İBN EBÛ CEMRE, Ebû Bekir

(أبو بكر ابن أبي جمرة)

Ebû Bekr Muhammed b. Ahmed b. Abdilmelik el-Mürsî el-Endelüsî (ö. 599/1202)

Mâlikî fakihi, kadı.

5 Rebîülâhir 518’de (22 Mayıs 1124) Mürsiye’de (Murcia) doğdu. İslâm ilimlerine dair ilk tahsilini Ebû Amr ed-Dânî’nin icâzet verdiği son öğrencilerinden biri olan (Zehebî, MaǾrifetü’l-ķurrâǿ, III, 1116) babasından yaptı; ondan İmam Mâlik’in el-Muvaŧŧaǿını ve görüşlerinin derlendiği el-Müdevvene ile Dânî’nin kırâat-i seb‘a konusundaki et-Teysîr adlı eserini okudu. Kadı Ebü’l-Kāsım Muhammed b. Hişâm, Ebû Muhammed er-Ruşâtî, İbn Atıyye el-Endelüsî, Ebû Muhammed b. Ebû Ca‘fer el-Huşenî, dönemin devlet başkanı olan Ebû Bahr Süfyân b. Âs, Ebü’l-Velîd İbn Rüşd el-Hafîd, Ebü’l-Hasan Şüreyh b. Muhammed, Ebü’l-Fazl İbn İyâz, Ebû Abdullah el-Mâzerî, Ebû Tâhir es-Silefî gibi âlimlerden hadis, fıkıh, kıraat ve tefsir dersleri aldı. İbnü’l-Ebbâr onun icâzet aldığı yirmiden fazla âlimin ismini zikreder. Kısa zamanda kendini yetiştiren İbn Ebû Cemre, 9 Zilhicce 539 (2 Haziran 1145) tarihinde Emîr İbn Ebû Ca‘fer tarafından babasının yerine Şûra Meclisi üyeliğine tayin edildi. Hayatı konusunda temel kaynak niteliğindeki İbnü’l-Ebbâr’ın et-Tekmile’sinde bu tayin kararının metni mevcuttur (I, 277). Buna göre halife, fetva veya kazâ hususunda herhangi bir mesele görüşülürken bilgisi, ciddiyeti ve fazileti sebebiyle İbn Ebû Cemre’nin görüşüne de başvurulmasını istemektedir. Daha sonra gelen Emîr Muhammed b. Sa‘d da onu bu görevde bıraktı. Bunun dışında Mürsiye, Belensiye (Valencia), Şâtıbe (Jativa) ve Ûryûle’de de (Drihuela) kadılık yapan İbn Ebû Cemre birçok talebe yetiştirdi. Bunlardan Ebû Muhammed İbn Havtullah İmam Mâlik’in el-Muvaŧŧaǿını, Muhyiddin İbnü’l-Arabî de et-Teysîr’i kendisinden okudu. Ebû Ömer İbn Ât, Ebû Ali İbn Zülâl, Ebû Bekir İbn Vaddâh, Ebü’l-Abbas el-Azefî ve Ebû Bekir İbn Muhriz gibi âlimler de öğrencileri arasında sayılır. İbn Ebû Cemre, Mürsiye kadılığı görevinde iken 30 Muharrem 599 (19 Ekim 1202) tarihinde vefat etti.

Kaynaklarda re’y fıkhını ve Mâlikî mezhebini iyi bildiği, bu mezhebin yayılması için büyük çaba sarfettiği, hadislerin senedlerine vâkıf olduğu, fasih bir lehçeye sahip bulunduğu, adaleti ve cömertliğiyle tanındığı belirtilen İbn Ebû Cemre, rivayetlerinde zaman zaman çelişki (ıztırâb) bulunduğu ileri sürülerek tenkit edilmişse de İbnü’l-Ebbâr bu eleştirileri haklı bulmaz.

İbn Ebû Cemre’nin kaynaklarda zikredilen eserleri şunlardır: Netâǿicü’l-efkâr (ebkâr) ve menâhicü’n-nažžâr fî meǾâni’l-âŝâr (bu eseri, 580 [1184] yılından sonra halifenin Mâlikî mezhebi mensuplarına [Zehebî, AǾlâmü’n-nübelâǿ, XXI, 399] veya ehl-i re’ye [İbnü’l-Ebbâr, I, 278] karşı cephe alıp el-Müdevvene ve diğer kitapların yakılmasını emretmesi üzerine kaleme aldığı rivayet edilir); İķlîdü’l-iķlîd (taķlîd) el-müǿeddî ile’n-nažari’s-sedîd; el-Bernâmecü’l-muķteđab min Kitâbi’l-İǾlâm bi’l-Ǿulemâǿi’l-aǾlâm min Benî Ebî Cemre; el-İnbâǿ bi-enbâǿi Benî Ħaŧŧâb.

BİBLİYOGRAFYA:

İbnü’l-Ebbâr, et-Tekmile (nşr. F. Codera), Madrid 1886, I, 276-281; Zehebî, AǾlâmü’n-nübelâǿ, XXI, 398-399; a.mlf., el-Ǿİber, III, 127; a.mlf., MaǾrifetü’l-ķurrâǿ (Altıkulaç), III, 1115-1116; Yâfiî, Mirǿâtü’l-cenân, III, 496; İbnü’l-İmâd, Şeźerât, IV, 342; İbnü’l-Cezerî, Ġāyetü’n-nihâye, II, 69; Makrîzî, el-Muķaffe’l-kebîr (nşr. Muhammed el-Ya‘lâvî), Beyrut 1407/1987, VI, 349, 352; Makkarî, Nefĥu’ŧ-ŧîb, II, 162; Ziriklî, el-AǾlâm, VI, 213; Kehhâle, MuǾcemü’l-müǿellifîn, VIII, 286; el-Ķāmûsü’l-İslâmî, I, 631.

Saffet Köse