HASAN b. SEHL

(الحسن بن سهل)

Ebû Muhammed el-Hasen b. Sehl es-Serahsî (ö. 236/851)

Abbâsî Halifesi Me’mûn’un valilerinden.

İran asıllı Mecûsî bir aileden gelir; vezir Fazl b. Sehl’in kardeşidir. Babası ve kardeşi Fazl ile birlikte Hârûnürreşîd zamanında (786-809) müslüman oldu ve Bermekîler’den Fazl b. Yahyâ’nın hizmetine girdi.

Kardeşi Emîn’e karşı halifeliğini ilân etmiş olan Me’mûn, 196’da (811) Fazl b. Sehl’i çok geniş yetkilerle doğu eyaletleri valiliğine tayin ederken Hasan’ı da henüz hâkimiyeti altına aldığı yerlerin haracına bakmakla görevlendirdi. Emîn’in öldürülmesinden (198/813) sonra Halife Me’mûn üzerinde büyük bir nüfuz kazanan ve onu Merv’de oturmaya ikna eden Fazl Irak, Fars, Ahvaz, Hicaz ve Yemen’in idaresini kardeşi Hasan b. Sehl’e verdirdi. Ancak Hasan yabancı kökeni sebebiyle Arap halkının sevgisini kazanamadı ve bir müddet sonra bu bölgelerde karışıklıklar çıktı. Maceraperest bir Şiî olan Ebü’s-Serâyâ, Kûfe’de Ali evlâdından Ebû Abdullah İbn Tabâtabâ ile birleşerek onu hilâfet iddiasında bulunmaya yönlendirmişti. Hasan b. Sehl, bu isyanı bastırmak için Züheyr b. Müseyyeb ed-Dabbî kumandasında 10.000 kişilik bir ordu gönderdi. İbn Tabâtabâ ve Ebü’s-Serâyâ Kûfe dışında Karyeişâhî denilen yerde bu orduyu mağlûp ederek ağırlıklarını yağmaladılar (199/815); ertesi gün ise İbn Tabâtabâ ansızın öldü. Ebü’s-Serâyâ’nın giderek güçlenmesi Hasan b. Sehl’i korkuttu ve onun üzerine Abdûs b. Muhammed el-Merverrûzî kumandasında 4000 süvariden oluşan yeni bir ordu daha gönderdi. Ancak Ebü’s-Serâyâ Abdûs’u da Bağdat ile Kûfe arasındaki Câmi‘ mevkiinde karşılayıp bozguna uğrattı (17 Receb 199/3 Mart 815). Artık bir halife gibi hareket ettiği anlaşılan Ebü’s-Serâyâ’ya karşı koyamayacağını anlayan Hasan b. Sehl Horasan Valisi Herseme b. A‘yen’i yardıma çağırdı. Herseme b. A‘yen pek gönüllü olmamakla beraber Kûfe’yi kuşatınca Ebü’s-Serâyâ şehirden kaçtı. Fakat daha sonra yakalanarak Nehrevan’da bulunan Hasan b. Sehl’in huzuruna getirilip boynu vuruldu (10 Rebîülevvel 200/18 Ekim 815).

Me’mûn, Tâhir b. Hüseyin’i ele geçirdiği yerlerden uzaklaştırıp buraları Hasan b. Sehl’e verdiği sıralarda Irak halkı arasında Fazl b. Sehl’in halifeyi avucunun içine aldığı, onu ailesinden ve kumandanlarından tecrit edip bir saraya kapattığı, devleti tek başına kendisinin yönettiği şeklinde dedikodular yaygın vaziyetteydi. Bu duruma öfkelenen Hâşimoğulları’yla ileri gelen birtakım kimseler, Hasan b. Sehl’e karşı isyan ederek onu ve adamlarını Bağdat’tan çıkardılar. Artık Bağdat’ta İran nüfuzuna karşı tepki organize bir hal almıştı. Muhalifler Hasan’ı ve kardeşi Fazl’ı, Mecûsîlik’le suçlayarak ahaliyi ayaklandırdılar. Neticede şehir halkı Halife Mehdî’nin oğlu Mansûr’a biat etmek istedi; ancak Mansûr bundan kaçındı ve sadece halifelik Me’mûn’da kalacak şekilde emîr olarak yönetime el koydu (201/816). Fakat arkasından Ramazan 201’de (Nisan 817) Me’mûn’un Ali evlâdından Ali er-Rızâ’yı veliaht göstermesi üzerine Bağdat’ta yeni bir ayaklanma meydana geldi ve Mehdî’nin diğer oğlu İbrâhim 5 Muharrem 202’de (24 Temmuz 817) halife ilân edildi. Daha sonra da isyancılar Vâsıt’ta Hasan b. Sehl’in kuvvetlerine saldırdılar; ancak yenilgiye uğrayarak Bağdat’a çekilmek zorunda kaldılar (Receb 202/Ocak 818).

2 Şâban 202’de (13 Şubat 818) Fazl b. Sehl’in öldürülmesi Hasan’ı çok sarstı. Bağdat’a dönen Me’mûn Fazl’ın katillerini öldürterek kesik başlarını ona gönderdi ve tâziyelerini iletip kendisini kardeşinin yerine vezir tayin ettiğini bildirdi (Hatîb, VII, 320). Fakat Hasan idarî hayattan ayrılıp bir kenara çekilmeyi tercih etti; esasen Fazl’ın öldürülmesinden duyduğu üzüntü sebebiyle ruhî bunalım içine girmişti. İyileştikten sonra kızı Bûrân’ı (Hatice) Me’mûn’la evlendirdi (Ramazan 210/Aralık 825). Düğün münasebetiyle kumandanlara, kâtiplere ve Hâşimîler’e çiftlik (day‘a) ve hediyeler dağıttı. 236’da (851) Serahs’ta öldü. Hasan b. Sehl cömert, fasih konuşan, zeki ve edip bir insan olarak tanınıyordu.

BİBLİYOGRAFYA:

Halîfe b. Hayyât, et-Târîħ (Ömerî), s. 468, 469, 470; Ya‘kūbî, Târîħ, bk. İndeks; Taberî, Târîħ (Ebü’l-Fazl), bk. İndeks; İbn A‘sem el-Kûfî, el-Fütûĥ, Beyrut 1406/1986, VIII, 455; İbn Abdürabbih, el-Ǿİķdü’l-ferîd, bk. İndeks; Cehşiyârî, el-Vüzerâǿ ve’l-küttâb, bk. İndeks; Mes‘ûdî, Mürûcü’ź-źeheb (Abdülhamîd), IV, 27, 30; Hatîb, Târîħu Baġdâd, VII, 319-321; İbnü’l-Esîr, el-Kâmil, bk. İndeks; İbnü’t-Tiktakā, el-Faħrî, Kahire 1962, s. 180, 181; İbn Ebû Usaybia, ǾUyûnü’l-enbâǿ, s. 189; İbn Hallikân, Vefeyât, II, 120-123; D. Sourdel, Le vizirat ‘abbaside de 749 a 936, Damas 1959-60, bk. İndeks; a.mlf., “al-Ĥasan b. Sahl”, EI² (İng.), III, 243-244; Ziriklî, el-AǾlâm (Fethullah), II, 192; H. Kennedy, The Early Abbasid Caliphate, London 1981, s. 151-156, 159, 165, 167, 208; Nahide Bozkurt, Halife Me’mun Dönemi ve İslâm Kültür Tarihindeki Yeri (doktora tezi, 1991), AÜ Sosyal Bilimler Enstitüsü, s. 60, 61, 63, 66, 74, 75, 77; K. V. Zetterstéen, “Hasan”, İA, V/1, s. 312.

Nahide Bozkurt