el-MÜFREDÂT

(المفردات)

Râgıb el-İsfahânî’nin (ö. V./XI. yüzyılın ilk yarısı) Kur’an’daki garîb kelimelere dair sözlüğü.

Tam adı el-Müfredât fî ġarîbi’l-Ķurǿân olup Dımaşk Muhammed Lutfî Kütüphanesi’ndeki müellif hattı olduğu tahmin edilen bir nüshaya düşülen nottan 409 (1018) yılında yazıldığı anlaşılmaktadır (M. Adnan el-Cevhercî, LXI/1 [1986], s. 194). Mukaddimede Kur’an’ın dil özellikleri üzerinde durulmuş ve eserin hangi ihtiyaçları karşılayacağı belirtilmiştir. Kur’an’ı yoğun anlamlar içeren bir kitap olarak niteleyen müellife göre Kur’an ilimleriyle ilgilenmenin ilk şartı lafzî-lugavî ilimleri bilmektir ve bu ilimler sayesinde Kur’an kelimelerinin gerçek mânalarını elde etmek mümkündür.

Garîbü’l-Kur’ân geleneğinin önemli bir halkasını teşkil eden el-Müfredât bu gelenek içinde bir dönüm noktası olmuş, kendinden önceki eserlere göre farklılık göstermiştir. Önceki eserler tertip bakımından Kur’an sûrelerinin dizimini esas alırken el-Müfredât alfabetik düzenlenmiş, az sayıdaki garîb kelimenin açıklaması ile sınırlı kalmayıp Kur’an lafızlarının hemen tamamını kapsayan hacimli bir sözlük olmuştur. Garîb lafızların tek kelime ile karşılanması yerine Kur’an’da geçen bütün türevlerinin anlamları verilmiş, kelimeyle ilgili âyetlere ve diğer bilgilere temas edilmiştir. Böylece eser garîbü’l-Kur’ân geleneğini aşan bir Kur’an sözlüğü modeli ortaya koymuştur.

el-Müfredât’ta kelimelerin etimolojisi yapılmış, bunun yanında Kur’an’da geçen morfolojik türevlerinin tamamı zikredilmiş, bunlara uygun olan âyetler belirtilmiş, ayrıca teşbih, istiâre, kinaye ve mecaz konumundaki anlamlara da işaret edilmiştir. Kıraat vecihleri, Selef’in ve Araplar’ın yaygın sözleri, nazım ve nesir parçaları ile hadis metinlerinin yoğun biçimde şevâhid olarak kullanıldığı el-Müfredât furûk geleneği açısından da önemlidir. Mukaddimede el-Müfredât’tan sonra yakın anlamlı kelimelerle ilgili bir eser yazmayı düşündüğünü söyleyen Râgıb el-İsfahânî bu telifini bir furûk çalışması gibi tasarlamamışsa da kendi içinde furûk malzemesi sağlayan bir çalışma şeklinde düzenlemiş, bu özelliğiyle eser furûk geleneğinin bir zinciri olarak görülmüştür (Muhammed b. Abdurrahman Şâyi‘, s. 190-194; M. Nûreddin el-Müneccid, s. 123, 134; Chaudhary, XXVI/1 [1987], s. 67-68; Kara, VII/14 [2003], s. 214 vd.).

Müellif eserinde tefsir, nahiv, sarf, kıraat, mantık, hikmet, edep, usul, tevhid gibi birçok konudaki birikimi naklederken müfessirlerin, dilcilerin ve şairlerin dışında Ebû Ali el-Cübbâî, Ebü’l-Kāsım el-Belhî, Ebû Bekir el-Allâf, Ebû Müslim el-İsfahânî, Kādî Abdülcebbâr, Ebû Bekir el-Esam gibi Mu‘tezile âlimleriyle Ebû Hanîfe, Şâfiî, Ebü’l-Hasan el-Cürcânî gibi otoritelerden faydalanmıştır.

Gerek sözlükçülük tekniği gerekse içerik bakımından el-Müfredât’ı eleştirenler olmuştur. Nitekim eser Kur’an’da bulunmayan “بَظَرَ” gibi bazı kelimeleri ihtiva ederken “زَبَنَ”, “غَوَطَ”, “قَرَشَ”, “كَلَحَ”, “هَلَعَ”, “لَجَأَ”, “سَرْدَقَ”, “حَصَبَ”, “مَرَتَ”, “سَفَحَ”, “نَضَخَ”, “قَدَوَ” gibi Kur’an lafızlarına yer verilmemiştir (Semîn, I, 38-39). el-Müfredât’ı neşreden Dâvûdî bu kelimelere “فَنَيَ” ve “هَرْدَلَ”yi de eklemektedir (Müfredâtü elfâži’l-Ķurǿân, neşredenin girişi, s. 28). Dâvûdî eserdeki diğer eksiklikleri kıraat vecihlerinde mütevâtir-şâz ayırımının yapılmaması, hadis konusunda zayıf kalması, bazı yerlerde Mu‘tezile’den etkilenilmesi, bir kısım iktibasların başkasına nisbet edilmesi, kelimelerde nâdiren tashîf yapılması, bazı kelimelerin alfabetik diziminde yanlışlıkların bulunması bir kısmına mâna verilirken zayıf görüşlerin tercih edilmesi şeklinde ifade etmiştir (a.g.e., neşredenin girişi, s. 26-29; ayrıca bk. Kāsıd Yâsir ez-Zeydî, XXIV [1992], s. 36 vd.).

Garîbü’l-Kur’ân’a dair daha sonra yazılan eserlerde ve Kur’an sözlüklerinde el-Müfredât’tan çokça faydalanılmıştır. Fîrûzâbâdî ve Muhammed Abdürraûf el-Münâvî sözlüklerinde ondan bolca iktibaslarda bulunmuşlarsa da el-Müfredât’a


en fazla önem veren kişi Semîn el-Halebî’dir. Eserinin mukaddimesinde el-Müfredât’ı önceki çalışmalardan daha kapsamlı bulan Semîn kitabın özünü kendi eserine aktarmıştır. Bazan isim zikrederek iktibasta bulunmuş, çok defa da isimsiz alıntı yapmıştır. Adını belirttiği yerlerde ise çoğunlukla onu eleştirmiştir (ǾUmdetü’l-ĥuffâž, I, 27-28, 38; Fîrûzâbâdî, el-Bülġa, s. 91; M. Abdürraûf el-Münâvî, s. 25). Dirâyet tefsirlerinde de kelimelerin açıklanması hususunda el-Müfredât’tan faydalanılmıştır. Bunların müellifleri arasında Ebû Hayyân el-Endelüsî, Ebüssuûd Efendi, Şevkânî, Burhâneddin el-Bikāî, Şehâbeddin Mahmûd el-Âlûsî, Elmalılı Muhammed Hamdi, Hamîdüddin Ferâhî, Muhammed Tâhir b. Âşûr ve Emîn Ahsen Islâhî sayılabilir. el-Müfredât Kādî Beyzâvî’nin de ana kaynaklarından biridir (Keşfü’ž-žunûn, I, 187, 447).

el-Müfredât ilk defa İbnü’l-Esîr’in en-Nihâye’si ve Süyûtî’nin ed-Dürrü’n-neŝîr’i ile birlikte basılmış (I-IV, Kahire 1318, 1322), daha sonra Muhammed Seyyid Keylânî’nin tahkikiyle yayımlanmıştır (Kahire 1961). Bunu Muhammed Zührî el-Gamrâvî’nin tashihi, Nedîm Mar‘aşlî (MuǾcemü müfredâti elfâži’l-Ķurǿân, Beyrut, ts.) ve Muhammed Ahmed Halefullah’ın (Kahire 1970) tahkikleri izlemiştir. Ardından Safvân Ahmed Dâvûdî dört yazma nüshaya dayanarak eseri tahkik etmiş ve Müfredâtü elfâži’l-Ķurǿân adıyla yayımlamıştır (Dımaşk 1412/1992). Keylânî, Gamrâvî ve Ahmed Halefullah’ın çalışmalarını eleştiren Dâvûdî bunların ilmî değerinin bulunmadığını ve birbirinin taklidi niteliği taşıdığını söylemiştir (değerlendirmeler için bk. Müfredâtü elfâži’l-Ķurǿân, neşredenin girişi, s. 40). Dâvûdî’nin yaptığı tahkikin ise ciddi bir neşir olduğu görülmektedir. Dâvûdî esere kırk sayfalık bir mukaddime yazmış, metin içerisinde hadis, emsal, kıraat, merviyyât, şiir, özel isim, kitap, tefsir kaideleri, dil meseleleri, usul ve kelâm konuları, mantık meseleleri vb.nin kaynaklarını göstermiştir. Ayrıca eserin sonuna geniş bir fihrist eklemiştir.

el-Müfredât üzerine çeşitli çalışmalar yapılmıştır. Abdülhamîd Abbas Muhammed’in er-Râġıb el-İśfahânî ve menhecühû fî Kitâbi’l-Müfredât fî ġarîbi’l-Ķurǿân’ı (yüksek lisans tezi, 1971, Câmiatü İskenderiyye külliyyetü’l-âdâb), Râfi‘ Abdullah’ın Menhecü’r-Râġıb fî kitâbihî Müfredâti elfâži’l-Ķurǿân’ı (yüksek lisans tezi, 1989, Câmiatü Mevsıl külliyyetü’l-âdâb), Abdullah b. Avvâd b. Lüveyhiķ Mutîrî’nin er-Râġıb el-İśfahânî ve cühûdühû fi’t-tefsîr ve Ǿulûmi’l-Ķurǿân’ı (yüksek lisans tezi, 1410, el-Câmiatü’l-İslâmiyye külliyyetü’l-Kur’âni’l-Kerîm [Medine]), Sevsen bint Abdullah el-Hindî’nin el-Müvâzene beyne kitâbey tefsîri Ġarîbi’l-Ķurǿân li’bn Ķuteybe ve’l-Müfredât fî ġarîbi’l-Ķurǿân li’r-Râġıb el-İśfahânî’si (yüksek lisans tezi, 1408/1988, Külliyyetü’l-âdâb li’l-benât, Riyad) ve Muhammed b. Hamed el-Muhaymid’in Ġarîbü’l-Ķurǿân beyne kitâbeyi’l-Müfredât li’r-Râġıb el-İśfahânî ve ǾUmdeti’l-ĥuffâž li’s-Semîn el-Ĥalebî: Müvâzene ve dirâse’si (yüksek lisans tezi, 1409, Câmiatü’l-İmâm Muhammed b. Suûd el-İslâmiyye) bunlar arasında zikredilebilir.

BİBLİYOGRAFYA:

Râgıb el-İsfahânî, Müfredâtü elfâži’l-Ķurǿân (nşr. Safvân Adnân Dâvûdî), Dımaşk-Beyrut 1412/1992, s. 53-55, ayrıca bk. neşredenin girişi, s. 26-29, 39, 40; Cürcânî, et-TaǾrîfât, Tunus 1357, s. 49, 93, 141, 179; Semîn, ǾUmdetü’l-ĥuffâž fî tefsîri eş-refi’l-elfâž (nşr. Muhammed Altuncî), Beyrut 1414/1993, I, 27-28, 38-39, ayrıca bk. tür.yer.; Zerkeşî, el-Burhân, II, 74, 164; III,126; IV,122, 157, 330; Fîrûzâbâdî, Beśâǿiru źevi’t-temyîz (nşr. M. Ali en-Neccâr), Beyrut, ts. (el-Mektebetü’l-ilmiyye), II, 74, 80, 88, 89, 100, tür.yer.; a.mlf., el-Bülġa fî terâcimi eǿimmeti’n-naĥv ve’l-luġa (nşr. Muhammed el-Mısrî), Küveyt 1407/1987, s. 91; Süyûtî, el-İtķān, I-II, tür.yer.; a.mlf., el-Müzhir fî Ǿulûmi’l-luġa ve envâǾihâ (nşr. Fuâd Ali Mansûr), Beyrut 1998, I, 160, 404; M. Abdürraûf el-Münâvî, et-Tevķīf Ǿalâ mühimmâti’t-teǾârîf (nşr. M. Rıdvân ed-Dâye), Beyrut 1410/1990, s. 25, ayrıca bk. tür.yer.; Keşfü’ž-žunûn, I, 15, 187, 447; II, 1207; Ebü’l-Bekā, el-Külliyyât, s. 28, 32, 33, 34, 53, 68, 72, 78; Ahmed b. Muhammed Edirnevî, Ŧabaķātü’l-müfessirîn (nşr. Süleyman b. Sâlih), Medine 1417/1997, s. 169, 302, 440; Nûreddin b. Ni‘metullah el-Cezâirî, Furûķu’l-luġāt fi’t-temyîz (nşr. M. Rıdvân ed-Dâye), Dımaşk 1987, s. 49, 50, 86, 89-90, 94, 103; Sıddîk Hasan Han, Ebcedü’l-Ǿulûm (nşr. Abdülcebbâr Zekkâr), Dımaşk 1978, II, 33, 479, 485; III, 68; Ömer Nasuhi Bilmen, Büyük Tefsir Tarihi, İstanbul 1974, II, 441; Brockelmann, GAL (Ar.), V, 210; a.mlf., “Râgıb İsfahânî”, İA, IX, 593; Muhammed b. Abdurrahman Şâyi‘, el-Furûķu’l-luġaviyye ve eŝerühâ fî tefsîri’l-Ķurǿâni’l-Kerîm, Riyad 1993, s. 190-194, ayrıca bk. tür.yer.; M. Nûreddin el-Müneccid, et-Terâdüf fi’l-Ķurǿâni’l-Kerîm, Beyrut 1997, s. 123, 134, ayrıca bk. tür.yer.; Ömer Abdurrahman Sârîsî, “er-Râġıb el-İsfahânî ve cühûdühû fi’l-luġa”, Mecelletü CâmiǾati’l-İslâmiyye, XIII/ 52, Medine 1401, s. 222-239; M. Adnân el-Cevhercî, “Reǿyün fî taĥdîdi Ǿaśri’r-Râġıb el-İśfahânî”, MMLADm., LXI/1 (1986), s. 194; Mohammad Akram Chaudhary, “Al-Furūq al-Lughawiyyah: the Cultimation of a Genre”, IS, XXVI/1 (1987), s. 67-68; Kāsıd Yâsir ez-Zeydî, “Min Evhâmi’r-Râġıb fî MuǾcemih: Müfredâtü elfâži’l-Ķurǿân”, Âdâbü’r-Râfideyn, XXIV, Musul 1992, s. 34-67; Ömer Kara, “Arap Dilbilimindeki ‘Terâdüf’ Olgusunun ‘Furûk’ Paralelinde Tarihsel Süreci ve Arkaplanı -Furûku’l-Luğaviyye’ye Giriş- (I)”, EKEV Akademi Dergisi, VII/14, Erzurum 2003, s. 214 vd.

Ömer Kara