FAKÎRULLAH

فقير الله

(ö.1147/1734)

Erzurumlu İbrahim Hakkı’nın mürşidi.

5 Receb 1067 (19 Nisan 1657) tarihinde Siirt’in Tillo köyünde (Aydınlar ilçesi) doğdu. Asıl adı İsmail’dir. Hayatı hakkındaki bilgiler Erzurumlu İbrâhim Hakkı’nın Mârifetnâme’sine dayanmaktadır. Hz. Peygamber’in amcası Abbas’ın soyundan geldiği söylenen dedesi Abdülcemal ve babası Kasım Tillo’da müderrislik yapmışlardır. İsmail’in eğitimiyle bizzat babası meşgul oldu. Yirmi dört yaşına geldiğinde tahsilini tamamlayarak medresede ders vermeye başladı. Babası vefat edince de Tillo’daki caminin imam ve hatibi oldu. İbrâhim Hakkı onun genellikle Arapça konuştuğunu söyler.

Dinin emirlerini büyük bir hassasiyetle yerine getiren, kendi işini bizzat yapmaktan, tarlada çalışarak el emeğiyle geçinmekten hoşlanan Fakîrullah’ın kırk yaşında iken geçirdiği ruhî değişim onun manevî hayata daha çok yönelmesine sebep oldu. Hacdan döndükten sonra bir gece yatsı namazı için camiye giderken bir kör kuyuya düştü ve burada mazhar olduğu mânevî haller sonucunda sekiz yıl süren bir vecd ve istiğrak dönemi yaşadı. Çevresinde toplanan müridlerinin başında Erzurumlu İbrâhim Hakkı’nın babası Molla Osman Hüsnü ile Molla Muhammed gelir. İbrâhim Hakkı küçük yaşta babasıyla birlikte onun sohbetlerine katılmış, faziletlerini ve dinî hayatını yakından görerek etkisi altında kalmıştır.

Mârifetnâme’de onun Fakîrullah unvanını alma sebebi ve hangi tarikata mensup olduğu hususunda bilgi yoktur. İbrâhim Hakkı dolayısıyla bu konu üzerinde duranlar Fakîrultah’ın Nakşibendî veya Kâdirî-Nakşibendî olabileceğini belirtmişlerdir. Mârifetnâme’de Nakşibendîliğe özel bir bölüm ayrılmış bulunması onun Nakşibendî olması ihtimalini güçlendirir. Ayrıca bu eserde Üveysî olduğu, doğrudan Hz. Peygamber’in ruhaniyetinden faydalandığı da anlatılır.

Hayatının son yıllarında zamanını daha çok müridi ve halifesi İbrâhim Hakkı ile sohbet ederek geçiren Fakîrullah’ın şöhreti her tarafa yayıldığından birçok devlet adamı kendisini ziyarete geliyor veya ona mektup gönderiyordu. Hatta bazı sosyal ve siyasî meselelerin çözümü için yardım ve himmeti isteniyordu. İbrâhim Hakkı, “mürşid-i kâmil” olarak nitelediği şeyhinin mütevazi yaşayışı ve ahlâkı hakkında ayrıntılı bilgi verir.

Uzun murakabe halleriyle tanınan Fakîrullah 1147 (1734) yılında tekrar istiğrak haline girdi. Bir cuma akşamı kendine gelince aile fertlerini ve müridlerini toplayarak vasiyette bulundu ve ardından vefat etti. Cenaze namazı büyük oğlu Abdülkadir tarafından kıldırıldı. Defnedildiği yere yapılan türbeye güneş ışınları, 21 Mart ve 23 Eylül günleri 40 x 40 santimlik bir pencereden girip kubbesinde bulunan bir prizmadan geçerek sandukanın baş tarafını aydınlatıyordu. Ancak bu sistem günümüzde bozulmuş durumdadır. Tillo’da daha sonra İbrâhim Hakkı tarafından yaptırılan dergâhta pek çok kimse eğitim gördü, birçok talebe tahsil yaptı. Fakîrullah’ın türbesi inşa edildiği tarihten itibaren özellikle bölge halkı tarafından sürekli ziyaret edilmiştir ve günümüzde de bu özelliğini korumaktadır. Şeyhin şahsî eşyaları zamanımıza kadar muhafaza edilmiştir.

BİBLİYOGRAFYA:

İbrâhim Hakkı Erzurumî, Mârifetnâme, Kahire 1255/1839, s. 504, 520; Hüseyin Vassâf, Sefîne, II, 152; İslâm Alimleri Ansiklopedisi, İstanbul, ts., XVI, 318; Evliyalar Ansiklopedisi, İstanbul 1992, VI, 129-144.

Hayrani Altıntaş