HÜSAMZÂDE MUSTAFA EFENDİ

(ö. 893/1488’den sonra)

Osmanlı âlimi.

Asıl adı Muslihuddin Mustafa, babasının adı Hüsâmeddin’dir. Bursevî nisbesiyle de anılması Bursa’da doğmuş olabileceği ihtimalini akla getirmektedir. Tahsilini tamamladıktan sonra dinî ve edebî ilimlerde seçkin âlimler arasında yer aldı. Değişik medreselerde müderrislik yaptıktan sonra Bursa’da Sultan Bayezid’in oğlu adına inşa edilen Sultan Mehmed Medresesi müderrisliğine, ardından da Bursa müftülüğüne tayin edildi ve bu görevde iken vefat etti. Bağdatlı İsmâil Paşa ve Ömer Rızâ Kehhâle onun 1035 (1626) yılında vefat ettiğini kaydetmişlerse de bu doğru değildir. Zira 968 (1561) yılında ölen Taşköprizâde Ahmed Efendi eserinde ondan bahsetmektedir (eş-Şeķāǿiķ, s. 188). Ayrıca Hüsamzâde’nin kendi hattıyla yazdığı er-Risâletü’ź-źevķıyye 889 (1484) tarihini taşımakta, Bursalı Mehmed Tâhir ise kendi kütüphanesinde et-Teşrîĥ’in 893 (1488) yılında müellif tarafından yazılan asıl nüshasının bulunduğunu kaydetmektedir. Hüsamzâde’nin mezarı Bursa’daki Zeynîler Kabristanı’ndadır.

Eserlerinde kullandığı akıcı üslûp ve ayrıca edebî ifadeleriyle dikkati çeken Hüsamzâde tasavvufa da ilgi duymuştur. Zeyniyye tarikatına intisap ettikten sonra birkaç defa halvete girdi ve zâhidâne bir hayat yaşadı. Tasavvufla irtibatından dolayı kaynaklarda kerâmet sahibi kişiler arasında gösterilir. Bunun yanında onun sohbet ehli ve düşkünlere yardım etmeyi seven bir kimse olduğu kaydedilir.

Eserleri. Hüsamzâde’nin daha çok şerh ve hâşiyelerden ibaret olan eserleri şunlardır: 1. Ĥâşiye Ǿalâ Şerĥi’l-Maķāśıd. Metni ve şerhi Teftâzânî’ye ait olan kelâma dair esere yazılan hâşiyenin bir nüshası Süleymaniye Kütüphanesi’nde mevcuttur (Lâleli, nr. 2225/1). 2. Ĥâşiye Ǿale’t-Telvîĥ. Sadrüşşerîa’nın usûl-i fıkha dair Tenķīĥu’l-uśûl’üne yine kendisinin yazdığı et-Tavżîĥ adlı şerhe Teftâzânî tarafından et-Telvîĥ adıyla yazılan hâşiyenin hâşiyesidir (Süleymaniye Ktp., Lâleli, nr. 2225/2; Cârullah Efendi, nr. 458). 3. et-Teşrîĥ Ǿalâ Şerĥi’l-Viķāye. Tâcüşşerîa’nın fıkha dair Viķāyetü’r-rivâye’sine torunu Sadrüşşerîa tarafından yazılan şerhin hâşiyesidir. Elli beş bölüm ve bir hâtimeden meydana gelen eserin sonuna müellif, Muhtâr b. Mahmûd ez-Zâhidî’nin Muħtaśarü’l-Ķudûrî’ye yaptığı şerh başta olmak üzere çeşitli fıkıh kitaplarından faydalanarak hazırladığı bir tekmile eklemiştir (Süleymaniye Ktp., Hamidiye, nr. 453). 4. Şerĥu Nažmi Îsâġūcî. Esîrüddin el-Ebherî’nin mantığa dair eserinin manzum hale getirilmiş şekline yazılan şerh olup bir nüshası Süleymaniye Kütüphanesi’nde mevcuttur (Lâleli, nr. 2677). 5. Ĥâşiye Ǿalâ Ĥâşiyeti’s-Seyyid eş-Şerîf Ǿale’l-Muŧavvel. Hatîb el-Kazvînî’nin Arap edebiyatına dair Telħîśü’l-Miftâĥ’ına Teftâzânî tarafından kaleme alınan el-Muŧavvel adlı şerhin Seyyid Şerîf el-Cürcânî’ye ait hâşiyesi üzerine yazılmış bir hâşiyedir. Hüsamzâde burada, aynı esere şerh yazan Molla Hüsrev’in Cürcânî’ye yönelttiği tenkitleri haksız bulup eleştirmiştir. Eserin 881 (1476) yılında müellif hattıyla yazılmış bir nüshası Süleymaniye Kütüphanesi’nde kayıtlıdır (Hacı Mahmud, nr. 5855, vr. 67a-138a). 6. er-Risâletü’ź-źevķıyye. Tasavvufa dair olan eser dört bölüme ayrılmıştır. Birinci bölümde yaratılış, sevginin sırrı ve bu sır üzerine bina edilen ruh, akıl,


nefis gibi kavramların açıklanması, ikinci bölümde kadîm sıfatların işaret ettiği hususlar, üçüncü bölümde zâtı, sıfatları ve fiilleri yönünden Allah’ın birlenmesi, dördüncü bölümde bazı sûre ve duaların fazilet ve özellikleri ele alınmıştır. Kitabın müellif hattıyla olan 889 (1484) tarihli bir nüshası Süleymaniye Kütüphanesi’nde bulunmaktadır (Hacı Mahmud Efendi, nr. 3121). Bu nüshanın son sayfasının kenarında, Hüsamzâde’nin daha küçük ebatta er-Risâletü’ş-şevķıyye adlı bir risâlesinin daha bulunduğu kaydedilmektedir. 7. MecmûǾatü’l-münşeǿât. Müellifin yazdığı inşâ ve mektupların derlenmesinden meydana gelmiş olup çoğu Arapça ve Farsça, az bir kısmı ise Türkçe’dir (Hediyyetü’l-Ǿârifîn, II, 439).

BİBLİYOGRAFYA:

Hüsamzâde Mustafa Efendi, et-Teşrîĥ Ǿalâ Şerĥi’l-Viķāye, Süleymaniye Ktp., Hamidiye, nr. 453, vr. 1b-2a; a.mlf., Ĥâşiye Ǿale’t-Telvîĥ, Süleymaniye Ktp., Lâleli, nr. 2225, vr. 121b-122a; Taşköprizâde, eş-Şeķāǿiķ, s. 188; Mecdî, Şekāik Tercümesi, s. 206-207; Hoca Sâdeddin, Tâcü’t-tevârîh (nşr. İsmet Parmaksızoğlu), Ankara 1992, V, 156; Leknevî, el-Fevâǿidü’l-behiyye, s. 213-214; Osmanlı Müellifleri, I, 275; Hediyyetü’l-Ǿârifîn, II, 439; Kehhâle, MuǾcemü’l-müǿellifîn, XI, 248; Recep Cici, Kuruluştan Fatih Devrinin Sonuna Kadar Osmanlılarda Fıkıh Çalışmaları (doktora tezi 1994, MÜ Sosyal Bilimler Enstitüsü), s. 255-258.

İlyas Çelebi