HALEF es-SAFFÂR

(خلف الصفّار)

Ebû Ahmed Veliyyü’d-devle Halef b. Ahmed b. Muhammed b. Leys es-Saffâr es-Siczî (ö. 399/1009)

Saffârî emîri (963-1003).

326 (937-38) yılında Sîstan’da doğdu. Annesi Saffârî Emîri Amr b. Leys’in kızı Bânû’dur. Şehzadeliğinde Horasan ve Irak’a giderek fıkıh ve hadis tahsil eden Halef, köleleri tarafından öldürülen babası Ebû Ca‘fer Ahmed’in yerine Saffârî emîri oldu (352/963). Halef ilk iş olarak gücünü arttırmak için, Sâmânî ordusunda görev almış ve Deylemli Mâkân b. Kâkî’nin isyanını bastırmış tecrübeli bir asker olan amcazadesi Tâhir b. Ebû Ali’yi yanına aldı. Hutbede kendisiyle birlikte onun da adının okunmasını emretti. 353 (964) yılında hacca giderken yerine onu vekil bıraktı.

Tâhir, Halef hacdan dönünce (358/969) onu Sîstan’a sokmadı ve ertesi yıl kendi adına para bastırıp hükümdarlığını ilân etti. Halef bunun üzerine Horasan’a giderek Sâmânî Emîri I. Mansûr b. Nûh’tan sağladığı askerî yardımla Tâhir’i Sîstan’dan çıkarmaya çalıştıysa da başarılı olamadı. Tâhir 359’da (969-70) yılında vefat edince yerine oğlu Hüseyin geçti. Bu defa onunla mücadele etmek zorunda kalan Halef Hüseyin’i yenip Buhara’ya çekilmeye mecbur edince tekrar Sîstan’a yerleşme imkânı buldu. Halef bir süre sonra Sâmânîler’e gönderdiği haraç ve hediyeleri kesti. Bunun üzerine Sâmânîler tarafından desteklenen Hüseyin Halef’in sığınmış olduğu Zerenc Kalesi’ni kuşattı (372/982-83). Ancak bir sonuç alamayınca kuşatmayı kaldırıp geri döndü ve kısa bir süre sonra da öldü.

Halef 376’da (986-87), Sebük Tegin’in Raca Jaypal ile savaşa giderken boşalttığı Büst şehrini işgal etti. Gazneliler geri dönünce savaşmaya cesaret edemeyip şehri terketmeye mecbur kalan Halef, Büveyhîler’den Samsâmüddevle ile Bahâüddevle arasında meydana gelen taht mücadelesinden faydalanarak oğlu Amr kumandasındaki bir orduyu 381 (991-92) yılında Kirman’a gönderdi. Büveyhî valisini yenip Kirman’ı Saffârî topraklarına katan Amr, Samsâmüddevle’nin gönderdiği Ebû Ca‘fer kumandasındaki Büveyhî ordusunu da mağlûp etti (384/994). Ancak 388 (998) yılında Abbas b. Ahmed’in idaresindeki Büveyhî ordusuna yenilince Sîstan’a geri çekildi ve bir müddet sonra öldü. Bunun üzerine Halef es-Saffâr Samsâmüddevle’den özür dileyerek olayın büyümesini önledi. Halef, Kuhistan’ın Gazneli emîri Buğracuk’un Mahmûd-ı Gaznevî’ye yardım etmek amacıyla bölgeden ayrılması üzerine oğullarından Tâhir’i bir ordu ile Kuhistan’a gönderdi. Kuhistan’ın Bûşenc şehrini işgal eden Tâhir geri dönen Buğracuk’un ordusuna yenildi, fakat hile ile Buğracuk’u öldürüp (388/998) Bûşenc’de hâkimiyetini sürdürdü. Amcası Buğracuk’un öldürüldüğünü duyan Sultan Mahmûd bir ordu ile Sîstan’a doğru yola çıktı. Bunun üzerine Tâhir Kuhistan’ı bırakıp Sîstan’a çekildi. Ordusuyla İspehbed Kalesi’ne sığınan Halef, Sultan Mahmud Sîstan’a gelince affedildiği takdirde 100.000 dinar haraç ödeyeceğini ve hutbeyi onun adına okutacağını bildirdi. Bu şartları kabul eden Sultan Mahmûd 390 (1000) yılında muhasarayı kaldırıp Gazne’ye döndü.


Bu olaydan sonra oğlu Tâhir ile arası açılan Halef Tâhir’in kuvvetlerine yenildi; ancak hile ile oğlunu öldürtüp idareyi tekrar ele geçirdi (392/1001-1002). Bu durum karşısında kendilerini tehlikede hisseden Sîstan emîrleri gizlice aldıkları bir kararla Sultan Mahmûd’u Sîstan’a davet ettiler. Ordusuyla Tak Kalesi’ne sığınmak zorunda kalan Halef, kale Gazneliler tarafından 393 (1002-1003) yılında muhasara edilince Sultan Mahmûd’a teslim oldu ve af diledi. Sultan Mahmûd onu affetti, servetini muhafaza etmesine ve istediği şehirde yaşamasına izin verdi. Halef de Cûzcân’a gitti. Ancak bir süre sonra Karahanlı Nasr b. Ali ile gizlice mektuplaşmaya başladığını öğrenen Sultan Mahmûd tarafından Gerdiz Kalesi’ne hapsedildi. Receb 399’da (Mart 1009) hapiste öldü. Hâkimiyeti döneminde kendi adına para bastıran Halef b. Ahmed Saffârîler’in son bağımsız emîri sayılmaktadır. Ondan sonraki Sîstan emîrleri Sâmânîler ve Gazneliler tarafından tayin edilmiştir.

Hadis, fıkıh, tefsir, edebiyat ve şiirden anlayan, ilim adamlarını himaye eden bir emîr olarak bilinen Halef, etrafına topladığı âlimlere büyük meblağlar harcayarak bir tefsir hazırlatmışsa da 100 cilt olduğu rivayet edilen bu eserin herhangi bir nüshasına bugüne kadar rastlanmamıştır.

Ebü’l-Feth Ali b. Muhammed el-Büstî, Bedîüzzaman el-Hemedânî ve Seâlibî gibi şairler Halef’i öven şiirler yazmışlardır.

BİBLİYOGRAFYA:

Nerşahî, Târîħu Buħârâ (nşr. ve trc. Emîn Abdülmecîd Bedevî - Mübeşşir et-Tırâzî), Kahire 1965, s. 143-144; Seâlibî, Yetîmetü’d-dehr, IV, 297, 319; Muhammed b. Abdülcebbâr el-Utbî, Târîħu’l-Yemînî, Kahire 1287, I, 96, 351-360, 368-382; Târîħ-i Sîstân (nşr. Bahâr), Tahran 1314 hş., s. 327-353; Sem‘ânî, el-Ensâb, Beyrut 1980, VII, 44; İbnü’l-Esîr, el-Kâmil, VIII, 563-564; IX, 82-84, 159-160, 166-167, 172-173; Zehebî, AǾlâmü’n-nübelâǿ, XVII, 116-118; Müstevfî, Târîħ-i Güzîde (Nevâî), s. 375, 382, 383; Keşfü’ž-žunûn, I, 446; İbnü’l-İmâd, Şeźerât, III, 156; Browne, LHP, II, 124; Muhammed Nazım, The Life and Times of Sultan Mahmud of Ghazna, Cambridge 1931, s. 21, 67-69, 188-189; J. Walker, The Coinage of the Second Saffarid Dynasty in Sistan, New York 1936, s. 25-31, 32-37; Bosworth, İslâm Devletleri Tarihi, s. 130, 133; a.mlf., The History of the Saffarids of Sistan, New York 1994, s. 301-339; a.mlf., “The Tāhirids and Saffārids”, CHIr., IV, 132-135, 137; Ziriklî, el-AǾlâm (Fethullah), II, 309; Erdoğan Merçil, Gazneliler Devleti Tarihi, Ankara 1989, s. 16-17, 28-29; M. Browne, A Handbook of Islamic Coins, London 1985, s. 563-564; Dihhudâ, “Ħalef”, Luġatnâme, XII, 692.

Recep Uslu