’nda meşihat görevini üstlendi. İbnü’s-Salâh’tan (ö. 643/1245) sonra devam ettirilmeyen imlâ meclisleri geleneğini yeniden canlandıran Zeynüddin el-Irâkī’nin ardından özellikle Baybarsiyye ile Şeyhûniyye’de ve Kâmiliyye Dârülhadisi ile Nil kenarındaki evinde vefatına kadar bu meclisleri sürdürerek 1150 kadar mecliste yaklaşık on cilt hacmindeki hadisleri âdet olduğu üzere ezbere yazdırdı. Onun el-Emâli’l-ĥadîŝiyye’si bu gayretinin ürünüdür. Ayrıca Şeyhûniyye, Şerîfiyye, Müeyyidiyye, Harrûbiyye, Sâlihiyye ve Salâhiyye medreselerinde fıkıh okuttu.

İbn Hacer, 811 (1408) yılından vefatına kadar Dârüladl’de Şâfiî mezhebine göre fetva verme görevini yürüttü. Mısır Memlük Sultanı el-Melikü’l-Eşref Seyfeddin Barsbay’ın teklifi üzerine, yirmi yedi yıl boyunca ısrarla reddetmesine rağmen 22 Muharrem 827’de (26 Aralık 1423) talebesi Alemüddin Sâlih b. Ömer el-Bulkīnî’nin azledilmesiyle boşalan Mısır Şâfiî başkadılığını kabul etti (İbn Hacer, İnbâǿü’l-ġumr, VIII, 39). Çeşitli şikâyetler yüzünden yedi defa azledildiği, fakat her defasında haklılığı anlaşılarak tekrar getirildiği bu görevini vefatından birkaç ay öncesine kadar (25 Cemâziyelevvel 852/27 Temmuz 1448) devam ettirdi. Bu görevi, onun devlet yapısını ve toplumu iyi tanımasına ve bu tecrübelerini eserlerine yansıtmasına vesile olmuştur.

Tesirli vaaz ve hutbeleriyle tanınan İbn Hacer 819’da (1416) Ezher, daha sonra Amr b. Âs, kadılığı süresince de sultanın bulunduğu Kal‘a camilerinde hatiplik yaptı. Nûreddin er-Reşîdî’nin vefatı üzerine Hüseyniyye’deki Zâhir Camii’nde vâizlik görevi ona verildi. İbn Hacer, ayrıca Mahmûdiyye Medresesi Kütüphanesi’nin yöneticiliğini de üstlendi. Bu görevi sırasında, Burhâneddin İbn Cemâa’nın hayatı boyunca topladığı eserleri ve önemli bir kısmı müellif hattıyla olan 4000 değerli kitabı ihtiva eden kütüphanedeki kitapların fihristlerini hazırlamış, kaybolan bazı kitapları istinsah etmiş veya onların yerine kendi kitaplarını vermiştir.

İbn Hacer 28 Zilhicce 852’de (22 Şubat 1449) Kahire’de dizanteriden öldü. Onun bu tarihten dokuz veya on gün önce vefat ettiği de söylenmektedir. Cenazesini taşıyanlar arasında bulunan el-Melikü’z-Zâhir Çakmak’ın (Takıyyüddin İbn Fehd, s. 338) teklifi üzerine cenaze namazını Abbâsî halifesi kıldırdı ve Karâfetüssuğrâ Kabristanı’na defnedildi. İbn Teymiyye’nin vefatından sonra hiçbir cenazede bu kadar büyük bir cemaatin toplanmadığı, Mekke, Kudüs, Halep, Dımaşk gibi birçok şehirde onun için gıyabî cenaze namazı kılındığı, pek çok şair tarafından birkaç cilt tutacak hacimde mersiyeler yazıldığı belirtilmektedir.

İbn Hacer yirmi beş yaşında iken Abdülkerîm b. Ahmed b. Abdülazîz’in kızı Üns ile evlendi. Zeynüddin el-Irâkī, Alâî’nin oğlu Ebü’l-Hayr, Zehebî’nin oğlu Ebû Hüreyre gibi âlimlerden çeşitli eserler okuyan ve hadis alanında kendini yetiştirerek tanınmış kimselere Śaĥîĥ-i Buħârî gibi eserleri okutan Üns’ten beş, daha sonra evlendiği eşinden de bir kızı oldu. Kızlarının hepsi kendi sağlığında öldü. İbn Hacer daha sonra üçüncü defa evlendiyse de tek erkek çocuğu, Tatar asıllı câriyesinden doğan (815/1412) Ebü’l-Meâlî Bedreddin Muhammed’dir. Fıkıh sahasında yetişmesini arzu ettiği oğlunu kendisi okuttuğu gibi onun Suriye ve Mısır’ın ileri gelen âlimlerinden okuyup icâzet almasını sağladı. Bulûġu’l-merâm’ı oğlunun ezberlemesi için kaleme aldığı, fakat onun eserin az bir kısmını ezberlediği bilinmektedir. Ebü’l-Meâlî Bedreddin, Baybars Hankahı şeyhliğinde bulunmuş ve Hüseyniyye Medresesi’nde hadis okutmuşsa da bu görevleri onun yerine daha çok babası yapmıştır. Tolunoğlu Camii’nde imamlık da yapan Ebü’l-Meâlî, babasının Nuħbetü’l-fiker adlı kitabını Netîcetü’n-nažar adıyla şerhetmiştir. Onun bazı tutumları sebebiyle babasını sıkıntıya soktuğu ve babasının eserlerini muhafaza etmek için gayret sarfetmediği kaydedilmektedir. İbn Hacer’in en büyük kızı Zeyn Hatun’dan olma Sıbt İbn Hacer diye tanınan torunu Ebü’l-Mehâsin Yûsuf b. Şâhin tarih, fıkıh ve hadis sahalarında yetişmiş, çoğu tabakata dair olmak üzere çeşitli eserler kaleme almış, dedesinin Bulûġu’l-merâm’ını Minĥatü’l-kirâm adıyla şerhetmiş ve onun bazı görevlerini üstlenmiştir. Ayrıca edebiyat ve belâgat gibi konularda dedesini tenkit etmişse de Sehâvî bu tenkitlerin isabetli olmadığını ortaya koymuştur (eđ-Đavǿü’l-lâmiǾ, X, 315-317).

İbn Hacer orta boylu, zarif görünümlü olmakla birlikte heybetli ve hareketli bir kimseydi. Yiyip içmeye önem vermezdi. Süratli anlayışı ve güçlü hâfızası sebebiyle, bir şey yazarken aynı zamanda kendisine okunan metinleri takip ve tashih edebilirdi. Hacda zemzem içerken Zehebî derecesinde hadis hâfızı olmak için dua ettiği söylenir (Sehâvî, el-Cevâhir ve’d-dürer, I, 106, 109, 319). Süratli okuma ve yazma alışkanlığına sahip olan İbn Hacer, kalemini kâğıttan kaldırmadan yazdığı için altın zincire benzetilen hattını herkesin kolay okuyamadığı belirtilmektedir. İbn Hacer bütün vaktini okumak,


okutmak, eser yazmak, fetva vermek veya ibadet etmekle geçirirdi. Mekke’ye ve Yemen’e giderken bineğinin üzerinde kitap yazmaya devam etmiş, el-Vuķūf Ǿalâ mâ fî Śaĥîĥi Müslim mine’l-mevķūf adlı cüzünü üç günde kaleme almıştı. Mütevazi bir kişiliğe sahip olan İbn Hacer az konuşur, kimseyi gücendirmemeye dikkat ederdi. Talebelere şefkatli davranır, isteklerini geri çevirmez, değerli kitaplarını dahi ödünç vermekten kaçınmazdı. İbn Hacer görevlerinden aldığı maaşları çeşitli hayırlara sarfeder, görevli gittiği yerlerde devlet parasıyla hazırlanan şeyleri yemez, ayrıca fakirlere yardım ederdi. Seyahatlerinde ve rahatsızlandığında bile teheccüd namazını kılar, her fırsatta oruç tutardı.

Eserlerinde tenkit ettiği kişilerin, özellikle görevleri dolayısıyla aralarında rekabet bulunan bazı meslektaşlarının biyografilerini yazarken son derece dürüst davranır, talebesi bile olsa kendilerinden faydalandığı kimselerin adını zikreder, eserlerini başkalarının kitaplarından yaptığı nakillerle meydana getirip de kaynaklarından söz etmeyen kimseleri eleştirirdi (a.g.e., I, 315-318). Hocalarına beslediği saygı onların ilmî hatalarını tenkit etmesine engel olmazdı (meselâ bk. Fetĥu’l-bârî, IX, 375, 430-431; X, 185).

İbn Hacer ile Veliyyüddin es-Seftî, Muhammed b. Atâullah el-Herevî, Şemseddin el-Hirmâvî ve Muhammed b. İsmâil el-Venâî gibi âlimler arasında kādılkudâtlık, müderrislik gibi görevler sebebiyle rekabet meydana gelmiştir. Seftî’nin kendisine yaptığı haksız ithamlar üzerine RedǾu’l-mücrim fi’ź-źebbi Ǿan Ǿırżi’l-müslim adlı bir kırk hadis kitabı kaleme alması bu rekabetin derecesi hakkında fikir vermektedir. Ancak onun en önemli ihtilâfı Hanefî kādılkudâtı Bedreddin el-Aynî ile olmuştur. Her ikisi de 836’da (1433) el-Melikü’l-Eşref Barsbay’la Âmid’e, oradan da Aynî’nin daveti üzerine Ayıntab’a gitmesine, İbn Hacer’in bu seyahatte Aynî’den hadis rivayet etmesine rağmen daha sonra araları açılmış, Aynî onu ilmin itibarını korumayıp makam ve menfaat için sultana boyun eğmekle suçlamıştır. Halbuki İbn Hacer, kendisine ısrarla teklif edilen kādılkudâtlık görevini kabul etmeyip uzun süre direnmiş, kabul ettikten sonra da her konuda doğru bildiğini yapmıştır. Ayrıca Barsbay’ın teklif ettiği kadılık ve sır kâtipliği görevlerini, onun oğlu el-Melikü’n-Nâsır’ın önerip iki yıl süreyle kimseye vermediği Zebîd kādılkudâtlığını, hatta aylık 10.000 dirhem maaşla teklif edilen Dımaşk kadılığını da reddetmiştir. İkisi arasındaki anlaşmazlığın asıl kaynağı muhtemelen İbn Hacer’in Aynî’nin bazı eserlerini tenkit etmesidir. Nitekim Aynî’nin es-Seyfü’l-mühenned fî sîreti’l-Meliki’l-Müǿeyyed adlı manzum eserinde vezinleri bozuk 400 kadar beyti İbn Hacer Ķaźe’l-Ǿayn min nažmi ġurâbi’l-beyn’inde bir araya getirmiş, bunun yanında onun Ǿİķdü’l-cümân fî târîħi ehli’z-zamân adlı eserini de eleştirmiştir (İnbâǿü’l-ġumr, I, 3-4).

Aynî ile İbn Hacer arasındaki anlaşmazlığın diğer bir yönü onların Śaĥîĥ-i Buħârî şerhleriyle ilgilidir. Çeşitli kaynaklarda İbn Hacer’in Fetĥu’l-bârî’yi 817’de (1414) yazmaya başladığı kaydedilmekle beraber kendisi eserini 813 (1410) yılında kaleme almaya, beş yıl sonra da yazdığı kısımları imlâ etmeye başladığını söylemekte (İntiķādü’l-iǾtirâż, I, 7), Aynî’nin ise ǾUmdetü’l-ķārî’yi 820’de (1417) yazmaya başladığı (DİA, VII, 121-122), İbn Hacer’in talebesi Burhâneddin İbn Hızır’dan Fetĥu’l-bârî’den yazdığı kısımları ödünç alıp onlardan faydalandığı ve eserini Fetĥu’l-bârî’nin bitirilmesinden beş yıl sonra tamamladığı (847/1443) belirtilmektedir (İbn Hacer, İntiķādü’l-iǾtirâż, s. 10; Şâkir Mahmûd Abdülmün‘im, İbn Ĥacer el-ǾAsķalânî, I, 175, 364). Aynî, ǾUmdetü’l-ķārî’de Fetĥu’l-bârî’den iktibaslarda bulunmakla beraber ona tenkitler yöneltmiş, İbn Hacer’in kendi eserini diğer Śaĥîĥ-i Buħârî şerhlerinden üstün görmesini tasvip etmemiştir. İbn Hacer de Aynî’nin Fetĥu’l-bârî’ye olan itirazını el-İstinśâr Ǿale’ŧ-ŧâǾini’l-miǾŝâr ile, bu eserdeki bazı görüşlerine olan itirazlarını da İntiķādü’l-iǾtirâż adlı eseriyle cevaplandırmıştır.

Zâhid Kevserî gibi bazı âlimler, bir müellifin daha önce yazılan eserlerden faydalanmasının tabii olduğunu söyleyerek Aynî’yi bu tartışmada haklı görmüşlerdir. Ayrıca Zâhid Kevserî, ǾUmdetü’l-ķārî’nin Fetĥu’l-bârî’den çok daha hacimli olduğunu, konuları mükemmel şekilde işlediğini, İbn Hacer’in eserinin ise ötekinin seviyesinde bulunmadığını, eğer Hedyü’s-sârî’yi yazmasaydı şerhinin ǾUmdetü’l-ķārî’den çok gerilerde kalmış olacağını söylemektedir (Takıyyüddin İbn Fehd, s. 334). Sâlih Yûsuf Ma‘tûk da Bedrüddîn el-ǾAynî ve eŝeruhû fî Ǿilmi’l-ĥadîŝ adlı kitabında (s. 225-238) Aynî’nin eserinin çok daha hacimli, bazı yönlerden daha kullanışlı olduğunu söylemiş, buna karşılık İbn Hacer’in eserinin özellikle mukaddimesi ve baştan sona kadar değişmeyen bir üslûpta yazılması ile dikkati çektiğini ifade etmiştir. Öte yandan başta Hanefî kādılkudâtı İbnü’d-Deyrî olmak üzere bazı Hanefî ve Şâfiî âlimleri de İbn Hacer’in eserinin önceki Śaĥîĥ-i Buħârî şerhlerinden üstün olduğunu belirtmişlerdir (Sehâvî, el-Cevâhir ve’d-dürer, I, 224-226). Mâlikî âlimi Abdurrahman el-Bûsîrî, Aynî’nin iddialarından yola çıkarak Mübtekirâtü’l-leǿâlî ve’d-dürer fi’l-muĥâkemeti beyne’l-ǾAynî ve’bni Ĥacer (bk. bibl.) adlı eserinde Aynî’nin ǾUmdetü’l-ķārî’de İbn Hacer’e yönelttiği itirazları 343 noktada toplayarak incelemiş ve sonuçta İbn Hacer’i haklı bulmuştur.

Talat Sakallı’nın Hadis Tartışmaları (İbn Hacer-Bedruddin Aynî [Ankara 1996]) adlı kitabı bu önemli konuyu aydınlatacak kapasitede değildir. Bu çalışmada ǾUmdetü’l-ķārî’ye daha fazla yer ayrılması, İbn Hacer’in faydalandığı 1430 eseri tanıtan MuǾcemü’l-muśannefâti’l-vâride fî Fetĥi’l-bârî’nin (bk. bibl.) görülmemesi, ayrıca İbn Hacer’in İntiķādü’l-iǾtirâż’da “başından sonuna kadar kendini savunma telâşına düştüğü” şeklinde ifadeler kullanılması onun yeterince tanınmadığını göstermektedir. İbn Hacer’in talebesi, Hanefî fakihi ve kadısı Ebü’l-Fazl İbnü’ş-Şıhne, İbn Hacer’in hadis sahasındaki eserlerinin en büyüğünün Fetĥu’l-bârî olduğunu, onun bu eserinde başkaları tarafından yorumlanamayan birçok hadisi şerhettiğini belirtmektedir (Sehâvî, el-Cevâhir ve’d-dürer, I, 261). Son devir Śaĥîĥ-i Buħârî şârihlerinden Hanefî âlimi Enverşah Keşmîrî de bu iki eseri değerlendirirken Fetĥu’l-bârî’yi hadis tekniğini yansıtması ve tertibi yanında maksadı güzel ifade etmesi bakımından üstün görmekte, ǾUmdetü’l-ķārî’yi de lafızları mükemmel tarzda şerh ve tefsir etmesi, İslâm büyüklerinin sözlerini derleyip toparlaması açısından daha değerli bulmaktadır (Feyżü’l-bârî Ǿalâ Śaĥîĥi’l-Buħârî, I, 38). Aynî’nin İbn Hacer’i son hastalığı sırasında ziyaret etmesi, aralarındaki ihtilâfın ilmî tartışmadan ibaret olduğunu ortaya koymaktadır.

İlmî Şahsiyeti. İbn Hacer hayatının büyük bölümünü hadis ilmine vermiş, bu ilmin hem rivayet hem dirayet sahalarında devrinin en yetkili âlimi olmuştur. Başta örnek aldığı Zehebî gibi olmayı isterken sonraları onun Mîzânü’l-iǾtidâl’ini tamamlamak için Lisânü’l-Mîzân’ı yazması,


hadis rivayet ve dirayet ilimlerinin çeşitli dallarında 170 kadar eser kaleme alması onun hadis sahasındaki üstün yerini ortaya koymakta, Taġlîķu’t-taǾlîķ’i 350 kadar eserden, Fetĥu’l-bârî’yi de 1430 kaynaktan faydalanarak kaleme alması, önemli bir kısmı günümüze ulaşmayan zengin bir hadis edebiyatından istifade ettiğini göstermektedir. Usûl-i hadîs konusundaki eserleri kendisinin orijinal görüşlerini yansıtmakta olup hadis ricâline dair çalışmaları, meşhur âlimlerin râviler hakkındaki tesbitlerine dair tashihlerle doludur. Bir konudaki pek çok rivayeti onlarca eserden ancak modern yöntemlerle toplamak mümkün olduğu halde İbn Hacer’in o çağda bunu başarması veya bir hadisin farklı rivayetlerinin kaç râvi tarafından nakledildiğini ortaya koyması, muallak olduğu sanılan bir rivayetin mevsûl ve muttasıl olduğunu göstermek amacıyla o rivayetin birçok kaynağını zikredebilmesi (Taġlîķu’t-taǾlîķ, II, 314-317) onun ilmî derinliğini göstermektedir. İzzeddin İbn Abdüsselâm, İbn Hacer’in Buhârî gibi olmasa bile ondan çok aşağı kalmadığını söylemektedir (Sehâvî, el-Cevâhir ve’d-dürer, I, 242). “Emîrü’l-mü’minîn fi’l-hadîs” unvanı verilen nâdir muhaddislerden biri olan İbn Hacer’in hadis konusundaki en önemli çalışmaları Buhârî’nin el-CâmiǾu’ś-śaĥîĥ’iyle ilgili olanlardır.

İbn Hacer, tahsil hayatının daha ilk dönemlerinde şair ve edebiyatçı Muhammed b. İbrâhim el-Beştekî gibi hocalarının ve kendisine örnek aldığı Zehebî’nin aynı zamanda tarihçi olmasının etkisiyle tarih bilmenin önemini anlamış, hadisle tarihin yakın ilgisini, bir muhaddis için râvilerin hayatlarını çok iyi bilmenin zaruretini tesbit ederek tarihle yakından ilgilenmeye başlamıştır. Öte yandan üstlendiği önemli görevler sebebiyle devlet adamlarıyla yakın ilişki içinde bulunması, bir kısmının biyografisi için yegâne kaynak olması, onu bu konulardaki bilgilerini İnbâǿü’l-ġumr bi-ebnâǿi’l-Ǿumr adlı eserinde bir araya getirmeye yöneltmiştir. Tanınmış şahsiyetlere dair ed-Dürerü’l-kâmine fî aǾyâni’l-miǿeti’ŝ-ŝâmine’si ile Źeylü’d-Düreri’l-kâmine’si, 12.304 sahâbenin biyografisini ihtiva eden el-İśâbe fî temyîzi’ś-śaĥâbe’si, Mısır kadılarının hal tercümesine dair RefǾu’l-iśr Ǿan ķuđâti Mıśr’ı, ayrıca Leys b. Sa‘d’ın biyografisiyle ilgili er-Raĥmetü’l-ġayŝiyye bi’t-tercemeti’l-Leyŝiyye’siyle bazı önemli şahsiyetlerin biyografileri hakkındaki kitapları onun hayatı boyunca tarihle yakından ilgilendiğini göstermektedir. İbn Hacer’in cerh ve ta‘dîl ilmini iyi bilmesi tarihî olaylara ve şahsiyetlere tenkitçi bir gözle bakmasına imkân vermiştir. Hadis ve rivayetle ilgilenen bazı kimseleri eserlerinde cerh ve ta‘dîle tâbi tutması, hissîlik ve tenkitlerinde aşırı gitmekle suçlanmasına yol açmışsa da bunun ilmî bir dayanağı yoktur. Onun bizzat görmediği bazı olayları kimden duyduğunu veya hangi eserde gördüğünü özellikle belirtmesi ilmî hassasiyetini ortaya koymaktadır (İbn Hacer’in tarih yazıcısının niteliği konusundaki bir soruya verdiği uzunca bir fetva için bk. Fetvâ fî kitâbeti’t-târîħ [nşr. Fuâd Seyyid], MMMA, II/1 [1375/1956] içinde, s. 162-177).

On dört yaşında iken edebiyat ve şiirle ilgilenmeye başlayan İbn Hacer’in bu meşguliyeti 792 (1390) yılından itibaren daha da artmış, şiir zevki ve bilgisi gelişmiş, kısa şiirler, kıtalar ve Hz. Peygamber’in methine dair manzumeler yazmıştır. Memlükler dönemi edip ve şairlerinden İbn Hicce el-Hamevî, Resûl-i Ekrem’in methine dair Şerĥu’l-BedîǾiyye adlı eserinde ve daha başka edipler çeşitli kitaplarında onun şiirlerine yer vermişlerdir (Şevkânî, I, 91). 816 (1413) yılından itibaren şiiri büyük ölçüde bırakıp kendini hadis ilimlerine vermekle beraber kendisine yöneltilen manzum sorulara manzum cevaplar vermiş, Muhammed b. Atâullah el-Herevî’nin ölümü üzerine “eş-Şikâye mine’n-nükāye” adlı kasidesini yazmıştır (Dîvânü’l-ĥâfıž İbn Ĥacer, s. 20). Hadisleri şerhederken de şiir ve aruz konularındaki yeteneğini ortaya koymuştur (Fetĥu’l-bârî, II, 168-169; V, 193; VII, 463-464, 531; XI, 13). İbn Hacer’in o dönemde Kahire’de Şehâbeddin diye anılan yedi şairin ikincisi olduğu (Süyûtî, Nažmü’l-Ǿiķyân, s. 45), devrin meşhur edip ve münekkidi Nevâcî’nin her ay onu ziyaret ederek içinden çıkamadığı edebî meseleleri kendisine sorup hallettiği belirtilmektedir (Sehâvî, el-Cevâhir ve’d-dürer, s. 78). İbn Hacer’in divanını neşreden Subhî Reşâd Abdülkerîm onun tab‘an şair olduğunu, şiirlerinde ilim dilinin kendine has ağır ifade ve terimleri yerine şiirin lirik ve akıcı üslûbunun görüldüğünü belirtmekte ve şiirlerini edebî sanatlar açısından tahlil etmektedir (s. 19-71). İbn Hacer Arap dili ve gramerine olan nüfuzunu eserlerine yansıtmış, açıklamaları sırasında verdiği örnekleri özellikle Kur’an ve hadislerden seçmiştir (Fetĥu’l-bârî, II, 139; III, 404; V, 288; XI, 269; XIII, 231).

İbn Hacer, el-Medresetü’l-Hüseyniyye ve el-Kubbetü’l-Mansûriyye’de uzun süre tefsir okutmuş, gerek tefsir ve fezâilü’l-Kur’ân bahislerinde gerekse âyetleri tefsir ederken kendine has açıklamalar ortaya koymuştur. İ‘câzü’l-Kur’an veya sebeb-i nüzûle dair bilgi verirken yahut âyetleri hadislerle veya sahâbî sözleriyle açıklarken sahih rivayetlere itibar etmiştir. Âyetlerdeki nâdir kelimeleri açıklamış, ilk bakışta birbirine zıt gibi görünen âyetler arasında herhangi bir tezat bulunmadığını izah etmiştir (a.g.e., VII, 506; VIII, 197-198, 441, 554, 580-581, 611).

Onun en yetkili olduğu sahalardan biri de fıkıhtır. Bu ilmi Ömer b. Raslân el-Bulkīnî ve İbnü’l-Mülakkın gibi fakih ve muhaddislerinden tahsil ederek fetva verme ve fıkıh okutma hususunda icâzet almış, hem fıkhı hem de hadisi iyi bilmesi onun fıkhu’l-hadîs mütehassısı olmasını kolaylaştırmıştır. Sadece fıkıh konusunda otuz kadar eser kaleme almış, 811-848 (1408-1444) yılları arasında Şeyhûniyye, Şerîfiyye, Müeyyidiyye, Harrûbiyye, Sâlihiyye ve Salâhiyye medreselerinde fıkıh okutmuş, uzun süre fetva vermiş ve yirmi yıl kadar Şâfiî kādılkudâtlığı görevini yürütmüştür. İhtilâflı konularda çeşitli fikirleri bir araya getirmesi, meselâ cuma günü duaların kabul edildiği vakit (icâbet saati) hakkında kırk iki farklı görüşü delilleriyle birlikte ortaya koyması (a.g.e., II, 483-489), nikâhtan önce boşanmanın söz konusu olamayacağını incelerken meseleyi hadis kitaplarından derlediği rivayetlerle sayfalarca açıklaması (a.g.e., IX, 294-299), fıkhî meselelerdeki derin bilgi ve nüfuzunun bir ifadesi olduğu kadar hadisi ve fıkhı bilmenin bir âlime sağladığı kültür zenginliğini de göstermektedir.

Eserleri. Sehâvî’ye göre İbn Hacer, hadis başta olmak üzere çeşitli ilimlere dair 150’den fazla eser kaleme almıştır (et-Tibrü’l-mesbûk, s. 231). Bikāî, İbn Hacer’in vefatından altı yıl önce yazdığı ǾUnvânü’z-zamân fî terâcimi’ş-şüyûħ ve’l-aķrân’ında bu eserlerin sayısını 142 (Şâkir Mahmûd Abdülmün‘im, I, 274), Süyûtî bir kısmı hatalı ve mükerrer olmak üzere 200 (Nažmü’l-Ǿiķyân, s. 46-50) olarak zikretmiştir. Bu konuda en geniş çalışmayı yapan Şâkir Mahmûd Abdülmün‘im ise 282 eserin varlığını tesbit etmiştir (İbn Ĥacer el-ǾAsķalânî, I, 282-666). Brockelmann’ın kaydettiği doksan kadar eserin önemli bir kısmı yanlış yazılmıştır (GAL, II, 81-84; Suppl., II, 73-76).

A) Hadis. 1. Hedyü’s-sârî. Fetĥu’l-bârî’nin mukaddimesi olup Śaĥîĥ-i Buħârî


hakkında gerekli bilgileri ihtiva eden bu eseri İbnü’l-Hâc diye bilinen Ebü’l-Feyz Hamdûn b. Abdurrahman el-Fâsî önce manzum hale getirmiş, daha sonra Nefĥatü’l-miski’d-derârî li-ķāriǿi Śaĥîĥi’l-Buħârî adıyla şerhetmiştir (Rabat, Mektebetü’l-Kettânî, nr. 926/1). Muhammed en-Nâsır ez-Zeâyirî de İbn Ĥacer ve muķaddimetühû Hedyü’s-sârî adlı bir doktora çalışması yapmış (1985, I-II, Külliyetü’z-Zeytûniyye li’ş-şerîa ve usûli’d-dîn), ayrıca eser üzerinde Muhammed Fâzıl tarafından bir makale yayımlanmıştır (“Ibn Hajar’s Hady al-sārī: A Medieval Interpretation of the Structure of al-Bukhāri’s al-Cāmi‘ al-Sahīh: Introduction and Translation”, JNES, LIV/3 [1995], s. 161-190). Eser, Fetĥu’l-bârî’nin bütün baskılarında genellikle müstakil bir cilt halinde yer almıştır (bk. el-CÂMİU’s-SAHÎH [Buhârî]). 2. Fetĥu’l-bârî bi-şerĥi Śaĥîĥi’l-Buħârî. İbn Hacer’in en değerli çalışması kabul edilen eser, onun kaybolan kitaplarında veya bazı müelliflerin günümüze ulaşmayan eserlerinde yer alan bilgileri de ihtiva etmektedir. İbn Hacer’in Śaĥîĥ-i Buħârî üzerine biri şerh, diğeri muhtasar olmak üzere iki eser daha kaleme almaya başladığı, fakat bunları tamamlayamadığı ifade edilmiş (Sehâvî, el-Cevâhir ve’d-dürer, I, 224), Süyûtî ise muhtasar olanın ilk üç cildini gördüğünü belirtmiştir (Nažmü’l-Ǿiķyân, s. 46). Sezgin, İbn Hacer tarafından kaleme alınan en-Nüket Ǿalâ Śaĥîĥi’l-Buħârî adlı bir Fetĥu’l-bârî muhtasarının günümüze ulaştığını (Mektebetü’l-Ezher, Hadis, nr. 295) söylemekteyse de bunun, Bedreddin ez-Zerkeşî’nin et-Tenķīĥ li-elfâži’l-CâmiǾi’ś-śaĥîĥ’ini eleştirmek amacıyla yazmaya başlayıp tamamlayamadığı en-Nüket Ǿalâ Tenķīĥi’z-Zerkeşî Ǿale’l-Buħârî (aş. bk.) olması muhtemeldir. Fetĥu’l-bârî Delhi (I-VII [30 cüz], taşbaskı 1304), Bulak (I-XII, 1300-1301) ve Kahire’de (nşr. Ömer b. Hüseyin el-Haşşâb, I-XIII, 1319-1329; nşr. Tâhâ Abdürraûf Sa‘d v.dğr., I-XXVIII, 1398-1400/1978-1980; nşr. Muhibbüddin el-Hatîb v.dğr., I-XII, 1407/1986-87), ayrıca Beyrut’ta (nşr. Abdülazîz b. Abdullah b. Bâz, I-XVII, 1416/1996, fihristi ve Hâfız Senâullah ez-Zâhidî’nin Tevcîhü’l-ķārî ile’l-ķavâǾid ve’l-fevâǿidi’l-uśûliyye ve’l-ĥadîŝiyye ve’l-isnâdiyye fî Fetĥi’l-bârî adlı eseriyle birlikte) yayımlanmıştır. Hâlid Abdülfettâh Şibl eserin çeşitli fihristlerini neşretmiştir (I-II, Beyrut 1413/1992). Abdüsselâm Muhammed Ömer Allûş Münteķa’l-ķārî ve keşfü’l-mütevârî: Lübâbü mesâǿili Hedyi’s-sârî ve Fetĥi’l-bârî bi-şerĥi Śaĥîĥi’l-Buħârî adlı bir çalışma yapmış (Beyrut 1413/1993), Ebû Suheyb Safâüddavî Ahmed el-Adevî eseri İtĥâfü’l-ķārî bi’ħtiśâri Fetĥi’l-bârî adıyla ihtisar etmiştir (I-V, Riyad 1414/1993). Ahmed İsâm el-Kâtib, İbn Hacer’in akaide dair görüşlerini ǾAķīdetü’t-tevĥîd fî Fetĥi’l-bârî şerĥi Śaĥîĥi’l-Buħârî adıyla (Beyrut 1403/1983), Ahmed Ferhân Debvân el-İdrîsî, dil ve lugat hakkındaki fikirlerini el-ĶavâǾidü’l-uśûliyye el-müteǾalliķa bi-bâbi’l-ĥükm ve’l-mebâĥiŝi’l-luġaviyye (ve’l-elsine) ve’t-taŧbîķ Ǿaleyhâ min kitâbi Fetĥi’l-bârî adlı doktora çalışmasıyla (1412/1991, I-II, Câmiatü Ümmi’l-kurâ, Külliyetü’ş-şerîa ve’d-dirâsâtü’l-İslâmiyye, Fer‘u’l-fıkh ve usûlihî), Nebîl b. Mansûr b. Ya‘kūb el-Besâre de ricâl tenkidiyle ilgili kanaatlerini Tecrîdü esmâǿi’r-ruvât elleźîne tekelleme fîhim el-Ĥâfıž İbn Ĥacer fî Fetĥi’l-bârî ve muķārenetü kelâmihî bimâ ķālehû fî Taķrîbi’t-Tehźîb (Küveyt 1407) adlı eseriyle ortaya koymuş, Abdullah Haccâc, el-İsrâ ve’l-miǾrâc min Fetĥi’l-bârî şerĥi Śaĥîĥi’l-Buħârî ile (Kahire 1404) es-Siĥr ve’l-kehâne ve’l-ĥased (Kahire 1990) adlı iki eser kaleme almıştır. Muhammed Abdülhakîm el-Kādî, yine isrâ ve mi‘rac hakkındaki görüşlerini Süyûtî’nin aynı konudaki eseriyle birlikte el-İsrâ ve’l-miǾrâc adıyla yayımlamıştır (Kahire, ts.). Fetĥu’l-bârî’nin bazı bölümleri muhtemelen derslerde okutulmak üzere müstakil olarak neşredilmiştir. Hâlid Abdülfettâh Şibl “el-İǾtişâm bi’l-kitâb ve’s-sünne” bölümünü el-İǾtiśâm ve’s-sünne adıyla (Beyrut 1410/1990), Ahmed Muhammed Halîfe “el-Cihâd ve’s-siyer” bölümünü Kitâbü’l-Cihâd ve’s-siyer min Fetĥi’l-bârî (Beyrut 1406/1985), “en-Nikâĥ”ı en-Nikâĥ li-Ebî ǾAbdillâh el-Buħârî min Fetĥi’l-bârî (Beyrut 1406/1985), hac ve umre kitaplarını da el-Ĥac ve’l-Ǿumre min Śaĥîĥi’l-Buħârî (Beyrut 1405/1985, 1408/1988) adıyla yayımlamıştır (eseri için ayrıca bk. el-CÂMİU’s-SAHÎH [Buhârî]). 3. Ĥavâşî Tenķīĥi’z-Zerkeşî Ǿale’l-Buħârî (en-Nüket Ǿalâ Tenķīĥi’z-Zerkeşî Ǿale’l-Buħârî). Zerkeşî’nin Śaĥîĥ-i Buħârî’deki garîb kelimeleri, müşkil i‘rabları, yanlış okunabilecek isim ve nisbeleri ve bazı bölümleri açıklamak için kaleme aldığı et-Tenķīĥ li-elfâži’l-CâmiǾi’ś-śaĥîĥ’teki bir kısım görüşlerin tenkit edildiği eser (Köprülü Ktp., Fâzıl Ahmed Paşa, nr. 1591/4) tamamlanamamıştır. 4. el-Mülteķaŧ mine’t-Telķīĥ fî şerĥi’l-CâmiǾi’ś-śaĥîĥ. Sıbt İbnü’l-Acemî’nin et-Telķīĥ li-fehmi ķāriǿi’ś-Śaĥîĥ (nüshaları için bk. DİA, VII, 119) adlı eserinden faydalanılarak yapılan bir çalışmadır. 5. Şerĥu’t-Tirmiźî. İbn Hacer, Şeyhûniyye Medresesi’nde hadis okuttuğu sırada (808/1405) kaleme almaya başladığı bu eserin bir cildini yazdıktan sonra devam etmekten vazgeçmiştir. 6. el-Muķarrer fî şerĥi’l-Muĥarrer. Müellif, medreselerde hadis okuttuğu yıllarda Şemseddin İbn Kudâme’nin el-Muĥarrer fi’l-ĥadîŝ’ini bu adla şerhetmeye başlamış, ancak Fetĥu’l-bârî’yi yazmaya karar verince eseri tamamlamadan bırakmıştır. 7. en-Nüket Ǿalâ Şerĥi Śaĥîĥi Müslim. Sehâvî, bu eserin Śaĥîĥ-i Müslim’in mukaddimesine ait kısmıyla diğer bir bölümünü gördüğünü söylemektedir. 8. et-TaǾlîķu’n-nâfiǾ fi’n-Nüket Ǿalâ CemǾi’l-cevâmiǾ (en-Nüket Ǿalâ CemǾi’l-cevâmiǾ). İbnü’s-Sübkî’nin CemǾu’l-cevâmiǾine yazdığı bazı ta‘liklerini ihtiva eden bu çalışma da yarım kalmıştır.


9. et-Teźkiretü’l-ĥadîŝiyye. Sehâvî, on ciltten meydana gelen ve hadis metinlerini ihtiva eden bu eserin çoğunu Mekke’de gördüğünü belirtmekte, eserin aynı hacimdeki bir başka tertibini İbn Hacer’in Yemen melikine hediye ettiği kaydedilmektedir. 10. Ŝünâǿiyyâtü’l-Muvaŧŧaǿ. İmam Mâlik’in iki râvi ile Hz. Peygamber’e veya sahâbeye ulaştığı 122 merfû ve mevkuf rivayetinin bir araya getirildiği bir çalışmadır (İbn Hacer, el-MecmaǾu’l-müǿesses, I, 434). 11. Ŝülâŝiyyâtü’l-Buħârî. Buhârî’nin üç râvi ile Hz. Peygamber’e ulaştığı hadislerden yirmi ikisinin İbn Hacer ve başka âlimler tarafından bir araya getirilip şerhedildiği bir eserdir (yazma nüshaları için bk. Sezgin, GAS, I, 128-129). 12. Ħumâsiyyâtü’d-Dâreķutnî. Dârekutnî’nin beş râvili rivayetlerini ihtiva eden eser onun es-Sünen’inden seçilerek meydana getirilmiş olmalıdır (İbn Hacer, el-MecmaǾu’l-müǿesses, III, 256). 13. el-CemǾ beyne’ś-Śaĥîĥayn. Hem Buhârî hem Müslim’in el-CâmiǾu’ś-śaĥîĥ’lerinde bulunan hadisleri bir araya getiren bu türün (DİA, VII, 282-283) önemli eserlerinden biri olup İbn Hacer bu çalışmasında hadisleri konularına göre düzenlemiş ve kitabına çeşitli müstahreclerden ilâvelerde bulunmuştur. Onun Humeydî’nin aynı adla anılan eserini ihtisar ettiği de belirtilmektedir. 14. et-TaǾlîķ Ǿalâ Müstedreki’l-Ĥâkim. Zehebî’nin Telħîśü’l-Müstedrek’ine İbn Hacer’in yazdığı bazı notları ihtiva eden eserin bir nüshası Rabat’ta bulunmaktadır (el-Hizânetü’l-âmme, nr. 177f). 15. el-Mecâlis. Müellifin 193 imlâ meclisinde yazdırdığı hadisleri içine alan eserin talebesi Bikāî’nin el yazısıyla olan bir nüshası günümüze ulaşmıştır (Ziriklî, I, 178). 16. Taķrîbü’l-ġarîb el-vâķıǾ fi’ś-Śaĥîĥ. 818’de (1415) kaleme alınan bir cüz hacmindeki bu çalışmanın Kurtubî’den özetlendiği, ayrıca ona bazı ilâvelerde bulunulduğu belirtilmektedir. Eser Tefsîru ġarîbi’l-ĥadîŝ müretteben Ǿale’l-ĥurûf adıyla yayımlanmıştır (Kahire 1950, 1954). 17. Muħtaśarü’t-Terġīb ve’t-terhîb li’l-Münźirî. Münzirî’nin derleyip sağlamlık derecelerini belirttiği hadislerin sahih olanlarının bir araya getirildiği eser 855 hadis ihtiva etmekte olup Muhammed Ali Subeyh (Kahire 1352/1933), Habîburrahman el-A‘zamî ve iki arkadaşı (Bombay [Nâsik] 1380/1960; Beyrut 1407/1987), Abdullah Haccâc (Kahire 1400/1979, 1402/1981, 1404/1983, 1409/1989) ve Muhammed el-Mecdûb (Kahire-Tunus 1400) tarafından yayımlanmış, ayrıca Tehźîbü’t-Terġīb ve’t-terhîb adıyla da basılmıştır (Kahire 1413). 18. Beźlü’l-mâǾûn fî fażli’ŧ-ŧâǾûn. Vebaya dair eserlerle hadis kitaplarında yer alan konuyla ilgili rivayetlerin derlendiği bir çalışmadır. İbn Hacer’in, kızları Fâtıma ile Gāliye’yi vebadan kaybetmesi üzerine (819/1416) yazmaya başlayıp en büyük kızı Zeyn Hatun da aynı hastalıktan öldüğünde (833/1430) tamamladığı eser Ahmed İsâm el-Kâtib tarafından yayımlanmıştır (Riyad 1411). Eseri Süyûtî senedlerini çıkararak Mâ revâhü’l-vâǾûn fî aħbâri’ŧ-ŧâǾûn, talebesi Zekeriyyâ el-Ensârî Tuĥfetü’r-râġıbîn fî beyâni emri’ŧ-ŧavâǾîn (Brockelmann, GAL, I, 82) adıyla ihtisar etmiştir.

İbn Hacer, İbn Abbas’ın Hz. Peygamber’den bizzat duyduğu hadisleri CemǾu eĥâdîŝi İbn ǾAbbâs elletî semiǾahâ mine’n-nebî adıyla bir araya getirmiştir. Bazıları bu hadislerin dört ile yirmi arasında değiştiğini ileri sürmüşse de İbn Hacer, bunların sadece sahih ve hasen olanlarının kırktan fazla olduğunu belirtmiştir. Onun ayrıca Ahmed b. Ebû Bekir el-Bûsîrî’nin Tuĥfetü’l-ĥabîb li’l-ĥabîb bi’z-zevâǿid (bimâ zâde) Ǿale’t-Terġīb ve’t-terhîb’ine bir “müntekā” yazdığı ve bunun Mebrûk İsmâil tarafından yayımlandığı (Kahire 1993) kaydedilmekte (Gilliot, XXII [1994], s. 314-315), muhtelif hocalarının rivayetlerinden derleyip onlara okuduğu cüzleri bulunduğu, Kütüb-i Sitte’ye dahil dört sünende yer alıp Śaĥîĥayn’da bulunmayan sahih hadisleri derlemeye başlayıp ancak sekiz varak kadarını yazabildiği belirtilmekte (Şâkir Mahmûd Abdülmün‘im, I, 369), Efrâdü Müslim Ǿale(Ǿani)’l-Buħârî ve el-Efrâdü’l-ĥisân min Müsnedi’d-Dârimî ǾAbdillâh b. ǾAbdirraĥmân adlı çalışmalarından da söz edilmektedir.

B) İlelü’l-hadîs. 1. Taġlîķu’t-taǾlîķ. Bazı eserlerde yanlış olarak TaǾlîķu’t-taǾlîķ diye zikredilen çalışmayı İbn Hacer henüz otuz yaşında iken 350 kadar kaynaktan (Taġlîķu’t-taǾlîk, I, 243-265; V, 442-473) faydalanarak yazmış ve 807’de (1404-1405) temize çekmiştir. Sahasının ilk ürünü kabul edilen eserde Śaĥîĥ-i Buħârî’nin tertibine uygun olarak ondaki merfû, mevkuf ve maktû bütün ta‘liklerin isnadları yanında ayrıca Buhârî’nin “tâbeahû fülân” veya “revâhü fülân” diyerek bir kısmını verdiği senedlerin muttasıl isnadlarını tesbit etmiştir. İbn Hacer bu çalışmasını önce et-Teşvîķ ilâ vaśli’l-mühim mine’t-taǾlîķ, daha sonra et-Tevfîķ li-vaśli’l-mühim mine’t-taǾlîķ adıyla ihtisar etmiş, ikinci ihtisarı Saîd Abdurrahman Mûsâ el-Kazekî tarafından beş cilt halinde yayımlanmıştır (Beyrut-Dımaşk-Amman 1405/1985). 2. el-Ķavlü’l-müsedded fi’ź-źebbi Ǿan Müsnedi Aĥmed. Müellif bu eserini, İbnü’l-Cevzî’nin Kitâbü’l-MevżûǾât’ında Ahmed b. Hanbel’in el-Müsned’inde mevzû olduğunu ileri sürdüğü on beş hadisin mevzû olmadığını ispat etmek üzere 819’da (1416) kaleme almıştır. Süyûtî, esere el-Ķavlü’l-müsedded ve źeylühû Ǿaleyh adıyla bir zeyil yazarak el-Müsned’de mevzû olduğu söylenen diğer on beş hadisi de savunmuştur. el-Ķavlü’l-müsedded Haydarâbâd-Dekken’de (1319, 1371/1951, 1400), Beyrut’ta (1404/1984), ayrıca Sââtî’nin el-Fetĥu’r-rabbânî’si ile birlikte Kahire’de (1377, 1981) yayımlanmış, Abdullah Muhammed ed-Dervîş de eseri müstakil olarak (Dımaşk-Beyrut 1985) ve Ahmed b. Hanbel’in el-Müsned’inin sonunda (Beyrut 1411/1991, X, 489-554) neşretmiştir. 3. el-Vuķūf Ǿalâ mâ fî Śaĥîĥi Müslim mine’l-mevķūf. Śaĥîĥ-i Müslim’de mukaddime kısmı dışında mevkuf rivayet bulunmadığı görüşüne katılmayan İbn Hacer, eserde mevcut 192 mevkuf ve maktû rivayeti Zilhicce 803’te (Temmuz 1401) üç gün içinde derleyerek Śaĥîĥ-i Müslim’deki tertibe uygun şekilde bablara göre sıralamıştır. Eser Rebî‘ b. Hâdî Umeyr el-Medhalî (I-II, Medine 1404; I-II, Riyad 1408), Abdullah el-Leysî el-Ensârî (Beyrut 1406/1986) ve Ümmü Abdullah bint Mahrûs (Küveyt, ts.) tarafından yayımlanmıştır. 4. İntiķāđü’l-iǾtirâż fi’r-red Ǿale’l-ǾAynî fî şerĥi’l-Buħârî (İsķāŧü’l-iǾtirâż). Aynî’nin ǾUmdetü’l-ķārî adlı eserinde Fetĥu’l-bârî’ye yönelttiği tenkitlerin önemli bir kısmına verilen cevapları ihtiva eden eseri Hamdî Abdülmecîd es-Silefî ve Subhî es-Sâmerrâî neşretmiştir (I-II, Riyad 1413/1993). 5. el-İstinśâr Ǿale’ŧ-ŧâǾini’l-miǾŝâr. Aynî’nin ǾUmdetü’l-ķārî’nin mukaddimesinde İbn Hacer’e yönelttiği eleştirileri cevaplandırmak ve bu mukaddimedeki seksenden fazla yanlışı göstermek amacıyla yazılan bir eser olup (İbn Hacer, İntiķāđü’l-iǾtirâż, I, 9) el-Cevâhir ve’d-dürer (I, 224) ve Îżâĥu’l-meknûn’da (I, 69) olduğu gibi el-İstibśâr adıyla kaydedilmesi doğru değildir. 6. el-Müǿtemen fî cemǾi’s-sünen (el-CâmiǾu’l-kebîr min süneni’l-beşîri’n-neźîr). Eserde çeşitli kaynaklardan seçilip bablara göre düzenlenen hadisler senedsiz olarak alınmış ve rivayet kusurları gösterilmiştir. Yaklaşık sekiz varak olduğu belirtilen eser


İbn Hacer’in tamamlamaya fırsat bulamadığı çalışmalarından biridir. 7. et-TaǾlîķ Ǿale’l-MevżûǾât li’bni’l-Cevzî. TaǾaķķubât Ǿale’l-MevżûǾât olarak da kaydedilen eser (Hediyyetü’l-Ǿârifîn, I, 129), Ebü’l-Ferec İbnü’l-Cevzî’nin el-MevżûǾât’ında bulunup mevzû olmadığı söylenen rivayetler (Süyûtî’ye göre 300 kadar) hakkındadır. 8. TaǾrîfü’l-menhec bi-tertîbi (bi-maǾrifeti)’l-müdrec. Taķrîbü’l-menhec diye de zikredilen (Keşfü’ž-žunûn, I, 465) ve 807’de (1404-1405) tamamlanan eser, Hatîb el-Bağdâdî’nin el-Faśl li’l-vaśl el-müdrec fi’n-naķl’inin ihtisar edilmesi ve bir o kadar ilâvede bulunulmasıyla meydana gelmiştir. İbn Hacer’in aynı konuda Taķvîmü’s-sinâd bi-müdreci’l-isnâd adlı bir eserinin daha bulunduğu belirtilmektedir (Süyûtî, Nažmü’l-Ǿiķyân, s. 48). 9. el-Muħarrec mine’l-müdebbec (el-Efnân fî rivâyeti’l-aķrân). Bazı kaynaklarda el-Efnân fî rivâyeti’l-Ķurǿân (İbnü’l-İmâd, VII, 272), el-İmtinân fî rivâyeti’l-aķrân (Abdülhay el-Kettânî, I, 334) şeklinde kaydedilmesi yanlıştır. 10. et-TaǾrîc Ǿale’t-tedbîc. Akran olan râvilerin birbirlerinden rivayetine (müdebbec) dair olan eser bazı kaynaklarda yanlış olarak et-TaǾrîc Ǿale’t-tedrîc şeklinde yazılmıştır (Keşfü’ž-žunûn, I, 420; İbnü’l-İmâd, VII, 272). 11. el-Muķterib fî beyâni’l-mużŧarib. Dârekutnî’nin Ǿİlelü’l-ĥadîŝ’inden derlenip ona ilâveler yapılmak suretiyle meydana getirilmiştir. 12. el-İntifâǾ bi-tertîbi’l-Ǿİlel li’d-Dâreķutnî Ǿale’l-envâǾ. Eser Keşfü’ž-žunûn’da (I, 175) el-İntifâǾ bi-tertîbi’d-Dâreķutnî Ǿale’l-envâǾ adıyla geçmektedir. Kaynaklarda İbn Hacer’in bu konuda ayrıca Nüzhetü’l-ķulûb fî maǾrifeti’l-mübdel ve (mine)’l-maķlûb (Cilâǿü’l-ķulûb fî maǾrifeti’l-maķlûb), Mezîdü’n-nefǾ bi-maǾrifeti mâ rucciĥa fîhi’l-vaķf Ǿale’r-refǾ, (el-)Beyânü’l-faśl limâ rucciĥa fîhi’l-irsâl Ǿale’l-vaśl ve bazı kaynaklarda Zehrü’l-muŧavvel fî beyâni’l-ĥadîŝi’l-muǾaddel şeklinde yanlış yazılan (Keşfü’ž-žunûn, II, 961) ez-Zehrü’l-maŧlûl fi’l-ħaberi(fî maǾrifeti)’l-maǾlûl, Şifâǿü’l-ġalel fî beyâni’l-Ǿilel adlı eserleri bulunduğu zikredilmektedir.

C) Tariklerin Cem‘i. 1. Ŧuruķu ĥadîŝi “Mâǿü zemzem limâ şüribe leh”. Keylânî Muhammed Halîfe (Kahire, ts.) ve Fażlü Zemzem adlı kitabının sonunda (Mekke 1413/1993, s. 167-195) Sâid Bekdâş tarafından Cüzǿ fîhi’l-cevâb Ǿan ĥâli’l-ĥadîŝi’l-meşhûr “Mâǿü zemzem limâ şüribe leh” adıyla yayımlanmıştır. 2. Lâ tesübbû aśĥâbî (Beyrut 1408). 3. el-Basŧu’l-mebŝûŝ li-ħaberi’l-bürġūŝ (Ŧuruķu ĥadîŝi “Lâ tesübbü’l-bürġūŝ”) Leiden Üniversitesi Kütüphanesi’nde bir nüshası bulunduğunu belirten Brockelmann risâlenin adını bir yerde (GAL, II, 82) el-Basîŧü’l-mebŝûŝ fî ħaberi’l-burġūŝ, başka bir yerde (GAL Suppl., II, 74) el-Beźl ve’l-mebŝûŝ fî ħaberi’l-burġūŝ şeklinde yanlış olarak kaydetmiştir. 4. Nüzhetü’n-nâžır ve’s-sâmiǾ fî ŧuruķi ĥadîŝ eś-śâǿimü’l-mecâmiǾ. Ramazan ayında oruçlu iken eşiyle ilişkiye girdikten sonra bu günahtan kurtulmanın yolunu araştıran sahâbîye dair olan cüzün bir nüshası el-Mektebetü’l-Ezheriyye’de bulunmaktadır (Mecmua, nr. 109, Mustalahu’l-hadîs). İbn Hacer Fetĥu’l-bârî’de bu çalışmasını özetlemiştir (IV, 193-204). 5. Leźźetü’l-Ǿayş bi-cemǾi ŧuruķi “el-eǿimmetü min Ķureyş” (Beyazıt Devlet Ktp., Mecmua, nr. 7951, vr. 35a-64b). 6. Ĥadîŝü’l-mesĥ Ǿale’l-ħuffeyn (el-Mektebetü’l-Ezheriyye, Mecmua, nr. 109, vr. 37-51). 7. Ĥadîŝü’l-ġusl yevme’l-cumǾa (el-Mektebetü’l-Ezheriyye, Mecmua, nr. 109, vr. 129-155). Eserde, hadisi ünlü râvisi Nâfi‘den 120’den fazla kimsenin rivayet ettiği ortaya konmaktadır. 8. Ĥadîŝü iźâ laķīte aĥad min ümmetî fesellim Ǿaleyhi yeŧûl Ǿumruk (Dârü’l-kütübi’z-Zâhiriyye, Mecmua, nr. 1075, Hadis 284, vr. 19-23). 9. Tuĥfetü’l-müsterîż bi-mesǿeleti’t-temĥîż (meĥiż). Kadınlarla normal olmayan şekilde ilişkiye girmeyi yasaklayan hadislerin tariklerinin incelendiği ve bu konuda sahâbe, tâbiîn ve diğer âlimlerin görüşlerinin tesbit edildiği bir çalışmadır.

İbn Hacer’in ayrıca, insanları sık sık ziyaret etmeme konusundaki hadise dair el-Enâre bi-ŧarîķi ĥadîŝi ġıbbi’z-ziyâre (İbn Hacer, Fetĥu’l-bârî, X, 514) ve Tuĥfetü’r-râǿiż bi-taħrîci ĥadîŝi teǾallemû el-ferâǿiż adlı eserleri bulunduğu ve “el-A‘mâlü bi’n-niyyât”; “Evle’n-nâs bî ekseruhüm aleyye salât”; “Hadîsü Câbir fi’l-baîr”; “İfk”; “İhtecce Âdem ve Mûsâ”; “Kabzu’l-ilm”; “el-Kudât selâse”; “Lev enne nehren bi-bâbi ahadiküm”; “Men benâ lillâhi mesciden”; “Men hafiza alâ ümmetî erbaîne hadîs”; “Men kezebe aleyye müteammiden”; “Men sallâ cenâzeten fe-lehû kīrât”; “Meselü ümmetî meselü’l-matar”; “el-Miğfer”; “Naddarallâhü’m-reen”; “Salâtü’t-tesbîh”; “Yâ Abdarrah-mân lâ tes’eli’l-imâre”; “es-Sâdıku’l-masdûk”; “İnne imreetî lâ terüddü yede lâmis” hadislerini de tahrîc ettiği belirtilmektedir.

D) Etrâf Çalışmaları. 1. İtĥâfü’l-mehere bi-eŧrâfi’l-Ǿaşere (İtĥâfü’l-mehere bi’l-fevâǿidi’l-mübtekire min eŧrâfi’l-Ǿaşere). Eserde İmam Mâlik’in el-Muvaŧŧaǿ, İmam Şâfiî ile Ahmed b. Hanbel’in el-Müsned, Dârimî’nin es-Sünen, İbnü’l-Cârûd’un el-Münteķā, Ebû Avâne el-İsferâyînî’nin el-Müstaħrec, Tahâvî’nin Şerĥu MeǾâni’l-âŝâr, İbn Hibbân’ın eś-Śaĥîĥ, Dârekutnî’nin es-Sünen ve Hâkim’in el-Müstedrek adlı kitapları, ayrıca İbn Huzeyme’nin dörtte biri günümüze ulaşan eś-Śaĥîĥ’i yer almakta olup bir nüshası Millet Kütüphanesi’nde kayıtlıdır (Murad Molla, nr. 349-364). 2. İŧrâfü’l-müsnedi’l-muǾtelî bi-Eŧrâfi’l-Müsnedi’l-Ĥanbelî. Bu çalışmada önce Ahmed b. Hanbel’in el-Müsned’indeki sahâbî râviler ve bunlardan rivayette bulunanlar alfabetik olarak sıralanmış, ardından bu râvilerin uzun rivayetlerinin baş tarafından bir bölümü zikredilip hadisin Ahmed b. Hanbel’den o râviye kadar olan kısmının senedi verilmiştir. Müellifin önce İtĥâfü’l-mehere’nin içine aldığı, daha sonra müstakil bir kitap haline getirdiği eser, Semîr Emîn ez-Züheyrî tarafından el-Müsnedü’l-muǾtelî bi-eŧrâfi’l-Müsnedi’l-Ĥanbelî (Riyad 1410), Züheyr b. Nâsır en-Nâsır tarafından Eŧrâfü Müsnedi’l-İmâm Aĥmed b. Ĥanbel (Dımaşk-Beyrut 1414/1993) adıyla on cilt halinde yayımlanmış, Hz. Âişe’ye ait rivayetleri ihtiva eden kısmını da Ebû Mutî‘ Atâullah b. Abdülgaffâr es-Sindî Müsnedü ǾÂǿişe mine’l-müsnedi’l-muǾtelî bi-eŧrâfi’l-Müsnedi’l-Ĥanbelî adıyla neşretmiştir (Kahire 1416/1995). 3. en-Nüketü’ž-žırâf Ǿale’l-Eŧrâf (el-İǾtirâf bi-evhâmi’l-eŧrâf). Yûsuf b. Abdurrahman el-Mizzî’nin Kütüb-i Sitte’yi ve ayrıca üç eseri ihtiva eden Tuĥfetü’l-eşrâf bi-maǾrifeti’l-eŧrâf’ında görülen bazı yanlışları düzeltmek amacıyla kaleme alınmış olup her iki eser Abdüssamed Şerefeddin tarafından birlikte yayımlanmıştır (I-XIV, Bombay 1965-1966). 4. el-İnâre fî eŧrâfi’l-Muħtâre (Eŧrâfü’l-Eĥâdîŝi’l-muħtâre). Ziyâeddin el-Makdisî’nin el-Eĥâdîŝü’l-muħtâre’sindeki hadislere dair olan eseri İbn Hacer Şâban 802’de (Nisan 1400) Dımaşk’a giderken kaleme almış, 806’daki (1403-1404) ikinci Yemen seyahati esnasında kaybetmiştir. Müellifin ayrıca Eŧrâfü’ś-Śaĥîĥayn (Tertîbü eŧrâfi’ś-Śaĥîĥayn), bablara göre düzenlediği bir cilt hacmindeki el-Fevâǿidü’l-mecmûǾa bi-eŧrâfi’l-eczâǿi’l-mesmûǾa, müsned tertibinde iki ciltlik bir çalışma olduğu belirtilen


el-Eczâǿ bi-eŧrâfi’l-eczâǿ adlı eserleri mevcuttur.

E) Zevâid Çalışmaları. 1. el-Meŧâlibü’l-Ǿâliye bi-zevâǿidi’l-mesânîdi’ŝ-ŝemâniye. Ebû Dâvûd et-Tayâlisî, Abdullah b. Zübeyr el-Humeydî, Müsedded b. Müserhed, Ebû Bekir b. Ebû Şeybe, İbn Ebû Ömer, Ahmed b. Menî‘, Abd b. Humeyd, Hâris b. Ebû Üsâme, İshak b. Râhûye (eserinin ancak yarısını görebilmiştir) ve Ebû Ya‘lâ el-Mevsılî’nin el-Müsned’lerinde bulunduğu halde Kütüb-i Sitte ile Ahmed b. Hanbel’in el-Müsned’inde yer almayan 4702 hadisin konularına göre düzenlendiği bir eserdir. Çalışmaya esas alınan eserlerin bir kısmının günümüze kadar gelmemiş olması sebebiyle değeri daha da artan el-Meŧâlibü’l-Ǿâliye Habîbürrahman el-A‘zamî tarafından dört (Küveyt 1390-1393/1970-1973, 1393/1973), Yûsuf Abdurrahman el-Mar‘aşlî tarafından son cildi fihrist olmak üzere beş cilt (Beyrut 1407/1987) halinde yayımlanmıştır. Ayrıca Ömer b. Garâme el-Amravî, el-Eŧrâfü’s-seniyye li-MecmaǾi’z-zevâǿid ve’l-Meŧâlibi’l-Ǿâliye adlı hacimli çalışmasında (Riyad 1406) eserin fihristini hazırlamıştır. 2. Muħtaśaru Zevâǿidi Müsnedi’l-Bezzâr Ǿale’l-Kütübi’s-Sitte ve Müsnedi Aĥmed. 808’de (1405-1406) tamamlanan ve çeşitli kaynaklarda “el-Müntehab”, “el-Muhtâr”, “Tecrîd”, “Zevâid” kelimeleriyle başlayarak yukarıdakine yakın adlarla zikredilen eserde Heysemî’nin Keşfü’l-estâr Ǿan Zevâǿidi’l-Bezzâr’ındaki 3700 kadar hadis senedleri ve metinleri ihtisar edilerek 2341’e indirilmiş, rivayet sırasında meydana gelen illetler belirtilmiş, günümüze ulaşmayan hadis kitaplarından nakiller yapılmış, ayrıca başta Heysemî olmak üzere bazı muhaddislerin hadisler ve râviler hakkındaki değerlendirmeleri eleştirilmiştir. Sabrî b. Abdülhâlik Ebû Zer tarafından yayımlanan (I-II, Beyrut 1412/1992) eser üzerinde Abdullah Murâd Ali el-Münteħab min Zevâǿidi’l-Bezzâr Ǿale’l-Kütübi’s-Sitte ve Müsnedi Aĥmed adıyla bir doktora çalışması yapmıştır (1405, Medine, el-Câmiatü’l-İslâmiyye). 3. Ziyâdâtü baǾżı’l-muvaŧŧaǿât Ǿalâ baǾż. Müsned tertibindeki bu çalışmanın bir nüshası Mektebetü’l-Ezher’de bulunmaktadır (Mecmua, nr. 109, vr. 107-122).

İbn Hacer’in ayrıca Zevâǿidü’l-Edebi’l-müfred li’l-Buħârî Ǿale’s-sitte, Zevâǿidü Müsnedi’l-Ĥâriŝ b. Ebî Üsâme Ǿale’s-sitte ve Aĥmed, Zevâǿidü Müsnedi Aĥmed b. MenîǾ ve pek az bir kısmını yazabildiği Zevâǿidü’l-kütübi’l-erbaǾa mimmâ hüve śaĥîĥ (Abdüssettâr eş-Şeyh, s. 409) adlı çalışmaları ile Tâceddin es-Sübkî’nin Ŧabaķātü’ş-ŞâfiǾiyyeti’l-vüsŧâ’sı üzerine bir zevâidi bulunmaktadır.

F) Tahrîc Çalışmaları. 1. Netâǿicü’l-efkâr fî taħrîci eĥâdîŝi’l-Eźkâr (Taħrîcü’l-Eźkâr, el-Emâlî, Emâli’l-Eźkâr, el-Emâli’l-ĥadîŝiyye). Nevevî’nin el-Eźkâr’ında yer alan hadislerin tahrîc edildiği eseri İbn Hacer 7 Safer 837’den (23 Eylül 1433) 15 Zilkade 852’ye (10 Ocak 1449) kadar 660 mecliste talebelerine imlâ etmiş, eksik kalan kısımları Sehâvî el-Ķavlü’l-bâr fî tekmileti taħrîci’l-Eźkâr adıyla (Abdülhay el-Kettânî, II, 990) tamamlamıştır. Beş cilt olduğu belirtilen eserin bir nüshası Rabat’ta bulunmaktadır (el-Hizânetü’l-âmme, nr. 114 f). Kitabın Kahire’deki Baybarsiyye Medresesi’nde imlâ edilmesi sebebiyle el-Baybarsiyye (el-Emâli’l-Mıśriyye el-Baybarsiyye) diye de anılan ve Bikāî tarafından rivayet edilen 193-463. meclislerinin bir nüshası Köprülü (Mecmua, nr. 251, vr. 1a-216b), diğer bir nüshası da Millet Kütüphanesi’ndedir (Feyzullah Efendi, nr. 265, 273 varak). Köprülü Kütüphanesi’nde ayrıca müellifin iki imlâ meclisinde yazdırdıkları Meclisâni min emâlî İbn Ĥacer adıyla yer almaktadır (Mecmua, nr. 427, vr. 7b-12a). Hamdî b. Abdülmecîd es-Selefî, 71-150. meclisleri ihtiva eden eserin II. cildini el-Emâli’l-muŧlaķa adıyla neşretmiş (Bağdat 1406/1986; Beyrut 1416/1995), ayrıca ilk yarısını Abdullah b. Sâlih ed-Devserî, ikinci yarısını Abdullah b. Ali el-Cüaysin yüksek lisans tezi olarak tahkik etmiştir (1407, Câmiatü’l-İmâm Muhammed b. Suûd el-İslâmiyye, Usûlü’d-dîn, es-Sünne ve ulûmühâ). İbn Allân’ın el-Fütûĥâtü’r-rabbâniyye Ǿale’l-Eźkâri’n-Neveviyye’si (I-VII, Kahire 1348/1929) Netâǿicü’l-efkâr’dan pek çok nakil ihtiva etmektedir. 2. Muvâfaķatü’l-ħubri’l-ħaber fî taħrîci eĥâdîŝi’l-Muħtaśar (Taħrîcü eĥâdîŝi [esânîdi] Muħtaśari İbni’l-Ĥâcib, el-Emâli’l-muħarrece Ǿalâ Muħtaśari İbni’l-Ĥâcib el-Aślî). İbn Hacer, Cemâleddin İbnü’l-Hâcib’in Müntehe’s-sûl ve’l-emel fî Ǿilmeyi’l-uśûl ve’l-cedel’ini önce Muħtaśarü’l-Müntehâ adıyla ihtisar etmiş, daha sonra Muvâfaķatü’l-ħubri’l-ħaber adıyla hadislerini tahrîc edip bunları 230 mecliste imlâ etmiş ve 17 Receb 836’da (9 Mart 1433) çalışmasını tamamlamıştır. Hamdî Abdülmecîd es-Selefî ile Subhî es-Sâmerrâî’nin yayımladığı eserin (I-II, Riyad 1412/1991, 1414/1993) ilk 104 meclisi üzerinde Abdullah b. Ahmed b. Süleyman el-Hamed Muvâfaķatü’l-ħubri’l-ħaber fî taħrîci âŝâri’l-Muħtaśar adıyla bir doktora çalışması yapmıştır (1404, el-Câmiatü’l-İslâmiyye ed-Dirâsâtü’l-ulyâ Şu‘betü’l-hadîs [Medine]). 3. el-İstidrâk Ǿalâ şeyħihi’l-ǾIrâķī fî taħrîci’l-İĥyâǿ. Zeynüddin el-Irâkī’nin İĥyâǿü Ǿulûmi’d-dîn’deki hadisleri tahrîc etmek üzere kaleme aldığı üç kitabın en küçüğü olan el-Muġnî Ǿan ĥamli’l-esfâr fi’l-esfâr fî taħrîci mâ fi’l-İĥyâǿi mine’l-aħbâr’da gözden kaçan bazı hususların tamamlanması için yazılmıştır. 4. Tesdîdü’l-ķavs fî muħtaśarı (eŧrâfi, tertîbi) Müsnedi’l-Firdevs (Tesdîdü’l-ķavs zehrü’l-Firdevs). Şîrûye b. Şehredâr ed-Deylemî’nin 9056 hadis ihtiva eden Firdevsü’l-aħbâr’ındaki rivayetlerin senedlerini tesbit edip esere 5000 hadis ekleyen oğlu Şehredâr ed-Deylemî’nin kaleme aldığı Müsnedü’l-Firdevs’in muhtasarıdır. Kitabın Zehru Müsnedi’l-Firdevs (Zehrü’l-Firdevs) adıyla Millet Kütüphanesi’nde kayıtlı bulunan (Murad Molla, nr. 393) nüshasında görüldüğü üzere İbn Hacer bu çalışmasında Müsnedü’l-Firdevs’in baş tarafından bir kısım rivayetlerin tahrîcini de yapmış, hadisleri yeniden alfabetik sıraya koyarak bazı ilâve ve tashihlerde bulunmuştur. Eser Fevvâz Ahmed Zemirlî tarafından Firdevsü’l-aħbâr ile birlikte yayımlanmıştır (I-V, Beyrut 1987). İbn Hacer, Müsnedü’l-Firdevs üzerinde el-Ġarâǿibü’l-mülteķaŧa min Müsnedi’l-Firdevs (el-Mülteķaŧ min Müsnedi’l-Firdevs) adıyla bir çalışma daha yapmış olup (Süleymaniye Ktp., Yenicami, nr. 199, 200, 201 [I, II ve IV. ciltler]) bu eserde Müsnedü’l-Firdevs’in meşhur hadis kitaplarında yer almayan garîb rivayetlerini bir araya getirmiştir. Onun Zevâǿidü’l-Firdevs adlı bir eserinden daha söz edilmekte, Mustafa Sî Ya‘kūb’un bu eser üzerinde Tesdîdü’l-ķavs fî tertîb ve Müsnedi’l-Firdevs: taĥķīķ ve dirâse 700 ĥadîŝ adıyla bir doktora çalışması yaptığı (1406, el-Câmiatü’l-İslâmiyye [Medine]) belirtilmektedir. 5. Telħîśü’l-ĥabîr fî taħrîci eĥâdîŝi’r-RâfiǾiyyi’l-kebîr (et-Temyîz fî taħrîci eĥâdîŝi’l-Vecîz, et-Telħîśü’l-ĥabîr fî taħrîci eĥâdîŝi’ş-şerĥi’l-Vecîzi’l-kebîr). Gazzâlî’nin el-Vecîz adlı fıkıh kitabına Abdülkerîm b. Muhammed er-Râfiî tarafından yazılan eş-Şerĥu’l-kebîr’deki (Fetĥu’l-Ǿazîz) hadislerin tahrîcine dair olan eser 21 Şevval 812’de (26 Şubat 1410) tamamlanmış, 820’de (1417) esere son şekli verilmiştir. Telħîśü’l-ĥabîr’in Hindistan’da taş baskısı yapılmış


(1303), daha sonra Seyyid Abdullah Hâşim el-Yemânî (I-IV, Kahire 1384/1964, iki mücelled) ve Şa‘bân Muhammed İsmâil (I-IV, Kahire 1399/1979) tarafından neşredilmiş, ayrıca Ebû İshak eş-Şîrâzî’nin el-Müheźźeb’i ile birlikte yayımlanmıştır (I-XX, baskı yeri ve tarihi yok). Yûsuf Abdurrahman el-Mar‘aşlî Fihrisü eĥâdîŝi Telħîśi’l-ĥabîr (Beyrut 1406/1986) ve Abdurrahman Dımaşkıyye Tertîbü eĥâdîŝ ve âŝâri Telħîśi’l-ĥabîr (Riyad 1407/1987) adıyla eserdeki rivayetlerin fihristini yayımlamışlardır. 6. ed-Dirâye fî taħrîci (telħîśi, münteħabi) eĥâdîŝi’l-Hidâye. Burhâneddin el-Mergīnânî’nin el-Hidâye’sindeki hadisleri tahrîc etmek üzere Cemâleddin Abdullah b. Yûsuf ez-Zeylaî’nin kaleme aldığı Naśbü’r-râye’nin 827’de (1424) yapılmış muhtasarıdır. 1085 hadisi senedleri ve metinleriyle birlikte veren, bunların sağlamlık dereceleri hakkında geniş bilgiler ihtiva eden eser Delhi (1299, 1327) ve Leknev’de (1301), ayrıca Abdullah Hâşim el-Yemânî tarafından Kahire’de (I-II, Kahire 1384/1964; Beyrut, ts.) yayımlanmış, Riyâz Abdullah Abdülhâdî Fehârisü’d-Dirâye fî taħrîci eĥâdîŝi’l-Hidâye (Beyrut 1408/1988) adıyla eserin fihristini hazırlamıştır. 7. el-Kâfi’ş-şâf fî taħrîci eĥâdîŝi’l-Keşşâf. Eserde, Zemahşerî’nin el-Keşşâf Ǿan ĥaķāǿiķi’t-tenzîl adlı tefsirinde lafızlarına işaretle yetinilen merfû hadislerle Zeylaî’nin bu eser üzerindeki tahrîc çalışmaları sırasında temas etmediği merfû hadisler ve mevkuf rivayetler tahrîc edilmiştir. 821 (1418) yılında tamamlanan, 398 rivayetin tahrîc edildiği eser el-Keşşâf’ın IV. cildinin sonunda yayımlanmıştır (Beyrut 1366/1947). İbn Hacer’in buna et-Taħrîcü’l-vâf bi-âŝâri’l-Keşşâf adıyla bir zeyil yazmaya başladığı, fakat eseri tamamlayamadığı belirtilmektedir. 8. Hidâyetü’r-ruvât ilâ taħrîci eĥâdîŝi’l-Meśâbîĥ ve’l-Mişkât. Ferrâ el-Begavî’nin Meśâbîĥu’s-sünne’sine Hatîb et-Tebrîzî’nin bir üçüncü bab ekleyerek telif ettiği Mişkâtü’l-Meśâbîĥ’teki 6285 hadisin kaynaklarının gösterilip değerlendirildiği bir eser olup Süleymaniye (Hamidiye, nr. 410) ve Topkapı Sarayı Müzesi (III. Ahmed, nr. 477) kütüphanelerinde nüshaları vardır. 9. el-Eĥâdîŝü’l-mevżûǾa el-vâride fî Meśâbîĥi’s-sünne li’l-Beġavî (el-Ecvibe Ǿan eĥâdîŝ vaķaǾat fî Meśâbîĥi’s-sünne ve vuśıfet bi’l-vażǾ). 850 (1446) yılının sonunda kaleme alınan bu risâlede Meśâbîĥu’s-sünne’de mevzû olduğu ileri sürülen on sekiz hadis savunulmakta ve bunların sıhhat derecesi belirtilmektedir. Eser, Ecvibetü’l-Ĥâfıž İbn Ĥacer el-ǾAsķalânî Ǿan eĥâdîśi’l-Meśâbîĥ adıyla Meśâbîĥu’s-sünne’nin baş tarafında (I, 77-96), aynı adla Mişkâtü’l-Meśâbîĥ’in (I-III, nşr. Nâsırüddin el-Elbânî, Beyrut-Dımaşk 1382/1962, 1399/1979) sonunda (III, 1773-1792), Ecvibetü’l-Ĥâfıž İbn Ĥacer el-ǾAsķalânî Ǿalâ risâleti’l-Ķazvînî ĥavle baǾżı eĥâdîŝi’l-Meśâbîĥ adıyla Ali el-Kārî’nin Mirķātü’l-mefâtîĥ’inin (I-X, nşr. Sıdkī Muhammed Cemîl el-Attâr, Beyrut 1412/1992) I. cildinde (I, 535-550) yayımlanmıştır. Amr b. Abdülmün‘im, eser üzerinde en-Naķdü’ś-śarîĥ li-ecvibeti’l-Ĥâfıž İbn Ĥacer Ǿan eĥâdîŝi’l-Meśâbîĥ adlı bir çalışma yapmıştır (Kahire-Cidde 1414). 10. Taħrîcü’l-eĥâdîŝi’n-nebeviyye el-münķaŧıǾa fi’s-Sîreti’l-Hişâmiyye (Taħrîcü’l-eĥâdîŝ fi’s-sîreti’n-nebeviyye el-Hâşimiyye, Taħrîcü’l-eĥâdîŝi’l-münķaŧıǾa fi’s-sîreti’l-Hâşimiyye; bk. Abdülhay el-Kettânî, I, 334).

İbn Hacer’in aynı konuda yarım kalmış eserleri de şunlardır: el-ǾUcâb fî taħrîci mâ yeķūlü fîhi’t-Tirmiźî “ve fi’l-bâb” (el-Lübâb fî şerĥi ķavli’t-Tirmiźî “ve fi’l-bâb” da muhtemelen aynı eserdir), Taħrîcü eĥâdîŝi Muħtaśari’l-Kifâye, ed-DâǾi’l-beşîr li-taħrîci eĥâdîŝi İbn Beşîr, Taħrîcü eĥâdîŝi Şerĥi’t-Tenbîh li’z-Zenkelûnî (a.g.e., I, 336).

G) Âlî İsnad Çalışmaları. 1. el-ǾUşâriyyât (el-ǾAşeretü’l-ǾUşâriyye). 1000’e yakın âlî isnadlı hadisin bir araya getirildiği eserin iki nüshası el-Hizânetü’t-Teymûriyye’de bulunmaktadır (Hadis, nr. 189, 399). 2. Nažmü’l-leǿâlî bi’l-miǿeti’l-Ǿavâlî (el-Miǿetü’l-Ǿuşâriyyât li’t-Tenûħî). Müellifin İbrâhim b. Ahmed et-Tenûhî’den rivayet ettiği uşârî hadislerden 100’ünü ihtiva eden eser Kemâl Yûsuf el-Hût tarafından yayımlanmıştır (Beyrut 1410/1990). İbn Hacer’in aynı kişiden yaptığı rivayetleriyle ilgili Mütebâyinâtü’t-Tenûħî adlı bir eserinden daha söz edilmektedir. 3. es-Sittûne’l-ǾUşâriyye (el-ǾUşâriyyâtü’s-sittûn). Zeynüddin el-Irâkī’nin Kütüb-i Sitte’de yer almayan sahih, hasen ve garîb derecesindeki on râvili kırk rivayeti bir araya getirdiği Kitâbü’l-ErbaǾîn el-Ǿuşâriyye adlı eserine, yine Irâkī’den derlenmiş aynı nitelikte altmış rivayetin eklenmesiyle meydana getirilen bir çalışmadır. İbn Hacer’in âlî isnada dair çalışmaları arasında el-ǾAvâli’t-tâliye li’l-miǿeti’l-Ǿâliye de (el-ErbaǾûne’t-tâliye li’l-miǿeti’l-Ǿuşâriyye) zikredilmektedir.

Müellifin, âlî isnadın beş türünden biri olan nisbî uluvvün çeşitlerinden bedel ve muvafakate dair kaynaklarda zikredilen eserleri şunlardır: Buġyetü’r-râvî bi-ebdâli’l-Buħârî, el-Ebdâlü’l-Ǿavâlî min Ebî Dâvûd eŧ-Ŧayâlisî, Ebdâlü ǾAbd b. Ĥumeyd ve muvâfaķātühû, el-Ebdâlü’l-Ǿavâlî ve’l-muvâfaķātü’l-ĥisân min Müsnedi’d-Dârimî ǾAbdillâh b. ǾAbdirraĥmân, Kāsım b. Fazl es-Sekafî’nin on cüz hacmindeki eŝ-Ŝeķafiyyât’ından derlediği el-Ebdâlü’ś-śafiyyât mine’ŝ-Ŝeķafiyyât, Ebü’l-Hasan Ali b. Hasan el-Hilaî’nin el-ĦileǾiyyât’ından 100 hadis seçerek meydana getirdiği el-Ebdâlü’l-Ǿaliyyât mine’l-ĦileǾiyyât ve ǾAvâlî Müslim (aş. bk.).

H) Kırk Hadis Çalışmaları. 1. el-İmtâǾ bi’l-erbaǾîne’l-mütebâyineti (bi-şarŧi)’s-semâǾ. İbn Hacer, 808’de (1405) bir hafta içinde kaleme alıp aynı yıl talebelerine imlâ ettiği bu eserinde kendisinin semâ yoluyla ve âlî isnadla kırk ayrı hocasından duyduğu, onların da kırk ayrı sahâbîden rivayet ettikleri kırk beş hadisi derlemiş,


ayrıca bu hadislerin Kütüb-i Sitte ile dört mezhep imamının eserlerinde bulunması gibi şartları da gözetmiş ve hadislerin sağlamlık derecesini belirtmiştir. Müellif eserini 832’de (1429) hadislerin çeşitli tariklerinden sadece birini zikrederek ihtisar etmiş, Muhammed b. Ebû Bekir b. Cemâa da eser üzerinde ihtisar çalışması yapmıştır. el-İmtâǾ Selâhaddin Makbûl Ahmed (Küveyt 1408/1988), Muhammed Şekûr el-Meyâdînî (Devha 1409/1989), Mecdî es-Seyyid İbrâhim (Kahire, ts.) ve Ebû Abdullah Muhammed Hasan İsmâil eş-Şâfiî (Beyrut 1418/1997) tarafından yayımlanmıştır. 2. ǾAvâlî Müslim: erbaǾûne ĥadîŝ münteķāt min Śaĥîĥi Müslim (el-ErbaǾûne’l-Ǿâliye li-Müslim Ǿale’l-Buħârî fî Śaĥîĥayhimâ). Śaĥîĥayn’da bulunup Müslim’in Buhârî’ye göre bir râvi ile âlî olarak rivayet ettiği kırk hadisin derlendiği eseri Muhammed el-Meczûb (Tunus 1393/1973) ve Kemâl Yûsuf el-Hût (Beyrut 1405/1985) neşretmiştir. 3. el-ErbaǾûn fî redǾi’l-mücrim Ǿan sebbi’l-müslim (RedǾu’l-mücrim fi’ź-źebbi Ǿan Ǿırżı’l-müslim). Bazı âlimlerin müellife yaptığı haksızlıklar üzerine Receb 851’de (Eylül 1447) kaleme alınan eser Şeyh el-Huveynî es-Selefî (Beyrut 1406/1986) ve Mecdî es-Seyyid İbrâhim (Kahire 1989) tarafından yayımlanmıştır. 4. Taħrîcü’l-ErbaǾîne’n-Neveviyye bi’l-esânîdi’l-Ǿaliyye. İbn Hacer’in 800 (1398) yılında Aden’de okuttuğu bir eser olup onun el-ErbaǾûne’n-Neveviyye’yi şerhettiği de söylenmektedir (Abdüssettâr eş-Şeyh, s. 410). 5. el-ErbaǾûne’l-müheźźebe bi’l-eĥâdîŝi’l-mülaķķabe. İbn Hacer’in Yemen’de bulunduğu sırada, Nefîsüddin Süleyman b. İbrâhim el-Alevî et-Taizzî’nin isteği üzerine kendi rivayetlerinden bir günde derlediği eseridir. 6. Żiyâǿü’l-eyyâm (enâm) bi-Ǿavâlî şeyħi’l-İslâm el-Bulķīnî. Ömer b. Raslân el-Bulkīnî’nin kırk şeyhinden âlî isnadla dinlediği kırk hadis mecmuasıdır. 7. el-ErbaǾûne’l-müctâze Ǿan şüyûħi’l-icâze. Hocası Ebû Bekir b. Hüseyin el-Merâgī adına onun kırk hocasından derlediği kırk hadis mecmuasıdır. 8. el-ErbaǾûne’l-münteķāt min Ǿavâlî el-Leyŝ b. SaǾd. Müellifle arasında sekiz râvi bulunan Leys b. Sa‘d’ın âlî rivayetlerinden derlenmiş bir risâledir. İbn Hacer’in bunlardan başka el-ErbaǾûn min mesmûǾi İbni’d-Dâǿim mine’t-Terġīb li’t-Teymî, ErbaǾûn ĥadîŝ mine’l-vuĥdân min Müsnedi Aĥmed b. Ĥanbel adlı eserleri de bulunmaktadır.

I) Hadis Usulü. 1. Nuħbetü’l-fiker*. İbnü’s-Salâh eş-Şehrezûrî’nin, hadis ilimlerini altmış beş nevi halinde incelediği Muķaddime’sinin buna kırk nevi daha eklenerek yapılmış bir muhtasarı olup 812’de (1409) tamamlanmış ve müellifi tarafından 818’de (1415) Nüzhetü’n-nažar fî tavżîĥi Nuħbeti’l-fiker adıyla şerhedilmiştir. Nuħbetü’l-fiker ve Nüzhetü’n-nažar (nşr. W. Nassau v.dğr., Calcutta 1862, ikisi birlikte) zamanla büyük kabul görmüş, ders kitabı olarak okutulmuş, üzerine şerhler, hâşiyeler ve muhtasarlar yazılmış, manzum hale getirilmiş ve çeşitli dillere tercüme edilmiştir. 2. Risâle fî muśŧalaĥâti ehli’l-ĥadîŝ. Eserin iki varaktan ibaret baş tarafı eksik bazı nüshaları Dârü’l-kütübi’l-Mısriyye’dedir (Mecmua, Timur, nr. 126; Mecmua, Tal‘at, nr. 255). 3. el-İfśâĥ bi-tekmîli’n-Nüket Ǿalâ İbni’ś-Śalâĥ (en-Nüket Ǿalâ ǾUlûmi’l-ĥadîŝ). Irâkī’nin et-Taķyîd ve’l-îżâĥ’ındaki (Nüketü İbni’ś-Śalâĥ) elli kadar görüşüne İbn Hacer’in yönelttiği bazı tenkitleri ihtiva etmekte olup Rebî‘ b. Hâdî Umeyr, eser üzerindeki doktora çalışmasında (1400/1980, Câmiatü Ümmi’l-kurâ, Külliyetü’ş-şerîa ve’d-dirâsâtü’l-İslâmiyye) İbn Hacer’in İbnü’s-Salâh’a ve Irâkī’ye yönelttiği eleştirilerini de tesbit ederek eseri en-Nüket Ǿalâ Kitâbi’bni’ś-Śalâĥ adıyla yayımlamış (I-II, Medine 1984; I-II, Riyad 1988), kitabı Mes‘ûd Abdülhamîd es-Sa‘denî de aynı adla neşretmiştir (Beyrut 1414/1994). İbn Hacer’in el-İstidrâk Ǿalâ Nüketi İbni’ś-Śalâĥ adıyla anılan eseri de bu kitap olmalıdır. 4. en-Nüket Ǿale’l-Elfiyye. Irâkī’nin el-Elfiyye’si üzerindeki bazı görüş ve tenkitleri ihtiva eden eser yarım kalmıştır (Süyûtî, Nažmü’l-Ǿiķyân, s. 47). 5. Muħtaśaru (Telħîśu) Ǿilmi’l-veşy fîmen yervî Ǿan ebîhi Ǿan ceddih. Alâî’nin el-Veşyü’l-muǾlem fîmen yervî Ǿan ebîhi Ǿan ceddihî Ǿani’n-nebiyyi śallallāhü Ǿaleyhi ve sellem adlı eserinin muhtasarı olup önemli ilâveler de ihtiva etmektedir. 6. Nüzhetü’s-sâmiǾîn fî rivâyeti’ś-śaĥâbe mine’t-tâbiǾîn. Hatîb el-Bağdâdî’nin bir cüzden ibaret olduğu söylenen Rivâyetü’ś-śaĥâbe mine’t-tâbiǾîn adlı eserinin muhtasarıdır.

İbn Hacer’in ayrıca Dârekutnî’nin et-Taśĥîf (Taśĥîfü’l-muĥaddiŝîn) adlı eserinin muhtasarı olan Telħîśü’t-Taśĥîf’inden söz edilmiştir (a.g.e., s. 49). Bazı kataloglarda (Brockelmann, GAL Suppl., II, 76; Köprülü Ktp., Mecmua, nr. 715/11, vr. 132-151) müellife nisbet edilen ve İstanbul’da çeşitli kütüphanelerde nüshaları bulunan Riyâżü’l-ezhâr fî cilâǿi’l-ebśâr ise Şehâbeddin Sivâsî’ye aittir.

J) Ricâlü’l-hadîs. 1. el-İśâbe* fî temyîzi’ś-śaĥâbe. Mükerrerleriyle birlikte 12.300 kadar biyografiyi ihtiva etmesi


sebebiyle sahasının en kapsamlı kitabı olan eserin çeşitli baskıları arasında Mevlevî Muhammed Vecîh, Abdülhak, Gulâm Kadîr ve A. Srenger tarafından yapılan neşirle (I-IV, Kalküta 1270-1291/1853-1874) Ali Muhammed el-Bicâvî’nin neşri (I-VIII, Kahire 1390-1392/1970-1972, 1413/1992) zikredilebilir. 2. Tehźîbü’t-Tehźîb*. Türünün en önemli çalışması olan eserde Mizzî’nin Kütüb-i Sitte râvilerine dair Tehźîbü’l-Kemâl fî esmâǿi’r-ricâl’i ihtisar edilmiş ve esere hacminin üçte biri kadar ilâvede bulunulmuştur. Eser Haydarâbâd-Dekken’de (I-XII, 1325-1327; Beyrut 1388/1968) ve Beyrut’ta (I-VI, 1412/1991) yayımlanmıştır. 3. Taķrîbü’t-Tehźîb. Tehźîbü’t-Tehźîb’in muhtasarı olup 827 (1424) yılında tamamlanan eserde ayrıca Buhârî’nin el-Edebü’l-müfred, Ħalķu efǾâli’l-Ǿibâd, Cüzǿü’l-ķırâǿe ve RefǾu’l-yedeyn; Müslim’in Muķaddime; Ebû Dâvûd’un el-Merâsîl, Feżâǿilü’l-enśâr, Nâsiħu’l-Ķurǿân ve mensûħuh, Kitâbü’l-Ķader, et-Teferrüd fi’s-sünen, Mesâǿilü’l-İmâm Aĥmed b. Ĥanbel ve Müsnedü Mâlik; Tirmizî’nin Şemâǿilü’n-nebî; Nesâî’nin Müsnedü ǾAlî, Müsnedü Mâlik, ǾAmelü’l-yevm ve’l-leyle, Ħaśâǿiśu ǾAlî ve İbn Mâce’nin Kitâbü’t-Tefsîr adlı eserlerindeki toplam 8826 râvinin çok kısa biyografileri verilmektedir. Sonunda kadınlara dair bir bölümün de yer aldığı Taķrîbü’t-Tehźîb Leknev’de (1271, taşbaskı), Delhi’de (1308, 1320), Abdülvehhâb Abdüllatîf tarafından Kahire-Medine’de (I-II, 1380/1960; I-II, Beyrut 1395/1975) ve İrşâdü’l-hak Eserî tarafından Lahor’da (1985), değişik adlarla mükerrer olarak zikredilen yüzlerce râvinin eserde hangi numaralarla gösterildiğini belirten titiz bir çalışma ile birlikte Muhammed Avvâme tarafından Halep’te (1406/1986, 1408/1988, 1411/1991) ve Mustafa Abdülkādir Atâ tarafından Beyrut’ta (1413/1993) yayımlanmıştır. Kitap üzerinde Mevlevî Emîr Ali’nin Taķǿîbü’t-Taķrîb adlı bir çalışması vardır (Leknev 1934, 1356/1937). 4. Lisânü’l-Mîzân*. Zehebî’nin zayıf râvilere dair Mîzânü’l-iǾtidâl’inin hem muhtasarı hem de zeyli ve ikmali mahiyetinde olan eser Haydarâbâd Dekken’de neşredilmiştir (I-VII, 1329-1331; Beyrut 1390/1971). 5. TaǾcîlü’l-menfaǾa bi-zevâǿidi ricâli’l-eǿimmeti’l-erbaǾa. Ebü’l-Mehâsin el-Hüseynî’nin, Mizzî’nin Tehźîbü’l-Kemâl’ini ihtisar edip İmam Mâlik’in el-Muvaŧŧaǿı ile Şâfiî, Ahmed b. Hanbel ve Ebû Hanîfe’nin el-Müsned’lerindeki râvileri de ekleyerek meydana getirdiği et-Teźkire fî (bi-maǾrifeti) ricâli’l-kütübi’l-Ǿaşere’ye dayanan bir çalışma olup et-Teźkire’deki râvilerden Tehźîbü’t-Tehźîb’de bulunanlar inceleme dışı bırakılmış ve dört mezhep imamının eserlerindeki râviler bir araya getirilip bunlar hakkında Hüseynî’nin verdiği bilgiler düzeltilip tamamlanmıştır. Ayrıca Hüseynî’nin Ahmed b. Hanbel’in el-Müsned’indeki râvilerden Tehźîbü’l-Kemâl’de bulunmayanları bir araya getirdiği el-İkmâl’inde, el-İkmâl’i tamamlamak üzere Nûreddin el-Heysemî’nin kaleme aldığı cüzde ve İbnü’l-Irâkī’nin Źeylü’l-Kâşif’inde görülen tashihe muhtaç hususlar üzerinde de durulmuştur. 330 kadar kaynaktan faydalanılarak (İbn Hacer, TaǾcîlü’l-menfaǾa, I, 62-102) 826’da (1423) tamamlanan, ilk isimlerine göre alfabetik olarak sıralanmış 1727 (veya 1732) râvi hakkında bilgi verilen eser önce Haydarâbâd’da basılmış (1322/1904, 1324/1906; Beyrut, ts.), daha sonra Abdullah Hâşim Yemânî el-Medenî (Kahire 1386/1966), Eymen Sâlih Şa‘bân (Beyrut 1416/1996) ve İkrâmullah İmdâdülhak (I-II, Beyrut 1416/1996) tarafından yayımlanmıştır. İbn Hacer, Hüseynî’nin et-Teźkire’si ile İbnü’l-Irâkī’nin Źeylü’l-Kâşif’inde gördüğü hataları ayrıca bir cüzde toplamış ve 833’te (1430) tamamladığı bu çalışmasına el-Evhâm elletî vaķaǾat li’l-Ĥüseynî ve Ebî ZürǾa (el-Cevâbü’l-celîli’l-vaķǾa fîmâ yüraddü Ǿale’l-Ĥüseynî ve Ebî ZürǾa) adını vermiştir. 6. TaǾrîfü ehli (üli)’t-taķdîs bi-merâtibi’l-mevśûfîne bi’t-tedlîs (Ŧabaķātü’l-müdellisîn). Alâî’nin CâmiǾu’t-taĥśîl fî aĥkâmi’l-merâsîl’i ihtisar edilip ona önemli ilâveler yapılmak suretiyle meydana getirilmiş, 152 müdellisin yer aldığı bir eser olup 815’te (1412) tamamlanmıştır. Daha sonra da bazı ilâvelerin yapıldığı eser Kahire’de basılmış (1322/1904), ayrıca Tâhâ Abdürraûf Sa‘d (Kahire 1398/1978), Âsım b. Abdullah el-Kureyvitî (Zerkā 1403/1983), Abdülgaffâr Süleyman el-Bündârî ve Muhammed Ahmed Abdülazîz (Beyrut 1405/1984; 1407/1987), Muhammed Zeynhüm Muhammed Azb (Kahire 1407/1986), Ahmed b. Ali Seyr el-Mübârekî (Riyad 1413/1993) tarafından yayımlanmıştır. İbn Hacer’in bu konuda ayrıca Cüzǿ fî esmâǿi’l-müdellisîn adlı bir kitabı bulunduğu söylenmektedir. 7. el-Îŝâr bi-maǾrifeti ruvâti’l-Âŝâr. Hanefî âlimlerinden birinin isteği üzerine (a.g.e., I, 244) Muhammed b. Hasan eş-Şeybânî’nin el-Âŝâr’ındaki râvilerin önce isimlerine, sonra künyelerine göre alfabetik olarak sıralandığı eserde fazla tanınmayan şahsiyetlerle kadın râvilere de yer verilmiş, Tehźîbü’t-Tehźîb’de bulunanlara işaret etmekle yetinilmiş, diğerleri bazan uzunca biyografileriyle tanıtılmıştır. 265 râvi hakkında bilgi verilen ve hazırlanmasına 813’te (1410) başlanan eser yirmi yılda tamamlanabilmiştir. Süleyman b. Abdülazîz el-Ureynî tarafından üzerinde yüksek lisans çalışması (1401, el-Câmiatü’l-İslâmiyye ed-Dirâsâtü’l-ulyâ [Medine]) yapılarak Karaçi’de yayımlanan eseri (1411) Ebû Mus‘ab Muhammed Saîd el-Bedrî (Beyrut 1411/1991), Seyyid Hasan Kesrevî (Beyrut 1413/1993) ve Mes‘ad Abdülhamîd Muhammed es-Sa‘denî de (Kahire, ts.) neşretmiştir. 8. Tebśîrü’l-müntebih bi-taĥrîri’l-Müştebih. Zehebî’nin el-Müştebih fi’r-ricâl’inde isimlerin okunuşu gösterilmediği ve eser muhtasar tutulduğu için yapılan hataları düzeltmek, kelimelerin doğru okunmasını sağlamak ve el-Müştebih’te bulunmayan bazı isimleri ilâve etmek amacıyla kaleme alınan alfabetik bir eser olup türünün en muhtevalı çalışmasıdır (Süyûtî, Tedrîbü’r-râvî, II, 298). Eserde megāzî, siyer ve tarih kitaplarında geçen Câhiliye devri şair ve kahramanlarının adları da zikredilmiştir. İbn Hacer’in on beş kitaptan faydalanarak (Tebśîrü’l-müntebih, IV, 1511-1513) 816’da (1413) tamamladığı eser Ali Muhammed el-Bicâvî ve Muhammed Ali en-Neccâr tarafından Kahire’de (I-IV, 1383-1386/1964-1967), ayrıca Delhi-Mekke’de (I-IV, 1406) yayımlanmıştır. 9. Nüzhetü’l-elbâb fi’l-elķāb. Lakaplarıyla tanınan muhaddislere dair alfabetik bir eser olup Abdülazîz b. Muhammed es-Sedîdî tarafından üzerinde yapılan yüksek lisans çalışması yayımlanmıştır (I-II, Riyad 1409/1989). Muhammed Abdurrahman el-Ehdel (“Eđvâǿ Ǿalâ Nüzheti’l-elbâb fi’l-elķāb li’l-Ĥâfıž İbn Ĥacer el-ǾAsķalânî”, ǾÂlemü’l-kütüb, XVIII/6 [1418/1997], s. 483-489) ve İbrâhim es-Sâmerrâî (“MaǾa Nüzheti’l-elbâb fi’l-elķāb li’bni Ĥacer el-ǾAsķalânî”, MMLAÜr., XVII/45 [1414/1993], s. 11-49) bu neşirdeki önemli hataları tesbit etmişlerdir. Eseri Muhammed Zeynhüm Muhammed Azb da yayımlamış (Beyrut 1412/1992), Âişe bint Hüseyin es-Süleymânî bu neşrin iki babındaki altmış kadar okuma hatasını eleştirmiştir (al-Muafaqat, Algeria 1412/1992, I, 445-454). Hacı Selim Ağa Kütüphanesi’nde (nr. 1252/2) Elķābü’r-ruvât adıyla kaydedilen eser Nüzhetü’l-elbâb’ın bir nüshasıdır. 10. Tesmiyetü men Ǿurife mimmen übhime fi’l-ǾUmde. Cemmâîlî’nin ǾUmdetü’l-aĥkâm adlı eserindeki hadislerde adları tam zikredilmeyen veya


müphem şekilde geçen şahısların kim olduğunu göstermek üzere kaleme alınan eserin Mektebetü’l-Ezher’de bir nüshası mevcuttur (Mecmua, nr. 109, vr. 113-128). 11. Tertîbü Ŧabaķāti’l-ĥuffâž li’ź-Źehebî Ǿalâ ĥurûfi’l-muǾcem. Zehebî’nin Teźkiretü’l-ĥuffâž’ında bulunup Mizzî’nin Tehźîbü’l-Kemâl’inde yer almayan hadis hâfızlarının bir araya getirildiği iki cilt hacminde bir eser olup (Keşfü’ž-žunûn, II, 1097) bazı hadis hâfızlarının biyografilerinin ilâve edilmiş olması sebebiyle Źeyl Ǿalâ Teźkireti’l-ĥuffâž olarak da anılmaktadır. 12. Źeylü’t-Tibyân li-manžûmeti’l-ĥuffâž bedîǾati’l-beyân. İbn Nâsırüddin ed-Dımaşkī’nin hadis hâfızlarını 1000 beyitte topladığı BedîǾatü’l-beyân Ǿan mevti’l-aǾyân Ǿale’z-zamân’da zikredilmeyen yirmi sekiz hâfızın biyografisiyle ilgilidir. 13. Ŝiķātü’r-ricâl mimmen lem yüźker fî Tehźîbi’l-Kemâl. Müsveddesinin üç cilt olduğu belirtilen ve muhtemelen İbn Hacer’in yarım kalan çalışmalarından olan eser Süyûtî’nin Nažmü’l-Ǿiķyân’ında (s. 46) Esbâŧu’r-ricâl şeklinde kaydedilmiştir. 14. Fevâǿidü’l-iĥtifâl bi-beyâni aĥvâli’r-ricâl (el-İǾlâm bi-men źükire fi’l-Buħârî mine’l-aǾlâm). Śaĥîĥ-i Buħârî’de bulunduğu halde Tehźîbü’l-Kemâl’de yer almayan râvilerin biyografisini ihtiva eden eserin bir cilt olduğu belirtilmektedir. 15. Telħîśü’l-Müttefiķ ve’l-müfteriķ. Hatîb el-Bağdâdî’nin el-Müttefiķ ve’l-müfteriķ adlı eserinin (DİA, XVI, 457) tashih, ihtisar ve ilâvelerle yeniden tertip edildiği bir çalışma olup tamamlanmamıştır. 16. et-TaǾrîfü’l-ecved bi-evhâmi men cemaǾa min ricâli’l-Müsned. Çeşitli kaynaklarda yanlış olarak et-TaǾrîfü (TaǾrîfü)’l-evĥad şeklinde kaydedilmektedir. 17. Esmâǿü ricâli’l-kütüb (Beyânü aĥvâli’r-ricâli’r-ruvât). İtĥâfü’l-mehere’ye konu olan kitaplarda geçen râvilerden Tehźîbü’t-Tehźîb’de biyografisi bulunmayanları ele alan eser yarım kalmıştır. el-Mühmel min şüyûħi’l-Buħârî adlı bir kitabı da bulunduğu belirtilen İbn Hacer, ayrıca Ebü’l-Hasan el-İclî’nin sika kabul ettiği râvileri tabakalar halinde sıraladığı, Nûreddin el-Heysemî’nin alfabetik hale getirdiği Târîħu’ŝ-ŝiķāt (MaǾrifetü’ŝ-ŝiķāt) adlı esere bazı ilâveler yapmıştır (DİA, XV, 56).

K) Mu‘cem. 1. el-MuǾcemü’l-müfehres. el-Maķāśıdü’l-Ǿaliyyât (Ǿaliyye) fî fihristi’l-merviyyât (fî fihristi’l-kütübi ve’l-eczâǿi’l-merviyye) ve Tecrîdü esânîdi’l-kütübi’l-meşhûre ve’l-eczâǿi’l-menŝûre adlarıyla da anılan (Abdüssettâr eş-Şeyh, s. 453) eserde müellif okuttuğu kitapları hangi senedlerle rivayet ettiğini, bunları kimlerden nasıl aldığını belirtmektedir. el-MuǾcemü’l-müfehres’in müellif hattı nüshası Millet Kütüphanesi’nde (Murad Molla, nr. 609), diğer bir nüshası Dârü’l-kütübi’l-Mısriyye’de (Mustalah, nr. 82) bulunmaktadır. 2. el-MecmaǾu’l-müǿesses li’l-muǾcemi’l-müfehres. İbn Hacer’in 730 hocasının adını alfabetik olarak sıraladığı, bunların hayatına dair geniş bilgiler verdiği, kendisinin onlardan hangi kitapları okuduğunu belirttiği bir eserdir. Telifine 806’da (1403) Aden’de başlanıp 832’de (1429) Kahire’de tamamlanan, daha sonra bazı ilâvelerde bulunulan eser, Yûsuf Abdurrahman el-Mar‘aşlî tarafından üç cilt halinde yayımlanmıştır (Beyrut 1413-1415/1992-1994). 3. el-MuǾcem li’l-Ĥurre Meryem (MuǾcemü’ş-şeyħa Meryem). İbn Hacer’in rivayet ettiği birçok eseri kendisine okuduğu, bir kısmına da kendisinden icâzet yoluyla sahip olduğu hocası (İbn Hacer, el-MecmaǾu’l-müǿesses, II, 559-571) Meryem bint Ahmed el-Ezraî’nin hocalarına dair on üç cüz hacminde bir eser olup Sıbt İbn Hacer tarafından yazılan bir nüshası Dârü’l-kütübi’l-Mısriyye’de kayıtlıdır (Hadis, nr. 1421). 4. MuǾcemü’t-Tenûħî (el-MuǾcemü’l-kebîr li’ş-Şâmî). Yirmi dört cüz hacmindeki eserde müellifin kendisinden faydalandığı İbrâhim b. Ahmed et-Tenûhî’nin 500’den fazla hocası tesbit edilmiştir (a.g.e., I, 80). 5. el-Meşyeħatü’l-bâsime li’l-Ķıbâbî ve Fâŧıma. 837’de (1434) tamamlanan eserde, İbn Hacer’in hocalarından Abdurrahman b. Ömer el-Kıbâbî ile Fâtıma bint Halîl el-Kinânî’nin şeyhlerinden 167’si alfabetik olarak sıralanmıştır. Kitabın bir nüshası Kudüs’te (Mektebetü dâri’l-Hatîb, F 22), baş tarafı eksik bir nüshasının küçük bir bölümü de Köprülü Kütüphanesi’nde (Mecmua, nr. 1629, vr. 65a-67b) bulunmaktadır. Jacqueline Sublet bir çalışmasında eserin muhtevasını incelemiştir (“Les maîtres et les études de deux traditionnistes de l’époque mame-louke”, BEO, XX [1967], s. 7-99). 6. Meşyeħatü Ebi’ŧ-Ŧâhir b. Küveyk elleźîne ecâzû lehû. İbn Hacer, hocası olan bu zatın semâ ve icâzet yoluyla aldığı âlî rivayetleri de derlemiştir (a.g.e., II, 483). 7. Meşyeħatü’l-Burhân el-Ĥalebî. Sıbt İbnü’l-Acemî’nin hadis ilminde 200, diğer ilimlerde ve şiirde otuzar olmak üzere toplam 260 hocası hakkındadır. Telħîśu Ŝebeti’l-Burhân el-Ĥalebî adıyla anılan eser de muhtemelen aynı kitaptır. 8. Fihristü ŧuruķi Śaĥîĥi’l-Buħârî. Buhârî’nin el-CâmiǾu’ś-śaĥîĥ’inin İbn Hacer’e ulaşan rivayet tariklerinin tesbit edildiği bu risâlenin bir nüshası Köprülü Kütüphanesi’nde kayıtlıdır (nr. 427/1, vr. 1b-6a).

İbn Hacer’in bunların dışında Münteķā min MuǾcemi’s-Sübkî, Meşyeħatü İbn Ebi’l-Mecd elleźîne inferede bi’r-rivâyeti Ǿanhüm bi’l-Ķāhire, Münteķā min meşyeħati İbn ǾAsâkir ve’bni’s-Serârî ve’l-Faħr b. el-Buħârî, Cüzǿ fîhi’t-taǾķīb Ǿalâ İbni’l-Cezerî fî meşyeħati şeyħihî el-Cüneyd, Fihristü merviyyâti’l-Ķāđî Celâliddîn bi’l-icâze, Fihristü ǾAlemiddîn el-Bulķīnî bi’l-icâze, Fihristü’ş-Şeref b. Küveyk, Cüzǿ mine’l-meşyeħati’l-faħriyye gibi eserleri de vardır. Ayrıca onun Mahmûdiyye Medresesi Kütüphanesi’ndeki 4000 kitap için hazırladığı fihristler de burada zikredilmelidir.

L) Biyografi Kitapları. 1. er-Raĥmetü’l-ġayŝiyye bi’t-tercemeti’l-Leyŝiyye (el-Merĥametü’l-ġayŝiyye Ǿan tercemeti’l-Leyŝiyye, Merĥametü’l-ġayŝ bi-tercemeti’l-Leyŝ). 834’te (1431) Leys b. Sa‘d’ın hayatını yazıp bazı âlî rivayetlerini derlediği eser Bulak’ta (1301, Hedyü’s-sârî, ayrıca Ħulâśatü Teźhîbi Tehźîbi’l-Kemâl ile), MecmûǾatü’r-resâǿili’l-münîriyye içinde (nşr. İdâretü’t-tıbâati’l-münîriyye, Riyad, ts., I, 235-265) ve Yûsuf Abdurrahman el-Mar‘aşlî tarafından (Beyrut 1407/1987) yayımlanmıştır. er-Raĥmetü’l-ġayŝiyye’yi ayrıca Abdurrahman Hasan Mahmûd ve A. Ali Hasan, Tevâli’t-teǿsîs ile birlikte Sîretü’l-imâmeyn el-Leyŝî ve’ş-ŞâfiǾî adıyla neşretmiştir (Kahire 1994). 2. Tevâli’t-teǿsîs bi-meǾâlî İbn İdrîs. İmam Şâfiî’nin biyografisine dair olup 835’te (1432) kaleme alınmıştır. Çeşitli kaynaklarda yanlış olarak Tevâli’t-teǿnîŝ diye kaydedilen eser, er-Raĥmetü’l-ġayŝiyye ile birlikte (Bulak 1301) ve ayrıca Ebü’l-Fidâ Abdullah el-Kādî tarafından (Beyrut 1406/1986) yayımlanmıştır. 3. ez-Zehrü’n-nađır fî nebeǿi (ĥâli)’l-Ħađır. Hızır’ın peygamber mi, velî mi olduğu, Resûl-i Ekrem’in zamanına yetişip yetişmediği, kıyamete kadar yaşayıp yaşamayacağı gibi konularla ilgili rivayetlerin bir araya getirildiği eser MecmûǾatü’r-resâǿili’l-münîriyye içinde (Kahire 1346, I, 195-234), ayrıca Mecdî es-Seyyid İbrâhim (Kahire 1405/1985, 1407/1987; Kahire, ts.) ve Semîr Hüseyin Hilmî (Beyrut 1408/1988) tarafından neşredilmiştir. 4. Ġıbŧatü’n-nâžır fî tercemeti’ş-Şeyħ ǾAbdilķādir. Abdülkādir-i Geylânî’nin hayatına dair olup sekiz bölümden meydana gelen eseri E. D. Ross yayımlamıştır (Kalküta 1903).


Serkîs bu risâlenin İbn Hacer’e nisbet edilmesinin doğru olmadığını ileri sürmüştür (MuǾcem, I, 80). 5. Hidâyetü’s-sârî li-sîreti’l-Buħârî. 805 (1402-1403) yılında kaleme alınan eserin bir nüshası Beyazıt Devlet Kütüphanesi’ndedir (Mecmua, nr. 7951, vr. 224b-255b). 6. Tercemetü İbn Teymiyye. Dârü’l-kütübi’l-Mısriyye (Mecmua, nr. 20545 B, vr. 23-31) ve Bağdat Dârü’l-evkāfi’l-âmme’de (Mecmua, nr. 6019) nüshaları bulunan eserin ed-Dürerü’l-kâmine’deki biyografiden iktibas edilmiş olması mümkündür (Şâkir Mahmûd Abdülmün‘im, İbn Ĥacer el-ǾAsķalânî, I, 558). 7. el-Înâs bi-menâķıbi’l-ǾAbbâs. Abbas b. Abdülmuttalib’in hayatıyla ilgili eserin müsvedde halinde ve bir cilt olduğu belirtilmiştir. İbn Hacer’in ayrıca el-Envâr bi (fî maǾrifeti)-ħaśâǿiśi’l-muħtâr adlı bir çalışmasının bulunduğu kaydedilmektedir (Keşfü’ž-žunûn, I, 195, 706).

M) Tertip Çalışmaları. 1. Tertîbü Fevâǿidi Semmûye Ǿale’l-mesânîd. Semmûye diye bilinen Ebû Bişr İsmâil b. Abdullah el-Abdî’nin sekiz cüzden meydana gelen Fevâǿid’inin râvilerine göre tertip edildiği bir eserdir. 2. Taķrîbü’l-buġye fî tertîbi eĥâdîŝi’l-Ĥilye. Nûreddin el-Heysemî’nin, Ĥilyetü’l-evliyâǿda isnadlarıyla birlikte rivayet edilen hadisleri bablara göre tertip etmeye başladığı bu çalışma, onun vefatı üzerine İbn Hacer tarafından gözden geçirilerek yaklaşık dörtte biri iki cilt halinde temize çekilmiştir (Brockelmann, GAL, I, 445; II, 91; Suppl., II, 617).

İbn Hacer’in 803 (1400-1401) yılında kaleme aldığı Tertîbü Müsnedi’ŧ-Ŧayâlisî ve Tertîbü Müsnedi ǾAbd b. Ĥumeyd adlı çalışmaları Yemen seyahati dönüşünde denizde kaybolmuştur. Onun yine bablara göre düzenlediği Tertîbü Fevâǿidi Temmâm ve Tertîbü Ġarâǿibi ŞuǾbe li’bni Mende’si de burada anılmalıdır.

N) Kur’an İlimleri. 1. el-İǾcâb bi-tibyâni’l-esbâb (el-ǾUbâb fî beyâni’l-esbâb, Esbâbü nüzûli’l-Ķurǿân). Hacimli bir cilt olduğu belirtilen eserin bir nüshası Karaviyyîn Kütüphanesi’nde bulunmaktadır. Brockelmann’ın (GAL Suppl., II, 75) Şerĥu’l-ǾUbâb adıyla zikrettiği ve Petersburg’daki Asya Kafkas Müzesi’nde (nr. 935) bulunduğunu söylediği eser de bu kitap olmalıdır. 2. el-İtķān fî (cemǾi eĥâdîŝi) feżâǿili’l-Ķurǿân. Tamamlanamamış bir risâledir (Keşfü’ž-žunûn, I, 8). 3. el-İĥkâm li-beyâni mâ fi’l-Ķurǿân mine’l-ibhâm. Abdurrahman es-Süheylî’nin et-TaǾrîf ve’l-iǾlâm limâ fi’l-Ķurǿân mine’l-ibhâm’ı ile Ebü’l-Kāsım İbn Asâkir’in Źeylü’t-TaǾrîf ve’l-iǾlâm’ından faydalanılarak kaleme alınan eserin hacimli bir cilt olduğu belirtilmektedir (Şâkir Mahmûd Abdülmün‘im, I, 284).

Müellifin el-Âyâtü’n-neyyirât fî maǾrifeti’l-ħavâriķ (li’l-ħavâriķ) ve’l-muǾcizât (Keşfü’ž-žunûn, I, 204), Tecrîdü’t-tefsîr min Śaĥîĥi’l-Buħârî (Ǿalâ tertîbi’s-süver) adlı eserlerinin de bulunduğu, ayrıca müteşâbih âyetleri incelediği, Kur’an’da yer alan yirmi yedi yabancı kelimeye dair Tâceddin es-Sübkî’nin manzum risâlesine Mâ vaķaǾa fi’l-Ķurǿân min ġayri luġati’l-ǾArab adıyla bir zeyil yazdığı, son iki eser için Süyûtî’nin de bir zeyil kaleme aldığı belirtilmektedir (Taşköprizâde, II, 412-415).

O) Fıkıh ve Usûl-i Fıkıh. 1. Bulûgu’l-merâm* min edilleti’l-aĥkâm. Müellifin, oğlu Ebü’l-Meâlî Bedreddin Muhammed için 828 (1425) yılında kaleme aldığı eser ibadet, hukuk ve muâmelâta dair 1356 sahih hadisi ihtiva etmekte olup ilki Leknev’de (taşbaskı 1253/1837) olmak üzere birçok defa basılmış, Emîr es-San‘ânî, Sıddîk Hasan Han, Ahmed Hasan ed-Dihlevî gibi âlimler tarafından şerhedilmiştir. 2. Tebyînü’l-Ǿaceb fîmâ (bimâ) verede fî fażli (śavmi) receb (Feżâǿilü receb). Receb ayında yapılan ibadetlerin faziletine dair çeşitli sorular üzerine kaleme alınan bir eser olup bu konudaki otuz sekiz rivayetin metin ve senedleri değerlendirilmiş, yirmi üç rivayetin uydurma olduğu ve bu ayla ilgili sahih bir rivayetin bulunmadığı belirtilmiştir. Kahire’de (1351/1932) basılan eser, İbrâhim Yahyâ Ahmed (Kahire 1391/1971) ve Ebû Esmâ İbrâhim b. İsmâil (Beyrut 1408/1988, Ķuvvetü’l-ĥicâc ile birlikte) tarafından yayımlanmıştır. 3. RefǾu (Keşfü)’s-sitr Ǿan ĥükmi’ś-śalât baǾde’l-vitr (Keşfü’s-sitr bi-rekǾateyn baǾde’l-vitr). Vitirden sonra kılınması tavsiye edilen iki rek‘at namaza dair hadisin değerlendirildiği risâle, M. Halîfe Kîylânî tarafından “Min musannefâti’l-Hâfız” serisinin dördüncü kitabı olarak neşredilmiştir (Kahire 1413/1993). 4. Ķuvvetü’l-ĥicâc fî Ǿumûmi’l-maġfireti li’l-ĥuccâc. Hz. Peygamber’in arefe gününde ve Müzdelife’de ümmetinin bağışlanması için yaptığı duanın kabul edildiğine dair Abbas b. Mirdâs tarafından rivayet edilen hadisin muhtelif sahâbîlerden gelen pek çok rivayetinin değerlendirildiği, hadisi mevzû kabul eden İbnü’l-Cevzî’nin yanıldığının ortaya konduğu bir risâle olup 19 Rebîülevvel 842’de (9 Eylül 1438) tamamlanmıştır. Semîr Hüseyin Halebî’nin şerhederek yayımladığı eseri (Beyrut 1408/1988, İbn Hacer’in Ebû Esmâ İbrâhim b. İsmâil tarafından tahkik edilen Tebyînü’l-Ǿaceb’i ile beraber) Ümmü Amr bint İbrâhim el-İtribî de neşretmiştir (Kahire 1412/1993). 5. el-MümettiǾ bi-müsnedi (bi-ĥükmi, fî menâsiki, fî menseki)’l-mütemettiǾ (Köprülü Ktp., Fâzıl Ahmed Paşa, nr. 1591/6, vr. 134-142). 6. et-TetebbuǾ li-śıfati’t-temettuǾ bi’l-ĥac ile’l-Ǿumre. Sehâvî’nin el yazısıyla olan bir nüshası Köprülü Kütüphanesi’nde kayıtlıdır (Fâzıl Ahmed Paşa, nr. 1591/7, vr. 142-147). İbn Hacer’in ayrıca et-Tenbîh li-śıfati’l-mütemettiǾ adlı bir eseri, kadınların temettu‘ haccına dair bir başka çalışması ve torunu için kaleme aldığı et-TemettuǾ Ǿalâ meźhebi’l-Ĥanefiyye’si bulunduğu belirtilmektedir. 7. Menâsikü’l-ĥac. Müellifin ayrıca, Nevevî’nin Minhâcü’ŧ-ŧâlibîn adlı eserinin hac bölümünü Şerĥu’l-Minhâc (Şerĥu menâsiki’l-Minhâc) adıyla şerhettiği de belirtilmektedir. Brockelmann’ın sözünü ettiği Şerĥu’l-Menâsik de (GAL, I, 84) muhtemelen bu eserdir. 8. Cüzǿ fî iĥdâŝi’l-cumǾa bi-Medreseti İbn Süveyd bi-Mıśr (Mektebetü’l-Ezher, Mecmua, nr. 109, vr. 51a-53a). 9. Risâle fî mesǿeleti şirâǿi’s-sulŧân el-arża min beyti’l-mâl nefsih (Mesǿeletü şirâǿi’s-sulŧân bi-mâlihî li-nefsihî min arâżî beyti’l-mâl) (Köprülü Ktp., Mecmua, nr. 1429, vr. 1a-6b). 10. Şerĥu’r-Ravża (Taśĥîĥu’r-Ravża). Nevevî’nin Ravżatü’ŧ-ŧâlibîn adlı eserinin şerhi olup İbn Hacer bu çalışmasından önce aynı eseri ihtisar etmiştir. Eserin üç cilt olduğu, fakat tamamlanamadığı belirtilmektedir. 11. en-Nüket Ǿalâ Şerĥi’l-Müheźźeb. Ebû İshak eş-Şîrâzî’nin el-Müheźźeb’ini el-MecmûǾ adıyla şerheden Nevevî’nin bu eseri üzerinde yapılmış yarım kalan bir çalışmadır. 12. en-Nüket Ǿalâ Şerĥi’l-ǾUmde. İbn Hacer’in, Cemmâîlî’nin ǾUmdetü’l-aĥkâm’ına İbnü’l-Mülakkın’ın yazdığı şerh hakkındaki görüşlerini ihtiva eden bu eser de tamamlanamamıştır. 13. en-Nüket Ǿalâ Nüketi’l-ǾUmde. Yine Cemmâîlî’nin eserine Bedreddin ez-Zerkeşî’nin yazdığı Nüket üzerine yazılmış bir tenkit çalışmasıdır. 14. ǾAcebü’d-dehr fî fetâvâ şehr. İbn Hacer’e bir ay içinde sorulan 300 soruyla ilgili olarak verdiği fetvaların bir araya getirildiği eserdir. 15. el-Minĥa fîmâ Ǿallaķa’ş-ŞâfiǾî el-ķavle bihî Ǿale’ś-śıĥĥa. Şâfiî’nin bazı fıkhî meseleleri açıklarken o meseleye dair hadisin sahih olduğunu belirttiği yerlerde İbn Hacer’in aynı konudaki diğer hadisleri de zikrederek bunların sıhhat derecesini gösterdiği bir çalışmadır.


İbn Hacer, fıkıh ve akaide dair bazı hadislerin sıhhat derecesi hakkında kendisine yöneltilen soruları bir cüzde toplamış, Ebû Abdurrahman el-Eserî el-Mısrî bunlardan otuz hadisi ihtiva eden bir bölümü yayımlamıştır (Tanta 1411/1990). Onun bu konuda ayrıca Cüzǿ fi’t-tehniǿeti fi’l-aǾyâd ve ġayrihâ, el-Esmaĥu’l-eślaĥ fî śıĥĥati imâmeti ġayri’l-efśaĥ (el-Eślaĥ fî imâmeti ġayri’l-efśaĥ), Fetâvâ el-ĥadîŝiyye, Ħaberü’ŝ-ŝebt bi-śıyâmi’s-sebt, Ķuvvetü’l-cebel fi’l-kelâmi Ǿale’l-ħiyel (ħayl), Ķuvvetü’s-seyr fî ĥükmi Ǿameli’l-ħayr, Meclis fî taĥrîmi’ž-žulm, el-Meclisü’l-Cemâlî evvelü mâ fütiĥat, Mesǿeletü’d-devr, yarım kalan el-Mesǿeletü’s-Süreyciyye, er-Raĥâ ed-dâǿire Ǿale’l-yemîni’d-dâǿire, eş-Şemsü’l-münîre fî maǾrifeti (taǾrîfi)’l-kebîre (Keşfü’ž-žunûn, II, 1062), Telħîśu mesǿeleti’s-sâkit adlı eserleri bulunmaktadır. Temhîdü’l-Ǿuķūdi’l-cemme fî tecdîdi Ǿuķūdi’l-ümme ise İbn Hacer’in, III. (IX.) yüzyılın başından itibaren kimlerin müceddid olabileceği konusunda yazmayı düşündüğünü belirttiği (İbn Hacer, Tevâli’t-teǿsîs, s. 49) cüzüdür. Süyûtî’nin, elde etmek için çok çaba sarfetmesine rağmen göremediğini söylediği eser el-Fevâǿidü’l-cemme fîmen yüceddidü’d-dîne li-hâźihi’l-ümme (Keşfü’ž-žunûn, II, 1296) olmalıdır.

Ö) Akaid. 1. el-Ġunye fi’r-rüǿye. İsrâ gecesinde Hz. Peygamber’in Allah Teâlâ’yı gördüğünü ileri sürenlerle buna karşı çıkanların görüşlerinin bir araya getirilerek değerlendirildiği bir cüz olup bir nüshası el-Hizânetü’t-Teymûriyye’de bulunmaktadır (Hadis, nr. 146). 2. el-Ħiśâlü (MaǾrifetü’l-ħiśâli)’l-mükeffire li’ź-źünûbi’l-muķaddeme ve’l-muǿaħħare. Günahların bağışlanmasına vesile olacağı müjdelenen yirmi ibadete dair yirmi dört hadisin derlenip sıhhat derecelerinin belirtildiği eser 845’te (1441) yazılmıştır. Kahire’de (1343) basılan kitap, ayrıca Risâle fi’l-Ħiśâli’l-mükeffire li’ź-źünûbi’l-müteķaddime ve’l-müteǾaħħire adıyla MecmûǾatü’r-resâǿili’l-münîriyye içinde (Kahire 1343, I, 257-266), daha sonra Muhammed Riyâz Mâlih (Dımaşk 1963) ve Câsim el-Füheyd ed-Devserî (Küveyt 1404/1984; Beyrut 1410/1990) tarafından yayımlanmıştır. 3. MaǾrifetü’l-ħiśâli’l-mûśile ile’ž-žılâl. Kıyamet gününde yedi kişinin arşın gölgesinde barınacağını müjdeleyen hadisten hareketle aynı nimetten faydalanacağı belirtilen otuz üç kişiye dair zayıf ve sağlam rivayetlerin toplandığı eser müellifin el-Emâlî’sinin 99-105. meclislerinde de yer almaktadır. 4. Źikrü’l-bâķıyâti’ś-śâliĥât. Bir müslümanın her gün tekrarladığı zikirlere dair yirmi hadisi ihtiva ettiği belirtilen bir çalışmadır.

P) Tarih. 1. ed-Dürerü’l-kâmine* fî aǾyâni’l-miǿeti’ŝ-ŝâmine. 701-800 (1302-1398) yılları arasında vefat eden 4500 kişinin biyografisini içine alan eser Freitz Krenkow (I-IV, Haydarâbâd 1348-1350), Muhammed Seyyid Câdelhak (I-V, Kahire 1385-1386/1966-1967) ve Muhammed Abdülmuîd Han (I-VI, Hindistan 1392/1972) tarafından yayımlanmıştır. İbn Hacer’in bu eserine yazdığı zeyli de (Źeylü’d-Düreri’l-kâmine) Adnân Dervîş neşretmiştir (Kahire 1412/1992). 2. İnbâǿü’l-ġumr bi-ebnâǿi’l-Ǿumr. İbn Hacer’in doğduğu tarihten (773/1372) 850’ye (1446) kadar meydana gelen ve çoğu kendisi tarafından müşahede edilen gelişmeleri, çeşitli kuruluş ve vakıflara dair bilgileri genellikle yıl, ay ve gün sırasıyla ele alıp o tarihlerde vefat eden tanınmış şahsiyetlerin biyografisini veren eser, dönemin bir Mısır tarihi olması yanında İslâm âleminin çeşitli yerlerindeki tanınmış şahsiyetlerin biyografilerini de ihtiva etmektedir. Tarihî olayları 773 (1372) yılına kadar getiren İbn Kesîr’in el-Bidâye ve’n-nihâye’si ile İbn Râfi‘in Vefeyât’ının zeyli mahiyetindeki esere Süyûtî Târîħu’l-Ǿumr adıyla bir zeyil yazmış, Muhammed Kemâleddin İzzeddin et-Târîħ ve’l-menhecü’t-târîħî li’bni Ĥacer el-ǾAsķalânî adlı çalışmasında İbn Hacer’in bu kitabındaki metodunu incelemiştir. İnbâǿü’l-ġumr’u önce Muhammed Abdülmuîd Han’ın kontrolünde Seyyid Abdullah b. Ahmed el-Alevî yayımlamış (I-IX, Haydarâbâd 1387-1396/1967-1976; Beyrut 1406/1986), ardından Hasan Habeşî, İbn Hacer’in müsvedde halindeki nüshası ile diğer bazı nüshalardan hareketle yer yer açıklamalar yapmak suretiyle eseri neşretmiştir (I-III, Kahire 1389-1392/1969-1972). Kitap daha sonra Muhammed Ahmed Dehmân tarafından çok yönlü fihristler yapılarak tarihçi Abdülbâsıt el-Hanefî ile Bedreddin el-Aynî’den notlar eklenmek suretiyle yayımlanmışsa da (Dımaşk 1399/1978-79) müellif nüshasına dayanmadığı için muhtelif hatalara düşülmüştür (neşirler hakkındaki değerlendirmeler için bk. M. Kemâleddin İzzeddin, et-Târîħ ve’l-menheci’t-târîħî li’bni Ĥacer el-ǾAsķalânî, s. 200-207). 3. RefǾu’l-iśr Ǿan ķuđâti Mıśr. Mısır’ın fethinden IX. (XV.) yüzyılın başına kadar burada kadılık yapanları kronolojik sıraya göre ele alan eser, İbn Dânyâl’in Mısır kadılarını saydığı ǾUķūdü’n-nižâm fî men vülliye Mıśr mine’l-ĥükkâm adlı şiirine dayandığı için belirtilen dönemde Mısır’da kadılık yapanların tamamını kapsamamaktadır. İbn Hacer’in talebesi İzzeddin el-Hanbelî kitabı alfabetik biçimde yeniden düzenlemiş ve bazı ilâve ve düzeltmeler de yapmış olup çeşitli muhtasarları içinde Sıbt İbn Hacer’in en-Nücûmü’z-zâhire bi-telħîśi Aħbâri ķuđâti Mıśr ve’l-Ķāhire adlı kitabı en önemlisidir. Zeyilleri arasından da Şemseddin es-Sehâvî’nin eź-Źeyl Ǿalâ RefǾi’l-iśr adıyla yayımlanan Buġyetü’l-Ǿulemâǿ ve’r-ruvât’ı anılabilir. Sıbt İbn Hacer tarafından istinsah edilen bir nüshası Süleymaniye Kütüphanesi’nde (Molla Çelebi, nr. 123, vr. 69-112) bulunan eserden 237-419 (851-1028) yılları arasında kadılık yapan bazı şahsiyetlerin biyografisi alınarak Kindî’nin Kitâbü’l-Vülât ve Kitâbü’l-ķuđât’ı ile birlikte basılmış (nşr. R. Guest, Leiden 1912), eser daha sonra Hâmid Abdülmecîd, Muhammed Mehdî Ebû Sene,


Muhammed İsmâil es-Sâvî (I-II, Kahire 1376-1380/1957-1961) ve Ali Muhammed Ömer (Kahire 1418/1998) tarafından yayımlanmıştır. 4. Mâ verede mine’r-rivâye fi’l-Bidâye ve’n-nihâye (Telħîśü’l-Bidâye ve’n-nihâye). İbn Kesîr’in el-Bidâye’sinden bazı olayların seçilerek ihtisar edildiği, yer yer ilâveler yapıldığı, bu olaylarda geçen rivayetlerin ve özellikle Hz. Peygamber’e nisbet edilen hadislerin sıhhat derecesinin belirtildiği bir çalışma olup 821’de (1418) tamamlanmıştır. Eserin bir nüshası Dârü’l-kütübi’l-Mısriyye’de bulunmaktadır (Tarih, nr. 522, vr. 1-77). 5. Münteķā min Meġāzi’l-Vâķıdî (Telħîśu Meġāzi’l-Vâķıdî) (Dârü’l-kütübi’l-Mısriyye, Tarih, nr. 522, vr. 83-149). 6. TaǾlîķ min Târîħi İbn ǾAsâkir. Ebü’l-Kāsım İbn Asâkir’in Târîħu Medîneti Dımaşķ’ından seçilmiş bazı bölümlere ilâveler yapılıp ayrıca tashih edilmek suretiyle meydana getirilen bir eserdir (Dârü’l-kütübi’l-Mısriyye, Tarih, nr. 522, vr. 150-194). 7. Tecrîdü’l-Vâfî bi’l-Vefeyât. Safedî’nin el-Vâfî bi’l-vefeyât’ındaki biyografilerden Tehźîbü’t-Tehźîb’de bulunmayanların tesbit edilmesiyle ortaya çıkan alfabetik bir çalışma olup müellifin vefatından on yıl sonra istinsah edilen bir nüshası Millet Kütüphanesi’ndedir (Feyzullah Efendi, nr. 1413). 8. TaǾrîfü’l-fiǿe fî maǾrifeti men Ǿâşe miǿe (TaǾrîfü’l-fiǿe bi-men [fî men] Ǿâşe min hâźihi’l-ümme miǿe). “Bugün yaşayanlardan hiçbiri yüz yıl sonra hayatta kalmayacaktır” meâlindeki hadisten hareketle kaleme alınan risâlesinin bir nüshası Köprülü Kütüphanesi’nde kayıtlıdır (Fâzıl Ahmed Paşa, nr. 1629/2). 9. el-İǾlâm bi-men sümmiye Muĥammed ķable’l-İslâm. Câhiliye devrinde on beş kişinin Muhammed adıyla anıldığını göstermek üzere yazılmış bir cüz olup müellif bu konudaki tesbitlerini Fetĥu’l-bârî’de (VI, 642-643, [Menâkıb 17]) özetlemiştir. 10. el-İǾlâm bi-men (fîmen) vülliye Mıśr fi’l-İslâm. Mısır’ın fethinden itibaren burada valilik yapanların ele alındığı eserin üç ciltlik bir yazması Oxford Kütüphanesi’nde bulunmaktadır (C. Zeydân, III, 176). 11. İķāmetü’d-delâǿil Ǿalâ maǾrifeti’l-evâǿil. Evâile dair rivayetlerin konularına göre sıralandığı ve senedleri hakkında bilgi verildiği eser 818’de (1415) tamamlanmışsa da temize çekilememiştir. Müellif el-İśâbe’de (V, 528) bu çalışmasından söz etmektedir. 12. Münteķā min Târîħi İbn Ħaldûn. 13. el-Ķaśdü’l-aĥmed fîmen künyetühû Ebü’l-Fażl ve ismühû Aĥmed. İbn Hacer bu çalışmasında kendisi gibi adı Ahmed, künyesi Ebü’l-Fazl olan şahsiyetleri bir araya getirmiştir. 14. en-Nebeǿü’l-enbeh fî binâǿi’l-KaǾbe. el-Melikü’l-Müeyyed Şeyh el-Mahmûdî için 822’de (1419) yazılmıştır.

İbn Hacer’in tarih çalışmaları arasında sayılabilecek olan Kitâbü’l-MuǾammerîn ile (İbn Hacer, el-İśâbe, VI, 369) Kitâbü Men câveze’l-miǿe adlı eseri (a.g.e., VI, 395) muhtemelen aynı çalışmadır. Onun ayrıca, İbnü’l-Adîm’in Buġyetü’ŧ-ŧaleb’ine İbn Hatîb en-Nâsıriyye tarafından yazılan ed-Dürrü’l-münteħab fî (tekmileti) Târîħi Ĥaleb adlı zeyle birçok ilâvede bulunduğu belirtilmektedir. Şerĥu Nažmi’s-sîre li’l-ǾIrâķī ise (Süyûtî, Nažmü’l-Ǿiķyân, s. 49) Irâkī’nin, Hz. Peygamber’in hayatını ve şemâilini 1000 beyitte ele aldığı ed-Dürerü’s-seniyye (Nažmü’d-düreri’s-seniyye) fi’s-siyeri’z-zekiyye adlı eserine İbn Hacer tarafından yazılan bir şerh olmalıdır.

R) Dil ve Edebiyat. 1. Dîvânü şiǾrihi’l-kebîr (Manžûmü’d-dürer). Bir nüshası Escurial Library’de (nr. 444), bu nüshadan alınan mikrofilmi Mektebetü’l-mecmai’l-ilmiyyi’l-Irâkī’de (nr. 179) bulunmaktadır. Müellif bu divandan yaptığı seçmeleri Đavǿü’ş-şihâb adıyla bir araya getirmiş olup (İbn Hacer, el-MecmaǾu’l-müǿesses, III, 87) bazı kaynaklarda sözü edilen küçük divanı da muhtemelen bu eserdir. 2. es-SebǾatü (es-SebǾu)’s-seyyâre (es-SebǾatü’s-seyyâre en-neyyirât). İbn Hacer’in Đavǿü’ş-şihâb’dan veya büyük divanından (İbn Tağrîberdî, el-Menhelü’ś-śâfî, II, 27-28; Keşfü’ž-žunûn, I, 765; II, 977) derleyerek 811’de (1408) tamamladığı üçüncü divanı olup yedi bölümden meydana gelen eserin ilk altı bölümünün yedişer gazel ihtiva etmesi sebebiyle el-MüsebbiǾât veya bazı kaynaklarda büyük divanının adı olduğu belirtilen Manžûmü’d-dürer adıyla da anılmaktadır. Subhî Reşâd Abdülkerîm tarafından yayımlanan eserin (Tanta 1410/1990) sonunda Zeynüddin el-Irâkī için İbn Hacer’in yazdığı otuz dokuz beyitlik bir mersiye yer almaktadır. Seyyid Ebü’l-Fazl, bu yedi bölümü divanın çeşitli nüshalarından ve matbu eserlerde dağınık halde bulunan parçalardan derleyerek Dîvânü’l-Ǿallâme el-muĥaddiŝ el-imâm Ebi’l-Fażl Şihâbiddîn Aĥmed b. ǾAlî b. Ĥacer el-ǾAsķalânî adıyla yayımladığı gibi (Haydarâbâd-Dekken 1381/1962) “Ibn Hajar: His Times and His Life” adlı makalesinde (IC, XXXII/1, s. 28-45) İbn Hacer’in dönemini ve eserlerindeki şiirin temel niteliklerini incelemiştir. Şehâbeddin Ebû Amr ise İbn Hacer’in divanını Ünsü’l-ĥucer fî ebyâti İbn Ĥacer adıyla şerhetmiştir (Beyrut 1409/1988). 3. Müsâmirü’s-sâhir ve müsâhirü’s-sâmir (et-Teźkiretü’l-edebiyye). 794 (1392) ve 795 (1393) yıllarında çeşitli divanlardan ve edebî eserlerden derlenen ve müellifin el yazısıyla kırk cilt hacminde olduğu belirtilen bu çalışma Yemen Meliki el-Melikü’l-Eşref İsmâil b. Abbas er-Resûlî’ye hediye edilmiştir. 4. Ķaźa’l-Ǿayn min nažmi ġurâbi’l-beyn. Eserde, Aynî’nin es-Seyfü’l-mühenned fî sîreti’l-Meliki’l-Müǿeyyed adlı kitabında vezinleri bozuk 400 kadar beyit doğru şekilleriyle bir araya getirilmiştir (Keşfü’ž-žunûn, II, 1316-1317). 5. Celebü Ĥaleb. Müellifin 836’da (1433) Halep’e yaptığı seyahat sırasında derlediği çeşitli bilgileri ihtiva eden dört cüz hacminde bir seyahatnâmedir. 6. ed-Dürerü’l-muđıyye min fevâǿidi’l-İskenderiyye. İbn Hacer’in 797 (1395) yılı sonlarında İskenderiye’ye yaptığı seyahat esnasında elde ettiği rivayetleri, çeşitli bilgileri, şiirleri ve mektuplaşma örneklerini bir cüz halinde derlediği bir eser olup kendisine ait bazı şiirler de ihtiva etmektedir. 7. Urcûze fî Vefeyâti’l-aǾyân li’ź-Źehebî (Nažmü Vefeyâti’l-aǾyân li’ź-Źehebî, Nažmü vefeyâti’l-muĥaddiŝîn). Zehebî’nin 1-700 (622-1300) yıllarına ait el-İşâre ilâ vefeyâti’l-aǾyân ve’l-münteķā min Târîħi’l-İslâm’ı bu eserle nazma çekilmek istenmişse de çalışma ancak 201 (816-17) yılına kadar getirilebilmiştir. 8. eź-Źeyl Ǿalâ mâ cemaǾahû el-Beştekî min nažmi İbni Nübâte (el-İǾtirâf ve’l-istidrâk Ǿalâ men cemaǾa Dîvâne İbn Nübâte el-Mıśrî).

İbn Hacer’in, 795 (1393) yılında aruzla ilgili beyitleri şerhettiği Muħtaśarü’l-Ǿarûż’u (Muķaddime fi’l-Ǿarûż), Nüzhetü’n-nevâžıri’l-mecmûǾa fi’l-mülaĥi ve’n-nevâdiri’l-mesmûǾa adlı (Süyûtî, Nažmü’l-Ǿiķyân, s. 48) tamamlayamadığı bir eseri, ayrıca es-Sehlü’l-menîǾ fî şevâhidi’l-bedîǾ, el-Münteħab min Kitâbi’l-Edeb ve el-Ķaśdü’l-bâdî beyne’l-merâciǾ ve’l-bâdî adlı çalışmalarının bulunduğu kaydedilmektedir.

S) Sorular ve Cevaplar. 1. Fetâva’l-Ĥâfıž İbn Ĥacer el-ǾAsķalânî fî aĥvâli’l-ķubûr ve ehvâli’n-nüşûr. Ölünün kabir ve âhiret hayatıyla ilgili yirmi sekiz sorunun kısa cevaplarını ihtiva eden risâle Delhi (1872), Kahire (1408/1987) ve fetvaların kaynakları gösterilmek suretiyle Muhammed b. Abdülhakîm el-Kādî tarafından yine Kahire’de (1407/1987) yayımlanmıştır. Müellifin benzer konularda sorulan otuz iki soruya verdiği daha uzun cevapları içine alan fetvalarını da


Fetâvâ el-Ĥâfıž İbn Ĥacer el-ǾAsķalânî: ķısmü’l-Ǿaķīde adıyla Muhammed Tâmir neşretmiştir (Tanta 1410/1989). Onun Risâle fî suǿâli’l-meyyit fi’l-ķabr, el-Cevâbü’ş-şâfî Ǿani’s-suǿâli’l-ħâfî adlarıyla anılan eserlerinin de aynı veya benzer risâleler olması muhtemeldir. Müellifin 108 hadisi ihtiva eden Aĥvâlü’l-meyyit min ĥîni’l-iĥtiżâr ile’l-ĥaşr (nşr. Yüsrâ Abdülganî el-Büşrâ, Kahire 1409/1989) adlı eseri de burada anılmalıdır. Müminin ölüm sonrası haline dair yirmi sekiz soruyu ve cevaplarını ihtiva ettiği ve iki yazmasının günümüze geldiği belirtilen (Brockelmann, GAL, II, 82-83) el-Esǿiletü’l-müfîde ve’l-ecvibetü’l-Ǿadîde, aynı konudaki elli dokuz soruya verdiği cevapları içine alan ve Milano Ambrosiana’da bulunan bir diğer risâlesi de (Brockelmann, GAL Suppl., II, 75) onun aynı tür eserlerindendir. 2. el-Ecvibetü’l-vâride Ǿani’l-esǿileti’l-vâfide min Ĥaleb (el-Ecvibetü’l-celiyye Ǿani’l-esǿileti’l-Ĥalebiyye, Tertîbü’l-mübhemât Ǿale’l-ebvâb). Śaĥîĥ-i Buħârî’deki bazı hadislerde müphem ifadelerle zikredilen şahısların kim olduğu, bir kısım muallak rivayetlerin hangi hadis kitaplarında mevsûl olarak rivayet edildiği, bazı olayların hangi yılda meydana geldiği gibi hususlarda hocası Burhâneddin el-Halebî’nin oğlu Ebû Zer el-Halebî’nin kendisine sorduğu kırk kadar soruya verdiği cevapları ihtiva eden eser, Ebû Yahyâ Eşref el-Fîşâvî (Tanta 1412/1992) ve İkmâlü mübhemâti’l-Buħârî ve fevâǿid li-Fetĥi’l-bârî el-maǾrûfe bi’smi’l-Ecvibeti’l-vâride Ǿani’l-esǿileti’l-vâfide adıyla Amr Ali Ömer (Dımaşk-Beyrut 1415/1994) tarafından yayımlanmıştır. 3. Cevâbü suǿâl fîmen Ǿâşe baǾde’l-mevt (el-Baĥŝ Ǿan aĥvâli’l-baǾŝ) (Dârü’l-kütübi’l-Mısriyye, Mecmua, Hadis, nr. 1559; Dârü’l-kütübi’z-Zâhiriyye, Mecmua, nr. 1075, hadis 284, vr. 17-19). 4. Esǿile min ħaŧŧi’ş-Şeyħ İbn Ĥacer el-ǾAsķalânî ve’l-cevâb Ǿaleyhâ. Ahmed b. Muhammed el-Kastallânî tarafından derlenen eseri Ebû Abdullah Muhammed Hasan İsmâil eş-Şâfiî el-İmtâǾ bi’l-erbaǾîne’l-mütebâyineti’s-semâǾ ile birlikte neşretmiştir (Beyrut 1418/1997). 5. Suǿâl ile’l-Ǿulemâǿ Ǿani’l-müǿerriħ elleźî yeźkürü terâcüme’n-nâs Ǿalâ mâ yaǾlemü minhâ min ħayr ve şer ve icâbetü’l-Ǿulemâǿ Ǿaleyhâ ve evvelühüm İbn Ĥacer el-ǾAsķalânî. Haydarâbâd Âsafiye Kütüphanesi’nde bir nüshası vardır (Mecmua, nr. 44). 6. el-Cevâbü’l-celîl Ǿan ĥükmi (ziyâreti) beledi’l-Ħalîl (el-Binâǿü’l-celîl bi-ĥükmi beledi’l-Ħalîl). Temîm ed-Dârî ile birlikte Hz. Peygamber’in huzuruna gelen Ebû Hind ed-Dârî’nin biyografisine dair bir cüzdür. Brockelmann’ın (GAL, II, 82) adını Cevâbü esǿile teteǾallaķ bi’l-ĥadîŝ fî vaķfi beledi’l-Ħalîl Ǿalâ Temîm (Brockelmann’a göre Temîn, bk. a.g.e., a.y.) ed-Dârî adıyla kaydettiği eserin Berlin’de Staatsbibliothek’te (nr. 1589) ve British Museum’da (nr. 1468/2) birer nüshası bulunmaktadır.

Bazı hadislerin sağlamlık derecesini öğrenmek amacıyla sorulan sorulara İbn Hacer’in verdiği cevapları ihtiva eden el-Esǿile ve’l-ecvibe adlı risâleler de vardır. Bunlardan Süleymaniye Kütüphanesi’ndeki nüsha (Beşir Ağa [Eyüp], Mecmua, nr. 142, vr. 22-24) on dört, Köprülü Kütüphanesi’ndeki nüshalar (Mecmua, nr. 1629, vr. 47-51, 53-59; nr. 1630, vr. 133-140) sırasıyla dört, on iki ve üç, İstanbul Üniversitesi Kütüphanesi’ndeki nüsha (AY, nr. 2461, vr. 25-27) yirmi dokuz soruya verdiği cevapları içine alır. Onun el-Ecvibetü’l-müşerriķa Ǿani’l-esǿileti’l-müferriķa adlı eseri de (Keşfü’ž-žunûn, I, 12) burada anılmalıdır.

Ş) Diğer Eserleri. 1. Dîvânü’l-Ħuŧabi’l-Ezheriyye. Rebîülevvel 817’den (Haziran 1414) Şevval 820’ye (Kasım 1417) kadar Ezher Camii’nde okuduğu otuza yakın hutbesini ihtiva etmektedir (Bulak 1301). 2. Źeyl Ǿalâ Źeyli’l-Ĥüseynî. Zehebî’nin el-Ǿİber’i üzerine Ebü’l-Mehâsin el-Hüseynî’nin yazdığı zeylin devamı mahiyetinde olup 763 (1362) yılından başlamaktadır. 3. Münteħabü Târîħi Ķazvîn. 836’daki (1433) Halep seyahati sırasında Abdülkerîm b. Muhammed er-Râfiî’nin et-Tedvîn fî târîħi Ķazvîn adlı eserini birkaç “kürrâse” halinde ihtisar ettiği bir çalışmadır. İbn Hacer’in ayrıca 795’te (1393) tamamladığı belirtilen Muħtaśaru Telbîsi İblîs li’bni’l-Cevzî, Dîvânü’l-ħuŧabi’l-ĶılâǾiyye, el-MecmaǾu’l-Ǿâm fî âdâbi’ş-şarâb ve’ŧ-ŧaǾâm ve duħûli’l-ĥammâm, Cüzǿ fî đarbi’r-remel, Risâle fî taǾaddüdi’l-CumǾa bi-belde vâĥide adlı eserleri vardır.

İbn Hacer’e Nisbet Edilen Eserler. 1. el-Münebbihât (el-Münebbihât Ǿale’l-istiǾdâd li-yevmi’l-mîǾâd [meǾâd] li’n-nuśĥ ve’l-vedâd). İbn Hacer’le ilgisi bulunmamakla beraber Münebbihâtü İbn Ĥacer adıyla çeşitli baskıları bulunan kitabı (Bombay 1270/1853; İstanbul 1315/1899, 1322/1904; İzmir 1963; İstanbul 1974) Kâtib Çelebi Zeynülkudât Ahmed b. Muhammed el-Hiccî’ye nisbet etmiş olup (Keşfü’ž-žunûn, II, 1848) eser muhtemelen Şehâbeddin İbn Hiccî (ö. 816/1413) tarafından kaleme alınmıştır (Abdüssettâr eş-Şeyh, s. 481). Yanlışlığın ise İbn Hiccî kelimesinin İbn Hacer şeklinde okunmasından kaynaklandığı anlaşılmaktadır. Eser bazı yazmalarında İbn Hacer el-Mekkî’ye izâfe edilmektedir (Şâkir Mahmûd Abdülmün‘im, İbn Ĥacer el-ǾAsķalânî, I, 681). İbn Hacer’e nisbet edilen el-İstiǾdâd ķable’l-fevt fî nuśreti meleki’l-mevt de (Brockelmann, GAL, II, 82) aynı kitabı hatırlatmaktadır. Lahor (1889, 1897), Kazan (1904), Kanpûr (1284, 1890), Delhi (1282), İstanbul (1315), Tanta (1978) ve Beyrut’ta (1980, 1983) basılan el-Münebbihât Ömer ed-Dîrâvî (?), Ebû Hacele (Beyrut 1974) ve Âdil Ebü’l-Meâtî (Kahire 1986) tarafından tahkik edilerek el-İstiǾdâd li-yevmi’l-meǾâd adıyla yayımlanmıştır (yazma nüshaları ve üzerinde yapılan diğer çalışmalar için bk. Brockelmann, GAL Suppl., II, 74). 2. Ġırâsü’l-Esâs. Zemahşerî’nin Esâsü’l-belâġa adlı Arapça mecazlar sözlüğünden sadece mecazi mânalar ihtisar edilerek meydana getirilen eser Tevfîk Muhammed Şâhîn tarafından yayımlanmış olup (Kahire 1411/1990) Şâkir Mahmûd Abdülmün‘im eserin İbn Hacer’e nisbet edilen kitaplardan biri olduğunu söylemektedir (İbn Ĥacer el-ǾAsķalânî, I, 668-670). Brockelmann’ın zikrettiği (GAL, I, 84)


Muħtaśarü’l-Esâs bu eserin muhtasarı olmalıdır. 3. en-Nüħabü’l-celîle fi’l-ħuŧabi’l-cezîle. Altmış bir hutbeyi ihtiva eden çalışma (Kahire 1310) İbn Hacer’in eserlerinin zikredildiği hiçbir kaynakta geçmemektedir (Şâkir Mahmûd Abdülmün‘im, İbn Ĥacer el-ǾAsķalânî, I, 609-610). 4. el-Esǿiletü’l-fâǿiķa bi’l-ecvibeti’l-lâǿiķa (nşr. Muhammed İbrâhim Hafîzürrahman, Bombay 1410).

İbn Hacer’e nisbet edilen diğer eserler de şunlardır: ǾAşeretü(Ǿİşretü)’l-Ǿâşir (Keşfü’ž-žunûn, II, 1141); İbn Hişâm’ın ĶavâǾidü’l-iǾrâb’ının muhtasarı olduğu söylenen ǾAynü’l-ĶavâǾid; Beyânü mâ aħrecehü’l-Buħârî Ǿâliyen Ǿan şeyħ aħrece źâlike’l-ĥadîŝ aĥadü’l-eǿimme Ǿan vâĥid Ǿanh (Abdülhay el-Kettânî, I, 335); Cemâlü’l-ķurrâǿ (Brockelmann, GAL Suppl., II, 75); Cüzǿ fî esmâǿi’l-müdellisîn; Cüzǿ Ķıśśati (Ŧuruķu ĥadîŝi) Hârût ve Mârût; Corcî Zeydân’ın on iki cilt olup Leknev’de (1253) ve Lahor’da (1888) basıldığını ileri sürdüğü hadise dair ed-Dîbâce (Âdâb, III, 176; Ziriklî, I, 178); ed-Dürer fi’n-nafaķati’l-ķalîle; ed-Dürrü’l-manžûm veya el-MuǾaşşerât (Brockelmann, GAL, II, 84); Edebü’ż-żayf ve’l-mużayyif (Brockelmann, GAL, I, 83); Esne’l-meŧâlib fî śılati’l-eķārib (Brockelmann, GAL Suppl., II, 76); Fihrist müstaǾcel ve Ǿulâle müteĥammil (Abdülhay el-Kettânî, II, 930); Ĥadîŝü Aĥmed b. Ħuzeyme (bu eserden yapılmış seçmeler için bk. Brockelmann, GAL Suppl., I, 75); el-Ħiśâlü’l-vâride bi-ĥüsni’l-ittiśâl; el-İħlâś (eserden yapılmış seçmeler için bk. Brockelmann, GAL Suppl., I, 75); el-İlhâmü’ś-śâdır Ǿani’l-inǾâmi’l-vâfir; İrşâdü’l-Ǿibâd (Brockelmann, GAL, II, 76); İlsâķu Ǿuvâri’l-heves limen lem yefhemi’l-ıżŧırâb fî ĥadîŝi’l-besmele Ǿan Enes (Brockelmann, GAL Suppl., II, 75); İsnâdü’l-ħamse (Brockelmann, GAL, II, 76); İttibâǾu’l-eŝer fî riĥleti İbn Ĥacer; hadise dair olup Bâlîzâde Mustafa Efendi ve daha başkaları tarafından şerhedildiği söylenen el-Ķuśârâ (Keşfü’ž-žunûn, II, 1327); Aclûnî’nin Keşfü’l-ħafâ adlı eserini kaleme alırken çok faydalandığı anlaşılan (I, 6, 7, 8) el-Leǿâli’l-menŝûre fi’l-eĥâdîŝi’l-meşhûre; Menâķıbü’ş-Şeyħ Ebi’l-ǾAbbâs Aĥmed el-Ĥarrâr; Irâkī’nin el-Mevridü’l-henî fi’l-mevlidi’n-nebî adlı eserine yazılmış muhtasar (Brockelmann, İbn Hacer’in bu konudaki eserinin adının Mevlidü’n-nebî olduğunu, günümüze gelen şerh ve hâşiyelerinin bulunduğunu söylemektedir, bk. GAL, II, 83; Suppl., II, 74); el-Muġnî fî żabŧi’l-esmâǿ ve’l-ensâb (Medine, el-Mektebetü’l-Muhammediyye’de [Esmâü’r-ricâl, nr. 4] bir nüshasının bulunduğu kaydedilmektedir: Brockelmann, GAL Suppl., II, 75); Muħtaśarü’t-Tenbîh; Münteħab laŧîf min Kitâbi’l-Meslât li-Ebî Ĥayyân; Münteħabü Riĥleti İbn Rüşeyd; Münteķā Zevâǿidi’l-elġāz li’l-Ġazzî; Riĥle min Mıśr ilâ Dımaşķ; Risâle fî ĥaķķi’l-eĥâdîŝ (Brockelmann, GAL Suppl., II, 76); er-Risâletü’l-ġarriyye (Ǿizziyye, ġazziyye) fi’l-ĥisâb; Risâle fi’l-cevâb Ǿan esǿile Ǿuriżat Ǿaleyh (Brockelmann, GAL, II, 76); Ebü’l-Feth el-Kāhirî’nin Ŝebet’inden derlendiği söylenen (Hediyyetü’l-Ǿârifîn, I, 129) Sülve fî ħaberi Kilve (Sülvet ŝebetü Kilvet; benzeri için bk. Brockelmann, GAL, II, 539); es-Sîre (es-Sîretü’n-nebeviyye); Abdülganî el-Ezdî’nin Müştebihü’n-nisbe’sinin üzerine yazıldığı söylenen Tavżîĥu’l-Müştebih; Tuĥfetü ehli’t-taĥdîŝ Ǿan şüyûħi’l-ĥadîŝ (Ziriklî eserin üç cilt olduğunu söylemektedir, el-AǾlâm, I, 178; Brockelmann, GAL Suppl., II, 75); Târîħu’l-Medîneti’l-münevvere (Brockelmann, GAL Suppl., II, 75); Tercemetü’n-Nevevî; Tercemetü es-Seyyid Aĥmed el-Bedevî (Brockelmann, GAL, I, 83). Ayrıca İbn Hacer’in hiçbir kaynakta zikredilmeyen Ġāyetü’n-nefǾ fî şerĥi temŝîli’l-müǿmin bi-ħâśśati’z-zerǾ adlı bir eserinin yayımlandığı (Kahire 1358/1940) kaydedilmektedir (Sâlihiyye, II, 152).

Müellifleri bilinen bazı eserler de İbn Hacer’e nisbet edilmiştir. Ahmed b. Muhammed el-Kastallânî’nin el-Fetĥu’l-mevâhibî fî menâķıbi’ş-ŞâfiǾî’si (bazı kaynaklarda el-Fetĥu’l-Vehbî fî menâķıbi’ş-Şâŧıbî adıyla geçmektedir, bk. Şâkir Mahmûd Abdülmün‘im, İbn Ĥacer el-ǾAsķalânî, I, 678), Ahmed b. Muhammed b. Ahmed b. Ebû Bekir b. Zeyd el-Mevsılî’nin (ö. 870/1465-66) Meĥâsinü’l-mesâǾî fî menâķıbi’l-İmâm Ebî ǾAmr el-EvzâǾî’si, İbn Hacer el-Heytemî’nin el-Ecvibetü’z-zekiyye Ǿan teǿħîri’l-Ǿamel ve taķdîmi’n-niyye’si (Brockelmann, GAL Suppl., II, 75), yine İbn Hacer el-Heytemî’nin Şerĥu’l-İrşâd’ı (Keşfü’ž-žunûn, I, 69), muhtemelen yine İbn Hacer el-Heytemî’ye ait olan Tuĥfetü’l-muĥtâc bi-şerĥi’l-Minhâc’ı bunlardan bazılarıdır.

İbn Hacer’in hayatı ve eserlerine dair talebesi Sehâvî el-Cevâhir ve’d-dürer fî tercemeti şeyħi’l-İslâm İbn Ĥacer adıyla bir kitap kaleme almış (nşr. Hâmid Abdülmecîd, Tâhâ ez-Zeynî, Kahire 1406/1986), bu kitap İbn Hacer üzerinde yapılan bütün araştırmalara kaynak teşkil etmiştir. Sabri Hâlid Kavaş (Sabri Khalid Kawash), Ibn Hajar al-Asqalānī (1372-1449 A.D.): A Study of the Background, Education and Career of a ǾĀlim in Egypt adlı doktora çalışmasında (Princeton University, 1969) İbn Hacer’in ilmî kişiliğini incelemiş, Şâkir Mahmûd Abdülmün‘im, İbn Ĥacer el-ǾAsķalânî ve dirâsetü muśannefâtihî ve menhecihî ve mevâridihî fî Kitâbi’l-İśâbe (I-, Bağdat, ts. [Dârü’r-risâle]; I-II, Beyrut 1417/1997) adlı doktora tezinde İbn Hacer’in hayatını ve özellikle eserlerini geniş şekilde araştırmış, Abdüssettâr eş-Şeyh de el-Ĥâfıž İbn Ĥacer el-ǾAsķalânî emîrü’l-müǿminîn fi’l-ĥadîŝ (Dımaşk 1412/1992) adıyla bir eser yazmıştır. Âftâb Ahmed Rahmânî, “The Life and Works of Ibn Hajar al-Asqalānī” adlı makalesinde (bk. bibl.) onun hayatı ve eserleri, Muhammed Kemâleddin İzzeddin et-Târîħ ve’l-menhecü’t-târîħî li’bn Ĥacer el-ǾAsķalânî adlı kitabında (Beyrut 1404/1984) hayatı ve özellikle İnbâǿü’l-ġumr’daki metodu üzerinde durmuş, İbn Ĥacer el-ǾAsķalânî müǿerriħen adlı çalışmasında ise (Beyrut 1407/1987) bir önceki eserini özetlemiştir. Abdurrahman el-Bûsîrî de İbn Hacer’le Bedreddin el-Aynî arasındaki ihtilâfa dair Mübtekirâtü’l-leǿâlî ve’d-dürer fi’l-muĥâkemeti beyne’l-ǾAynî ve’bni Ĥacer’i kaleme almıştır (nşr. Süleyman Muhammed er-Rûbî - Hâdî Arefe, Trablusgarp 1959; Kahire 1401/1981). İbn Hacer’in muhaliflerinden Alemüddin Sâlih b. Ömer el-Bulkīnî’nin el-Fücer ve’l-bücer fî tercemeti İbn Ĥacer adlı bir kitap yazdığı (Keşfü’ž-žunûn, I, 618), Abdullah b. Zeynüddin b. Ahmed el-Busravî eş-Şâfiî’nin İbn Hacer’in biyografisine dair Cümânü’d-dürer adlı bir eser kaleme aldığı (Murâdî, III, 87) ve bu eserin Dârü’l-kütübi’l-Mısriyye’de bulunduğu (Ziriklî, IV, 88) zikredilmiştir. Brockelmann, Şehâbeddin Ahmed b. Muhammed el-Mukrî el-Fâsî’nin Tenâsüķu’d-dürer fî tercemeti İbn Ĥacer adıyla bir eser kaleme aldığını, bunun da muhtemelen Ebû Abdullah Muhammed b. Ali el-Hâc eş-Şâtıbî tarafından el-Cümân min muħtaśari Aħbâri’z-zamân adıyla ihtisar edildiğini ileri sürmekteyse de (GAL Suppl., II, 73) bu muhtasarın Ali b. Hüseyin el-Mes‘ûdî’nin Aħbârü’z-zamân’ı ile ilgili bir çalışma olduğu anlaşılmaktadır (Muhammed Kürd Ali, III [1971], s. 239-240).


BİBLİYOGRAFYA:

İbn Hacer, Fetĥu’l-bârî (Hatîb), II, 168-169, 483-489; V, 193; VII, 463-464, 506, 531; VIII, 197-198, 441, 554, 580-581, 611; IX, 375, 430-431; X, 185; XI, 13; a.mlf., el-MecmaǾu’l-müǿesses li’l-muǾcemi’l-müfehres (nşr. Yûsuf Abdurrahman el-Mar‘aşlî), Beyrut 1415/1994, I, 79-201, 434; II, 27-81, 294-351, 483, 559-571; III, 120-122, 196, 256; a.mlf., İntiķāđü’l-iǾtirâż fi’r-red Ǿale’l-ǾAynî fî şerĥi’l-Buħârî (nşr. Hamdî Abdülmecîd es-Silefî - Subhî es-Sâmerrâî), Riyad 1413/1993, I, 79; a.mlf., İnbâǿü’l-ġumr, I, 3-4; VIII, 39; a.mlf., Taġlîķu’t-taǾlîķ Ǿalâ Śaĥîĥi’l-Buħârî (nşr. Saîd Abdurrahman Mûsâ el-Kazekî), Beyrut-Dımaşk 1405/1985, tür.yer.; ayrıca bk. neşredenin girişi, I, 23-250; a.mlf., TaǾcîlü’l-menfaǾa bi-zevâǿidi ricâli’l-eǿimmeti’l-erbâǾa (nşr. İkrâmullah İmdâdü’l-Hak), I-II, Beyrut 1416/1996; a.mlf., el-İśâbe (Bicâvî), VI, 369, 395; a.mlf., Tebśîrü’l-müntebih, I, 414-415; IV, 1511-1513; a.mlf., Tevâli’t-teǿsîs (nşr. Ebü’l-Fidâ Abdullah el-Kādî), Beyrut 1406/1986, s. 49; a.mlf., Dîvânü’l-Ĥâfıž İbn Ĥacer el-ǾAsķalânî (nşr. Subhî Reşâd Abdülkerîm), Tanta 1410/1990, s. 19-71; a.mlf., “Fetvâ fî kitâbeti’t-târîħ” (nşr. Fuâd Seyyid, MMMA, II/1, [1375/1956] içinde), s. 162-177; Begavî, Meśâbîĥu’s-sünne (nşr. Yûsuf Abdurrahman el-Mar‘aşlî v.dğr.), Beyrut 1407/1987, neşredenin girişi, I, 77-96; Fâsî, Źeylü’t-Taķyîd fî ruvâti’s-sünen ve’l-mesânîd (nşr. Kemâl Yûsuf el-Hût), Beyrut 1410/1990, I, 352-357; Takıyyüddin İbn Fehd, Laĥžü’l-elĥâž (nşr. Hüsâmeddin el-Kudsî, Źeylü Teźkireti’l-ĥuffâž li’ź-Źehebî içinde), Haydarâbâd 1376/1956 → Beyrut, ts. (Dâru İhyâi’t-türâsi’l-Arabî), s. 326-343; İbn Tağrîberdî, el-Menhelü’ś-śâfî, II, 16-32; Necmeddin İbn Fehd, MuǾcemü’ş-şüyûh (nşr. Muhammed ez-Zâhî - Hamed el-Câsir), Riyad 1982, s. 70-78; Sehâvî, el-Cevâhir ve’d-dürer fî tercemeti şeyħi’l-İslâm İbn Ĥacer el-ǾAsķalânî (nşr. Hâmid Abdülmecîd - Tâhâ ez-Zeynî), Kahire 1406/1986; a.mlf., eđ-Đavǿü’l-lâmiǾ, II, 36-40; X, 315-317; a.mlf., et-Tibrü’l-mesbûk fî źeyli’s-Sülûk, Kahire, ts. (Mektebetü’l-Külliyâti’l-Ezher), s. 230-236; a.mlf., eź-Źeyl Ǿalâ RefǾi’l-Ǿiśr (nşr. Cûde Hilâl - M. Mahmûd Subh), s. 75-89; Süyûtî, Ĥüsnü’l-muĥâđara, I, 363-366; a.mlf., Nažmü’l-Ǿiķyân, Beyrut, ts. (el-Mektebetü’l-İlmiyye), s. 45-53, 179; a.mlf., Tedrîbü’r-râvî, II, 298; Taşköprizâde, Miftâĥu’s-saǾâde, II, 412-415; İbn İyâs, BedâǿiǾu’z-zühûr, II, 268-270; İbn Tolun, el-Ķalâǿidü’l-cevheriyye fî târîħi’ś-Śâliĥiyye (nşr. M. Ahmed Dehmân), Dımaşk 1400/1980, II, 454-457; İbnü’l-Kādî, Dürretü’l-ĥicâl, I, 64-72; Keşfü’ž-žunûn, I, 7, 8, 12, 21, 24, 28, 58, 60, 69, 106, 116, 117, 126, 157, 162, 167, 170-171, 175, 195, 200, 204, 215, 228, 237, 245, 254, 257, 292, 301, 305, 307, 339-340, 354, 363, 375, 400, 418, 420, 421, 464, 465, 503, 508, 545-548, 551, 552, 555, 600, 608, 618, 705, 706, 748, 751, 765, 835, 838, 877, 909, 919, 930, 935; II, 961, 977, 990, 1039, 1052, 1062, 1097, 1141, 1162, 1275, 1295, 1296, 1316-1317, 1327, 1328, 1351, 1481, 1510, 1511, 1541, 1548, 1604, 1660, 1684, 1691, 1697, 1714, 1792, 1822, 1830, 1840, 1842, 1848, 1856, 1860, 1917, 1923, 1932, 1936-1937, 1945, 2003, 2030, 2036; İbnü’l-İmâd, Şeźerât, VII, 272; Aclûnî, Keşfü’l-ħafâǿ (nşr. Ahmed el-Kalâş), Kahire, ts. (Dârü’t-Türâs), I, 6, 7, 8; Murâdî, Silkü’d-dürer, III, 87; Şevkânî, el-Bedrü’ŧ-ŧâliǾ, I, 87-92; Keşmîrî, Feyżü’l-bârî Ǿalâ Śaĥîĥi’l-Buħârî, Kahire 1357/1938, I, 38; Hediyyetü’l-Ǿârifîn, I, 128-130; Îżâĥu’l-meknûn, I, 69; Serkîs, MuǾcem, I, 77-81; Brockelmann, GAL, I, 82, 84, 445; II, 81-84, 91; Suppl., I, 777; II, 73-76, 617; M. Mustafa Ziyâde, el-Müǿerriħûn fî Mıśr fi’l-ķarni’l-ħâmis Ǿaşer el-mîlâdî, Kahire 1954, s. 17-20; Abbas el-Azzâvî, et-TaǾrîf bi’l-müǿerriħîn fî Ǿahdi’l-Moġol ve’t-Türkmân, Bağdad 1376/1957, I, 233-236; Abdurrahman el-Bûsîrî, Mübtekirâtü’l-leǿâlî ve’d-dürer fi’l-muĥâkemeti beyne’l-ǾAynî ve’bni Ĥacer (nşr. Süleymân Muhammed er-Rûbî - Hâdî Arefe), Trablusgarp 1959; Sezgin, GAS, I, 122, 128-129; Abdülhay el-Kettânî, Fihrisü’l-fehâris, I, 321-337; II, 881-882, 930, 990; Müneccid, MuǾcem, I, 12-13; II, 19-20; M. Abdullah İnân, Müǿerriħû Mıśri’l-İslâmiyye ve meśâdirü’t-târîħi’l-İslâmiyye, Kahire 1388/1969, s. 105-114; Sabri Khalid Kawash, Ibn Hajar al-Asqalānī (1372-1449 A. D.): A Study of the Background, Education and Career of a ‘Ālim in Egypt (doktora tezi, 1969), Princeton University; Elbânî, Maħŧûŧâti, s. 43-45, 185; C. Zeydân, Âdâb, III, 174-177; Ziriklî, el-AǾlâm (Fethullah), I, 178-179; IV, 88; VI, 120; M. Kemâleddin İzzeddin, et-Târîħ ve’l-menhecü’t-târîħî li’bn Ĥacer el-ǾAsķalânî, Beyrut 1404/1984, s. 200-207; a.mlf., İbn Ĥacer el-ǾAsķalânî müǿerriħen, Beyrut 1407/1987; Sâlih Yûsuf Ma‘tûk, Bedrüddîn el-ǾAynî ve eŝeruhû fî Ǿilmi’l-ĥadîŝ, Beyrut 1407/1987, s. 225-250; Muhammed İsâm Arrâr el-Hüseynî, İtĥâfü’l-ķārî bi-maǾrifeti cühûd ve aǾmâli’l-Ǿulemâǿ Ǿalâ Śaĥîĥi’l-Buħârî, Beyrut 1407/1987, s. 121; Ebû Ubeyde Meşhûr b. Hasan - Ebû Huzeyfe Râid b. Sabrî, MuǾcemü’l-muśannefâti’l-vâride fî Fetĥi’l-bârî, Riyad 1412/1991; Abdüssettâr eş-Şeyh, el-Ĥâfıž İbn Ĥacer el-ǾAsķalânî emîrü’l-müǿminîn fi’l-ĥadîŝ, Dımaşk 1412/1992; Sâlihiyye, el-MuǾcemü’ş-şâmil, II, 141-158; Kettânî, er-Risâletü’l-müstetrafe (Özbek), s. 173; ayrıca bk. İndeks, s. 467; Şâkir Mahmûd Abdülmün‘im, İbn Ĥacer el-ǾAsķalânî ve dirâsetü muśannefâtihî ve menhecihî ve mevâridihî fî kitâbihi’l-İśâbe, I-II, Beyrut 1417/1997; a.mlf., “ŞâǾiriyyetü İbn Ĥacer el-ǾAsķalânî”, Mecelletü’l-baĥŝi’l-Ǿilmî ve’t-türâŝi’l-İslâmî, II, Mekke 1979, s. 147-165; Jacqueline Sublet, “Les maitres et les études de deux traditionnistes de l’èpoque mamelouke”, BEO, XX (1967), s. 7-99; Abdülhamîd M. el-Besyûnî, “el-Meŧâlibü’l-Ǿâliye bi-zevâǿidi’l-mesânîdi’ş-şemâniye”, el-VaǾyü’l-Muĥammedî, VI/69 (1970), s. 72-84; Muhammed Kürd Ali, “Kitâbü’l-Cümân”, MMLADm., III (1971), s. 239-240; Aftab Ahmed Rahmani, “The Life and Work of Ibn Hajar al-Asqalānī”, IC, XLV/3 (1971), s. 203-212; XLV/4 (1971), s. 275-293; XLVI/1 (1972), s. 75-81; XLVII/3 (1973), s. 257-273; Abdürrezzâk Kāsım, “Menhecü İbn Ĥacer fî kitâbihî Hedyi’s-sârî”, Âdâbü’r-râfideyn, XI, Musul 1979, s. 361-403; Claude Gilliot, “Textes arabes ancien édité en Egipte au cours des années 1992 à 1994, 1994-1996”, MIDEO, XXII (1994), s. 314-315; XXIII (1997), s. 343, 354, 389-390, 419; Muhammed Abdurrahman el-Ehdel, “Eđvâǿ Ǿalâ Nüzheti’l-elbâb fi’l-elķāb li’l-ĥâfıž İbn Ĥacer el-ǾAsķalânî”, ǾÂlemü’l-kütüb, XVIII/6, Riyad 1418/1997, s. 483-489; C. Van Arendonk, “İbn Hacerü’l-Askalânî”, İA, V/2, s. 735-737; F. Rosenthal, “Ibn Ĥaғјar al-ǾAsķalānī”, EI² (Fr.), III, 799-802; Asri Çubukçu, “Çakmak, el-Melikü’z-zâhir”, DİA, VIII, 193; Abbas Zeryâb, “İbn Ĥacer-i ǾAsķalânî”, DMBİ, III, 319-331.

M. Yaşar Kandemir