EVSÂFÜ’l-EŞRÂF

أوصاف الأشراف

Nasîrüddîn-i Tûsî’nin (ö. 672/1274) sülûkün merhalelerini anlatan Farsça tasavvufî ve ahlâkî risâlesi.

Müellif bu risalesini, meşhur eseri Aħlâķ-ı Nâśırî’den daha sonra Şemseddin Muhammed b. Muhammed el-Cüveynî’nin isteği üzerine kaleme almıştır. Evśâfü’l-eşrâf, bir münâcât ve kısa bir önsözden sonra altı bölüme (bab) ayrılmış, ilk beş bölüm de kendi içinde altı kısma (fasıl) bölünmüştür. Tûsî her fasla konuyla ilgili bir âyetle başlar, daha sonra o faslın konusu olan terimin tarifini verir ve açıklamasını yapar. Ona göre insan başkalarına muhtaç olduğu için eksik bir varlıktır. Bu durumu bilen insanda eksikliğini telâfi ve kendini olgunlaştırma meyli doğar. Kişinin olgunluğa ulaşabilmesi için mutasavvıfların “sülûk” dedikleri faaliyete girişmesi zorunludur. Bunu yapmak isteyen kimseye altı şey gereklidir.

Her biri ayrı bir bölümde incelenen bu altı şartın ilki sülûke başlamaktır. Bu bölüm, bunun için mecburi olan iman, sebat, niyet, sıdk, Allah’a dönüş ve ihlâs alt başlıklarını ihtiva eder. İkinci bölüm, sâliki yolundan alıkoyacak engelleri ortadan kaldırmaya dairdir. Bu bölüm tövbe, zühd, fakr, riyâzet, nefis muhasebesi ve takva konularına ayrılmıştır. Üçüncü bölüm sülûkün mahiyeti ve sâlikin bu durumdaki halleriyle ilgili olup halvet, tefekkür, havf, recâ, sabır ve şükür alt başlıklarından meydana gelmiştir. Dördüncü bölümün konusu sülûk sırasında sâlikte meydana gelen hallerdir; irade, şevk, muhabbet, mârifet, yakīn ve sükûn alt başlıklarını içine alır. Beşinci bölüm ilâhî yolculuğun sonunda ulaşılan haller hakkında olup tevekkül, rızâ, teslimiyet, tevhid, ittihâd ve vahdet konularını ihtiva eder. Altıncı bölümde sülûkün son basamağı olan fenâ makamı anlatılır. Fenâ son makam olduğu için bu bab alt bölümlere ayrılmamıştır.

Sade bir dille kaleme alınan Evśâfü’l-eşrâf’ın İran’da ve İran dışında bazıları eksik altmışa yakın yazma nüshası bilinmektedir. İlk defa taş basması olarak neşredilen (Tahran 1226) eser, daha sonra üçü Bombay, biri Berlin, diğerleri Tahran’da olmak üzere on defa basılmıştır. Baskıları içinde en iyisi, İmâdü’l-küttâb Mirza Hüseyin Han Sayfî’nin hattıyla olan nüshanın faksimile neşridir (Tahran 1345 hş./1966). Seyyid Nasrullah Takavî tarafından hazırlanan bu neşir, Muhammed Müderrisî’nin bazı Avrupalı filozofların ahlâk görüşlerine de yer veren yirmi bir sayfalık bir önsözüyle eserin Muhammed b. Alî-i Cürcânî tarafından yapılmış Arapça tercümesini de ihtiva etmektedir. Eseri daha sonra Necîb Mâyil-i Herevî üç nüshasını esas alarak yayımlamışsa da (Meşhed 1361/1981) Seyyid Nasrullah Takavî neşri hâlâ önemini korumaktadır.

BİBLİYOGRAFYA:

Nasîrüddîn-i Tûsî, Evsâfü’l-eşrâf, Tahran 1345 hş./1966; Münzevî, Fihrist, II/1, s. 1057 - 1059; Hânbâbâ, Fihrist, I, 403-404; Kâsımzâde-i Îrânşehr, “Evsâfü’l-eşrâf”, Ǿİlm ü Hüner, Urdîbihişt 1307 hş., s. 43-44; G. M. Wickens, “Awsâf al-Ašraf”, EIr., III, 122.

M. Nazif Şahinoğlu