HARMELE b. YAHYÂ

(حرملة بن يحيى)

Ebû Hafs (Ebû Abdillâh) Harmele b. Yahyâ b. Abdillâh et-Tücîbî (ö. 243/858)

Şâfiî’nin Mısır’daki talebelerinden ve onun “yeni görüşleri”nin râvilerinden.

166 (783) yılında doğdu. Mısır’a yerleşen Yemen asıllı Tücîb kabilesine mensuptur. İmam Şâfiî’den Mısır’da kaldığı beş yıllık süre boyunca ders aldı. Ayrıca İmam Mâlik’in talebesi İbn Vehb, Eyyûb b. Süveyd er-Remlî ve Bişr b. Bekir et-Tinnîsî gibi âlimlerden hadis rivayet etti. Evinde bir yıldan fazla misafir kalan İbn Vehb’den, bazı garip haberlerle birlikte 100.000’in üzerinde hadis rivayet ettiği kaydedilir. Harmele’den Müslim b. Haccâc, İbn Mâce, Nesâî, Ebû Hâtim er-Râzî, İbn Kuteybe, Bakī b. Mahled, Ebû Zür‘a er-Râzî, Hasan b. Süfyân, Ahmed b. Mansûr er-Remâdî rivayette bulundular.

Şâfiî mezhebi müctehid tabakalarından ashâbü’l-vücûh* içinde yer alan Harmele meseleleri Şâfiî’nin usulüne göre halleder, ancak farklı ictihadlarda bulunduğu da olurdu. Hadis ve fıkıh ilimlerindeki şöhretine rağmen Şâfiî’den rivayette Müzenî ve Rebî‘ b. Süleyman el-Murâdî’nin derecesine ulaşamamış, mütekaddim Şâfiî ulemâsı, bu iki imamın rivayetlerine Harmele ve Rebî‘ b. Süleyman el-Cîzî’ninkilerden daha çok itibar etmiştir. Ebû İshak eş-Şîrâzî’nin el-Müheźźeb’i, Gazzâlî’nin el-Vasîŧ’i, Abdülkerîm b. Muhammed er-Râfiî’nin eş-Şerĥu’l-kebîr’i ve Yahyâ b. Şeref en-Nevevî’nin Ravżatü’ŧ-ŧâlibîn’i gibi Şâfiî mezhebinin temel fıkıh kaynaklarında adı sıkça geçen Harmele’yi bazı hadis tenkitçileri zayıf bulurken bazıları da sika kabul etmiştir. Meselâ Ebû Hâtim er-Râzî, “Onun hadisleri yazılır ancak delil olmaz”; İbn Adî, “Harmele’nin hadislerini derinlemesine inceledim, fakat onun yüzünden zayıf sayılanını görmedim”; İbn Maîn, “Harmele, İbn Vehb’i en iyi bilen kişidir” demekte; İbn Hibbân ile Ukaylî de onun güvenilir bir muhaddis olduğunu söylemektedir.

243 yılı Şevvalinde (Şubat 858) Mısır’da vefat eden Harmele’nin Şâfiî fıkhına dair el-Muħtaśar ve el-Mebsûŧ adlı iki eser kaleme aldığı kaynaklarda zikredilmektedir.

BİBLİYOGRAFYA:

Yahyâ b. Maîn, et-Târîħ, II, 105; Buhârî, et-Târîħu’l-kebîr, III, 69; Ukaylî, eđ-ĐuǾafâǿ, I, 322; İbn Ebû Hâtim, el-Cerĥ ve’t-taǾdîl, III, 274; İbn Adî, el-Kâmil, II, 863-866; Şîrâzî, Ŧabaķātü’l-fuķahâǿ, Beyrut, ts. (Dârü’l-Kalem), s. 110; İbnü’l-Kayserânî, el-CemǾ beyne ricâli’ś-Śaĥîĥayn, Beyrut 1405, I, 112; İbnü’l-Cevzî, eđ-ĐuǾafâǿ, I, 196; İbn Kudâme el-Makdisî, ǾUlemâǿü’l-ĥadîŝ, II, 149-151; Nevevî, Tehźîb, I/1, s. 155-156; İbn Hallikân, Vefeyât, II, 64-65; Mizzî, Tehźîbü’l-Kemâl, V, 548-552; Zehebî, AǾlâmü’n-nübelâǿ, XI, 389-391; a.mlf., Teźkiretü’l-ĥuffâž, II, 486-487; Sübkî, Ŧabaķāt, II, 127-131; İsnevî, Ŧabaķātü’ş-ŞâfiǾiyye, I, 28-29; İbn Kādî Şühbe, Ŧabaķātü’ş-ŞâfiǾiyye, I, 61; İbn Hacer, Tehźîbü’t-Tehźîb, II, 229-231; Süyûtî, Ŧabaķātü’l-ĥuffâž (Ömer), s. 210-211; Musannif, Ŧabaķātü’ş-ŞâfiǾiyye (nşr. Âdil Nüveyhiz), Beyrut 1402/1982, s. 22; Keşfü’ž-žunûn, II, 1582, 1630; M. Hasan Heyto, el-İctihâd ve ŧabaķātü müctehidi’ş-ŞâfiǾiyye, Beyrut 1409/1988, s. 91-93.

Vecdi Akyüz