İBN BÜRD el-ASGAR

(ابن برد الأصغر)

Ebû Hafs Ahmed b. Muhammed b. Ahmed b. Bürd el-Asgar (ö. 445/1054)

Endülüslü şair, kâtip ve vezir.

395 (1005) yılı civarında Kurtuba’da (Cordoba) doğdu. Hayatının ilk dönemlerini, Dîvân-ı İnşâ reisi ve vezir olan dedesi İbn Bürd el-Ekber’in yanında geçirdi. Edebiyat, sanat ve yazı üslûbu konularında ilk dersleri ondan aldı. Siyasî huzursuzluklar yüzünden Kurtuba sarayındaki görevini bırakmak zorunda kalan dedesiyle birlikte Sarakusta’ya (Saragossa) göç etti (416/1025). İki yıl sonra dedesi ölünce Sarakusta’dan ayrılıp Dâniye’ye (Denia) gitti. Burada Dâniye ve Doğu Cezayir Emîri Mücâhid el-Âmirî’nin emrine girdi. 426’da (1035) ailesiyle birlikte Kurtuba’ya dönen İbn Bürd, Vezir İbn Şüheyd el-Eşcaî’nin hizmetine girdi. Vezir Ebü’l-Velîd İbn Zeydûn’la da bu sırada tanıştı. İbn Zeydûn, zamanından şikâyet ettiği meşhur kasidesini o sıralarda tutuklu bulunduğu Kurtuba zindanından İbn Bürd’e göndermiş olmalıdır. İbn Bürd, Kurtuba’dan ayrıldıktan sonra gittiği Meriye’de (Almeria) Mu‘tasım b. Sumâdıh et-Tücîbî’nin veziri oldu. Bu görevini vefatına kadar sürdürdü.

Dedesiyle aynı ismi taşıdığından kendisine İbn Bürd el-Asgar denmesine rağmen bazı edebiyat tarihçileri bu hususta yanılgıya düşmüşlerdir. Meselâ Fransız Henri Pérès dedesinin yazdığı hilâfet ahidnâmesini ona nisbet etmiştir (bk. bibl.). A. R. Nykl, Hispano-Arabic Poetry (Baltimore 1946) adlı eserinde ikisini aynı kişi kabul ederek bir başlık altında ele almıştır. İbn Abbâd tarafından düzenlenen, dedesinin adının karıştığı bir komplonun onun biyografisinde zikredilmesi de (EI2 [İng.], III, 740) ikisinin birbirine karıştırılmasından kaynaklanan bir yanlışlıktır.

Eserleri. Edebî alanda döneminin tanınmış bir otoritesi ve şairi olarak kabul edilen İbn Bürd el-Asgar’ın eserlerinin çoğu günümüze kadar gelmemiştir. Ona ait bazı şiir parçaları İbn Bessâm’ın ez-Zâhîre’si başta olmak üzere bazı edebiyat ve biyografi kitaplarında yer almaktadır. Hakkında bilgi bulunan eserleri ise şunlardır: 1. es-Seyf ve’l-ķalem ve’l-müfâħare beynehümâ (Risâletü’s-seyf ve’l-ķalem). Mücâhid el-Âmirî’ye takdim edilen bu risâlede kılıçla kalem arasında geçen bir münazara anlatılmıştır. Emîre bir methiye ile biten risâlenin bu konuda yazılan ilk eser olduğu kaydedilmektedir (Abdülvehhâb b. Mansûr, III, 93-94). Fernando de la Granja, İbn Bürd’ün bu risâlesiyle güle dair bir risâlesini kısmen tercümelerini de vererek tanıtmış, İbn Bürd’ün hayatı ve Risâletü’s-seyf ve’l-ķalem’in Arap edebiyatı ve diğer edebiyatlara etkisi üzerinde de durmuştur (bk. bibl.). 2. Sırrü’l-edeb ve sebkü’ź-źeheb.


İbn Bürd, Meriye Emîri Ma‘n b. Sumâdıh’a takdim etmek için yazdığı bu eserinde edebî sanatlar ve inşâ kuralları ile dostluk, vefa, güven, şükür, hamd, kitap, kalem tasvirleri gibi çeşitli konuları sanatlı nesirle anlatmıştır (İbn Bessâm, I, 487-505). Eserin, İbn Hazm’ın el-Aħlâķ ve’s-siyer’i tarzında bir risâle olduğu kaydedilmektedir (EI2 [İng.], III, 740). 3. er-Risâletü’l-bedîǾa fî tafżîli ühebi’ş-şâǿ Ǿalâ mâ yüftereş mine’l-vitâǿ. İbn Bürd’ün, tevazu ve sıcaklık sembolü olarak gördüğü koyun postunun diğer yaygılara üstünlüğünü anlattığı edebî bir eserdir (İbn Bessâm, I, 531-535). 4. Risâle fi’n-naħle. Arapça hurma isimlerinden, çeşitlerinden, hurmayla ilgili atasözü ve şiirlerden söz eden eser diyalog ağırlıklı edebî bir nesirle kaleme alınmıştır (a.g.e., I, 528-531).

Ünlü şair İbnü’r-Rûmî’nin nergisi güle tercih ettiği ve bu iki çiçeği diyalog halinde konuşturduğu risâlesine reddiye şeklinde nazîre yazan ilk edîbin İbn Bürd el-Asgar olduğu kaydedilmektedir (Pérès, eş-ŞiǾrü’l-Endelüsî, s. 167). Yâkūt el-Hamevî ve daha sonraki bazı müellifler tefsire dair et-Tafśîl ve et-Taĥśîl adlı iki eseri İbn Bürd el-Asgar’a isnad etmişlerdir (MuǾcemü’l-üdebâǿ, V, 41). Ancak bunların Ebü’l-Abbas Ahmed b. Muhammed el-Mehdevî’ye (ö. 440/1048 [?]) ait olduğu ve biyografilerinin ardarda gelmesi sebebiyle Yâkūt tarafından karıştırıldığı ileri sürülmüştür (Abdülvehhâb b. Mansûr, III, 95).

BİBLİYOGRAFYA:

Feth b. Hâkān el-Kaysî, Maŧmaĥu’l-enfüs ve mesraĥu’t-teǿennüs fî müleĥi ehli’l-Endelüs (nşr. M. Ali Şevâbike), Beyrut 1983, s. 207-209; İbn Bessâm eş-Şenterînî, eź-Źaħîre fî meĥâsini ehli’l-Cezîre (nşr. İhsan Abbas), Beyrut 1975, I, 486-535; Yâkūt, MuǾcemü’l-üdebâǿ, V, 41-44; İbn Saîd el-Mağribî, Râyâtü’l-müberrizîn ve ġāyâtü’l-mümeyyizîn (nşr. Nu‘mân Abdülmüteâl el-Kādî), Kahire 1973, s. 70-71; a.mlf., el-Muġrib, s. 86-92; Dâvûdî, Ŧabaķātü’l-müfessirîn, I, 67; Keşfü’ž-žunûn, I, 1758; Brockelmann, GAL Suppl., II, 910; H. Pérès, La poésie Andalouse en Arabe classique au XIem siècle, Paris 1953, s. 94, 184, 225, 229, 298-299, 410, 419; a.e.: eş-ŞiǾrü’l-Endelüsî (trc. Tâhir Ahmed Mekkî), Kahire 1988, s. 167; Ziriklî, el-AǾlâm, I, 213; Kehhâle, MuǾcemü’l-müǿellifîn, II, 65; Ömer Ferruh, Târîħu’l-edeb, IV, 510-514; Abdülvehhâb b. Mansûr, AǾlâmü’l-Maġribi’l-ǾArabî, Rabat 1403/1983, III, 92-98; Nüveyhiz, MuǾcemü’l-müfessirîn, I, 63; Fernando de la Granja, “Dos Epistolas de Ahmad Ibn Burd al-Asgar”, al-Andalus, sy. 25, Madrid 1960, s. 383-418; H. Monés, “Ibn Bürd”, EI² (İng.), III, 740; “İbn Bürd-i Asġar”, DMBİ, III, 98-99.

Musa Yıldız