el-BAHRÜ’l-MUHÎT

البحر المحيط

Ebû Hayyân el-Endelüsî’nin (ö. 745/1344) nahvî - edebî tefsiri.

Müfessir, 710 (1310) yılının sonlarına doğru elli yedi yaşına henüz girdiği sırada yazmaya başladığı eserinin mukaddimesinde, tefsir ilmi ve bu ilmin kaynakları hakkında bilgiler verdikten sonra takip ettiği usulü de açıklamıştır. Buna göre önce kelimeler dil kurallarına göre izah edilmiş, bir kelimenin varsa öteki mânaları da zikredilmiştir. Âyetin nüzûl sebebi, nesih meselesi, diğer âyetlerle


münasebeti ve şâz*larıyla birlikte kıraat vecihleri üzerinde durulmuştur. Bu arada gerek seleften gerekse daha sonraki âlimlerden nakledilen görüşlere de yer verilmiştir. Lüzum görülmedikçe bir kelime veya terkip hakkında daha önce verilen bilgilerin tekrarından sakınılmış, bu bilgilerin verildiği yerlere işaretle yetinilmiştir. Âyetlerin ihtiva ettiği şer‘î hükümler hakkında delillerine inmeksizin dört mezhep imamıyla diğer müctehidlerin görüşlerine özetle yer verilmiş, daha fazla bilgi için fıkıh kitaplarına bakılması tavsiye edilmiştir. Bazı âyetlerin tefsiri sırasında gerektikçe mutasavvıfların sözleri nakledilmişse de Kur’an lafızlarıyla ilgisi bulunmayan tasavvufî te’villere ve bilhassa Bâtınîler’in zorlama ve yakıştırmalarına yer verilmemiştir. Âyetler gerek dil gerekse belâgat yönünden etraflıca açıklanmış çeşitli tefsir vecihleri zikredilmiş ve bunlardan tercih edilenlere işaret edilmiştir. Esere, sahih olmayan haberlerle yakışıksız hikâyelerin ve İsrâiliyat’tan sayılan bilgilerin alınmamasına bilhassa itina gösterilmiştir.

Ebû Hayyân tefsirini yazarken İbnü’n-Nakīb diye bilinen Muhammed b. Süleyman el-Makdisî’nin (ö. 698 / 1299) 100 cüz kadar olduğunu söylediği et-Taĥrîr ve’t-taħbîr li-aķvâli eǿimmeti’t-tefsîr adlı eserinden çok faydalanmış, nahiv ve belâgat konularında Zemahşerî ile İbn Atiyye el-Endelüsî’den nakillerde bulunmuştur. Kur’an’ın belâgatı konusunda Zemahşerî’nin önemli yerini kabul etmekle birlikte onun Mu‘tezilî fikirlerine de karşı çıkmıştır. Nitekim Ebû Hayyân’ın talebelerinden Tâceddin Ahmed b. Abdülkādir ed-Dürrü’l-laķīŧ mine’l-Baĥri’l-muĥîŧ, adlı eserinde onun Zemahşerî ve İbn Atıyye’ye verdiği cevapları ele almaktadır. Yahyâ eş-Şâvî de Beyne Ebî Ĥayyân ve’z-Zemaħşerî’sinde müfessirin Zemahşerî’ye yaptığı itirazları toplamıştır.

Kur’ân-ı Kerîm’in bilhassa fesahat ve belâgatı ile kelimelerin i‘rabı üzerinde durduğundan nahvî-edebî tefsirler arasında zikredilen el-Baĥrü’l-muĥîŧ, gerek Kur’an ilimleri gerekse Arap dili üzerinde araştırma yapmak isteyenler için kaynak eserlerden biridir. Geniş bir tefsir olması sebebiyle bizzat müellifi tarafından en-Nehrü’l-mâd mine’l-Bahr adıyla ihtisar edilmiştir. el-Bahrü’l-muhît, kenarında ed-Dürrü’l-lakīt, ile en-Nehrü’l-mâd adlı eserler olduğu halde Mısır’da (Matbaatü’s-saâde) sekiz cilt halinde basılmıştır (1328-1329). Yine sekiz cilt halinde Kahire’de yapılmış bir diğer baskısı daha vardır (Bulak 1928). Eser daha sonra Riyad ve Bağdat’ta ofset olarak da neşredilmiştir.

BİBLİYOGRAFYA:

Ebû Hayyân el-Endelüsî, el-Baĥrü’l-muĥît, Kahire 1328-29 / 1910, I, 1-14; Dâvûdî, Tabakātü’l-müfessirîn, II, 286 (291); Taşköprizâde, Miftâĥu’s-saǾâde, II, 85; Keşfü’ž-žunûn, I, 226; Serkîs, MuǾcem, I, 308; Bilmen, Büyük Tefsir Tarihi, II, 550-558; M. Abdülhalîm Mahmûd, Menâhicü’l-müfessirîn, Kahire 1978, s. 125-129, 187-189; MaǾa’l-Mektebe, s. 387-388; M. Hüseyin ez-Zehebî, et-Tefsîr ve’l-müfessirûn, Kahire 1405/1985, I, 300-304.

Suat Yıldırım