ESAD MUHLİS PAŞA

(1780 - 1850)

Osmanlı valisi, şair ve hattat.

Ankara’ya bağlı Ayaş’ta doğdu. Ayaş müftüsü Hasan Efendi’nin oğludur. Aile şeceresi Bayrâmiyye-i Melâmiyye büyüklerinden Bünyâmin Ayâşî’ye kadar çıkar (DİA, VI, 491).

Medresede tahsilini tamamladıktan sonra Ayaş voyvodalığına tayin edilen Esad Muhlise bir süre sonra silâhşörluk pâyesi verildi, 1806’da kapucıbaşı oldu. Ardından İstanbul’a çağrıldı, burada bazı devlet büyükleriyle tanıştı ve kendisine mîrâhurluk verildi. Daha sonra sırasıyla humbaracıbaşı (1818), başbâki kulu (1821), Drama nâzırı ve 1825’te paşalık rütbesiyle Edirne valisi oldu. 1827’de Ordu-yı Hümâyun memurluğuna tayin edildi, bir yıl sonra da Dimetoka’ya gönderildi. Aynı yıl Adana, 1829’da Konya valisi oldu. 1828 - 1829 Osmanlı - Rus harbinin ardından bölgeyi iyi tanıdığı için Erzurum valiliğine getirildi. Kendisine vezirlik rütbesine ek olarak fevkalâde zamanlarda Erzurum valilerine verilen Şark seraskerliği unvanı da verildi. 1836’da yeni kurulan Erzurum Redîf-i Mansûre müşirliğine getirildi. Erzurum’u yeniden imar ve tahkim eden Esad Paşa, 1836’da bu görevinden ayrılarak Şûrâ-yı Bâbıâlî âzası olduysa da reis Kölemen Dâvud Paşa’nın baskısı yüzünden 1839’da buradan da ayrılmak zorunda kaldı. Aynı yıl Boğaz muhafızı, ardından Sivas, 1840’ta Halep, iki yıl sonra Sayda, 1845’te de ikinci defa Erzurum valisi oldu. Erzurum’da Tanzimat’ın uygulanmasından doğan karışıklıkları önlemeye çalışan Esad Paşa bir yıl sonra azledildi. Musul valisi iken Bedirhânî Bey isyanını bastırmakta gösterdiği başarı ile dikkati çekti. 1847’de Diyarbekir valiliğine tayin edildi ve burada vefat etti. Viyana sefiri iken intihar eden devlet adamı Sâdullah Paşa Esad Muhlis Paşa’nın oğludur.

Bilgili, cesur ve dürüst bir devlet adamı olarak tanınan Esad Muhlis Paşa divan şiiri tarzında şiirler de yazmıştır. Sayı bakımından pek fazla olmayan manzumelerinin ölümünden sonra Dîvançe-i Es’ad Paşa adıyla taşbaskısı yapılmıştır (İstanbul 1268).

Aynı zamanda devrinin tanınmış hattatlarından olan Esad Muhlis Paşa’nın hat sanatında kimlerden ders aldığı bilinmemektedir. Edirne Türk ve İslâm Eserleri Müzesi, Üçşerefeli Cami, Bünyâmin Ayâşî Camii ve Münevver Ayaşlı özel koleksiyonundaki yazıları daha ziyade ta‘lik, celî - ta‘lik ve celî - sülüs tarzındadır. Ankara Ayaş’ta Bünyâmin Ayâşî Dergâhı camiindeki yazıları, 1809 - 1811 yıllarına ait ilk dönem eserlerinden kabul edilmektedir. Daha sonraki yıllara ait eserlerinde mevcut harf ve kompozisyon güzelliğine bakılırsa çeşitli kademelerde devam eden devlet görevleri sırasında yazıya ara vermeden devam ettiği ve şiirden çok hatla meşgul olduğu anlaşılır. Gerek memleketi olan Ayaş’ta gerekse resmî görevle bulunduğu yerlerde nazmı da kendisine ait olmak üzere pek çok çeşme, sebil ve bina kitâbesinde onun imzası bulunmaktadır. Erzurum’da kendi adıyla anılan ve minaresinin güzelliğiyle dikkati çeken camiyi de buradaki valiliği sırasında yaptırmıştır.

BİBLİYOGRAFYA:

Dîvançe-i Es‘ad Paşa, İstanbul 1268, s. 2-4; Sicill-i Osmânî, I, 340; Osmanlı Müellifleri, II, 81-82; İbnülemin, Son Asır Türk Şairleri, IV, 972; Gövsa, Türk Meşhurları, s. 121; Konyalı, Erzurum Tarihi, s. 201-202; Mehmed Aldan, Türlü Yönleriyle Ayaş, Ankara 1965, s. 131; Oral Onur, Edirne Türk Tarihi Vesikalarından Kitabeler, İstanbul 1972, s. 51-52, 55-57, 202-203; a.mlf., Edirne Hat Sanatı, İstanbul 1985, s. 115; Cevdet Küçük, Tanzimat Devrinde Erzurum (doktora tezi, 1975), İÜ Ktp., nr. 12211, s. 97-100, 242-245, 281-285; M. Hüsrev Subaşı, “Esad Muhlis, Sadullah ve Kemâl İsmail, Sâdık Paşaların Hattatlığı ve Ayaş’taki Hatların Sanat Değeri”, Ayaş ve Bünyâmin Ayaşî, Ankara 1993, s. 177-201; Kamûsü’l-a‘lâm, II, 911; Kâmil Şahin, “Bünyâmin Ayâşî”, DİA, VI, 491.

Kâmil Şahin - M. Hüsrev Subaşı