FAZL-ı HAK HAYRÂBÂDÎ

فضل حق الخير آبادى

Fazl-ı Hak b. Fazl-ı İmâm el-Ömerî el-Çiştî el-Hayrâbâdî (ö. 1279/1862)

Hindistanlı âlim.

1211’de (1796-97) Hayrâbâd’da doğdu. Hindistan’ın tanınmış âlimlerinden Fazl-ı İmâm’ın oğludur. İlk öğrenimini babasından gördükten sonra Abdülkādir ed-Dihlevî’nin hadis derslerine devam etti; on üç yaşında tahsilini tamamladı. Doğu Hindistan Şirketi’nin Delhi komiserliğinde divan kâtibi olarak memuriyete başladı.

Mantık, felsefe, edebiyat, kelâm ve fıkıh usulü gibi aklî ve naklî ilimler alanında iyi yetişen Fazl-ı Hak şöhretiyle uzak ve yakın ülkelerden pek çok öğrenciyi cezbetmiştir. Bir yandan satranç oynarken bir yandan da Dâmâd Muhammed Bâkır’ın oldukça muğlak bir mantık metni olan el-Ufuķu’l-mübîn adlı eserini rahatlıkla okuttuğu söylenir. Hz. Peygamber’in bir benzerinin olamayacağı konusunda Muhammed İsmâil Şehîd ile uzun bir tartışmaya girdi ve ona reddiye olarak birkaç risâle yazdı. Bu tartışma Delhi halkını büyük ölçüde etkiledi; hatta devrin hükümdarı II. Bahadır Şah ile şair Mirza Gālib de tartışmalara katıldılar. İhtilâf uzayıp kötü bir mecraya girince Fazl-ı Hak resmî nüfuzunu kullanarak aşırı bir Şiî olan Delhi muhafızı Mirza Han’ı İsmâil Şehîd’e karşı tedbir almaya ikna etti. Bunun üzerine İsmâil Şehîd, Delhi Cuma Camii’nde yirmi beş yıldan beri sürdürdüğü vaaz faaliyetinden menedildi.

1857 yılında İngilizler’e karşı başlatılan ayaklanmada öncülük yapan Fazl-ı Hak ihanetle suçlanarak ömür boyu sürgün cezasına mahkûm edildi. Sürgünde bulunduğu Andaman adalarında (Kâlâ Pânî) öldü ve oraya defnedildi. Fazl-ı Hakk’ın Çiştî nisbesi Serkîs ve Brockelmann tarafından yanlış olarak Habeşî şeklinde verilmiştir.

Eserleri. 1. el-Hediyyetü’s-saǾîdiyye fi’l-ĥikmeti’ŧ-ŧabîǾiyye. Oğlu Abdülhak tarafından tamamlanan (Kanpûr 1283, 1288, 1292; Kahire 1322) ve Râmpûr Valisi Muhammed Saîd Han’a ithaf edilen eserde Aristo felsefesi işlenmiştir (eserin bir özeti için bk. Zubaid Ahmad, s. 140-148). 2. er-Ravżü’l-mevcûd fî taĥķīķi ĥaķīķati’l-vücûd (Brockelmann, II, 855). 3. Ĥâşiye Ǿalâ Şerĥi Süllemi’l-Ǿulûm. Kādî Mübârek Gapâmavî’nin eserine yaptığı hâşiyedir (Delhi 1899). 4. er-Risâletü’l-ġadriyye (eŝ-Ŝevretü’l-Hindiyye). Müellifin Andaman adalarında çektiği sıkıntıları dile getirdiği hatıratıdır. Eser Abdüşsehid Han Şirvânî tarafından Urduca tercümesi ve bazı notlar ilâvesiyle Bâġī Hindustân adıyla neşredilmiştir (Bijnor 1947). Müellifin diğer belli başlı eserleri de şunlardır: Ĥâşiye Ǿalâ Telħîśi’ş-Şifâǿ, el-Cinsü’l-ġālî fî şerĥi’l-Cevheri’l-Ǿâlî, Ĥâşiye Ǿale’l-Ufuķi’l-mübîn, Risâle fi’t-teşkîk ve fi’l-mâhiyyât, Risâle fî taĥķīķi’l-Ǿilm ve’l-maǾlûm, Risâle fî taĥķīķi’l-ecsâm, Risâle fî ķāŧıġūriyâs, el-Kâfî li-ĥalli Îsâġūcî, Risâle fî taĥķīķi’l-küllî eŧ-ŧabîǾî (eserlerin listesi için bk. Abdülhay el-Hasenî, VII, 376; Rahmân Ali, s. 383). Fazl-ı Hakk’ın bu eserlerden başka çoğu Hz. Peygamber’le ilgili olmak üzere bazı kasideleri de vardır.

BİBLİYOGRAFYA:

A. Emîr Ahmed Mînâî, İntihâb-ı Yâdgâr, Leknev 1279/1862, s. 281-295; Sıddık Hasan Han, Ebcedü’l-Ǿulûm, Bopal 1296/1878, s. 915; Fakır Muhammed Cehilemî, Hadâǿiku’l-Hanefiyye, Leknev 1906, s. 480; Rahman Ali, Tezkire-i ǾUlemâ-i Hind, Karaçi, ts., s. 382-384; Necmülganî Râmpûrî, Târîh-i Avaz, Leknev 1919, V, 232; Gül Hasan Şah Panipâtî, Tezkire-i Gavsiyye, Lahor, ts., s. 124-125; Serkîs, MuǾcem, I, 853; M. Muhsin et-Tirhûtî, el-YâniǾu’l-cenî fî esânîdi’ş-Şeyh ǾAbdülganî (Keşfü’l-esrâr Ǿan meǾânî ehli’r-ricâl kenarında), Delhi 1349/1930, s. 75; Eltaf Hüseyin Hâlî, Yâdgâr-ı Galib, Lahor 1932, s. 71; M. Bahâullah Güpâmevî, Siyerü’l-Ǿulemâǿ, Kanpûr 1346, s. 22-23; Brockelmann, GAL Suppl., II, 622, 854-855; Zubaid Ahmad, Contribution of India to Arabic Literature, Allahabad 1946, bk. İndeks; Abdüşşâhid Han Şirvânî, Bâgı Hindustân, Bijnor 1947, s. 11-76; Seyyid Ahmed Han, Asârü’s-sanâdîd, Karaçi 1955, s. 86-96; Abdülhay el-Hasenî, Nüzhetü’l-havâtır, VII, 374-377; Abdülhay, Dihlî ôr uskî etrâf, Delhi 1958, s. 30-31, 39-40, 54-55, 61-62, 113; Abdülkâdir Rampûrî, Rûznâme, Karaçi 1960, I, 258; N. K. Jain, Muslims in India: A Biographical Dictionary, New Delhi 1979, I, 164; Mujeeb Ashraf, Muslim Attitudes Towards British Rule and Western Culture in India, Delhi 1982, s. 141, 142, 143, 167, 168; İntizâmullah Şihâbî, Mevlânâ Fazl-ı Hak ve ǾAbdülhak, Bedâyün, ts.; Abdüsselâm en-Nedvî, Hükemâ-yı İslâm, Delhi, ts., s. 331-334; Tahrîk, Delhi Ağustos 1957 ve Haziran 1960 sayıları; Süreyya Dâr, “ǾAllâme Fazl-ı Hak Hayrâbâdî”, Fikr u Nazr, XXII/1, İslâmâbâd 1986, s. 51-57; A. S. Bazmee Ansari, “Fadl-ı Hakk”, EI² (İng.), II, 735-736; a.mlf., “Fazl-ı Hak Hayrâbâdî”, UDMİ, XV, 375-376.

B. S. Bazmee Ansarı