HAVLE bint HAKÎM

(خولة بنت حكيم)

Ümmü Şerîk Havle bint Hakîm b. Ümeyye es-Sülemiyye

Kadın sahâbî.

Mekke’de doğdu. Adının Huveyle olduğu da kaydedilmektedir. İslâmiyet’i ilk kabul edenlerden biri olan Havle, Hz. Peygamber’in sevdiği sahâbîlerden Osman b. Maz‘ûn ile evlendi. Daha sonra Medine’ye hicret etti. Kocasının ibadete çok düşkün olması sebebiyle kendisiyle ilgilenmediğinden Havle’nin de giyimine önem vermediği, Hz. Âişe’nin onun üzüntüsünü öğrenip durumu Resûl-i Ekrem’e bildirmesi üzerine Resûlullah’ın Osman b. Maz‘ûn’a her hususta ölçülü olma konusunda kendisini örnek almasını tavsiye ettiği bilinmektedir.

Mehrini bağışladığını belirterek Resûl-i Ekrem’e evlenme teklif etme yolunu (Buhârî, “Nikâĥ”, 29) ilk defa onun açtığı söylenmekte ve bu teklifi hicretin ikinci yılında eşinin ölümünden sonra yaptığı sanılmaktadır. Onun bu arzusunu rahat bir şekilde Resûlullah’a bildirmesini Hz. Âişe çok yadırgamış, bunun üzerine bu tür tekliflerin yapılmasında sakınca bulunmadığını bildiren âyet nâzil olmuştur (el-Ahzâb 33/50). Hz. Peygamber’in Havle ile evlendiği, fakat hanımlarından dilediğini bırakabileceğine dair âyet gelince (el-Ahzâb 33/51) kendisini bıraktığı da rivayet edilmiştir. Bazı kaynaklarda Havle’nin Resûl-i Ekrem’e hizmet ettiği ve ondan, Tâif’e sefer düzenleyip orayı fethedecek olursa meşhur Bâdiye bint Gaylân’ın veya Fâria bint Akīl’in takılarıyla süs eşyalarını kendisine vermesini istediği, ancak Resûlullah’ın ona Tâif’in fethini düşünmediğini söylediği belirtilmektedir. Hz. Ömer’in şehid edildiği gün Havle’nin rüyasında bir horozun halifeyi üç defa gagaladığını gördüğü, bunu halifeye bir suikast düzenleneceği şeklinde tabir ederek durumu kendisine bildirdiği de rivayet edilmektedir (İbn Şebbe, III, 890).

Havle’nin ne zaman vefat ettiği bilinmemektedir. Faziletli bir kadın olarak anılan Havle’nin dinî konuları sorup öğrenme hususunda hiç çekinmediği, hatta rüyasında ihtilâm olan bir kadının ne yapması gerektiğini Resûl-i Ekrem’e sorduğu belirtilmektedir. Havle Resûlullah’tan on beş hadis rivayet etmiş, bunlar Śaĥîĥ-i Müslim ile İbn Mâce, Tirmizî ve Nesâî’nin sünenlerinde yer almıştır.


Kendisinden Sa‘d b. Ebû Vakkās, Saîd b. Müseyyeb, Beşîr b. Sa‘d ve Urve b. Zübeyr gibi şahıslar rivayette bulunmuştur.

BİBLİYOGRAFYA:

Müsned, VI, 377, 409; Buhârî, “Nikâĥ”, 29; İbn Sa‘d, eŧ-Ŧabaķāt, VIII, 158; İbn Şebbe, Târîħu’l-Medîneti’l-münevvere, III, 890; İbn Mencûye, Ricâlü Śaĥîĥi Müslim, II, 418; İbn Abdülber, el-İstîǾâb, IV, 289-290; İbn Beşküvâl, Ġavâmiżü’l-esmâǿi’l-mübheme (nşr. İzzeddin Ali es-Seyyid - M. Kemâleddin İzzeddin), Beyrut 1407/1987, I, 272-273; II, 668-670; İbnü’l-Esîr, Üsdü’l-ġābe, VII, 93-94; Zehebî, AǾlâmü’n-nübelâǿ, II, 260-261; Heysemî, MecmaǾu’z-zevâǿid, IX, 259; İbn Hacer, el-İśâbe, IV, 291; a.mlf., Tehźîbü’t-Tehźîb, XII, 415; Hazrecî, Ħulâśatü Teźhîb, s. 490; Kehhâle, AǾlâmü’n-nisâǿ, I, 384-385; Wensinck, el-MuǾcem, VIII, 74.

Selman Başaran