es-SİKĀT

(الثقات)

İbn Hibbân’ın (ö. 354/965) sika kabul ettiği hadis râvilerini tanıttığı eseri.

Târîħu’ŝ-ŝiķāt, eŝ-Ŝiķāt mine’ś-śaĥâbe ve’t-tâbiǾîn ve etbâǾi’t-tâbiǾîn adlarıyla da anılan eser, müellifin hem sika hem zayıf râvileri tanıttığı Kitâbü’t-Târîħi’l-kebîr’inden sadece sika râvileri bir araya getirdiği çalışmasıdır. Zayıf râvileri ise Kitâbü (MaǾrifeti)’l-mecrûĥîn mine’l-muĥaddiŝîn ve’đ-đuǾafâǿi ve’l-metrûkîn adlı eserinde toplamıştır. Kitabın girişinde telif sebebi hakkında bilgi verilmiş, Hz. Peygamber’in sünnetinin önemi, ilmin neşir ve tebliğinin gerekliliği, bu tebliğin ancak sahih hadislerin aktarılması ve sika râvilerin tanıtılmasıyla yapılabileceği belirtilmiş, telifte izlenen metoda değinilmiş, eŝ-Ŝiķāt’a alınacak râvilerin kabul şartları üzerinde durulmuş ve eserin telifi sırasında geçirdiği aşamalara işaret edilmiştir. Girişten sonra Resûlullah’ın hayatı geniş biçimde verilmiş, Hulefâ-yi Râşidîn’den başlayarak Emevî ve Abbâsî halifeleri tanıtılmış, bu kısım Halife Mutî‘-Lillâh ile sona ermiştir. Ardından sahâbe, tâbiîn, tebeu’t-tâbiîn ve daha sonraki râviler sıralanmıştır.

Eserde, bir sayıma göre 15.000 kadar hadis râvisi tabakalar halinde ele alınmış ve her tabakada yer alanların birbiriyle karşılaşma imkânının bulunması (likā) şartı aranmıştır. eŝ-Ŝiķāt’ta râviler adlarının ilk harfine göre yarı alfabetik sıralanmış, ancak sahâbe tabakasında faziletleri sebebiyle aşere-i mübeşşereye ön sırada yer verilmiştir. Her tabakada önce adlarıyla, daha sonra künyeleriyle bilinen erkek râviler, ardından kadın râviler zikredilmiş, bu sıralamada zaman zaman aksamalar meydana gelmiştir. Râvilerin biyografileri verilirken onların isimleri, künye ve lakapları, memleketleri, ölüm tarihleri, hoca ve talebeleri hakkında bilgi aktarılmış, ayrıca “sika, şeyh, sebt, mutkin, müstakīmü’l-hadîs” veya “yuhtiü, yehimü, yüdellisü” gibi ifadelerle cerh ve ta‘dîl dereceleri gösterilmiş, râvinin hangi şartlarda hüccet sayılacağı belirtilmiş, bazan dinî ve ahlâkî erdemlerine dair menkıbeler nakledilmiş, bazan da rivayetlerinden örnekler sunulmuş, cerhe yönelik mevcut tenkitlere de cevap verilmiştir. İbn Hibbân’a göre râvinin sika sayılmasına engel olan kusurlar onun naklettiği haberin senedinde olabileceği gibi, kendisinden bir önce veya bir sonraki yerde haberi hüccet sayılmayan zayıf bir râvinin bulunması, haberinin mürsel veya münkatı‘ olması ve haberin isnadında o haberi duyduğunu açıkça ifade etmek istemeyen bir müdellisin yer alması gibi sebeplerle de olabilir.

Müellif iki hadis imamından birinin sika, diğerinin zayıf kabul ettiği bir râviyi eserine alırken onun sika olup olmadığına delillere dayanarak kendisi karar vermiş, araştırması sonucunda sika kabul etmediğini


ise eđ-ĐuǾafâǿ adlı eserinde zikretmiştir (eŝ-Ŝiķāt, I, 13). Onun bu eserinde yer alan bütün râvilerin sika olması gerekirken birçoğu hakkında, “Rivayetinde hata ederdi”; “Vehme kapılırdı”; “Tedlîs yapardı” gibi cerh nitelikli kusurlara da işaret edilmiş olması, müellifin sika saydığı kimselerde belli bir orana kadar bu tür kusurların bulunabileceğini kabul etmesiyle açıklanmaktadır. Ona göre sika râvi doğruları yanlışlarından çok olan kimsedir. eŝ-Ŝiķāt’ta mevcut bazı râvilerin bir yönüyle sika, bir başka yönüyle zayıf olarak gösterilmesi (müştebeh) hususuna açıklık getirilmiş, böyle râvilerin Kitâbü’đ-ĐuǾafâǿ bi’l-Ǿilel’inde ayrıca zikredileceği belirtilmiştir (a.g.e., VI, 27; IX, 1). Bu husus müellifin bir çelişkisi veya gafleti ya da iki farklı ictihadı olarak değerlendirilmiştir.

Eserde kendi bid‘atına davet etmeyen bid‘at ehli birçok râvi de yer almakta (a.g.e., VI, 140), müellif bu râvileri yeri geldiğinde savunmaktadır. İbn Hibbân, cerhedildiği bilinmeyen ve rivayetleri sadece tanınmış bir kişi tarafından nakledilen 100’e yakın râviyi de eserine almış, onların cerhedildiği ortaya çıkıncaya kadar âdil sayılmaları gerektiğini söylemiştir. Bu durumda başkalarının “mechûlü’l-ayn, mestûr, mechûlü’l-hâl” dediği birçok râvi ona göre sikadır. Eserde yer alan, sika olduklarını sadece kendisinin belirttiği iddia edilen râvilerin çoğu bu gruptandır. Meselâ Saîd b. Cübeyr’den rivayet ettiğini söylediği Eyyûb el-Ensârî adlı râviden söz ederken (a.g.e., VI, 60) onu tanımadığını, babasını bilmediğini, hakkında herhangi bir cerh yapılmadığını belirtmiş, daha sonra zabt ve itkān sahibi olarak bilinen tek râvisi Mehdî b. Meymûn’un ondan münker olmayan bir hadis rivayet ettiğini hatırlatmış ve bu yolla Eyyûb’dan meçhûliyet halinin kalktığına hükmederek onu eserine almıştır. eŝ-Ŝiķāt’ta güvenilirlikleri sorgulanmak amacıyla yer verilen râviler de vardır. Nitekim müellif, Mukanni‘ adlı râviden rivayeti bulunan Feza‘ adlı Kādisiye Savaşı gazisi bir râviyi değerlendirirken onu da sahâbî olduğu söylenen şeyhini de tanımadığını, onları rivayetlerine güvendiği için değil tanıtmak maksadıyla eserinde zikrettiğini belirtmektedir (a.g.e., VII, 326).

İbn Hibbân, eŝ-Ŝiķāt’ta meçhul râvilere yer verdiği ve bazı konularda hataya düştüğü iddiasıyla Nâsırüddin el-Elbânî tarafından şiddetle eleştirilmiştir. Elbânî, eŝ-Ŝiķāt’ta yer almaması gereken 100 kadar râvi hakkında Teysîru intifâǾi’l-ħillân bi-Ŝiķāti İbn Ĥibbân adlı bir eser üzerinde çalıştığını belirtmiş (Śaĥîĥu Mevâridi’ž-žamǿân, I, 18), eserde var olduğunu ileri sürdüğü diğer hataları müellifin aceleciliğine, geriye dönüp yazdıklarını tashih etmemesine veya ömrünün buna yetmemesine bağlamıştır (a.g.e., I, 51). Ancak Elbânî’nin bir kısım iddialarında haklı olmadığı, eleştirilerinde eŝ-Ŝiķāt’ın aslını kullanmak yerine başka müellifler tarafından yapılan eksik ve yanlış alıntılara güvendiği için hataya düştüğü belirtilmiştir. Heysemî’nin, eŝ-Ŝiķāt’ı Tertîbü Ŝiķāti İbn Ĥibbân adıyla alfabetik olarak sıraladığı kaydedilmektedir.

Birçok yazma nüshası bulunan eŝ-Ŝiķāt, Muhammed Abdülmuîd Han yönetiminde Muhammed Abdürreşîd tarafından neşredilmiştir (I-IX, Haydarâbâd 1393-1403/ 1973-1983). Bir heyet, eserdeki isim ve madde başlıklarını İtmâmü’l-inǾâm bi-tertîbi mâ verede fî Kitâbi’ŝ-Ŝiķāt li’bni Ĥibbân mine’l-esmâǿi ve’l-aǾlâm adıyla sıralamış (Bombay 1408/1987), Hüseyin İbrâhim Zehrân da esere CâmiǾu fehârisi’ŝ-Ŝiķāt adlı bir dizin hazırlamıştır (Beyrut 1408). eŝ-Ŝiķāt’ın sîret ve halifeler bölümü es-Sîretü’n-nebeviyye ve aħbârü’l-ħulefâǿ (nşr. Hâfız Aziz Bey el-Kādirî, Beyrut 1407/1987; I-II, Beyrut 1417/1997), sadece sîret kısmı es-Sîretü’n-nebeviyye (nşr. Abdüsselâm b. Muhammed Allûş, Beyrut 1420/2000), sahâbe tabakasıyla ilgili bölümü Târîħu’ś-śaĥâbe elleźîne ruviye Ǿanhümü’l-aħbâr (nşr. Bûrân ed-Dannâvî, Beyrut 1408/1988) adıyla yayımlanmıştır.

BİBLİYOGRAFYA:

İbn Hibbân, eŝ-Ŝiķāt (nşr. Muhammed Abdürreşîd), Haydarâbâd 1393-1403/1973-83, I, 11-13; VI, 27, 60, 140; VII, 326; VIII, 2; IX, 1; a.mlf., el-Mecrûĥîn, neşredenin girişi, s. y-m; Zehebî, Mîzânü’l-iǾtidâl, II, 316; III, 581; Heysemî, Mevâridü’ž-žamǿân ilâ zevâǿidi İbn Ĥibbân (nşr. Hüseyin Selîm Esed ed-Dârânî), Dımaşk 1411/ 1990, neşredenin girişi, I, 27-29, 37-39; İbn Hacer, Lisânü’l-Mîzân, I, 13-14; a.mlf., Tehźîbü’t-Tehźîb, I, 304; Süyûtî, Tedrîbü’r-râvî (nşr. Abdülvehhâb Abdüllatîf), Medine 1379/1959, s. 53-54; Sezgin, GAS, I, 190; M. Abdullah Ebû Suaylîk, Muĥammed b. Ĥibbân el-Büstî, Dımaşk 1415/1995, s. 53-55; Mahmûd Saîd Memdûh, et-TaǾrîf bi-evhâmi men ķasseme’s-sünen ilâ śaĥîĥ ve żaǾîf, Dübey 1421/2000, I, 387-439; M. Nâsırüddin el-Elbânî, er-Ravżü’d-dânî fi’l-fevâǿidi’l-ĥadîŝiyye (haz. İsâm Mûsâ Hâdî), Amman 1422, s. 17-24, 56, 66, 67, 91, 108, 118, 165, 171; a.mlf., Śaĥîĥu Mevâridi’ž-žamǿân, Riyad 1422/2002, I, 11-57; Mehmet Ali Sönmez, İbn Hibbân ve Cerh-Ta’dîl Metodu, İstanbul, ts. (Umran Yayınları), s. 29-33.

Mehmet Ali Sönmez