el-MEHÂRİC

(المخارج)

Hiyel ile ilgili olarak günümüze ulaşan ilk eser.

Hîle-i şer‘iyyeye dair eser yazma geleneğinin müctehid imamlar döneminde başladığı o sıralarda cereyan eden konuyla ilgili tartışmalardan anlaşılmaktadır. İçinde anılan şahıslar ve muhtevası o devre yakın bir tarihte yazıldığı kanaatini uyandıran el-Meħâric fi’l-ĥiyel’in, alanında günümüze ulaşan ilk kitap olduğu ilim çevrelerinde genel olarak kabul edilmektedir. Fakat eserin kimin tarafından telif edildiği tartışma konusudur. Carl Brockelmann ve Fuat Sezgin, bu kitabı hem Ebû Yûsuf’un hem İmam Muhammed’in eserleri içinde zikretmekte, Sezgin ayrıca eserin Ebû Hanîfe’nin telifi ve Ebû Yûsuf’un rivayeti olabileceğini belirterek Ebû Hanîfe’ye nisbet etmektedir. el-Meħâric’i neşreden Joseph Schacht eserin İmam Muhammed’e ait olduğundan şüphe duymamakta, Henri Lammens, M. Menâzir Ahsen, Muhammed ed-Desûkī gibi araştırmacılar da bu görüşe katılmaktadır. E. Pröbster ile August Fischer gibi bazı araştırmacılar ise bunu isabetli bulmamaktadır.

Ebû Hanîfe’nin hiyelle ilgili bir eser yazıp yazmadığı tartışmalıdır. Diğer mezhep âlimlerine ait kitapların bazılarında onun hiyelle ilgili bir kitap kaleme aldığı ve bu kitapta bir müslümanı dinden çıkaracak ölçüde İslâm’ın esaslarına aykırı hilelerin yer aldığı iddia edilmekle birlikte (Hatîb, XIII, 426, 427) bunun mezhep taassubundan ve Ebû Hanîfe’nin ictihadlarının bağlamından koparılarak kullanılıp sonucun da kendisine mal edilmesinden kaynaklandığı anlaşılmaktadır (bk. HİYEL). Meselâ Ebû Hanîfe’nin kadının irtidadı halinde nikâhının düşeceğine dair ictihadı zamanla, “Kocasından ayrılmak isteyen kadın irtidad edebilir” şekline dönüşmüş, bir dönem Semerkant bölgesinde kocasından kurtulmak isteyen kadınlar böyle bir yola başvurmuştur (Yahyâ b. Ebû Bekir el-Hanefî, vr. 75b-76a); “Küfrü teklif küfrü gerektirir” görüşüne sahip olduğu halde Ebû Hanîfe bu yanlış uygulamanın sorumlusu olarak gösterilmiştir. Ona nisbet edilen kitabın İslâm’ın temel esaslarına aykırı hileler yanında böyle bir tavsiyeyi de ihtiva ettiği ve tepkiyi daha çok bu yüzden çektiği dikkate alınırsa Ebû Hanîfe’nin adının sonradan bu kitaba eklendiği tahmin edilebilir (geniş bilgi ve tartışmalar için bk. Köse, s. 29-37). Şu ana kadar Ebû Hanîfe’ye ait olduğu kabul edilebilecek bir hiyel kitabının ortaya çıkmamış ve talebeleri veya güvenilir râvilerce sahih bir isnadla böyle bir kitabın rivayet edildiğinin tesbit edilmemiş olması (M. Zâhid Kevserî, Teǿnîbü’l-Ħaŧîb, s. 77), el-Meħâric fi’l-ĥiyel’in ona ait olabileceği iddialarının da isabetli olmadığını göstermektedir. Nitekim bu eserle birlikte diğer bazı önemli hiyel kitaplarını neşreden ve bu alandaki çalışmalarıyla tanınan Joseph Schacht da Ebû Hanîfe’ye ait bir hiyel kitabı bulunmadığını ifade etmektedir (Isl., V [1926], s. 221). Ayrıca el-Meħâric fi’l-ĥiyel’in birçok yerinde görüşlerin kendisine nisbeti münasebetiyle kullanılan ifadeler (meselâ bk. s. 12, 13, 18, 19, 23, 28, 31, 35, 48, 49, 65) eserin bir başkasına ait olduğunu göstermektedir.

Ebû Yûsuf’un hiyelle ilgili bir kitap yazdığı bazı kaynaklarda ifade edilmekte (Câhiz, III, 11-12; Hassâf, s. 88; İbn Hacer, XII, 326), el-Meħâric’in de ona ait olduğu konusunda bazı iddialar bulunmaktadır. Bir kısım kütüphane kataloglarında da Ebû Yûsuf adına kayıtlı olan (Köse, s. 37) ve günümüze ulaşmış bulunan bu kitabın sonunda eser ona nisbet edilmektedir (el-Meħâric, s. 86, vr. 190b). Ancak kitapta kendisinden nakledilen hile hükümleri


bulunmakla birlikte tamamı ona ait değildir. Ayrıca Ebû Hanîfe ile ilgili ifadelerde olduğu gibi bazı görüşlerin Ebû Yûsuf’a nisbeti vesilesiyle kullanılan ifadeler (s. 12, 23, 35, 36, 45, 67, 68, 81) kitabın ona aidiyetini güçleştirmektedir. Bazı araştırmacılar da kaynaklarda Ebû Yûsuf’a nisbet edilen hiyel kitabının kayıp olduğunu söylemektedir (Ali Hasan Abdülkādir, s. 239; Schacht, Isl., V [1926], s. 217).

el-Meħâric’in İmam Muhammed’e nisbeti konusunda da ilk dönemlerden itibaren tartışmalar mevcuttur. Kaynaklarda iki talebesinden çelişkili iki görüş nakledilmektedir. Kendisinin eserlerini rivayet eden Ebû Süleyman el-Cûzcânî onun böyle bir kitap yazmadığını (İbn Nüceym, IV, 219), bu iddianın Hanefî ulemâsını küçük düşürmek için yapılmış bir iftiradan ibaret olduğunu söylemekte (Serahsî, XXX, 209), sözü edilen kitabın kime ait olduğu kendisine sorulduğunda da “Kerh sahafları” (Ebü’l-Leys es-Semerkandî, en-Nevâzil, vr. 355a-b; ǾUyûnü’l-mesâǿil, s. 205), “Kerhli bir sahaf” (Saîd b. Ali es-Semerkandî, vr. 163b), “Bağdat sahafları” (Serahsî, XXX, 209), “Varrâk adında bir şahıs” (Kureşî, III, 576) dediği rivayet edilmektedir. İbn Semâa’nın bizzat İmam Muhammed’in, “Bu kitap bizim değildir, bizim kitaplarımız arasına karıştırılmıştır” dediği yönündeki rivayeti bu görüşü destekler niteliktedir (Zehebî, Menâķıbü’l-İmâm Ebî Ĥanîfe, s. 54; Beyânü zaġli’l-Ǿilm, s. 15; M. Zâhid Kevserî, Ĥüsnü’t-teķāđî, s. 85; Bülûġu’l-emânî, s. 83). Kâtib Çelebi de onun eserleri içinde böyle bir kitaptan bahsetmemektedir (Keşfü’ž-žunûn, I, 694-695).

İmam Muhammed’in diğer bir talebesi olan Ebû Hafs el-Kebîr hocasının böyle bir eser telif ettiğini söylemekte, Serahsî de bu görüşü tercih etmektedir (el-Mebsûŧ, XXX, 209). Ebû Bekir b. Muhammed b. Hamza es-Semerkandî’nin hocasından rivayetle böyle bir kitaptan söz etmesi (Saîd b. Ali es-Semerkandî, vr. 164a), İbnü’n-Nedîm’in İmam Muhammed’in eserleri içinde Kitâbü’l-Ĥiyel’i de sayması (el-Fihrist, s. 257), İbn Kayyim el-Cevziyye’nin câiz gördüğü hilelere örnek verirken bunlardan bazılarının İmam Muhammed’in Kitâbü’l-Ĥiyel’inde yer aldığını söylemesi (İǾlâmü’l-muvaķķıǾîn, III, 383) ve Safedî’nin bir olay münasebetiyle İmam Muhammed’e ait bir hiyel kitabından söz etmesi (el-Vâfî, II, 334) bu görüşü desteklemektedir. Bazı araştırmacılar Ebû Hafs rivayetinin Hâkim eş-Şehîd tarafından ihtisar edildiğini ve Serahsî’nin el-Mebsûŧ’undaki “Kitâbü’l-Ĥiyel”in bu ihtisarın şerhi olduğunu belirtmektedir (M. Ebû Zehre, s. 419; Ali Hasan Abdülkādir, s. 239; Schacht, Isl., V [1926], s. 217). Bazı araştırmacılar ise İmam Muhammed’in iki talebesinin farklı kitaplardan söz ettiğini, Cûzcânî’nin üzerinde durduğu kitabın İslâm hukukunun ruhuna aykırı hükümler taşıyan bir eser olduğunu, Ebû Hafs’ın bahsettiği kitabın ise fıkhî problemler için dinin özüne muhalif olmayan çıkış yolları gösteren bir eser olduğunu söylemektedir (M. Ebû Zehre, s. 419; M. Zâhid Kevserî, Ĥüsnü’t-teķāđî, s. 86).

Klasik fıkıh literatüründe İslâm’ın özüne aykırı hükümler içeren ve hafifmeşrep kimselerin elinde dolaşan bir hiyel kitabından bahsedilmekte ve bu eser açıkça küfre sebebiyet veren, hakkı iptale götüren, bâtılı hak gösteren, şer‘î vecîbeleri düşüren, dinin maksatlarına ters düşen hileler ihtiva etmesi sebebiyle şiddetle eleştirilmektedir (Köse, s. 32-34; Baktır, sy. 2 [1986], s. 79). Ancak bunu diğer mezhep imamları gibi Hanefî mezhebi imamlarından herhangi birine nisbet etmek mümkün değildir. Çünkü onların bu konudaki görüşleri kaynaklarda açık bir şekilde yer almaktadır. Böyle bir kitabı bazı âlimlerin Hanefî mezhebi imamlarına nisbet etme eğilimi göstermelerinin sebebi ise onların meşrû çözüm yolu bulma noktasındaki becerileriyle tanınmalarının yanı sıra kötü niyetli bazı insanların Hanefî ictihadlarını amaçlarına ulaşmak için gerçek bağlamından çıkararak kullanmaları ve bunun da mezhebe mal edilmesi olmalıdır.

Elde bulunan el-Meħâric fi’l-ĥiyel’in İmam Muhammed’e ait olduğu konusunda yaygın bir kanaat vardır. Eseri neşreden Joseph Schacht, kitabın nikâh bölümünde “Muhammed dedi” ibaresini kullanarak (s. 48, vr. 180b) İmam Muhammed’in kendisini müellif olarak takdim ettiği ve Serahsî’nin el-Mebsûŧ’undaki “Kitâbü’l-Ĥiyel” ile el-Meħâric fi’l-ĥiyel arasında muhteva, üslûp ve tertip-tanzim bakımından benzerlik bulunduğu gerekçesiyle bu kitabın İmam Muhammed’e ait olduğunda ısrar eder (Schacht, Isl., V [1926], s. 217; Islamica, VI [1933], s. 260). E. Pröbster ise Schacht’ın bu konuyu ciddi şekilde tedkik etmediği, İmam Muhammed’in el-Aśl adlı eseri veya el-Mebsûŧ ile karşılaştırarak ele alması gerekirken bunu ihmal ettiği kanaatindedir; zira ona göre el-Mebsûŧ’un “Hiyel” bölümü ile diğer konuları arasında bir paralellik bulunmakta ve bu da “Kitâbü’l-Ĥiyel”in diğer konuların bir hulâsası olabileceğini göstermektedir (Pröbster’in bu konuda ileri sürdüğü diğer iddia ve deliller ile Schacht’ın cevapları hakkında bk. Islamica, V [1932], s. 583-584; a.g.e., VI [1933], s. 260-261, 263). A. Fischer, Schacht’ın delillerinin geniş ölçüde dikkatten uzak bulunduğunu söyleyerek (a.g.e., VI [1933], s. 342) kitabın İmam Muhammed’e ait olduğu fikrine katılmaz ve bu konudaki tartışmada Pröbster’i haklı bulur. Henri Lammens ise kitabın eski bir eser olduğunu ve hiçbir şüpheye mahal bırakmayacak şekilde İmam Muhammed’e ait bulunduğunu iddia eder (el-Meşriķ, XXIX [1931], s. 643).

İmam Muhammed’in zâhirü’r-rivâye kitaplarından el-Aśl fi’l-fürûǾda hacimli sayılabilecek bir hiyel bölümü mevcut olup (Süleymaniye Ktp., Âşir Efendi, nr. 90, IV, vr. 1b-19b) el-Meħâric fi’l-ĥiyel’in konuları ve özellikleriyle büyük benzerlik arzettiği dikkati çekmektedir. Ancak hem bu eserin hem el-Aśl’daki hiyel bölümünün İmam Muhammed’e nisbetini güçleştiren ve büyük ölçüde Ebû Hanîfe, Ebû Yûsuf ve İmam Muhammed’in bazı görüşlerinden hareketle sonradan derlendiği intibaı veren bazı ipuçları vardır. Serahsî, İmam Muhammed’in hiyelle ilgili kitabının Abdullah b. Büreyde’nin Hz. Peygamber’den rivayet ettiği hadisle başladığını (el-Mebsûŧ, XXX, 210) ve “Bâbü nikâhi’ş-şübhe” ile sona erdiğini (XXX, 244) bildirmektedir. Halbuki söz konusu hadis el-Meħâric fi’l-ĥiyel’de dördüncü sayfada on dokuzuncu meselede, nikâhla ilgili bahis ise kitabın ortalarında yer almaktadır (s. 48; vr. 180b). el-Aśl’daki hiyel bölümünün başlangıcı Serahsî’nin tesbitine uyarsa da bitişi çok farklıdır (vr. 8b). Yine el-Meħâric fi’l-ĥiyel’de yer alan bazı ayrıntılar el-Aśl’daki hiyel bölümünde yoktur. Ayrıca İmam Muhammed şüf‘a hakkını hileye başvurarak düşürmeyi ya da şefîin şüf‘a hakkına rağbetini azaltacak davranışlarda bulunmayı tahrîmen mekruh sayar (Serahsî, XXX, 240), bu ise ona göre haramı ifade eder. Halbuki hem el-Meħâric fi’l-ĥiyel’de (s. 80-84; vr. 189a-190a) hem el-Aśl’daki hiyel bölümünde (vr. 16b-17b) şüf‘ayı düşürmeyle ilgili hilelere yer verilmektedir. Bunun dışında el-Meħâric fi’l-ĥiyel ve el-Aśl’daki hiyel bölümünün tertibi, düzeni ve bazı ifadeleri de her iki eserin sonradan derlendiği izlenimi vermektedir. Konuların ele alınışında geleneksel disiplinden uzak bir dağınıklık göze çarpmakta ve sistematik bütünlük


görünmemektedir. Yine, “Ebû Hanîfe ve ashabının görüşlerine gelince” (el-Meħâric, s. 36; vr. 177a; el-Aśl, IV, vr. 7a); “Ebû Hanîfe, Ebû Yûsuf ve İmam Muhammed bu hadisle amel ediyordu” (el-Aśl, IV, vr. 8b); “Ya‘kūb (Ebû Yûsuf) ve Muhammed üç günden daha fazlasını câiz görüyorlardı” (el-Meħâric, s. 39); “Bu bize göre câizdir. Ebû Yûsuf’a göre de câizdir. İmam Muhammed câiz olmadığını söylemektedir” (el-Meħâric, s. 34; vr. 176b) gibi ifadeler bu eserlerin başkası tarafından derlendiğine büyük ölçüde delâlet etmektedir. Hatta “Ebû Hanîfe ve Ebû Yûsuf’un kavline kıyasla şöyle şöyle yapabilir” (el-Aśl, IV, vr. 7b; el-Meħâric’de sadece Ebû Yûsuf’un adı geçmektedir, s. 55) şeklindeki ifade bazı görüşlerin daha sonra tahrîc yoluyla ortaya konulduğunu, “fukahadan bazısı” gibi (meselâ bk. el-Meħâric, s. 32; el-Aśl, IV, vr. 6b, 7a) mezhep imamlarının kullanması âdetten olmayan ve daha çok ileriki zamanlara ait ifadelerde her iki eserin mezhep imamları devrinden sonraya ait olduğu düşüncesini destekler mahiyettedir. Eserlerin rivayet düzeninde de bir tutarlılık görünmemektedir. Birbirinden farklı bir dizi isnad ihtiva etmekte, çok defa bu zincir bırakılmakta ve doğrudan hileler verilmektedir. el-Meħâric fi’l-ĥiyel’de Ebû Yûsuf’tan nakledilen hileler el-Aśl’daki hiyel bölümünde doğrudan doğruya kaydedilmektedir. Bütün bunlar, el-Meħâric fi’l-ĥiyel ile el-Aśl’daki hiyel bölümünün sonradan derlendiği fikrini güçlendirmektedir.

Kitap nikâh akdinin yanı sıra yemin, nezir, talâk gibi tek taraflı iradeyle bağlayıcı kabul edilen tasarruflardaki hilelerle başlar ve bunlar diğer konuların arasında yeniden ele alınır. Eserin büyük bölümünü bu alanlardaki hileler oluşturur. Kitabın özellikle bu mevzularla başlaması ve bu tür hilelere ağırlık vermesinin sebebi, Emevî halifelerinin kendilerine biat etmek istemeyen halktan yeminle biat alma yoluna başvurmaları (Süyûtî, s. 201) ve halkın tehdit altında verdiği bağlılık sözünden dönmesini engellemek için bu biatı Hanefîler’ce ikrah halinde geçerli kabul edilen talâk, köle âzadı, bütün mallarının Allah yolunda sadaka olmasını nezretme gibi ciddi sonuçlar doğuracak hukukî tasarruflarla pekiştirme yoluna gitmesi (İbn Teymiyye, MecmûǾu Fetâvâ, XXXIII, 36-37; İbn Kayyim el-Cevziyye, III, 74) olmalıdır. Bundan dolayı eser, ikrah halindeki bu tür tasarrufların “inşallah” şeklindeki istisna ifadesiyle geçersiz hale getirilebileceğini ifade eden hilelerle başlar ve bu tür hileler kitapta geniş yer tutar. Yine bazı âlimlerin idarecilerin zulmünden korunmak için başvurdukları hileler de eserde yer alır (meselâ bk. s. 6-7). Bunun dışında eser icâre, hibe, vekâlet, sulh, kefâlet, alış verişler, vasiyet, şirket, havâle, şüf‘a ve cinayet konularındaki hilelere de yer verir.

el-Mehâric, Joseph Schacht tarafından sonuna Serahsî’nin el-Mebsûŧ’undaki “Kitâbü’l-Ĥiyel” bölümü eklenerek 1930 yılında Leipzig’de basılmış, aynı baskı ofset yoluyla Bağdat’ta (Mektebetü’l-müsennâ) ve İstanbul’da (Ahmet İhsan Matbaası) tekrarlanmıştır. Pröbster bu neşirde birçok okunuş hatası tesbit etmiş (Islamica, V [1932], s. 584-585), Schacht ise ikisi dışında bunların okunuş hatası değil baskı hatası olduğunu belirtmiştir (a.g.e., VI [1933], s. 262).

BİBLİYOGRAFYA:

el-Mehâric fi’l-ĥiyel (nşr. J. Schacht), Leipzig 1930, s.7, 8,12, 13, 18, 19, 23, 26, 28, 31, 32, 35, 36, 39, 45, 48, 49, 65, 66, 67, 68, 77, 81, 84, 86; a.e., Süleymaniye Ktp., Molla Çelebi, nr. 57; Muhammed b. Hasan eş-Şeybânî, el-Aśl fi’l-fürûǾ, Süleymaniye Ktp., Âşir Efendi, nr. 90, IV, vr. 1b-19b; Câhiz, Kitâbü’l-Ĥayevân, III, 11-12; Hassâf, Kitâbü’l-Ĥiyel, Kahire 1314, s. 88; Ebü’l-Leys es-Semerkandî, en-Nevâzil, Süleymaniye Ktp., Damad İbrâhim Paşa, nr. 224, vr. 355a-b; a.mlf., ǾUyûnü’l-mesâǿil (nşr. Seyyid M. Mühennâ), Beyrut 1419/1998, s. 205; İbnü’n-Nedîm, el-Fihrist (Teceddüd), s. 257; Yahyâ b. Ebû Bekir el-Hanefî, Eŝîrü’l-melâĥide, Bekir Topaloğlu özel kitaplığı, vr. 75b-76a; Hatîb, Târîħu Baġdâd, XIII, 324, 355, 369-370, 426, 427, 428; Serahsî, el-Mebsûŧ, XXX, 209, 210, 240, 243, 244, 304; Saîd b. Ali es-Semerkandî, Cennetü’l-aĥkâm ve cünnetü’l-ħiśâm, Süleymaniye Ktp., Yenicami, nr. 1186/3, vr. 163b, 164a, 171a; İbn Teymiyye, MecmûǾu fetâvâ, XXXIII, 36-37; a.mlf., İķāmetü’d-delîl Ǿalâ ibŧâli’t-taĥlîl (el-Fetâva’l-kübrâ III. cilt içinde), Kahire 1385/1965, s. 168-170; Zehebî, Menâķıbü’l-İmâm Ebî Ĥanîfe (nşr. M. Zâhid Kevserî - Ebü’l-Vefâ el-Efgānî), Haydarâbâd 1366, s. 54; a.mlf., Beyânü zaġli’l-Ǿilm (nşr. M. Zâhid Kevserî), Dımaşk 1347, s. 15; İbn Kayyim el-Cevziyye, İǾlâmü’l-muvaķķıǾîn, Beyrut, ts. (Dârü’l-cîl), III, 74, 176-178, 383; Safedî, el-Vâfî, II, 334; Kureşî, el-Cevâhirü’l-muđıyye, III, 576; İbn Hacer, Fetĥu’l-bârî (Hatîb), XII, 326; Süyûtî, Târîħu’l-ħulefâǿ (nşr. M. Muhyiddin Abdülhamîd), Kahire 1384/1964, s. 201; İbn Nüceym, el-Eşbâh ve’n-nežâǿir (Hamevî, Ġamzü Ǿuyûni’l-beśâǿir içinde), Beyrut 1405/1985, IV, 219; Keşfü’ž-žunûn, I, 694-695; Zafer Ahmed et-Tehânevî, ĶavâǾid fî Ǿulûmi’l-ĥadîŝ (nşr. Abdülfettâh Ebû Gudde), Beyrut 1392/1972, s. 446-447; Brockelmann, GAL Suppl., I, 288, 291; M. Ebû Zehre, Ebû Ĥanîfe, Kahire 1366/1947, s. 417-418, 419; Ali Hasan Abdülkādir, Nažra Ǿâmme fî târîħi’l-fıķhi’l-İslâmî, Kahire 1965, s. 239; Sezgin, GAS, I, 421, 431; M. Zahid Kevserî, Ĥüsnü’t-teķāđî fî sîreti’l-İmâm Ebî Yûsuf el-Ķāđî, Kahire 1388/1968, s. 85, 86; a.mlf., Bulûġu’l-emânî, Kahire 1388/1969, s. 83; a.mlf., Teǿnîbü’l-Ħaŧîb, Beyrut 1401/1981, s. 77; J. Schacht, An Introduction to Islamic Law, Oxford 1971, s. 81; a.mlf., “Die arabische hijal literatur”, Isl., V (1926), s. 217, 221; a.mlf., “Sprechsaal, zu Islamica”, Islamica, VI, Leipzig 1933, s. 260-263; a.mlf., “Fî Târîħi’l-fıķhi’l-İslâmî-II”, el-Meşriķ, XXXIII/3, Beyrut 1935, s. 363, 365; a.mlf., “Fî Târîħi’l-fıķhi’l-İslâmî-III”, a.e., XXXIII/4 (1935), s. 551-552; a.mlf., “al-Ĥiyal”, EI² (İng.), III, 512; M. Manazir Ahsan, Social Life under the Abbasids, London 1979, s. 21; Muhammed ed-Desûkī, el-İmâm Muĥammed b. el-Ĥasan eş-Şeybânî, Devha 1407/1987, s. 181, 183; Saffet Köse, İslam Hukukunda Kanuna Karşı Hile, İstanbul 1996, s. 28-48; H. Lammens, “el-Ĥiyel ve’l-meħâric”, el-Meşriķ, XXIX (1931), s. 642-643; E. Pröbster, “Bücherbesprechungen-Notices of Book”, Islamica, V (1932), s. 581-585; a.mlf., “Sprechsaal, zu Islamica”, a.e., VI (1933), s. 260-265; A. Fischer, “Sprechsaal”, a.e., VI (1933), s. 341-342; Mustafa Baktır, “İslâm Hukukunda Hile-i Şerîyye”, İslâmî Araştırmalar, sy. 2, Ankara 1986, s. 79-82.

Saffet Köse