FÂRİS eş-ŞİDYÂK

فارس الشدياق

Ahmed Fâris b. Yûsuf b. Mansur (ö.1305/1887)

Modern Arap edebiyatının önde gelen temsilcilerinden, şair, gazeteci ve yazar.

XIX. asrın ilk yıllarında Cebelilübnan’ın Aşkût köyünde doğdu. Önemli şahsiyetler yetiştiren köklü ve tanınmış bir Mârûnî ailesine mensuptur. İlk öğrenimini köyünde yaptıktan sonra Kisrüvân’daki Aynivereka Medresesi’ne girdi ve Arapça’dan başka Süryânîce, mantık, hıristiyan ilahiyatı okudu; bir yandan da özel olarak Türkçe’ye ve hat sanatına çalıştı. On beş yaşında iken babasının ölümü üzerine, bulunduğu bölgede henüz matbaa işleri fazla gelişmediği için bir süre kitap istinsahı ile uğraştı. Bir ara ticaretle ilgilendiyse de başarılı olamayınca yeniden istinsah işine döndü. Bu sıralarda Amerikalı misyonerlerle tanışarak Mârûnîlik’ten Protestan mezhebine geçen ağabeyi Es’ad’ın Mârûnî rahipleri tarafından işkenceyle öldürülmesi onu çok etkiledi; bu sebeple din adamlarına karşı duyduğu nefreti hemen bütün yazılarında görmek mümkündür. Hatta kendi ifadesine göre daha sonra İslâm dinine girmesinde bu hadisenin de büyük etkisi olmuştur. Bu durumda Lübnan’da barınamayacağını anlayan Fâris, Amerikalı misyonerlerin daveti ve yardımı ile bir süre İskenderiye’de kaldıktan sonra 1826 yılında Malta’ya gitti ve orada İngilizce öğrendi. 1828’de Kahire’ye geçerek burada bir taraftan misyoner okullarında Arapça dersleri verirken bir taraftan da klasik tahsilini tamamlamaya çalıştı ve bu arada el-Veķā3ǿiǾu’l-Mıśriyye gazetesine de yazılar yazdı. Kahire’de iken Suriyeli Mârûnî bir ailenin kızıyla evlendi, bu ilk evliliğinden iki oğlu oldu; bunlardan biri ölmüş, Selîm adındaki oğlu ise yıllar sonra kendisiyle birlikte İstanbul’da haftalık el-Cevâǿib gazetesini çıkarmıştır.

1834’te misyoner matbaasında çalışmak ve öğretmenlik yapmak üzere yeniden Malta’ya gitti. On dört yıl kadar burada kaldıktan sonra şarkiyatçı Samuel Lee’nin başkanlığında yapılan Kitâb-ı Mukaddes tercümesi çalışmalarına katılmak üzere Londra’ya davet edildi. Londra’da bulunduğu zaman zarfında birçok defa Paris’e gidip geldi ve bu seyahatler sırasında Fransızca’sını da geliştirdi; böylece ana dili Arapça’dan başka daha önce öğrendiği Süryânîce, Türkçe ve İngilizce’nin yanında Fransızca’yı da elde etmiş oldu. Bu sırada birinci eşinden ayrılarak bir İngiliz hanımla evlendi.

1846’da Tunus Beyi Ahmed Paşa Fransa’ya gelmiş ve Paris, Marsilya gibi başlıca şehirlerdeki fakirlere büyük İhsanlarda bulunmuştu. O yıllarda Londra’dan tekrar Malta’ya geçmiş olan Fâris eş-Şidyâk, bu tutumundan dolayı beyi övmek amacıyla Kâ’b b. Züheyr’in Hz. Peygamber için söylediği “Bânet Suâd” kasidesini tanzîr eden bir kaside yazdı. Bu şiiri çok beğenen Ahmed Paşa onu Tunus’a davet etti, Tunus’a gelince de ona


büyük ilgi ve misafirperverlik gösterdi. Fâris eş-Şidyâk burada İslâm dinine girdiğini açıkladı ve Ahmed adını aldı. Daha sonra er-Râǿidü’t-Tûnisî adlı resmî gazeteyi çıkardı, bu gazetede yazılar yazdı. Kırım Savaşı sırasında Abdülmecid’i öven, Rus çarını yeren bir kaside kaleme alarak padişaha gönderdi. Şiiri beğenen padişah kendisini İstanbul’a davet etti; geldiğinde (1857) törenle ve büyük bir izzet ve ikramla karşılanarak Matbaa-i Âmire musahhihliği yanında tercüme odasında da görevlendirildi. Fâris eş-Şidyâk 31 Mayıs 1861 de İstanbul’da haftalık el-Cevâǿib gazetesini çıkarmaya başladı. Kısa sürede Osmanlı ülkesi dışında Fas, Tunus, Cezayir, Mısır, Hindistan, Çin, Güneydoğu Asya adaları ve Orta Asya gibi İslâmiyet’in yaygın olduğu ülkelerde geniş etki yapan gazete, müslümanları Osmanlı hükümdarı olan halife etrafında toplanmaya çağırdı. Gazetesiyle Avrupa medeniyetini müslümanlara tanıtmaya çalışan ve gerektiğinde bütün yazıları kendisi yazan Fâris eş-Şidyâk Osmanlı Devleti’nin Araplar’la meskûn vilâyetlerinde büyük bir şöhret kazandı. Son zamanlarında gözü zayıfladığı için gazeteyi oğlu Selîm’e bıraktı; fakat oğlu bu işi fazla devam ettiremedi ve 1884’te yayıma son verdi (Geniş bilgi için bk. el-Cevaib). Ahmed Fâris eş-Şid-yâk, gazetesini çıkarmak için kurduğu aynı adı taşıyan modern matbaada ayrıca birçok Arapça ve Türkçe kitap yayımlamış, büyük bir yeküne ulaşan yayınlarının katalogu basılmıştır.

1886’da Kahire’yi ziyaret eden ve başta hidiv olmak üzere devlet ve ilim adamlarından büyük ilgi gören Fâris eş-Şidyâk 20 Eylül 1887’de İstanbul’da öldü. Vasiyeti üzerine cenazesi Beyrut’a nakledilerek orada defnedildi. Ancak onun ölümü sırasında müslüman mı, hıristiyan mı olduğu ihtilâf konusudur; Luvîs Şeyho’ya göre ölmeden önce Katolikliği seçmişti. Cenazesinin Beyrut’a nakli sırasında hem müslüman hem de hıristiyan din adamları tarafından teşyî edildiği söylenmektedir (Şefîk Cebrî, s. 51).

Fâris eş-Şidyâk Suriye, Mısır, Malta, Tunus ve Avrupa’nın çeşitli yerlerini gezerek buralarda yaşamış ve Batı medeniyetini İslâm dünyasına mukayeseli biçimde tanıtmaya çalışmıştır. Bunu yaparken kendi memleketinde gördüğü eksiklikleri -Fransız yazarı François Rabe-lais gibi- geniş kelime hazinesiyle dile hâkimiyeti sayesinde alay ederek, güldürerek ve acımasızca tenkit ederek gözler önüne sermiş, bu arada eğitim, öğretim, sosyal meseleler, iktisat, dil, gazetecilik ve matbuat konularında birçok yenilik teklif etmiş ve bunların bir kısmını bizzat kendisi gerçekleştirmiştir. Ancak basında çıkan münazara ve münakaşalarında sert, saldırgan ve çok defa mübalağalı bir üslûp kullanmıştır; bu bakımdan kitaplarında devrinin siyasi, sosyal, dinî ve edebî meseleleri üzerine verdiği bilgileri ihtiyatla karşılamak gerekir. Şahsî hayatında ise geçimsizliğiyle tanınmıştır.

Eserleri. Hayatı, edebî-ilmî şahsiyeti, gazeteciliği ve diğer faaliyetleri hakkında pek çok müstakil çalışma kaleme alınmış olan (Bk. bib) Fâris eş-Şidyâk’ın elli kadar eserinden otuz beşi basılmıştır; bunlarda ve el-Cevâǿib gazetesinde söz ettiği diğerlerinin ise nerede bulunduğu konusunda birkaçı hariç herhangi bir bilgi yoktur.

a) Sözlükler.

1. el - Lefîf fî külli maǾnen ŧarif (Malta 1839; İstanbul 1299). Seçilmiş edebî parçalar ihtiva eden eser eş anlamlı kelimelere dairdir.

2. Uśûlü’l-luġatü’l-Arabiyyeti’l-maĥkiyye (London 1856), Arapça sözlüklerin nasıl olması gerektiği hakkındadır.

3, Sırrü’l-leyâl fi’l-ķalbi ve’l-ibdâl (İstanbul 1284). Arapça kelimelerin etimolojisiyle dil ve dilcilik konularını inceleyen eserin II. cildi basılmamıştır.

4. el-Câsûs Ǿale’l-Kāmûs (İstanbul 1299). Fîrûzâbâdî’nin (ö. 817/1415) el-Ķāmûsü’l-muĥiŧ adlı sözlüğünü tenkit maksadıyla yazılmış bir eser olmakla birlikte diğer sözlükleri de ele almakta ve bunların ortak eksikliklerini belirttikten sonra modern bir Arapça sözlüğün nasıl olması gerektiğini anlatarak dil ve sözlükcülük üzerine birçok orijinal görüş ileri sürmektedir.

b) Gramerler.

1. el-Bâkûretü’ş-şehiyye fî naĥvi’l-luġati’l-İngiliziyye (Malta 1836; İstanbul 1299). İngilizce öğretimiyle ilgilidir.

2. el-Muhâveretü’l-insiyye fi - luġateyni - ǾArabiyye ve- İngiliziyye (Malta 1840; İstanbul 1299).

3- el-Ecvibetü’l-celiyye fi’l-uśûli’n-naĥviyye (Malta 1841). Arap gramerine dair görüşlerine karşı yapılan tenkitlere cevap mahiyetindedir.

4. es-Senedü’r-râvî fî śarfi’l’-Fransevî (Grammaire française â l’usage des Arabes, de l’Algėrie, de Tunis, du Maroc, de l’Egypte et de la Syrie, Paris 1854). Gustave Dugat ile müştereken yazılmıştır.

5. Ġunyetü’ŧ-ŧâlib ve münyetü’r-râğıb fi’ś-śarf ve’n-naĥv ve ĥurûfil-meânî (İstanbul 1289) Arap gramerine dair olan esere Saîd eş-Şertûnî es-Sehumü’ś-śâǿib adıyla bir reddiye yazmış (Beyrut 1874), Fâris eş-Şidyâk’ın isteğiyle İbrahim el-Ahdeb ve Yûsuf el-Esîr de ona cevap vermişler, ancak Şertûnî’nin bazı itirazlarının yerinde olduğunu da kabul etmişlerdir. Bu eser Muhammed Şükrî tarafından aynı isimle Türkçe’ye tercüme edilmiştir (İstanbul 1304).

c) Seyahatnameler.

1. es-Sâķ Ǿale’s-sâķ fî mâ hüve’l-fâryâ (Paris 1855) Dil konularına da temas etmekle birlikte aslında kadınların iyi ve kötü taraflarını göstermek için yazdığını söylediği bu eserde müellif ayrıca özel hayatını ve gezip gördüğü yerlerde başından geçen ilgi çekici olayları, günün siyasî, sosyal, dinî, ilmî ve edebî meselelerini Fransa ve İngiltere’den örnekler vererek anlatmaktadır. Bu yönüyle kitap bir otobiyografi ve seyahatname mahiyetinde olmasının dışında medeniyet tarihi açısından da önem taşımaktadır; sonuna ilâve edilen zeyilde ise şarkiyatçılar ve çalışmaları hakkında geniş ve derin tenkitlere yer verilmiştir. Ancak yazarın aklıselime ve tarihî gerçeklere uymayan mübalağalı üslûbundan dolayı anlattığı birçok olayın ihtiyatla karşılanması gerekmektedir. Eser Rene R. Khawam tarafından Fransızca’ya tercüme edilmiştir (Lajam-be sur la jambe. Paris I991).

2. el-Vâsıŧa fî maǾrifeti aĥvâli Malŧa (Tunus 1283, İstanbul 1299). Malta adasının tarihi, coğrafyası ve sosyal durumuyla ilgilidir.

3. Eĥâsinü’l-maķāl fî meĥâsini ehli’ş-şimâl (İstanbul 1871) Almanya’ya yaptığı geziler hakkındadır.

4. Keşfü’l-müħab-bâ Ǿan fünûni Urubbâ (İstanbul 1299). Avrupa’ya, özellikle İngiltere ve Fransa’ya yaptığı gezileri anlatmaktadır.

d) Tenkide Dair Eserler.

1. Taħŧıǿetü Matrân et-Tütüncî (Malta 1843).

2 Taśvîbü sihâmi’t-taġîŧ Ǿalâ Ķuŧri’l-muĥîŧ (İstanbul I288).

3- Śavtü’r - redif fî şiǾri’ş-Şeyħ Nâśîf (İstanbul 1288).

4. Hevâdi’t-teǿlîf fî taħŧıǿ eti İbrahim b. Nâśîf (İstanbul 1288).

e) Çeşitli Konulara Dair Çalışmalar.

1. Ħaberiyyetü EsǾad eş-Şidyâķ (Malta 1833). Ağabeyi Es’ad’ın Protestan mezhebine geçmesinden dolayı Mârûnî din adamlarından gördüğü eziyetleri, onların iç yüzünü, cehaletlerini ve mezhep taassuplarını anlatan bir eserdir.

2. Śalîbü Mesiĥ (Malta 1836). Hıristiyanlara ait ilâhiler mecmuası niteliğindedir.

3. Muķaddimetü Dîvâni Aĥmed Fâris (İstanbul 1277). Neşrini düşündüğü divanı münasebetiyle şiir hakkındaki görüşlerine


yer verdiği bir eserdir.

4. MecmûǾatü Veledi’l-Cevâǿib (İstanbul 1288). el-Cevâǿib’den ayrı ve Türkçe olarak çıkardığı Veledü’l-Cevâǿib adlı gazetede yayımlanan yazılarından seçmeleri ihtiva etmektedir.

5. Kenzü’r-reġāǿib fî münteħabâti’l-Cevâǿib (I-VII, İstanbul 1288-1298). el-Cevâǿib gazetesinde yayımlanan makalelerinden seçmelerdir.

6. el-Maķāmetü’l-baħşîşiyye (Cezair 1895).

7. Felsefetü’t-terbiye ve’l-edeb (baskı yeri ve tarihi belli değil).

f) Tercümeler.

1. el-Kenzü’l-muħtar fî keşfi’l-arażî ve’l-biĥâr (Maha 1833).

2. Târîħu’l-kenîse Ǿalâ vechi’l-iħtiśar (Malta 1839).

3. Kitâbü’ś-Śalavâti’l-Ǿâmme maǾa Mezâmiri Dâvûd (Malta 1840).

4. Şerĥu ŧabaǿiǾi’l-hayvan (Malta 1841). W. F. Mair’den yaptığı zoolojiye dair bir tercümedir.

5. Kitâbü’ś-Śalâti’l-Ǿâmme ve icrâǿi’s-sırrin ve’ŧ-ŧuķūsi’l-kenîsiyye (London 1850). Kilisede icra edilen âyinler hakkındadır.

6. el-ǾAhdü’l-cedîd (London 1851).

7. el-ǾAhdâni’l-ǾAtiķ ve’l-Cedîd (London 1857).

8. Mecelletü’l-aĥkâmi’l-Ǿadliyye (İstanbul 1286) Mecelle’nin Arapça’ya tercümesidir.

BİBLİYOGRAFYA:

J. N. Maloof, Hizânetü’l-eyyâm fî terâcimi’l-Ǿîzâm, New York 1899, s. 169-170; Philip Dî Tarrâzî, Târîhu’ş-şahâfeti’l-ǾArabiyye, Beyrut 1913, I, 61-64, 96-99; Hediyyetü’l-ârifîn, I, 191;Serkîs, MuǾcem. I, 1104-1107; Bûlis Mesad, Fâris eş-Şidyâk, Beyrut 1934; Brockelmann, GAL Suppl., II, 867-868; a.mlf.. “Fârisüşşidyâk”, İA, IV, 469-470; Mârûn Abbûd, Ahmed Fâris eş-Şidyâk; sakru Lübnan, Beyrut 1950; Muhammed Ahmed Halefullah, Ahmed Fâris eş-Şidyâk ve ârâǿühü’l-luğaviyye ve’l-edebiyye, Kahire 1955; Kehhâle, MuǾcemü’l-müǿeilifîn, II, 41; a.mlf., el-Müstedrek, Beyrut 1406/1985, s. 79-80; Mîhâîl Savâyâ, Ahmed Fâris eş-Şidyâk, Beyrut 1962; H. A. Hourani, Arabic Tought in the Liberal Age. 1798-1939, London 1962, s. 97-99; Kâmûsü’l-a’lâm, V, 3326-3327; Hüseyin Gazi Yurdaydın, İslâm Tarihi Dersleri, Ankara 1971, s. 212-213; Da-d Kannâb Aide, er-Rafzü’l-mübdiǾ fî edebi Ahmed Fâris eş-Şidyâk, Beyrut 1975; İmâd es-Sulh, Ahmed Fâris eş-Şidyâk: âşâruhû ve Ǿaşruh, Beyrut 1980; Hilmî Halîl, Ǿİlmü’l-meǾâcim Ǿinde Ahmed Fâris eş-Şidyâk, İskenderiye 1987; Zirikli. el-AǾlâm (Fethullah), I, 193; Enîs el-Makdisî, el-Fünûnü’l-edebiyye ve aǿlâmühâ, Beyrut 1980, s. 139182; C. Zeydân, Âdâb, II, 599-600; a.mlf. Meşâhîrü’ş-şark, Beyrut, ts (Dâru Mektebetil-Hayât), II, 101-114; Yûsuf Es’ad Dâğır. Meşâdirü’d-dirâsâti’l-edebiyye, Beyrut 1983, M, 457-464; Şerif Mardin, Jön Türklerin Siyasi Fikirleri 1895-1908, İstanbul 1983, s. 36-37; Hannâ el-Fâhürî, el-Mûcez fi târthi’l-edebi’l-ǾArabî, Beyrut 1985, IV, 88-112; a.mlf., Târîhu’l-edebil-ǾArabî, Beyrut, ts., s. 1039-1046; Şevki Muhammed el-Meâmilî, el-İtticâhü’s-sâhir fî edebi’ş-Şidyâk, Kahire 1988; Şefik Cebrî, Ahmed Fâris eş-Şidyâk, Beyrut 1407/1987; Muhammed Ali ez-Zerkân, el-Cevânibü’l-luğaviyye Ǿinde Ahmed Fâris eş-Şidyâk, Dımaşk 1408/1988; Muhammed Abdülganî Hasan, Ahmed Fâris eş-Şidyâk, Kahire, ts (ed-Dârü’l-Mısriyye); Atilla Çetin, “XIX. Yüzyıl Arap Kültür Dünyasında Önemli Bir Basım Organı: el-Cevâib Gazetesi”, Mėlanges Professeur Robert Mantran (ed. Abdeljelîl Temîmî), Zaghouan Tunis 1988, s. 83-92; a.mlf., “el-Cevâib Gazetesi ve Yayını”, TD, XXXIV (1984), s. 475-484; Yûsuf Müslim Ebü’l-Adûs, “Cühûdü Ahmed Fâris eş-Şidyâk fî tatvîri’l-muǾcemi’l-ǾArabiyyi’l-muǾâşır”, Fi’l-MuǾcemiyyeti’l-ǾArabiyyeti’l-muǾaşıra, Beyrut 1407/1987, s. 27-235; a.mlf.. “Kırâǿe fî cühûdi Ahmed Fâris eş-Şidyâk el-Iüğaviyye ve’l-muǾcemiyye”, Mecelletü Ebhâşi’l-Yermûk, V/l, 1987, s. 7-40; Muhammed el-Hâdî el-Matvî, Ahmed Fâris eş-Şidyâk, Beyrut 1989, III; Muhammed Ali Şevâbike, eş-Şidyâku’n-nâkid, Amman 1412/1991; Najjari, “Ahmad Fâris al-Shidyak and Two of His Poetry Manuscripts”, al-Adîb, sy. 87 s. 2-5; A. Q. Karam, “Fâris al-Shidyâk”, EI² (Fr), II, 819-821; Bustânî, DM, X, 428-430.

Atilla Çetin