HASSA

(خاصّه

Hükümdara ve hükümdar sarayına ait kurumlar, hizmetler ve görevliler için kullanılan bir tabir.

Arapça bir kelime olan hâssa, bir şeye veya kimseye aidiyet bildiren hâssın müennesidir. Karakoyunlu ve Akkoyunlular’da hükümdarın maiyet askerlerine hassa nökerleri denirdi. İran Moğolları’nda da (İlhanlılar) maiyet askeri ve devlet hazinesi için kullanılan bu tabire, Osmanlı resmî terminolojisinde padişaha ve saraya aidiyetin bir ifadesi şeklinde yaygın olarak rastlanır.

Saraya ait atların barındığı yer olan Istabl-ı Âmire’ye bazan Has Ahur denildiği gibi saray hayvanları için gerekli otun temin edildiği çayırlar hassa çayırı, Istabl-ı Âmire yularcılarına efsâr-dûzân-ı hâssa, bunların şâkirdlerine pâlân-dûzân-ı hâssa, hassa iplikçilerine tıl-bâfân-ı hâssa, keçe işleriyle uğraşanlara keçeciyân-ı hâssa, dericilere debbâğân-ı hâssa ve serrâcîn-i hâssa denirdi. Elçilik heyetlerine verilen ziyafetler sofra-i hâs şeklinde ifade edildiği gibi, saraydaki Enderun koğuşlarının en itibarlısı olan Has Oda belgelerde ve kaynaklarda genellikle hâne-i hâssa, padişahların şikâr halkından olan zümreler hassa doğancıları, hassa çakırcıları ve hassa şahincileri, padişahların şahsî gelir ve giderlerine ait işlerle ilgili kurum Hazîne-i Hâssa, sarayla ilgili alım satım işleriyle meşgul memur hassa harç emini, devlete ait gemiler hassa kadırgaları, bu


gemilerde çalışan kaptanlar hassa reisleri, saray hekimleri hassa tabipleri, saray mimarları hassa mimarları, sarayda görev yapan müezzinler hassa müezzinleri, hükümdarın muhafız askerleri Hassa Ordusu, saray içindeki bahçeler has bahçe ve buralarda çalışanlar hassa bostancıları, Dârüssaâde ağası ile Harem Dairesi mensuplarından olmayan saray halkının yemeklerinin pişirildiği mutfak ise hassa hârici matbahı adıyla anılırdı.

Bunlardan başka saray mensuplarının çamaşırlarını yıkayanlara câmeşûyân-ı hâssa, tatlı imaliyle uğraşanlara helvacıyân-ı hâssa, saray ekmekçilerine habbâzîn-i hâssa, kiler hizmetlilerine kilârciyân-ı hâssa, hil‘at ve elbise dikicilerine hayyâtîn-i hâssa, saray esnafı ve sanatkârlarına ehl-i hiref-i hâssa, sîm sakalar ocağı mensuplarına sîm sakayân-ı hâssa denirdi. Ayrıca yine bu kelimeyle ifade edilen hassa şâtırları, hassa dellâlları, hassa rahtvan ağaları, hassa solakları, hassa voynukları, hassa kul, hassa câriye gibi görevlilerle hassa ambarı, hassa çeltik, hassa çiftlik, hassa karye, hassa koru gibi tabirler de vardı.

BİBLİYOGRAFYA:

Selânikî, Târih (İpşirli), I, 363; II, 435, 453, 472, 595; Eyyûbî Efendi Kānunnâmesi (nşr. Abdülkadir Özcan), İstanbul 1994, s. 38; Defterdar Sarı Mehmed Paşa, Zübde-i Vekāyiât (nşr. Abdülkadir Özcan), Ankara 1995, tür.yer.; Uzunçarşılı, Anadolu Beylikleri, s. 206, 207; a.mlf., Kapukulu Ocakları, I, 81, 114, 116, 117, 121, 126, 131, 132, 137, 530, 548; II, 24, 37, 117, 141, 157; a.mlf., Medhal, s. 188, 240; a.mlf., Merkez-Bahriye, tür.yer.; a.mlf., Saray Teşkilâtı, tür.yer.; Barkan, Kanunlar, tür.yer.; Spuler, İran Moğolları, s. 356; Rycaut, tür.yer.; Mustafa Akdağ, Türkiye’nin İktisâdî ve İctimâî Tarihi, Ankara 1979, s. 84, 117, 276, 287, 309-310; Sertoğlu, Tarih Lügatı, s. 143-144; Abdülkadir Özcan, “Fatih’in Teşkilat Kanunnâmesi ve Nizâm-ı Âlem İçin Kardeş Katli Meselesi”, TD, sy. 33 (1982), s. 42, 47, 48; a.mlf., “Hassa Ordusunun Temeli; Muallem Bostaniyân-ı Hassa Ocağı, Kuruluşu ve Teşkilâtı”, a.e., sy. 34 (1984), s. 347 vd.; Pakalın, I, 750-752, 758-763; Cengiz Orhonlu, “Khāśś”, EI² (Fr.). IV, 1127.

Abdülkadir Özcan