FURÛK

الفروق

Arapça kelimelerin anlam ve kullanım farklarını ifade eden terim, bu farklara dair eserlerin ortak adı.

Furûk kelimesi sözlükte “ayırmak, iki şeyi birbirinden ayıran özellik” anlamına gelen farkın çoğuludur. Furûka dair eserlerde başlangıçta, insanla diğer canlıların aynı fonksiyonu gören organlarının isim ve sıfatları; onların fiil, davranış ve yaşayış tarzları vb. hakkında kullanılan kelimeler ele alınmaktaydı. Meselâ bu konuda eser yazan ilk müelliflerden biri olan Asmaî, “cülûs” (oturmak) başlığı altında insan ve çeşitli hayvanların oturmasıyla ilgili olarak insan için “cülûs” ve “kuûd”, tek trnaklı hayvanlar için “rübûż”, deve için “bürûk”, kuş cinsi için “cüŝûm” kelimelerinin (Risâletân fi’l-luġa, s. 77); “ricl” (ayak) başlığı altında ise insan için “ricl” ve “kadem”, at vb. hayvanlar için “ĥâfir”, deve için “ħuff”, koyun ve sığır için “žılf” kelimelerinin (a.e., s. 64) kullanıldığını belirtmektedir. Sâbit b. Ebû Sâbit, insan ve hayvanların dudak ve dudak mesabesinde olan organlarıyla ilgili olarak insan için “şefe”, deve için “mişfer”, tek tırnaklı


hayvanlar için “caĥfele”, çatal tırnaklı hayvanlar için “miķamme” ve “miremme”, kuşlar için “minķār”, “miĥcen” ve yırtıcı kuşlar için “minser” kelimelerini göstermektedir (el-Farķ, s. 16-20).

“el-Farķ”, “el-Furûķ” veya “Mâ ħalefe fîhi’l-insânü’l-behîmete” adlarıyla III. (IX.) yüzyılda Kutrub, Ebû Ziyâd el-Kilâbî, Ebû Ubeyde Ma‘mer b. Müsennâ, Ebû Zeyd el-Ensârî, Asmaî, İbnü’s-Sikkît, Ebû Hâtim es-Sicistânî, Sâbit b. Ebû Sâbit el-Lugavî; IV. (X.) yüzyılda Ebû İshak ez-Zeccâc, Ebü’t-Tayyib el-Veşşâ, Ebû Mûsâ ed-Darîr, Ebü’t-Tayyib el-Lugavî, İbnü’l-Cinnî ve İbn Fâris gibi âlimler eser yazmışlardır. Daha sonraları dili bozulmaktan koruma endişesinde olan ve kelimelerin anlam özelliklerini açıklamada hassasiyet gösteren dilciler bu tarzı sözlük ilmine uyguladılar ve furûk ilmi tabii akışı içinde Arap semantik tarihinde “el-furûku’l-lugaviyye”ye doğru yol aldı.

Anlamca birbirine yakın kelimeler arasındaki semantik farklarla ilgili eserlerin kaleme alınması, aslında dilcilerin, bazı edip ve aydınların kelimeleri asıl anlamlarına ve bu anlamlar arasındaki nüanslara pek fazla önem vermeden kullandıklarını farketmeleri üzerine başladı. Dilciler furûk ilmini dilin yanlış ve kötü kullanımına karşı mücadele için geliştirdiler ve Arap lengüistik tarihi boyunca çeşitli eserler yazdılar. Ancak bu eserler, daha önce yazılanlar gibi sadece insan ve hayvanların belli organ ve nitelikleriyle ilgili farklara münhasır olmayıp genel olarak dilde bir anlam (kavram) için kaç kelime bulunduğunu, dilde eş anlamlı veya anlamca birbirine yakın ya da benzer kelimeler arasındaki farkları belirtmeyi konu edindiler. Meselâ “cülus” ile “kuûd” (oturmak), “i‘tâ” ile “îtâ” (vermek), “ilim” ile “ma‘rifet” (bilmek, bilgi), “sem1” ile “ısgā” (dinlemek, işitmek), “vâhid” ile “ferd” (bir, tek), “zimâm” ile “ħiŧâm” (yular), “mecî” ile “ityân” (gelmek) vb. kelimeler arasındaki anlam ve kullanım farkını açıkladılar; eş anlamlı kelimeler arasındaki nüansları izah eden eserler yazdılar.

Furûk konusunda yazılan eserleri iki grupta toplamak mümkündür. Birinci grupta, eş anlamlı veya yakın anlamlı kelimeler arasındaki farkları gösteren eserler yer almaktadır. Bunların belli başlıları şunlardır: Ebû Hilâl el-Askerî (ö. 400/1009’dan sonra), el-Furûķu’l-luġaviyye (nşr. Hüsâmeddin el-Kudsî, Kahire 1353) ve et-Telħîś fî maǾrifeti esmâǿi’l-eşyaǿ (nşr. İzzet Hasan, Dımaşk 1969-1970; Beyrut 1413/1993); Ebû Mansûr es-Seâlibî, Fıķhü’l-luġa (nşr. Mustafa es-Sekkā v.dğr., Kahire 1938; nşr. Fâiz Muhammed, Beyrut 1413/1993; nşr. Cemâl Talebe, Beyrut 1414/1994) ve Nesîmü’s-seĥer (nşr. Seyyide İbtisâm Merhûn es-Saffâr, Bağdad, ts.); İbn Sîde, el-Muħaśśaś (Kahire 1316); İsmâil Hakkı Bursevî, Furûku Hakkî (İstanbul 1310); Nûreddin b. Ni‘metullah el-Hüseynî el-Mûsevî el-Cezîrî, Furûķu’l-luġāt fi’t-temyîzi beyne müfâdi’l-kelimât (nşr. Muhammed Rıdvan ed-Dâye, Dımaşk 1980); Henrikus Lammens el-Yesûî, Ferâǿidü’l-luġa fi’l-furûķ (Beyrut 1889); Ali Ekber b. Mahmûd en-Necefî eş-Şirvânî, et-Tuĥfetü’n-nižâmiyye fi’l-furûķi’l-ıśŧlâĥıyye (Haydarâbâd 1340/1921); Abdülmüteâl es-Saîdî-Hüseyin Yûsuf Mûsâ, el-İfśâĥ fî fıķhil-luġa (I-II, Kahire 1348/ 1928); Refâil Nahle el-Yesûî, Ķāmûsü’l-müterâdifât ve’l-mütecânisât (Beyrut 1969); Necîb İskender, MuǾcemü’l-meǾânî li’l-müterâdif ve’l-mütevârid ve’n-naķīđ min esmaǿ ve efǾâl ve edevât (Bağdad 1971).

İkinci grupta ise genel olarak aralarındaki anlam farklarına işaret etmeden sadece bir mâna için kullanılan kelimeleri bir araya getiren eserler bulunmaktadır. Bu grupta yer alan belli başlı eserler şunlardır: Asmaî (ö. 216/831), Ma’ħtelefet elfâžuh ve’ttefeķat meǾânîh (nşr. Mâcid Hasan ez-Zehebî, Dımaşk 1406/1986); İbnü’s-Sikkît, Tehźîbü’l-elfâz (nşr. Luvîs Şeyho, Beyrut 1895); Abdurrahman el-Hemedânî, el-Elfâžü’l-kitâbiyye (nşr. Luvîs Şeyho, Beyrut 1885; nşr. Bedrâvî Zehrân, Kahire 1989); Kudâme b. Ca‘fer, Cevâhirü’l-elfâž (nşr. Muhammed Muhyiddin Abdülhamîd, Kahire 1932; Beyrut 1405/1985); Ali b. Îsâ er-Rummânî, el-Elfâžü’l-müteradifetü’1-müteķāribetü’l-maǾnâ (nşr. Fethullah Salih Ali el-Mısrî, Kahire 1407/1987); İbn Fâris, Müteĥayyirü’l-elfâž (nşr. Hilâl Nâcî, Bağdad 1970); Hatîb el-İskâfî, Mebâdiǿü’l-luġati’l-ǾArabiyye (Kahire 1325); Îsâ b. İbrâhim er-Rabaî, Nižâmü’l-ġarîb (nşr. P. Brönnle, Kahire 1913); İbnü’l-Ecdâbî, Kifâyetü’l-müteĥaffız ve nihâyetü’l-mütelaffıž (Beyrut 1305; Kahire 1313; Halep 1345); İbn Mâlik et-Tâî, el-Elfâžü’1-muħtelife fi’1-meǾâni’1-müǿtelife (nşr. Muhammed Hasan Avvâd, Beyrut 1411/1991); Ahmed Mustafa el-Lebâbîdî, Leŧâǿifü’l-luġa (İstanbul 1311); Emîn Âlü Nâsirüddin, er-Râfid (Beyrut 1981).

Her iki gruba giren eserlerde kelimeler konularına göre bir araya getirildiğinden alfabetik düzen bulunmamaktadır. Ancak bunların ilmî neşirlerine umumiyetle dizinler de eklendiği için kelimeleri bunlar vasıtasıyla kolayca bulmak mümkün olmaktadır.

BİBLİYOGRAFYA:

Kutrub, Kitâbü’l-Farķ (nşr. Halîl İbrâhim el-Atıyye), Kahire 1987, nâşirin mukaddimesi, s. 23-35; Asmaî, Risâletân fi’l-luġa: el-farķ ve’ş-şâǿ (nşr. Sabîh et-Temîmî), Kahire 1413/1992, nâşirin mukaddimesi, s. 32-44, 64, 77; a.mlf., Ma’ħtelefet elfâħuh ve’ttefeķat meǾânîh (nşr. Mâcid Hasan ez-Zehebî), Dımaşk 1406/1986; Rummânî, el-Elfâžü’l-müterâdifetü’l-müteķāribetü’l-maǾnâ (nşr. Fethullah Sâlih Ali el-Mısrî), Kahire 1407/1987, nâşirin mukaddimesi, s. 6-41; Ebû Hatim es-Sicistânî, el-Farķ (nşr. Hatim Sâlih ed-Dâmin), Beyrut 1407/1987; Sâbit b. Ebû Sâbit, el-Farķ (nşr. Hatim Sâlih ed-Dâmin), Beyrut 1407/1987; Ebû Hilâl el-Askerî, el-Furûķu’l-luġaviyye (nşr. Hüsâmeddin el-Kudsî), Beyrut, ts. (Dârü’l-Kütübi’l-ilmiyye); a.mlf., et-Telħîś fî maǾrifeti esmaǿi’l-eşyâǿ (nşr. İzzet Hasan), Beyrut 1413/1993, nâşirin mukaddimesi, I, 12-17; Abdurrahman el-Hemedânî, Kitâbü’l-Elfâž (nşr. Bedrâvî Zehrân), Kahire 1989, nâşirin mukaddimesi, s. 72-133; İbn Mâlik et-Tâî, el-Elfâžü’l-muħtelife fi’l-meǾâni’l-müǿtelife (nşr. M. Hasan Avvâd), Beyrut 1411/1991, nâşirin mukaddimesi, s. 87-96; İbn Fâris, Kitâbü’l-Farķ (nşr. Ramazan Abdüttevvâb), Kahire 1402/1982, nâşirin mukaddimesi, s. 39-43; İbnü’s-Sikkît, Tehźîbü’l-elfâž (nşr. L. Şeyho), Beyrut 1895; Ahmed eş-Şerkāvî İkbâl, MuǾcemü’l-meǾâcim, Beyrut 1407/1987, s. 112-114, 283-289, 327-328; Mohammad Akram Chaudhary, “al-Furûk al-Lughawiyyah the Culmination of a Genre”, IS, I (1987), s. 63-71.

Hulûsi Kılıç