EMÂLÎ

الأمالي

Bir âlimin talebelerine hadisleri veya başka bilgileri yazdırmasıyla meydana gelen eser türü.

Emâlî imlâ (veya ümliye) kelimesinin çoğuludur. Muhaddisler, müfessirler, fakihler, Arap dili ve edebiyatı âlimleriyle diğer bazı âlimler, rivayetiyle meşgul oldukları bilgileri talebelerine çok defa ezberlerinden, bazan da kitaplarından kendilerine kadar gelen senedleriyle birlikte yazdırmışlardır. Hadis kitapları müsnedlerde râvi adlarına, sünen ve camilerde konularına göre tasnif edildiği halde emâlîlerde genellikle böyle bir sıra gözetilmemiş, hocanın hadis imlâ ettiği sırada yazdırdığı hadislerin kaydedilmesiyle emâlîler meydana gelmiştir. Buna örnek olarak Hüseyin b. İsmâil el-Mehâmilî’nin, konuları arasında ilgi bulunmayan 533 hadisten meydana gelmiş el-Emâlî’si zikredilebilir. Bunun yanında Ebü’l-Kāsım İbn Asâkir’in 400’den fazla mecliste yazdırdığı emâlîsinin her bir meclisinin belli bir konuya ait olduğu anlaşılmaktadır (Kettânî, s. 339-340). Bu meclislerden ikisi Meclisân min mecâlisi’l-ĥâfıž İbn ǾAsâkir fî mescidi Dımaşķ adıyla yayımlanmıştır (nşr. Muhammed Mutî‘ el-Hâfız, Dımaşk 1403/1983).

Kâtib Çelebi, Şâfiî âlimlerinin bu alanda meydana getirdikleri eserlere “ta‘lîk” adını verdiklerini söylemektedir. Emâlîlerin yazıldığı her bir derse “meclis” (çoğulu mecâlis) dendiği için bazı emâlîler “mecâlis” veya “mücâlese” (çoğulu mücâlesât) yahut “nevâdir” adıyla da anılmıştır (emâlîlerin yazdırılışı hakkında bilgi için bk. İMLÂ).

İmlâ hadis ilminin öğretim metotlarından biri olduğu ve hadis hafızları özellikle salı ve cuma günleri mescidlerde hadis yazdırmayı âdet edindikleri için bu meclislerde meydana getirilen emâlîler diğer ilimlerle kıyaslanamayacak kadar çoktur. Devlet büyüklerinin fırsat buldukça hadis imlâ meclislerine katılması veya bizzat kendilerinin hadis imlâ etmesi de bu meclislerin önemini arttırmıştır. Bu hususta örnek olarak Selçuklu Veziri Nizâmülmülk’ün (ö. 485/1092) hadis ilmindeki üstün yeri ve hadise dair iki emâlîsi zikredilebilir. İsfahan, Rey, Merv, Nîşâbur ve Bağdat’ta hadis rivayet eden Nizâmülmülk ayrıca


muhtelif şehirlerde imlâ meclisleri de düzenlemiştir. Bunlardan, 3 Muharrem 480 (10 Nisan 1087) tarihinde Bağdat’ta Nizamiye Medresesi’nde yazdırdığı on iki hadisle aynı yıl 8 Safer (15 Mayıs) günü yine Bağdat’ta Câmiu’l-Mehdî’de yazdırdığı on iki hadis günümüze ulaşmıştır (Abdülhâdî Rızâ, V, 360-378).

İlk emâlîyi kimin telif ettiği kesin olarak belli olmamakla beraber bilinen en eski emâlîler Leys b. Sa‘d’ın (ö. 175/791) Meclis min fevâǿid (nşr. Muhammed b. Rızk b. Tarhûnî, Riyad 1407/1987), İmâm Ebû Yûsuf’un el-Emâlî (Sezgin, GAS, I, 421), Muhammed b. Hasan eş-Şeybânî’nin Cüzǿ mine’l-emâlî (Haydarâbâd 1360) ve Ahmed b. Habîb eş-Şücâî’nin 184 (800) yılında yazdığı Cüzǿ mine’l-emâlî (Dârü’l’kütübî’z-Zâhiriyye, Mecmua, nr. 62-5, vr. 44a-49b) adlı eserleridir. Abdürrezzâk es-San‘ânî’nin (ö. 211/826-27) el-Emâlî fî âŝâri’ś-śaĥâbe’si de ilk emâlîlerden sayılmalıdır. Hz. Hüseyin’in torunlarından olan Ahmed b. Îsâ b. Zeyd’in (ö. 247/861) emâlîsi, Zeydî âlimlerinden Ahmed Ali Müeyyed tarafından Rebǿü’ś-śadǾ adıyla üç cilt halinde neşredilmiştir (Beyrut 1410/1990). Hadis ilminde meydana getirilen diğer emâlîler arasında şu eserler zikredilebilir: Hüseyin b. İsmâil el-Mehâmilî (ö. 330/941), el-Emâlî (el-Eczâǿü’l-Meĥâmiliyyât) (nşr. İbrâhim İbrâhim el-Kaysî, Amman 1412/1991); Ebû Bekir Ahmed b. Mervân ed-Dîneverî, el-Mücâlese (Millet Ktp., Feyzullah Efendi, nr. 504, 176 varak); İbnü’l-Bâgandî, Emâlî fi’l-ĥadîs (el-Hizânetü’t-Teymûriyye, Hadis, nr. 150, 34 varak); Ebû Amr İbnü’s-Semmâk, el-Emâlî (Dârü’l-kütübi’z-Zâhiriyye, Mecmua, nr. 89/7, vr. 99a-120a, 192d-203b); Ebû Ahmed el-Assâl, Cüzǿ fîhi ŝelâŝe mecâlis ve meclisân âħarân (Köprülü Ktp., nr. 252, vr. 43a-50b, 120a-143b). Ayrıca tertip ettiği imlâ meclisleriyle meşhur olan Ebû Zekeriyyâ İbn Mende’nin, dört meclisi Köprülü Kütüphanesi’nde bulunan (nr. 252, vr. 28a-31b, 98b-101b) el-Emâlî, 1000’den fazla mecliste talebelerine vaaz ve nasihatla ilgili hususlarda imlâda bulunduğu belirtilen Furâvî’nin el-Mecâlis (Köprülü Ktp., nr. 252, vr. 1a-9a, 18a-25b, 67a-68a, 85b-86b), Hanefî fakihi Ebü’l-Fazl İbnü’ş-Şıhne’nin yetmiş meclisten meydana gelen el-Emâli’l-Muĥibbiyye (eserin on üç cüzü için bk. Millet Ktp., Feyzullah Efendi, nr. 264, vr. 1-120), zamanında imlâ geleneğini yeniden canlandıran ve 1150 mecliste çeşitli emâlîler yazdıran İbn Hacer el-Askalânî’nin Kahire’deki Baybarsiyye Medresesi’nde imlâ ettiği el-Emâli’l-Mıśriyye el-Baybarsiyye (Köprülü Ktp., nr. 251, 216 varak; Millet Ktp., Feyzullah Efendi, nr. 265, 273 varak) adlı eserleri sayılabilir. Köprülü Kütüphanesi’nde 252 numaralı mecmuada bulunan muhtelif hadis âlimlerine ait ondan fazla emâlînin C. Brockelmann’ın ve F. Sezgin’in eserlerinde zikredilmediği anlaşılmaktadır.

II. (VIII.) yüzyıldan X. (XVI.) yüzyıla kadar çeşitli ilimlerde birçok emâlî telif edilmiştir. Muhaddislerden sonra en çok emâlî yazdıranların Arap dili ve edebiyatı, özellikle de lugat âlimleri olduğu anlaşılmaktadır. Bu âlimler eserlerinde lugat ve nahiv konularını esas almakla beraber imlâ esnasında belli bir konuya bağlı kalmamışlar, âyet ve hadislerin tefsirine, tanınmış Arap hakîm, hatip ve şairlerinin hikmetli söz ve şiirlerine, latife ve nüktelere de yer vermişlerdir. Ayrıca öğrencilerin çeşitli sorularını cevaplandırmaları, yazdırdıkları hususları şerhetmeleri bu meclislerin cazibesini daha da arttırmıştır. Bu eserler arasında Sa‘leb’in (ö. 291/904) el-Mecâlis’i (nşr. Abdüsselâm Muhammed Hârun, I-II, Kahire 1401/1980), Ebû Ali el-Kālî’nin el-Emâlî’si (Kahire 1324/1906), Ebû Abdullah Muhammed b. Abbas el-Yezîdî’nin el-Emâlî’si (Haydarâbâd 1368), büyük lugat hâfızlarından İbn Düreyd ile Ebû Muhammed el-Enbârî ve oğlu Ebû Bekir İbnü’l-Enbârî’nin emâlîleri, ayrıca Zeccâcî’nin el-Emâlî’si (nşr. Abdüsselâm Hârun, Beyrut 1407/1987) ve İbnü’ş-Şecerî’nin el-Emâlî’si (Haydarâbâd 1349/1930) en tanınmış olanlarıdır. İbnü’ş-Şecerî’den sonra Arap edebiyatı sahasında imlâ meclisleri devam etmemekle beraber Cemâleddin İbnü’l-Hâcib’in el-Emâlî’sinin (nşr. Fahr Sâlih Süleyman Kadâre, I-II, Beyrut 1989) birçok konusu da dile dairdir (Arap edebiyatında meydana getirilen yirmi dört emâlî ile elli nevâdır hakkında bilgi için bk. Sezgin, II, 83-89).

Fıkıh konusunda da birçok emâlî kaleme alınmıştır. Bu alanda İmam Ebû Yûsuf başta olmak üzere (Keşfü’ž-žunûn, I, 164) İmam Muhammed, Hasan b. Ziyâd el-Lü’lüî, İmam Şâfiî, Şemsüleimme es-Serahsî, Sadrülislâm Ebü’l-Yüsr el-Pezdevî, Kādîhan ve Ebü’l-Ferec Abdurrahman b. Ahmed Zâz es-Serahsî gibi âlimlerin emâlîleri bulunmaktadır. Şerîf el-Murtazâ’nın tefsir, hadis, kelâm ve edebiyata dair seksen meclisten meydana gelen ve Emâli’l-Murtazâ diye tanınan Gurerü’l-fevâǿid ve dürerü’l-ķalâǿid adlı eseri de meşhur emâlîlerden


biridir. Kelâm ilminde bu türde en meşhur eser ise Ali b. Osman el-Ûşî’nin medreselerde okutulan altmış altı beyitlik manzum el-Emâlî’sidir.

BİBLİYOGRAFYA:

İbnü’n-Nedîm, el-Fihrist (Teceddüd), s. 258; Zeccâcî, Emâli’z-Zeccâcî (nşr. Abdüsselâm M. Hârun), Beyrut 1407/1987, nâşirin mukaddimesi, s. 14-16; Zehebî, AǾlâmü’n-nübelâǿ, XIX, 154-155; Süyûtî, el-Müzhir, II, 313-314; Keşfü’z-zunûn, I, 161-166; Îzâhu’l-meknûn, I, 123-124; Kettânî, er-Risâletü’l-müstetrafe (Özbek), s. 339-352; Mübârekfûrî, Mukaddimetü Tuhfeti’l-Ahvezî (nşr. Abdurrahman M. Osman), Kahire 1386/1967, I, 100-102; Tayyib Okiç, Bazı Hadis Meseleleri üzerinde Tetkikler, İstanbul 1959, s. 102-104; Sezgin, GAS, I, 96, 421, 520; II, 83-89; Ziriklî, el-AǾlâm (Fethullah), VI, 330; Ramazan Şeşen v.dğr., Fihristi mahtûtati Mektebeti Köprülü, İstanbul 1406/1986, I, 134-139; Abdülhâdî Rızâ, “Emâlî Nizâmülmülk el-vezîri’s-Selcûkı fi’l-hadîs”, MMMA (Kahire), V 1959, s. 349-378; Ömer ed-Dekkâk, “Kütübü’l-Emâlî ve hareketü’t-teǿlif Ǿinde’l-ǾArab”, ǾÂdiyâtü’l-Haleb, II, Halep 1976, s. 70-85; Abdurrahman Abdullah eş-Şeyh, “Kütübü’l-Emâlî ve’l-mecâlis ve’l-muhâdarât”, ǾAlemü’l-kütüb, V/2, Riyâd 1984, s. 306-314.

M. Yaşar Kandemir