HÜSÂMEDDİN EFENDİ, Âtıfzâde

(1799-1871)

Osmanlı şeyhülislâmı.

İstanbul’da doğdu. Kütüphanesiyle meşhur Defterdar Âtıf Efendi sülâlesine mensup olup dedesi Reîsülküttâb Mehmed Celâleddin Efendi, babası III. Selim devri âlimlerinden Cemal Efendi’dir. Tahsilini babasının ve devrin tanınmış âlimlerinin yanında tamamlayarak 1229’da (1814) ruûsunu aldı. Müderrislik silsilesini süratle katederek mahreç mevleviyetiyle Selânik kadısı oldu. Ardından Mekke pâyesini aldı ve evkaf müfettişliği vekâletine, arkasından da Edirne’de teşkil edilen Meclis-i Kebîr-i Eyâlet üyeliğine getirildi (1265/1849); bir yıl sonra kendisine İstanbul pâyesi verildi (Lutfî, IX, 37); 1267’de (1851) Bursa Meclis-i Kebîri üyesi oldu (a.g.e., IX, 47). Bulunduğu görevlerde gösterdiği liyakata mükâfat olarak İstanbul pâyesini aldı, İstanbul’a geldikten sonra Encümen-i Dâniş ve Meclis-i Maârif üyeliğinde bulundu. 15 Muharrem 1269’da (29 Ekim 1852) Meclis-i Maârif-i Umûmiyye üyeliği (Cevdet, IV, 63), 1272’de (1855) Anadolu kazaskerliği pâyesi verilip (Lutfî, IX, 128) Meclis-i Maârif reisliğine, daha sonra Bâb-ı Fetvâ’da Meclis-i İntihâb-i Nüvvâb-ı Şer‘ reisliğine tayin edildi. 1276’da (1859-60) bilfiil Anadolu kazaskeri olduktan sonra Rumeli kazaskerliğine, bunun ardından Mehmed Sâdeddin Efendi’nin yerine 11 Cemâziyelâhir 1280’de (23 Kasım 1863) şeyhülislâmlığa getirildi (a.g.e., X, 103,105). Aynı yıl Birinci Murassa‘ Osmânî nişanı ile taltif edildi. İki yıl sekiz ay on altı gün bu makamda kaldıktan sonra 27 Rebîülevvel 1283’te (9 Ağustos 1866) görevden alındı. Bu konuyla ilgili hatt-ı hümâyunda herhangi bir sebep belirtilmemektedir (a.g.e., XI, 15). İlmiye geleneğine göre, bir iki istisna dışında XIX. yüzyılın ikinci yarısına kadar mâzul şeyhülislâmlara başka görev verilmemişken 1285’te (1868) Hüsâmeddin Efendi’ye Meclis-i Âlî üyeliği verilerek bu gelenek değiştirilmiş oldu. 1288’de (1871) vefat eden Hüsâmeddin Efendi Üsküdar’da aile mezarlığına defnedildi.

Mütevazi bir kişiliği olan Hüsâmeddin Efendi’nin tarih bilgisine sahip olduğu, gayretli kimseleri teşvik ettiği, nitekim Rumeli kazaskerliği yaparken Ahmed Cevdet Efendi’yi (Paşa) himaye ettiği bilinmektedir.

BİBLİYOGRAFYA:

Cevdet, Tezâkir, IV, 63; Lutfî, Târih, IX, 37, 47, 125, 128, 162; X, 103, 105, 113; XI, 15; XII, 7; XIII, 11, 27, 58; İlmiyye Salnâmesi, s. 594-595; Karal, Osmanlı Tarihi, VII, 140; Dânişmend, Kronoloji2, V, 154.

Mehmet İpşirli