es-SÜNEN

(السنن)

Nesâî’nin (ö. 303/915) Kütüb-i Sitte’ye dahil olan eseri.

el-Müctebâ diye bilinen eser güvenilir hadis kitaplarından biridir. Nesâî es-Sünenü’l-kübrâ adını verdiği, seksen iki kitap ve 11.770 hadisten meydana gelen eserini Remle emîrine takdim etmiş, emîr bu hacimli çalışmadaki bütün hadislerin sahih olmadığını öğrenince Nesâî’den sahih hadisleri ayrı bir kitapta toplamasını istemiş, o da es-Sünenü’l-kübrâ’da isnadını tenkit ettiği hadisleri ayıklayarak elli bir kitap, 2538 bab ve 5758 (5761) hadisten ibaret ikinci bir çalışma yapmış ve ahkâma dair hadisleri bir araya getirdiği eserine “seçilmiş hadisler” anlamında el-Müctebâ (el-Müctenâ) adını vermiştir. Ayrıca es-Sünenü’ś-śuġrâ olarak da anılan bu eserde ahkâm hadisleri dışında sadece iman konusundaki rivayetlere yer verilmiştir. es-Sünen’deki hadislerin seçiminde Buhârî ve Müslim’in metodunu dikkate alan müellif aynı konudaki hadislerin bir yerde toplanmasına ve çeşitli senedlerle zikredilmesine özen göstermiş, gerektiğinde hadisleri çeşitli konularda tekrarlamış, hadisler arasındaki rivayet farklarını belirtmeye önem vermiş, yer yer hadislerden fıkhî hükümler çıkarıp fakihlerin görüş ve fetvalarını zikretmiş, hadislerdeki rivayet kusurlarını da göstermeye çalışmıştır. Râvi tenkidindeki titizliği ve Buhârî ile Müslim’in güvenilir kabul ettiği bazı râvileri eleştirmesi sebebiyle onun hadis kabulündeki şartlarının Buhârî ve Müslim’den daha ileri derece olduğu söylenmiş, sünenlerin en az sayıda zayıf hadis ihtiva edeni olduğu için Kütüb-i Sitte sıralamasında Śaĥîĥayn’dan sonra üçüncü sırada gelmesi gerektiği ileri sürülmüştür. Nesâî’nin hadis münekkitlerinin terkinde ittifak etmedikleri râvilerin rivayetlerini eserine alması, el-Müctebâ’nın Śaĥîĥayn ile mukayese edilemeyeceğini göstermektedir. es-Sünen hakkındaki görüşler Nesâî’nin de kendine has bir sıhhat anlayışı olduğunu, rivayetleri ve râvileri buna göre değerlendirdiğini ve güvenilir bulduğu hadisleri eserine aldığını ortaya koymaktadır. Kütüb-i Sitte’ye dahil sünenlerin râvileri arasında en son vefat eden Nesâî olduğu için onun en âlî rivayetleri rubâî (dört râvili), en nâzil rivayetleri ise kendisinin belirttiği gibi uşârîdir (on râvili; bk. “İftitâĥ”, 69). İbnü’s-Seken, kendisinden bazı hadis kitaplarını tavsiye etmesi istendiği zaman Buhârî ve Müslim’in el-CâmiǾu’ś-śaĥîĥ’leri ile Ebû Dâvûd ve Nesâî’nin es-Sünen’lerini güvenilir bulduğunu belirtmiştir (Mizzî, I, 168). es-Sünen’in en önemli râvisi talebeleri içinde Nesâî’den çokça faydalandığı için “sâhibü’n-Nesâî” diye anılan İbnü’s-Sünnî’dir. Zehebî, es-Sünenü’l-kübrâ’yı el-Müctebâ adıyla onun ihtisar ettiğini ileri sürmüşse de Sehâvî bu görüşe katılmamıştır. Nesâî’in oğlu Abdülkerîm ile Velîd diye tanınan zâhid Ebû Bekir Muhammed b. Kāsım el-Mısrî de eseri rivayet edenler arasındadır.

es-Sünen Delhi’de (1256, taş baskısı; I-II, 1281, 1315, 1316, 1325), Kanpûr’da (1265, 1312), Leknev’de (1869), Bulak’ta (1276), Kahire’de (I-VIII, 1312; Süyûtî’nin şerhi ve Muhammed b. Abdülhâdî es-Sindî’nin hâşiyesiyle birlikte, Hasan Muhammed el-Mes‘ûdî’nin kontrolünde, I-VIII, 1348/1930), Bombay’da (nşr. Abdüssamed Şerefeddin, 1392), Beyrut’ta (nşr. Abdülfettâh Ebû Gudde, I-IX, 1406, 1409, kitapları, babları ve hadisleri numaralanıp çok yönlü fihristleri yapılmak suretiyle Süyûtî ve Sindî’nin hâşiyeleriyle birlikte) ve Riyad’da (MevsûǾatü’l-ĥadîŝi’ş-şerîf el-Kütübü’s-Sitte [2000], s. 2085-2472) yayımlanmıştır. Liechtenstein’de bulunan Cem‘iyyetü’l-merkezi’l-İslâmî eserin elli iki kitap, 2538 bab ve 5776 hadisten meydana gelen farklı tertipte titiz bir neşrini gerçekleştirmiştir (I-II, 1421/ 2000). es-Sünen’i Ahmed Muhtar Büyükçınar, Ahmet Tekin, Ömer Faruk Harman ve Yaşar Erol Türkçe’ye tercüme etmiştir (I-VIII, İstanbul 1981). Eserin 255 (869) tarihli bir yazması Şam’da Dârü’l-kütübi’z-Zâhiriyye’dedir. J. Robson es-Sünen’in nüshaları üzerine bir makale kaleme almıştır (“The Transmission of Nasa’i’s ‘Sunan’”, JSS, I, 1956, s. 38-59).

Eser üzerinde muhtelif şerhler yazılmış olup yakın zamana kadar bunların en meşhuru ve en çok istifade edileni Süyûtî’nin Zehrü’r-rubâ Ǿale’l-Müctebâ’sı idiyse de Muhammed b. Abdülhâdî es-Sindî’nin 1894 yılında tamamladığı Ĥâşiye, Süyûtî’nin şerhinden daha kapsamlıdır. Bu şerh ve hâşiye es-Sünen’le birlikte Kahire’de (I-II, 1312, 1348; I-IV, 1932; I-VIII, 1964), Kanpûr’da (1848, 1882), Delhi’de (1272, 1281) ve Lahor’da (nşr. Muhammed Atâullah el-Fûcyânî, I-IV, 1376) pek çok defa basılmıştır. Dimnâtî, Zehrü’r-rubâ’yı ǾArfü Zehri’r-rubâ Ǿale’l-Müctebâ adıyla ihtisar etmiştir (Kahire 1299). İbnü’n-Ni‘me diye bilinen Endülüslü hadis hâfızı ve müfessir Ebü’l-Hasan Ali b. Abdullah b. Halef’in on cilt olduğu söylenen (Ziriklî, IV, 304) el-İmǾân fî şerĥi Süneni (Muśannefi)’n-Nesâǿî Ebî ǾAbdirraĥmân adlı şerhinin günümüze ulaşıp ulaşmadığı, ayrıca bu eserin el-Müctebâ ve es-Sünenü’l-kübrâ’dan hangisine dair olduğu bilinmemektedir. Abdurrahman b. Ahmed el-Behkelî’nin Teysîrü’l-yüsrâ şerĥu’l-Müctebâ mine’s-Süneni’l-kübrâ adlı bir çalışması vardır (I-IV, San‘a, el-Mektebetü’l-Garbiyye bi’l-Câmii’l-kebîr, nr. 54-58). Muhammed Muhtâr b. Muhammed b. Ahmed eş-Şinkītî’nin Şürûķu envâri’l-mineni’l-kübrâ el-ilâhiyye bi-keşfi esrâri’s-Süneni’ś-śuġrâ en-Nesâǿiyye adını verdiği Şerĥu Süneni’n-Nesâǿî’sinde (I-III, Kahire 1410/ 1989) hadislerin râvileri hakkında bilgi verilmekte, hadisi tahrîc eden musannifleri zikredilmekte ve hadisten elde edilen hükümlerle âlimlerin hadis hakkındaki değerlendirmelerine yer verilmektedir. es-Sünen’in en geniş şerhi, Muhammed b. Ali b. Âdem el-İtyûbî el-Vellevî’nin Źaħîretü’l-Ǿuķbâ fî şerĥi’l-Müctebâ adını verdiği Şerĥu Süneni’n-Nesâǿî’sidir (I-XLII, Mekke 1428/2007, son iki cildi fihrist). Müellif hadislerin râvileri, lafızları ve mânaları hakkında açıklamalar yapmıştır. es-Sünen’i Vahîdüzzaman Han’ın Ravżu’r-rubâ Ǿan tercemeti’l-Müctebâ adıyla şerhettiği ve eserin Lahor’da Hintçe tercümesiyle birlikte yayımlandığı söylenmektedir. Eser üzerindeki diğer çalışmalar arasında


Ebîverdî’nin Kitâbü Ebî ǾAbdirraĥmân en-Nesâǿî fi’s-Süneni’l-meǿŝûre ve şerĥi ġarîbih adlı eseri zikredilebilir. İbnü’l-Mülakkın’ın es-Sünen’in Kütüb-i Ħamse’ye olan zevâidini şerhettiği kaydedilmektedir (Keşfü’ž-žunûn, II, 1006). Seyyid Kesrevî Hasan da İsǾâdü’r-râǿî bi-efrâd ve zevâǿidi’n-Nesâǿî Ǿale’l-kütübi’l-ħamse adıyla bir eser kaleme almış (I-II, Beyrut 1419/1998), es-Sünenü’l-kübrâ ve el-Müctebâ’daki mürsel rivayetleri Taķrîbü’n-nâǿî min merâsîli’n-Nesâǿî adıyla bir araya getirmiştir (Beyrut 1418/1998). Kütüb-i Sitte’nin her birine dair hatim merasimlerinde okunmak üzere birer eser kaleme alan Şemseddin es-Sehâvî, es-Sünen hakkındaki çalışmasına Buġyetü’r-râġıbi’l-mütemennî fî ħatmi’n-Nesâǿî rivâyeti İbni’s-Sünnî adını vermiştir (nşr. Muhammed Ebü’l-Fazl İbrâhim, Kahire-Beyrut 1411/1991; nşr. Abdülazîz b. Muhammed b. İbrâhim Abdüllatîf, Riyad 1414/ 1993). Muhammed Zekeriyyâ Kandehlevî’nin es-Sünen hakkındaki takrirleri el-Feyżü’s-semâǿî Ǿalâ Süneni’n-Nesâǿî adıyla neşredilmiştir (I, Sehârenpûr 1985-). Nâsırüddin el-Elbânî, Śaĥîĥu Süneni’n-Nesâǿî (I-III, Beyrut 1408/1988) ve ŻaǾîfü Süneni’n-Nesâǿî (Beyrut 1410/1990) adıyla iki eser yayımlamıştır. Ebû İshak el-Huveynî el-Eserî’nin Beźlü’l-iĥsân bi-taķrîbi Süneni’n-Nesâǿî Ebî ǾAbdirraĥmân adlı bir çalışması bulunmaktadır (Kahire 1410). Muhammed Eymen eş-Şebrâvî esere Fetĥu’l-muġīŝ adını verdiği oldukça geniş bir fihrist hazırlamış ve Fihrisü Süneni’n-Nesâǿî adıyla yayımlamıştır (Beyrut 1988, 1411/1991). Vasiyyullah b. Muhammed Abbas eđ-ĐuǾafâǿ ve’l-mechûlûn ve’l-metrûkûn fî (Müctebâ)’n-Nesâǿî adıyla yüksek lisans tezi yapmıştır (1396, Câmiatü Ümmi’l-kurâ ed-dirâsâtü’l-ulyâ eş-şer‘iyye).

BİBLİYOGRAFYA:

Nesâî, ǾAmelü’l-yevm ve’l-leyle (nşr. Fâruk Hamâde), Beyrut 1407/1987, neşredenin girişi, s. 39-89; Mizzî, Tehźîbü’l-Kemâl, I, 167-173; Süyûtî, Zehrü’r-rubâ Ǿale’l-Müctebâ (nşr. Abdülfettâh Ebû Gudde), Beyrut 1409/1988, I, 3-6; a.mlf., Tedrîbü’r-râvî (nşr. Abdülvehhâb Abdüllatîf), Kahire 1385/1966, I, 102, 167; Keşfü’ž-žunûn, II, 1006-1007; Sıddîk Hasan Han, el-Ĥıŧŧa fî źikri’ś-śıĥâĥi’s-sitte, Beyrut 1405/1985, s. 219-220; Sezgin, GAS (Ar.), I, 329-330; MaǾa’l-Mektebe, s. 415-416; Ziriklî, el-AǾlâm (Fethullah), IV, 304; İsmail L. Çakan, Hadîs Edebiyâtı, İstanbul 1989, s. 86-88; Kettânî, er-Risâletü’l-müstetrafe (Özbek), s. 24-25; Muhammed b. Ali b. Âdem el-İtyûbî el-Vellevî, Şerĥu Süneni’n-Nesâǿî: Źaħîretü’l-Ǿuķbâ fî şerĥi’l-Müctebâ, Mekke 1428/2007, I, 20-56.

M. Yaşar Kandemir