EKMEKÇİZÂDE AHMED PAŞA KÖPRÜSÜ

Edirne’de Tunca üzerinde XVII. yüzyıl başlarında yapılan köprü.

Evvelce yerinde ahşap bir köprü bulunduğu söylenen bu taş köprü, başdefterdarlık görevinde bulunan Ekmekçizâde Ahmed Paşa (ö. 1027/1618) tarafından 1016 (1607-1608) yılında yaptırılmıştır. Edirneli şair Kâmî tarafından yazılan ve kitâbe köşkünde yer alan beş beyitlik tarih manzumesi şöyledir: “Ekmekçizâde Ahmed Pâşâ-yı kâmkârı / Hayrâtını görenler etmez mi hayr ile yâd // Bu devlet içre defterdâr oldu on sekiz yıl / Bâ-haşmet-i vezâret bâ-devlet-i Hudâ - dâd // Doldurdu Tunca nehrin bîşübhe sîm ü zerle / Bu cisr-i bî - adîli li’llâh etti bünyâd // Maksûdu bir duâdır ancak gelip geçenden / Lâyık budur ki sen de rûhunu edesin şâd // Kâmî dedi esâs-ı müstahkemine târîh / Zîbende râh-ı gülşen bu cisr-i Ahmed-âbâd; kad büniye fî sene 1016, rüsime fî sene 1116 (1704)”.

Abdurrahman Hibrî Efendi’nin eserinden naklen Rifat Osman Bey ve onu takip eden yazarlar (Peremeci, Aslanapa, Çulpan) köprünün yapımının 1024’te (1615) tamamlandığını bildirirler. Oral Onur ise kaynak göstermeksizin, Kadı Mehmed Şerif tarafından köprünün tamamlanmasıyla ilgili şu tarihin yazıldığını söyler: “Kad benâ Ahmedü ikdü’l-vüzerâ / Fevka nehrin ma‘beren mu‘teberâ // Rend-i târîh eylemiş kalemi / Ma‘ber-i mu‘teberun minh haberi, 1024 (1615)” (bu tarihin aslı görülmediğinden Oral Onur’un kitabındaki yazılış imkân ölçüsünde düzeltilerek verilmiştir). Önceleri Edirne köprülerinin sonuncusu olduğundan Yeni Köprü olarak adlandırılırken daha sonra Eski Köprü denilmiştir. Köprünün I. Dünya Savaşı’ndan az önce tabliyesinin genişletilmesinin tasarlandığını ve bunun Mimar Kemâleddin Bey’in şiddetli tepkisiyle karşılandığını Rifat Osman Bey bildirir. Ekmekçizâde Ahmed Paşa Köprüsü’nün, Hassa Başmimarı Sedefkâr Mehmed Ağa’nın eseri olduğu yolundaki iddia da sadece tahminden ibarettir. Köprü taşkınlar yüzünden yer yer harap olmuş, hatta kitâbe köşkü de zarar görmüştür. 1960’lı yıllarda tamir edilerek yıkılan kısımlar kemersiz düz bir beton tabliye ile tamamlanmış, köşk de yeniden yapılmıştır.

Ekmekçizâde Köprüsü 136,30 m. uzunluğunda ve 6,90 m. genişliğinde olup en büyük kemeri 15 m. açıklığında yarım yuvarlak on gözden oluşmuştur. Eser çok muntazam işlenmiş kesme taşlardan yapılmıştır. Mahmuzlar menba tarafında çokgen, mansab tarafında sivridir. Bunların üstlerinde veya yanlarında yalnız orta gözler yanında olmak üzere sivri kemerli taşma gözleri de vardır.

Köprünün ortasında bir çıkıntı üzerinde gösterişli bir kitâbe köşkü bulunur. Tabliyeye sivri yüksek kemerli bir eyvan halinde açılan köşkün iki yanında daha alçak birer sivri kemerli açıklık yer alır. Mansab tarafındaki duvarı ise taştan pâyelerle ayrılmış mazgallar halindedir. Mermere işlenmiş olan kitâbe de burada bu mazgal biçimindeki açıklıkların üstündedir.

BİBLİYOGRAFYA:

Osman Nuri Peremeci, Edirne Tarihi, İstanbul 1939, s. 80-81; Oktay Aslanapa, Edirne’de Osmanlı Devri Âbideleri, İstanbul 1949, s. 123-125; Oral Onur, Edirne-Kitâbeler, İstanbul 1972, s. 163; Cevdet Çulpan, Türk Taş Köprüleri, Ankara 1975, s. 170-171; a.mlf., “Köprülerde Tarih Köşkleri”, STY, II (1966-68), s. 24-35; Gülgün Tunç, Taş Köprülerimiz, Ankara 1978, s. 189-191; Rifat Osman, “Edirne Köprüleri - Eski Köprü”, Millî Mecmua, sy. 95 (1927), s. 1535.

Semavi Eyice