GÖK ORDA HANLIĞI

1227-1328 yılları arasında doğuda İrtiş ırmağı, güneyde Hârizm bölgesi ve Siriderya boylarına kadar uzanan bölgede hüküm süren sülâle.

Doğu Deştikıpçak denilen bölgede hâkimiyet kuran ve Orda İçen adıyla da anılan sülâle Cengiz Han’ın oğullarından Cuci’nin soyundan gelir. Cengiz Han Cuci’yi Hârizm ülkesinin zaptndan sonra İdil ırmağının doğu bölgesine göndermiş, 1225 yazını geçirmek üzere gittiği İrtiş ırmağı boyundan dönüşü sırasında, 1222’den beri burada bulunan Cuci Han’a yurtluk olarak Doğu Deştikıpçak ve Hârizm bölgelerinin idaresini bırakmış ve “Büyük Orda”nın tesisiyle “Altıntaht”ın kurulmasını da emretmişti. Böylece daha sonra ortaya çıkacak olan dört ulustan birincisi Cuci adına kurulmuş, onun neslinden gelenlerin hüküm sürecekleri bölge de ayrılmış oluyordu. Cuci Han, 1227 yılında Cengiz Han’dan altı ay önce av esnasında attan düşerek ölünce arkada hatun ve odalıklarından olma kırk kadar oğlu kalmıştı. 1222-1227 yılları arasında, kendi adıyla anılacak olan ulusun kuruluşunu başlatan Cuci Han’ın ölümünden sonra iki oğlu Orda ile Batu tahta kimin geçeceği hususunda anlaşamadılar. Kaynaklara göre bu anlaşmazlık tahtı birbirlerine ikram etmelerinden kaynaklanıyordu. Bunun üzerine Cengiz Han Batu için “Altın Busagalı Ak Orda”yı, Orda için de “Gümüş Busagalı Gök Orda”yı kurdurdu; Batu’ya Sayın Han, Orda’ya da İçen Han lakaplarını verdi. Cengiz Han’ın taksimine göre Doğu Deştikıpçak (sol kol) Orda İçen Han’a, İdil Boyu ve zaptı kararlaştırılan Batı Deştikıpçak da (sağ kol) Batu’ya yurt olarak verilmişti. Bu bölünme iki ayrı hanlık gibi görünürse de gerçekte öyle olmayıp sol kolun sağ kola bağlı kalması şeklinde anlaşılmalıdır. Burada eski Türk devletlerinde rastlanan ikili idare tarzı uygulanmıştır. Cuci ulusundaki bu iki kanat için aynı zamanda Ak Orda ve Gök Orda tabirleri kullanılmış ve bunlar yaygınlık kazanmıştır. Ak Orda kolu Sayın Han ve onun neslinden gelenleri, Gök Orda kolu da Orda İçen Han ve oğullarının hâkimiyet bölgelerini ifade etmekteydi. Burada altın “ak”, gümüş “gök” renklerini belirtmek için kullanılmıştır. Altının gümüşe üstünlüğü ima edilerek Gök Orda Ak Orda’ya yani Altın Orda’ya bağlanmıştı.

Sol kola han olan Orda İçen, yaşça büyük olmasına rağmen kardeşi Batu Han’a tâbi olarak hareket eder ve yarlıklarında onun ismine kendisinden önce yer verirdi. Kendisine Odar, Tokay Timur, Şinkur ve Sengüm gibi sol kol “oğlanlar”ı yardımcı olurdu. Orda İçen Han öldükten sonra tahta oğlu Konggiran geçti. Onun çocuğu olmadığından ölünce yerine Sertaktay’ın oğlu Kulçi (Koyunçi) getirildi. Bunun lakabı Toruk Han idi. Kulçi’nin Bayan (Nayan), Başkırtay, Çigan Buka ve Mutuday adlarında dört oğlu vardı. Kulçi’den sonra hanlığa Bayan getirildi. Bayan Han döneminde iç mücadeleler başladı. Özellikle akrabalarından Hülâgû’nun torunu Timur Buka’nın oğlu Köplek iç muhalefetin ileri gelenlerindendi. Bayan Han’ın bilinen oğulları Sadi, Sası Buka, Tekne ve Salciyutay’dı. Sası Buka babasından sonra Gök Orda’ya han oldu. Onun döneminde Ak Orda’nın başında da Tokta (Toktoga) Han (1291-1313) bulunuyordu. Sası Buka muhtemelen Özbek Han’ın (1313-1340) ilk yıllarında vefat etmiştir. Zira Özbek Han’ın yardımıyla Sası Buka’nın oğlu İrzen Gök Orda’ya han olmuştu.

İrzen Han hâkimiyet bölgesinde yer alan Otrar, Sabran, Cend ve Barçkend gibi şehirlerde imar faaliyetlerinde bulunmuş, buralarda camiler ve mescidler inşa ettirerek hayır işlerine ağırlık vermişti. Vefatı 1320-1327 yılları arasındadır. Darbedilen paralardan anlaşıldığına göre 1327’de Gök Orda tahtında İrzen’in oğlu Mübârek Hoca vardı. Gök Orda’nın merkezi olan Sığnak şehrinde Mübârek Hoca’nın 1327-1328 yıllarında kendi adına para darbettirmesinin anlamı sağ koldan ayrılması demekti ki bu durum Deştikıpçak’ta karışıklığa yol açmıştı. Özbek Han müdahale ederek bu isyan hareketini sert bir şekilde bastırdı. Mübârek Hoca kaçmak zorunda kaldı ve daha sonra Altay dağlarında vefat etti. Özbek Han’ın, Gök Orda’ya oğlu Tini Bek’i tayin ederek burayı doğrudan kendine bağlamasıyla Gök Orda kolu son buldu (1328). Bu tarihten itibaren tam anlamıyla merkeze bağlanan Doğu Deştikıpçak, daha sonra Cuci’nin beşinci oğlu Şiban Han evlâdının yeni bir ulus meydana getirerek “Şiban ulusu” veya “Özbek ulusu” adıyla bilinen boyun hâkimiyetine girdi.

Gök Orda hanları gümüş aksamlı “gök otağ”da otururlardı. Cuci ulusundan Ak Orda Hanı Berke (1257-1266) müslüman olan ilk han olduğu gibi Özbek Han’dan itibaren de bütün sülâle İslâmiyet’i kabul etmiştir. Aslında bölgeye İslâmiyet’in


girişi X. yüzyılda başlamış olmakla birlikte pek yayılmamıştı. Özbek Han zamanında bölgedeki bütün Türk ve Moğollar’in İslâm dinini kabul etmeleri sayesinde esasen azınlık olan Moğollar kısa zamanda Türkleşmişlerdir. Bu bölgede İslâmiyet’in yayılmasında, Buhara ve Hârizm’den bu maksatla gelenlerin yanında Batı Deştikıpçak’a, oradan da doğuya geçen Mısırlı ulemânın faaliyetlerinin de önemli rolü olmuştur.

Gök Orda’nın hâkim olduğu bölge, Saray yönünden gelip oraya giden bütün Asya tâcirlerinin geçtiği yer olması dolayısıyla hayli canlı bir ticarî faaliyete sahne olmaktaydı. Özellikle Gürgenç’in bu ticaretin ana merkezi olduğu bilinmektedir. Ayrıca Bulgar ve Saray üzerinden kuzey-güney istikametinde işleyen ticaret yolu da buradan geçmekteydi. Bu yol İskandinav ülkelerine kadar uzanıyordu. En önemli gelir kaynakları başta Hindistan olmak üzere çeşitli yerlere satılan atlardı. Kürk, deri ve bal yanında kılıç, kalkan ve zırh gibi silâh ve aletler diğer ticaret eşyasını teşkil ediyordu.

BİBLİYOGRAFYA:

Reşîdüddin, CâmiǾu’t-tevârîħ (nşr. Behmen-i Kerîmi), Tahran 1338 hş., I, 383, 430-431, 507, 513; İbn Battûta, Seyahatnâme, I, 366, 370; Abdülgaffar Kırımî, Umdetü’t-tevârîh (nşr. Necib Âsım, TTEM ilâvesi), İstanbul 1343, s. 17-18; Seyyid Mehmed Rızâ, es-Seb‘u’s-seyyâr fî ahbâri’l-mülûki’t-Tâtâr (nşr. Kâzım Bek), Kazan 1248, s. 35-36; Moğolların Gizli Tarihi (trc. Ahmet Temir), Ankara 1948, s. 185; Kefeli İbrahim Efendi, Tevârîh-i Tatar Han ve Dağıstan ve Moskov ve Deşt-i Kıpçak Ülkelerinindir (nşr. S. C. Kırımer), Pazarcık-Romanya 1933, s. 19-21; A. K. Markof, Inventarniy Katalog Müsülmanskih Monet Ermitaja, St, Petersburg 1892, s. 528; H. Lamb, Genghis Khan, New York 1927, s. 213-214; R. Grousset, Histoire de l’Asie, Paris 1941, s. 78-81; W. G. Tiesenhausen, Altınordu Devleti Tarihine Ait Metinler (trc. İ. Hakkı İzmirli), İstanbul 1941, s. 373-374; Mustafa Kafalı, Ak-Orda Hanedanı Devrinde Altın-Orda Hanlığı: 1227-1360 (doçentlik tezi, 1972), İÜ Ed. Fak. Genel Ktp., TE, nr. 22, s. 5-6, 69; a.mlf., Altın-Orda Hanlığının Kuruluş ve Yükseliş Devirleri, İstanbul 1976, s. 15-16, 25, 28; a.mlf., “Cuci Sülâlesi ve Şubeleri”, TED, I (1970), s. 103, 108-112; a.mlf., “Cuci Ulusundaki İl ve Kabilelerin Siyasi Rolleri ve Ehemmiyetleri”, a.e., II (1971), s. 108; a.mlf., “Cuci Ulusu ve Ak-Orda, Gök-Orda Hanlıkları”, TD, sy. 24 (1970), s. 59-68; a.mlf., “Deşt-i Kıpçak ve Cuci Ulusu”, a.e., sy. 25 (1971), s. 185-186; Nureddin Ağat, Altın Ordu Paraları Kataloğu 1250-1502, İstanbul 1976, s. 64; A. Yu. Yakubovskiy, Altın Ordu ve Çöküşü (trc. Hasan Eren), Ankara 1976, s. 33-38; Bosworth, İslâm Devletleri Tarihi, s. 190-192; Barthold, Türkistan, s. 554-559; a.mlf., “Cengiz Han”, İA, III, 97; Akdes Nimet Kurat, Rusya Tarihi, Ankara 1987, s. 63-67.

Muzaffer Ürekli