HİŞÂM b. HAKÎM

(هشام بن حكيم)

Hişâm b. Hakîm b. Hizâm el-Kureşî el-Esedî (ö. 15/636’dan sonra)

Sahâbî.

Hz. Hatice’nin kardeşi Hizâm’ın torunudur. İsmi ve nesebi hakkında değişik bilgiler verilen annesinin Zübeyr b. Avvâm’ın kız kardeşi olduğu da söylenmektedir. Hişâm, Mekke’nin fethedildiği gün Kureyş’in ileri gelenlerinden olan babası, kardeşleri Abdullah ve Hâlid ile birlikte müslüman olmuştur (8/630). Resûl-i Ekrem’in vefatından önce Medine’ye gittiği ve Hz. Ebû Bekir’in hilâfet döneminin sonlarına kadar orada kaldığı anlaşılan Hişâm’ın sert mizaçlı ve heybetli olduğu, Hz. Peygamber’le yaptığı bir güreşte ona yenik düştüğü nakledilir. Mescidde namaz kıldırırken Furkān sûresini Hz. Ömer’in kıraatinden farklı şekilde okuduğu için Ömer tarafından Resûlullah’ın huzuruna götürüldüğü, Resûl-i Ekrem’in her ikisinin kıraatini de doğru bulduğu kaydedilmektedir (Buhârî, “Ħuśûmât”, 4).

Hişâm b. Hakîm Hz. Ömer’in halifeliği zamanında gerçekleşen Suriye ve Filistin fetihlerinde Humus Valisi İyâz b. Ganm’in maiyetinde bulunmuştur. Ashap içinde üstün ahlâkıyla tanınan Hişâm’ın bu dönemdeki hayatı insanları iyiliğe teşvik, kötülükten sakındırmak üzere çeşitli yerlere seyahat etmekle geçmiş, dine ve akla aykırı gördüğü her işi tenkit etmekten çekinmemiştir. Nitekim İyâz b. Ganm’in cizye ödemeyen Humuslu bazı gayri müslimleri kızgın güneş altında bekleterek cezalandırdığını gördüğü zaman Hz. Peygamber’in, dünyada insanlara işkence yapan kimsenin âhirette aynı ceza ile cezalandırılacağını ifade eden hadisini hatırlatarak onu bu işten vazgeçirmiştir. Hz. Ömer’in dinen uygun olmayan bir işi gördüğünde, “Ben ve Hişâm sağ oldukça bu hareket yapılamaz” dediği belirtilmektedir. Hişâm’ın Hz. Peygamber’den rivayet ettiği hadisler Medineliler ve Şamlılar tarafından nakledilmiş; kendisinden Cübeyr b. Nüfeyr, Urve b. Zübeyr, Katâde el-Basrî gibi muhaddisler rivayette bulunmuştur. Altı hadis rivayet eden Hişâm’ın en önemli rivayeti cizye ödemeyen gayri müslimlerle ilgili olanıdır. Onun bu rivayeti ve kendisi hakkındaki diğer bazı rivayetler Śaĥîĥ-i Buħârî ve Śaĥîĥ-i Müslim ile Ebû Dâvûd ve Nesâî’nin sünenlerinde ve Ahmed b. Hanbel’in el-Müsned’inde (III, 403-404) yer almaktadır.

Hişâm b. Hakîm’in vefat tarihi kesin olarak bilinmemekle birlikte 15 (636) yılından sonra öldüğü anlaşılmaktadır. Onun 13 (634) yılında Ecnâdeyn Savaşı’nda şehid düştüğü şeklindeki rivayet ise doğru değildir.

BİBLİYOGRAFYA:

Müsned, III, 403-404, 468; Buhârî, “Ħuśûmât”, 4; a.mlf., et-Târîħu’l-kebîr, VIII, 191-192; İbn Ebû Hâtim, el-Cerĥ ve’t-taǾdîl, IX, 53; İbn Hibbân, eŝ-Ŝiķāt, III, 434; İbn Abdülber, el-İstîǾâb, III, 593; IV, 1538; İbnü’l-Esîr, Üsdü’l-ġābe (Bennâ), V, 398-400; Nevevî, Tehźîb, I/2, s. 137; Zehebî, AǾlâmü’n-nübelâǿ, III, 44, 45, 51-52; a.mlf., Târîħu’l-İslâm: ǾAhdü’l-ħulefâǿi’r-râşidîn, s. 663; İbn Kesîr, el-Bidâye, VII, 52, 54; Fâsî, el-Ǿİķdü’ŝ-ŝemîn, VII, 370-372; İbn Hacer, el-İśâbe, III, 603; a.mlf., Tehźîbü’t-Tehźîb, XI, 37; Ziriklî, el-AǾlâm, IX, 83; Wensinck, el-MuǾcem, VIII, 286.

Mehmet Ali Sönmez