HAKÎM ŞAH el-KAZVÎNÎ

(حكيم شاه القزويني)

Hakîm Şâh Muhammed b. Mübârek el-Kazvînî (ö. 929/1523’ten sonra)

Tefsir, kelâm ve mantık âlimi, tabip.

Hekim bir babanın çocuğu olarak dünyaya geldi. Bazı kaynaklar ismini Şah Muhammed el-Kazvînî şeklinde vermekle yetinir. Daha çok Hakîm (Hekîm) Şah lakabıyla meşhur olmuştur. Hakîm Şah, ilk tahsilini yaptıktan sonra ünlü âlim Devvânî’den istifade etmek üzere muhtemelen onun kādılkudâtlık yaptığı 1478-1497 yılları arasında Şîraz’a gitti. Burada uzunca bir süre kaldığı ve tefsir, kelâm, mantık, nahiv, tıp gibi alanlarda kendini yetiştirdiği söylenebilir. Safevîler İran’a hâkim olunca Mekke’ye gidip bir müddet burada mücâvir olarak kalan Hakîm Şah, Müeyyedzâde Abdurrahman Efendi’nin tavsiyesiyle Osmanlı Padişahı II. Bayezid tarafından İstanbul’a davet edildi. Kınalızâde Hasan Çelebi, bu davete Hakîm Şah’ın padişaha gönderdiği tıbba dair bir risâlenin vesile olduğunu söyler (Tezkire, I, 511). Hakîm Şah, İstanbul’da 120 akçe yevmiye ile saray hekimi olarak görevlendirildiyse de II. Bayezid ile oğlu Selim arasındaki taht kavgasında Selim’in tarafını tuttuğu söylentisi üzerine görevinden uzaklaştırıldı. Ancak I. Selim’in tahta geçmesinden sonra (918/1512) görevine iade edildi ve sarayda seçkin bir yer elde etti.

Padişah hekimi sıfatıyla I. Selim’in birçok seferine katılan Hakîm Şah, Kanûnî Sultan Süleyman’ın saltanatının ilk yıllarında vefat etmiş olup bu tarih Mehmed Süreyyâ tarafından 928 (1522) olarak verilmektedir (Sicill-i Osmânî, IV, 109). Ancak Hakîm Şah’a ait Naśîĥatnâme’nin Süleymaniye Kütüphanesi’ndeki müellif hattı nüshasında (Şehid Ali Paşa, nr. 2799) eserin 929 (1523) yılında yazıldığı belirtilmekte, bu bilgi Kâtib Çelebi tarafından da kaydedilmektedir (Keşfü’ž-žunûn, II, 1958). Kâtib Çelebi ayrıca onun vefat tarihini iki yerde 920’li (1514) yıllar (a.g.e., II, 1144, 1146), bir yerde de 966 (1559) olarak (a.g.e., I, 208) vermektedir ki son kayıt yanlış olmalıdır. Yine Hakîm Şah’a ait Terceme-i Mecâlisü’n-nefâǿis’in müellif hattı nüshasında (Süleymaniye Ktp., Esad Efendi, nr. 3877) eserin 929 (1523) yılında yazıldığı belirtilmiştir.

Son dönemlere ait bazı kaynaklarda Hakîm Şah ile Mîrek el-Buhârî olarak bilinen Muhammed b. Mübârek Şah (ö. 740/1339 [?]) birbirine karıştırılmakta ve Mîrek el-Buhârî’ye ait bazı eserler Hakîm Şah’a nisbet edilmektedir (meselâ bk. Hediyyetü’l-Ǿârifîn, II, 229; Kehhâle, XI, 170; Nüveyhiz, II, 610; Ziriklî, VII, 17-18).

Eserleri. Telif, hâşiye, şerh ve tercüme olarak Arapça ve Farsça çeşitli eserleri bulunan Hakîm Şah’ın belli başlı eserleri şu şekilde sıralanabilir: 1. Tefsîrü’l-Ķurǿân (Tefsîru Ĥakîm Şâh). Müellifin yazdığı en önemli eser olarak kabul edilir. Kaynakların çoğunda eserin Feth sûresinden Kur’an’ın sonuna kadar bir tefsir olduğu belirtilirken Bağdatlı İsmâil Paşa tefsirin Nahl sûresinden itibaren başladığını söylemektedir (Hediyyetü’l-Ǿârifîn, II, 229). 2. Kitâbü’r-Rabŧ beyne’s-süver ve’l-âyât (Rabŧu’s-süver ve’l-âyât, Ĥûrü’l-Ǿîn fî tebyîni ĥüsni vechi nažmi süveri’l-Ķurǿân ve’l-kitâbi’l-mübîn). Müellif hattıyla bir nüshası Süleymaniye Kütüphanesi’nde bulunmaktadır (Ayasofya, nr. 375). Ferâğ kaydında eserin II. Bayezid’e hediye edilmek üzere Mekke’de yazıldığı ifade edilmektedir. Eyyüp Sabri Fâni, adı geçen nüshayı esas alarak hazırladığı yüksek lisans tezinde eseri tahkik etmiştir (bk. bibl.).


3. Ĥâşiye Ǿalâ Şerĥi’l-ǾAķāǿidi’n-Nesefiyye li’t-Teftâzânî. Süleymaniye Kütüphanesi’ndeki müellif hattı nüshasında (Ayasofya, nr. 2212) eserin 920’de (1514) yazıldığı ve Sultan I. Selim’e takdim edildiği kaydı yer almaktadır. Hâşiyenin aynı kütüphanede iki nüshası daha vardır (Hacı Mahmud Efendi, nr. 1419; Cârullah Efendi, nr. 1162). 4. Ĥâşiye Ǿalâ Şerĥi’l-ǾAķāǿidi’l-ǾAđudiyye li’d-Devvânî. Eserde, Hakîm Şah’ın bazı konularda Devvânî’ye karşı Bâkıllânî ve İmâmü’l-Haremeyn el-Cüveynî’yi desteklediği görülür. Hâşiyenin Hacı Selim Ağa (nr. 605) ve Köprülü (nr. 224) kütüphanelerinde birer nüshası bulunmaktadır. 5. Naśîĥatnâme. Aristo’nun Büyük İskender için yazdığı nasihatnâmeyi andıran ve Kanûnî Sultan Süleyman’a sunulmak üzere yazılan Farsça bir eserdir. Kitapta sağlığı korumaya yönelik tavsiyeler âyet ve hadislerle de teyit edilmiştir. Eserin Süleymaniye Kütüphanesi’nde (Şehid Ali Paşa, nr. 2799/3) 929 (1523) tarihli müellif hattı bir nüshası mevcuttur. 6. er-Risâle fî esbâbi’s-sitteti’ż-żarûriyye. Yine Kanûnî Sultan Süleyman’a takdim edilmek üzere kaleme alınan risâle, sağlıkla ilgili tavsiyeleri ihtiva etmekte olup bir nüshası Nuruosmaniye Kütüphanesi’nde bulunmaktadır (nr. 3509). 7. Şerĥu’l-Mûcez fi’ŧ-ŧıb. İbnü’n-Nefîs’in el-Mûcez (Mûcezü’l-Ķānûn) adlı eserinin şerhidir. Hastalıkları ve bunların tedavi yollarını anlatan ve bazı kaynaklarda Hakîm Şah’ın kendi telifi olduğu belirtilen eserin Süleymaniye (Beşir Ağa, nr. 509; Damad İbrâhim Paşa, nr. 123) ve İstanbul Üniversitesi (AY, nr. 2326) kütüphanelerinde yazma nüshaları vardır. 8. Terceme-i Mecâlisü’n-nefâǿis. Ali Şîr Nevâî’nin Çağatay Türkçesi ile yazdığı Mecâlisü’n-nefâis’in Farsça tercümesidir. Eserin sonuna mütercim tarafından kırk bir Türk şairinin biyografisi ilâve edilmiştir. Süleymaniye Kütüphanesi’nde müellif hattı bir nüshası bulunan (Esad Efendi, nr. 3877) ve 929’da (1523) yazılıp Kanûnî Sultan Süleyman’a takdim edildiği kaydedilen eser Hikmet Ali Asgar tarafından bir önsözle birlikte yayımlanmıştır (Mecâlisü’n-nefâǿis der Teźkire-i ŞuǾarâ-i Ķarn-ı Nühüm-i Hicrî içinde, Tahran 1323 hş./1944, s. 180-409). Bunların dışında kaynaklarda Hakîm Şah’ın şu eserlerinden de söz edilmektedir: Şerĥ (Ĥâşiye) Ǿalâ Şerĥi’l-Mevâķıf (Adudüddin el-Îcî’nin el-Mevâķıf adlı eserine Cürcânî’nin yazdığı şerhin hâşiyesi); Keşfü’l-ĥaķāyıķ (fî şerĥi’l-Kâfiye); Şerĥu’l-Îsâġūcî (fi’l-manŧıķ); Ĥâşiye Ǿalâ Tehâfüti Ħocazâde (Hocazâde Muslihuddin Efendi’nin Tehâfütü’l-felâsife adlı eserinin hâşiyesi); Terceme-i Ĥayâtü’l-ĥayevân (Demîrî’nin Ĥayâtü’l-ĥayevân adlı eserinin Farsça tercümesi olup Hakîm Şah’ın bu eseri Sultan I. Selim’in isteği üzerine Farsça’ya tercüme ettiği söylenir).

BİBLİYOGRAFYA:

Taşköprizâde, eş-Şeķāǿiķ, s. 330-331; Mecdî, Şekāik Tercümesi, s. 341-342; Hoca Sâdeddin, Tâcü’t-tevârîh, II, 573; Kınalızâde, Tezkire, I, 511-513; Hâfız Mustafa Vecdi, Târih, Süleymaniye Ktp., Fâtih, nr. 4225, vr. 188b; Keşfü’ž-žunûn, I, 208, 446, 513, 685, 697, 832; II, 1144, 1146, 1371, 1591, 1825, 1893, 1958; Sicill-i Osmânî, IV, 109; Serkîs, MuǾcem, III, 1632; Brockelmann, GAL Suppl., II, 292; Hediyyetü’l-Ǿârifîn, II, 229; Kehhâle, MuǾcemü’l-müǿellifîn, XI, 151, 170; Dânişmend, Kronoloji2, II, 54-55; Bilmen, Tefsir Tarihi, II, 624; Adıvar, Osmanlı Türklerinde İlim (Kazancıgil), s. 113; Ahmed Îsâ, MuǾcemü’l-eŧıbbâǿ, Beyrut 1402/1982, s. 215; Nüveyhiz, MuǾcemü’l-müfessirîn, II, 610; Ziriklî, el-AǾlâm (Fethullah), VII, 17-18; Eyyüp Sabri Fâni, Hakîm Şah el-Kazvînî ve Kitâbü’r-Rabt beyne’s-süveri ve’l-âyât Adlı Eseri (yüksek lisans tezi, 1991), MÜ Sosyal Bilimler Enstitüsü; Kāmûsü’l-a‘lâm, III, 1970.

Eyyüp Sabri Fâni