İBN ÂİŞE, Muhammed

(محمد بن عائشة)

Ebû Ca‘fer Muhammed b. Âişe (ö. 125/743 [?])

Emevîler devrinde yaşamış Medineli mûsikişinas.

Küçük yaştan beri sürekli annesiyle birlikte bulunduğundan İbn Âişe diye tanındı. Kinde oğullarından Kesîr b. Salt’ın, diğer bir rivayete göre ise Benî Sehm’in âzatlısı olan annesi kadın berberiydi. İbn Âişe, devrin büyük mûsikişinasları Mâlik b. Ebü’s-Semh et-Tâî, Ma‘bed b. Vehb ve Cemîle es-Sülemiyye’nin yanında yetişti.

Devrinin devlet büyüklerinden yakın ilgi ve iltifat gören İbn Âişe, özellikle mûsikili toplantıların vazgeçilmez kişileri arasında yer aldı. Şöhretinin en parlak olduğu devir II. Yezîd (720-724), Hişâm b. Abdülmelik (724-743) ve II. Velîd’in (743-744) hilâfetleri dönemidir. Bilhassa II. Velîd ona hocaları Ma‘bed ve Mâlik’ten daha fazla iltifat etmiştir.

İbn Âişe’nin vefatıyla ilgili çeşitli rivayetler bulunmaktadır. Bazı kaynaklarda Hişâm b. Abdülmelik, bazılarında ise II. Velîd’in hilâfeti döneminde öldüğü kaydedilmektedir. Bir rivayete göre, II. Velîd döneminde hilâfet merkezi Dımaşk’tan Medine’ye döndükten hemen sonra Vali İbrâhim b. Hişâm b. İsmâil el-Mahzûmî’nin verdiği davette korkulukları bulunmayan bir balkondan aşağıya itilmek suretiyle öldürülmüştür. Bazı kaynaklar aynı davette ayağı kaydığı için balkondan düşüp öldüğünü kaydeder. II. Yezîd’in oğlu Gamr’ın da bulunduğu bir toplantıda Gamr’ın şarkı isteğini kabul etmemesi üzerine balkondan aşağıya atıldığı veya ayağı kaymak suretiyle düşüp öldüğü de rivayet edilmektedir.

Hocası Ma‘bed’den sonra zamanın en iyi mugannîsi olduğu kaydedilen İbn Âişe aynı zamanda iyi bir ûdî idi. Ancak onun mugannîliğinin daha ön planda olduğu kabul edilir. İbn Âişe kendi eserlerinin yanı sıra İbn Abbâd, Ubeydullah b. Süreyc, Mâlik b. Ebü’s-Semh, Ma‘bed b. Vehb gibi sanatkârların bestelerini de seslendirmiştir. Şiirlerini bestelediği şairler arasında Hutay’e, Cerîr b. Atıyye, Ömer b. Ebû Rebîa, II. Velîd b. Yezîd, Ümeyye b. Ebû Âiz el-Amrî el-Hüzelî, Hâris b. Hâlid el-Mahzûmî en meşhurlarıdır.

İbn Âişe’nin şarkı söylemeye başlama tarzı çok tutulmuş, Kur’ân-ı Kerîm, şiir veya şarkı okumaya güzel bir şekilde başlayanlar için kullanılan, “İbn Âişe gibi başladı” ifadesi darbımesel haline gelmiştir. Okuduğu şarkıların dinleyiciler üzerinde büyüleyici bir tesir bıraktığı ve insanların onun sesini işitmek için âdeta peşinden koştuğu kaydedilmektedir. Bütün vaktini mescidde geçiren bir zâhidin onun sesini duyduktan sonra zamanının büyük kısmını onun şarkılarını dinlemeye ayırdığı için İbn Âişe’ye “zâhide zühdünü terkettirecek kadar güzel sese sahip sanatkâr” denilmiştir. İshak el-Mevsılî onun hakkında Kitâbü Aħbâri Muĥammed b. ǾÂǿişe adıyla bir eser kaleme almıştır.

BİBLİYOGRAFYA:

İbn Abdürabbih, el-Ǿİķdü’l-ferîd, VI, 35, 36; Mes‘ûdî, Mürûcü’ź-źeheb (Abdülhamîd), III, 227-228; Ebü’l-Ferec el-İsfahânî, el-Eġānî (nşr. Abdülemîr Ali Mühennâ), Beyrut 1986, II, 203-235; IV, 398-402; Ebû İshak el-Husrî, CemǾu’l-cevâhir fi’l-mülaĥ ve’n-nevâdir (nşr. M. Emîn el-Hâcî), Kahire 1353, s. 160; İbn Manzûr, Muħtârü’l-Eġānî, Beyrut 1383/1964, IX, 371-384; Nüveyrî, Nihâyetü’l-ereb, IV, 280-287; Safedî, el-Vâfî, III, 181-182; H. G. Farmer, A History of Arabian Music, London 1929, s. 82-83; Ziriklî, el-AǾlâm (Fethullah), VI, 179; Ali el-Useylî el-Âmilî, el-Ġınâ fi’l-İslâm, Beyrut 1404/1984, s. 75-79; Abdülemîr Ali Mühennâ, Aħbârü’l-muġannîn ve’l-muġanniyât, Beyrut 1990, s. 175-181; Semîr Şeyhânî, Eşherü’l-muġannîn Ǿinde’l-ǾArab, Beyrut 1413/1992, s. 31-35; Şevkī Dayf, eş-ŞiǾr ve’l-ġınâ fi’l-Medîne ve Mekke li-Ǿaśri Benî Ümeyye, Kahire, ts., s. 60-61; Bustânî, DM, I, 574-576; Mv.A, I, 21; Ch. Pellat, “Ibn ǾĀǿiѕћa”, EI² (İng.), III, 698.

Fuat Günel