HÛÎ, Hasan b. Abdülmü’min

(حسن بن عبد المؤمن الخوئي)

Münşî, şair ve sözlükçü.

Eserlerindeki bazı kayıtlardan (Nüzhetü’l-küttâb ve tuĥfetü’l-aĥbâb, Süleymaniye Ktp., Fâtih, nr. 5406, vr. 33a; ĶavâǾidü’r-resâǿil, Süleymaniye Ktp., Esad Efendi, nr. 3369, vr. 1b), Kastamonu’da hüküm süren Çobanoğulları’ndan Muzafferüddin Yavlak Arslan (1280-1291) ve oğlu Emîr Mahmud (1293-?) dönemlerinde yaşadığı anlaşılmaktadır. Hûî (Hôyî) nisbesinden hareketle İran’ın Hoy (Hûy) şehrinden olduğu ve eserlerine bakarak iyi bir öğrenim gördüğü söylenebilir. Bazı kaynaklarda Muzafferî nisbesi ve Hüsâmî mahlasıyla da anılmaktadır. Muzafferî nisbesinin Yavlak Arslan’ın Muzafferüddin lakabı ile ilişkisi olmalıdır. Bir ara Türkistan’a gittiği ve ĶavâǾidü’r-resâǿil adlı eserini bu seyahatten hemen sonra yazdığı bilinen Hûî’nin (Yinanç, s. 96) ne zaman ve nerede öldüğü belli değildir.

Hûî, Anadolu Selçukluları devrinde kaleme aldığı inşâya dair eserlerle devlet teşkilâtı ve makamlarını sırasıyla göstermiş, makam sahiplerinden her birinin Arapça, Farsça ve Türkçe lakap ve unvanlarını bildirerek teşrifat usulünde önemli olan bilgileri tesbit etmiştir. Yazışmaların resmen Türkçe olarak yapıldığı dönemlerde inşâ ve muharrerâtta görülen terim, unvan ve lakaplar bu inşâ örneklerinden faydalanılarak düzenlenmiştir.

Eserleri. 1. Nüzhetü’l-küttâb ve tuĥfetü’l-aĥbâb. Muzafferüddin Yavlak Arslan adına yazılan eser dört bölüme ayrılmıştır. Birinci bölümde mektup yazılırken başvurulacak 100 âyet, ikinci bölümde 100 hadis, üçüncü bölümde Hulefâ-yi Râşidîn ve ileri gelen din adamlarının sözleri, dördüncü bölümde Farsça çevirileriyle birlikte 100 Arapça beyite yer verilmiştir (krş. Keşfü’ž-žunûn, II, 1945). Bir nüshasının (Süleymaniye Ktp., Fâtih, nr. 5406) sonundaki kayda göre eser 684 (1285) yılında yazılmıştır (diğer yazma nüshaları için bk. Ahmed Münzevî, III, 2122-2123). 2. ĶavâǾidü’r-resâǿil ve ferâǿidü’l-feżâǿil (Süleymaniye Ktp., Fâtih, nr. 5406, vr. 59a-71b; Esad Efendi, nr. 3369). Emîr Yavlak Arslan’ın oğlu Emîr Hüsâmeddin Mahmud adına yazılan bu küçük inşâ kitabı, çeşitli sınıflardaki insanlara yazılan mektuplarda kullanılacak lakap ve hitaplarla ilgili örnekleri ihtiva etmektedir. 3. Ġunyetü’l-kâtib ve münyetü’ŧ-ŧâlib. Müellifin, oğlu Nasrullah’a inşâ kaidelerini öğretmek üzere 690 Recebinde (Temmuz 1291) yazdığı küçük bir risâledir. İki bölümden oluşan risâlenin ilk bölümünde kitâbet, ikinci bölümünde yazı usulleri hakkında bilgi verilmektedir. Eser Rüsûmü’r-resâǿil ile birlikte yayımlanmıştır (Ġunyetu’l-kātib ve Münyetu’ŧ-ŧālib, Rusūmu’r-resāǿil ve Nucūmu’l-fażāǿil, nşr. Adnan Sadık Erzi, Ankara 1963, s. 1-16). 4. Rüsûmü’r-resâǿil ve nücûmü’l-feżâǿil. Bu eserde, unvanlar hakkında verilen bilgilerin


yanında bu unvanları kullananların rütbeleri, nitelikleri, görevleri, yetkileri, yanlarında çalışan kişilerin üstlendikleri görevler, aldıkları ücretler, bulundukları şehirler ve onlarla ilişkilerini gösteren ferman örneklerine de yer verilmiştir. Eser Adnan Sadık Erzi tarafından Ġunyetü’l-kâtib ile birlikte yayımlanmıştır (s. 17-46). 5. Naśîbü’l-fityân ve nesîbü’t-tibyân. Ebû Nasr Fârâhî’nin Niśâbü’ś-śıbyân’ı örnek alınarak yazılan Arapça-Farsça manzum bir sözlüktür (Süleymaniye Ktp., Reşîd Efendi, nr. 978, Lala İsmâil, nr. 644, Hasan Hüsnü Paşa, nr. 1102; Kayseri Râşid Efendi Ktp., nr. 11.279). 6. Tuhfe-i Hüsâm. Farsça-Türkçe manzum bir sözlüktür. Dihhudâ, Fihristü Maħŧûŧâti Mevśıl’da (s. 115) kayıtlı bulunan Hüsâm b. Hasan Kūnevî’ye ait Farsça-Türkçe manzum sözlüğün muhtemelen aynı eser olduğunu kaydetmektedir (Luġatnâme2: Muķaddime, s. 223). Âgā Büzürg-i Tahrânî, Hûî’nin bir divanı olduğunu söylemekte (eź-ŹerîǾa ilâ teśânîfi’ş-ŞîǾa, IX/1, s. 236), ancak nerede bulunduğunu bildirmemektedir.

BİBLİYOGRAFYA:

Keşfü’ž-žunûn, II, 1945; M. Ali Terbiyet, Dânişmendân-ı Azerbaycân, Tahran 1935, s. 113-114; Mükrimin Halil Yinanç, “Anadolu Selçuklularına Ait Bazı Kaynaklar”, III. TTK Tebliğler (1948), s. 96-102; Osman Turan, Türkiye Selçukluları Hakkında Resmî Vesikalar, Ankara 1958, s. 172-184; Yaşar Yücel, XIII-XV. Yüzyıllar Kuzey-Batı Anadolu Tarihi, Çobanoğulları Candaroğulları Beylikleri, Ankara 1980, s. 24-28; a.mlf., “Çobanoğulları”, DİA, VIII, 354; Safâ, Edebiyyât, III/1, s. 285; A. Hayyampûr, Ferheng-i Süħanverân, Tebriz 1340 hş., s. 157; Ahmed Münzevî, Fihrist-i Nüsħahâ-yı Ħaŧŧî-yi Fârsî, Tahran 1350 hş., III, 2122-2123; Âgā Büzürg-i Tahrânî, eź-ŹerîǾa ilâ teśânifi’ş-ŞiǾa, Beyrut, ts., IX/1, s. 236; Tevfîk-i Sübhânî, Fihrist-i Nüsħahâ-yı Ħaŧŧî-yi Fârsî-yi Kitâbħâne-i Maġnisa, Tahran 1366 hş., s. 199-200; Uzunçarşılı, Anadolu Beylikleri, s. 213; Dihhudâ, Luġatnâme2 (Muîn), Mukaddime, s. 223, 225-226.

Tahsin Yazıcı