İBN AKĪL, Bahâeddin

(بهاء الدين ابن عقيل)

Ebû Muhammed Bahâüddîn Abdullāh b. Abdirrahmân b. Abdillâh b. Akīl el-Hemedânî (ö. 769/1367)

İbn Mâlik et-Tâî’nin el-Elfiyye’sine yazdığı şerhle tanınan dil ve fıkıh âlimi.

698’de (1299) Halep yakınındaki Bâlis kasabasında dünyaya geldi. Kahire’de doğduğu da rivayet edilir. 694 (1294) veya 700 (1301) yıllarında doğduğunu kaydeden kaynaklar da vardır. Soyu Hz. Peygamber’in amcazadesi Akīl b. Ebû Tâlib’e dayandığından İbn Akīl künyesiyle tanınır. Mısrî, Bâlisî ve Halebî nisbelerinin yanı sıra ataları arasında Hemedan ve Âmid’de (Diyarbekir) oturanlar bulunduğundan Hemedânî ve Âmidî nisbeleriyle de anılır.

İlk tahsilini tamamladıktan sonra öğrenimini ilerletmek amacıyla Kahire’ye giden İbn Akīl burada on iki yıl süreyle Ebû Hayyân el-Endelüsî’nin derslerine devam etti. Ondan İbn Mâlik’in et-Teshîl’i ile Sîbeveyhi’nin el-Kitâb’ını okudu. Daha sonra Alâeddin Konevî’den Arap dili ve edebiyatı, tefsir, kelâm, mantık, fıkıh, hilâf ve usul, Hatîb el-Kazvînî’den belâgat, Takıyyüddin İbnü’s-Sâiğ’den kıraat dersleri aldı. Vezîre lakabıyla tanınan Sittülvüzerâ, Bedreddin İbn Cemâa, Şerefeddin İbnü’s-Sâbûnî, Zeyneddin el-Kettânî, Hasan b. Ömer el-Kürdî gibi âlimler de hocaları arasında yer almaktadır.


İbn Akīl, 727’de (1327) Mısır kadısı olan hocası Hatîb el-Kazvînî ve İzzeddin İbn Cemâa’ya kadı nâibliği yaptı. 759 (1358) yılında İbn Cemâa’nın Emîr Sargatmış tarafından azliyle boşalan Mısır kadılığına getirildi. Ancak bu görevde emîrin tutuklanması sebebiyle seksen gün kalabildi. İdarî görevlerinin yanında Kahire’de Kutbiyyetü’l-kübrâ (el-Atîka) Medresesi, İmam Şâfiî Zâviyesi, Haşşâbiyye Zâviyesi ve Nâsırî Camii’inde başta tefsir ve fıkıh olmak üzere İslâmî ilimlerin hemen her dalında dersler veren İbn Akīl, hocası Ebû Hayyân’dan sonra Kahire İbn Tolun Camii müderrisliğine getirildi. Burada verdiği dersler çok rağbet gördü. Tedrîs faaliyetini vefatına kadar devam ettiren İbn Akīl’in öğrencileri arasında damadı Şeyhülislâm Sirâceddin Ömer b. Raslân el-Bulkīnî, torunları Kādılkudât Celâleddin Abdurrahman b. Ömer el-Bulkīnî ve Bedreddin Muhammed b. Ömer el-Bulkīnî ile Veliyyüddin el-Irâkī ve Cemâleddin b. Zahîre gibi birçok âlim bulunmaktadır.

768 (1367) yılı hac mevsiminde Mekke ve Medine’de İbn Akīl ile görüşen İbnü’l-Cezerî, onun hac dönüşü 23 Rebîülevvel 769 (17 Kasım 1367) tarihinde Kahire’de vefat ettiğini ve İmam Şâfiî’nin kabri yanına defnedildiğini söyler (Ġāyetü’n-nihâye, I, 428).

Dilinde hafif pelteklik bulunmasına rağmen zekâsı, çalışkanlığı, ciddiyet ve vakarı ile temayüz eden İbn Akīl giyim kuşamına ve meskenine büyük özen gösterir, israf derecesinde harcamalar yapardı. Çok kısa süren Mısır kadılığı sırasında fakirlere ve öğrencilere 150.000 dirhemlik büyük bir yardım dağıtmıştı. Yakın çevresinde her zaman oldukça kalabalık bir grup insan bulunurdu. İbn Akīl, bu hesapsız ve tutumsuz harcamaları yüzünden külliyetli miktarda borç bırakarak vefat etmiştir.

Eserleri. 1. Şerĥu Elfiyyeti İbn Mâlik (Şerĥu İbn ǾAķīl Ǿalâ Elfiyyeti İbn Mâlik). İbn Mâlik et-Tâî’nin el-Ħulâśa veya el-Elfiyye adlarıyla tanınan nahve dair manzum eserinin şerhi olup birçok baskısı yapılmıştır (Bulak 1251/1835; nşr. Fr. Dietrich, Leipzig 1851; İstanbul 1293; nşr. Muhammed Muhyiddin Abdülhamîd, I-IV, Kahire 1370/1951; nşr. Tâhâ Muhammed ez-Zeynî, I-IV, Kahire 1966-1967; nşr. Muhammed el-Kınâvî - Muhammed Muhammed Halîfe, I-II, Kahire 1393/1973; nşr. Muhammed Abdülmün‘im Hafâcî, Kahire 1979; nşr. Hannâ el-Fâhûrî, Beyrut, ts.). Fr. Dietrich eseri Almanca’ya çevirip asıl metniyle birlikte yayımlamıştır (Leipzig 1852). M. Muhyiddin Abdülhamîd tarafından yapılan ilmî neşrine, hâşiye ve ta‘likleri müstakil bir eser olacak derecede hacimli olduğundan Minĥatü’l-Celîl bi-taĥkīķi Şerĥi İbn ǾAķīl adı verilmiştir. Nâşir şerhin sonuna da “Tekmile fî taşrîfi’l-efǾâl” başlıklı bir zeyil eklemiştir. Eser üzerine Ahmed es-Sücâî (Fetĥu’l-celîl Ǿalâ Şerĥi İbn ǾAķīl, Kahire 1302, 1303, 1306, 1307), Muhammed el-Hudarî ed-Dimyâtî (Kahire 1282, 1287, 1291; İstanbul 1885), Âsım Behcet el-Beytâr (Advâǿ Ǿalâ Şerĥi İbn ǾAķīl, Riyad 1399/1979, 4. bs.), Muhammed Abdülazîz en-Neccâr (et-Tavżîĥ ve’t-tekmîl li-Şerĥi İbn ǾAķīl, I-II, Kahire 1386/1967) tarafından hâşiyeler yazılmıştır. Mahmûd Ahmed el-Mekkâvî - Abdülhamîd Şübâne İvaz şerhin tehzibini (Kahire 1964, 1974), Âdil Nüveyhiz de ihtisarını (Muħtaśaru Şerĥi İbn ǾAķīl, Beyrut 1985) yapmıştır. Eserin şiir örnekleri (şevâhid) Abdülmün‘im İvaz el-Cürcâvî (Kahire 1308, 1309, 1311; İstanbul 1319) ve Muhammed Kıtta el-Adevî (Fetĥu’l-celîl bi-şerĥi şevâhidi İbn ǾAķīl, Kahire 1293, 1306, 1308; İstanbul 1319) tarafından şerhedilmiştir. 2. el-MüsâǾid Ǿalâ Teshîli’l-fevâǿid. 758 (1357) yılında tamamlanan eser İbn Mâlik’in Arap gramerine dair Teshîlü’l-fevâǿid ve tekmîlü’l-maķāśıd adlı eserinin şerhidir. Kısa olmakla beraber ihtiva ettiği bol örnekler ve ihtilâflı konularda ortaya koyduğu çeşitli fikir ve görüşler bakımından benzerleri arasında özel bir yeri olan eser Muhammed Kâmil Berekât tarafından yayımlanmıştır (I-II, Dımaşk 1400-1402/1980-1982). 3. el-CâmiǾu’n-nefîs Ǿalâ (fî) meźhebi’l-İmâm Muĥammed b. İdrîs. Şâfiî fıkhına dair çok geniş bir çalışma olup altı ciltte sadece istincâ (istitâbe) bahsine kadar gelinmiş, fakat tamamlanamamıştır. Safedî bunun bir nüshasının kendinde olduğunu söyler (el-Vâfî, XVII, 254-255). 4. Teysîrü’l-istiǾdâd li-rütbeti’l-ictihâd (et-Teǿsîs li-meźhebi İbn İdrîs). Bir önceki eserin dört ciltlik bir özeti olup müellif nüshası Dârü’l-kütübi’l-Mısriyye’de bulunmaktadır (DMBİ, IV, 321).

İbn Akīl’in kaynaklarda adı geçen diğer eserleri şunlardır: eź-Źeyl Ǿale’l-CâmiǾi’n-nefîs (el-Vâfî, XVII, 255); el-Evhâmü’l-vâķıǾatü li’n-Nevevî ve İbni’r-RifǾa ve ġayrihimâ (Keşfü’ž-žunûn, I, 203); Fetâvâ İbn ǾAķīl (a.g.e., II, 1219; Îżâĥu’l-meknûn, II, 155); Muħtaśarü’ş-Şerĥi’l-kebîr li’r-RâfiǾî (Gazzâlî’nin Şâfiî fıkhına dair el-Vecîz adlı eserine Abdülkerîm b. Muhammed er-Râfiî tarafından yapılan şerhin [Fetĥu’l-ǾAzîz Ǿalâ Kitâbi’l-Vecîz] özetidir; bk. Keşfü’ž-žunûn, II, 2003); eź-Źaħîre fî tefsîri’l-Ķurǿân (müellifin tefsir sahasındaki ilmî gücünü gösteren bu iki ciltlik eser, Âl-i İmrân sûresinin sonuna veya Nisâ sûresinin ortalarına kadar gelmiştir; bk. a.g.e., I, 439); el-İmlâǿü’l-vecîz Ǿale’l-Kitâbi’l-ǾAzîz (önceki eserin özetidir; bk. İbn Râfi‘, II, 328).

BİBLİYOGRAFYA:

Safedî, el-Vâfî, XVII, 252-256; İsnevî, Ŧabaķātü’ş-ŞâfiǾiyye, II, 239-240; İbn Râfi‘, el-Vefeyât (nşr. Sâlih Mehdî Abbas - Beşşâr Avvâd Ma‘rûf), Beyrut 1402/1982, II, 326-328; İbnü’l-Cezerî, Ġāyetü’n-nihâye, I, 428; İbn Hacer, ed-Dürerü’l-kâmine, II, 266-269; İbn Tağrîberdî, en-Nücûmü’z-zâhire, XI, 100-101; Süyûtî, Ĥüsnü’l-muĥâđara, I, 537; a.mlf., Buġyetü’l-vuǾât, II, 47-48; Dâvûdî, Ŧabaķātü’l-müfessirîn, I, 233-235; Taşköprizâde, Miftâĥu’s-saǾâde, II, 109; İbnü’l-Kādî, Dürretü’l-ĥicâl, III, 65-66; Keşfü’ž-žunûn, I, 152, 203, 406, 439, 575; II, 1219, 2003; İbnü’l-İmâd, Şeźerât, VI, 214-215; Şevkânî, el-Bedrü’ŧ-ŧâliǾ, I, 386-387; Hânsârî, Ravżâtü’l-cennât, III, 458; Serkîs, MuǾcem, I, 187-188; Brockelmann, GAL, II, 88; Suppl., II, 104; Îżâĥu’l-meknûn, I, 342; II, 155; C. Zeydân, Âdâb (Dayf), III, 151; Ömer Ferruh, Târîħu’l-edeb, III, 803-806; MaǾa’l-Mektebe, s. 289-290; Abdülhâdî el-Fazlî, Fihristü’l-kütübi’n-naĥviyyeti’l-maŧbûǾa, Zerkā 1407/1986, s. 113-114; Abdülvehhâb es-Sâbûnî, ǾUyûnü’l-müǿellefât (nşr. Mahmûd Fâhûrî), Halep 1992, I, 278-279; Ebü’l-Fütûh Şeref, “Ĥavle taĥķīķi Şerĥi’t-Teshîl li’bn ǾAķīl”, ed-Dâre, VII/2, Riyad 1981, s. 150-169; Muhammed Emîre Ali, “el-MüsâǾid Ǿalâ Teshîli’l-fevâǿid”, ME, LV/4 (1982), s. 370-373; Nebhân Yâsîn, “Rüǿye naķdiyye fî Şerĥi İbn ǾAķīl Ǿalâ Elfiyyeti İbn Mâlik”, Mecelletü Âdâbi’l-Müstanśıriyye, sy. 26, Bağdad 1995, s. 98-143; J. Schacht, “Ibn ǾAķīl”, EI² (İng.), III, 698-699; Rıza Enzâbî Nejâd - Muhammed Mehdî Müezzin Câmî, “İbn ǾAķīl”, DMBİ, IV, 320-322.

Mehmet Sami Benli