EDİB MEHMED EMİN

(ö. 1801)

Osmanlı vak‘anüvisi.

Midilli Nâzırı Ali Bey’in oğlu olup tahsili ve ilk görevleri hakkındaki bilgiler yetersizdir. 1763’te Erzurum Valisi İbrâhim Paşa’nın divan kâtipliğini yaptığı, daha sonra teşrifatî vekili olduğu bilinmektedir. Sâdullah Enverî’nin üçüncü defa vak‘anüvis tayin edilerek Serdar Koca Yûsuf Paşa ile savaşa katılması üzerine 1787’de rikâb vak‘anüvisi veya vak‘anüvis vekili olarak İstanbul’daki olayları yazmakla görevlendirildi (Edib Mehmed Emin,


Târih, vr. 55ª). Enverî’den sonra vak‘anüvislik ikinci defa Vâsıf’a verilip onun ordu ile sefere gitmesi üzerine de daha önce III. Selim’e kadar İstanbul olaylarını yazan Edib, eksik kalan olayları kaleme almak için yeniden bu göreve tayin edildi (İA, XIII, 278). Önceki görevi devresinde 9 Cemâziyelâhir 1202-10 Receb 1203 (17 Mart 1788-6 Nisan 1789) tarihleri arasındaki hadiseleri kaydeden Edib Efendi, ikinci memuriyeti sırasında 2 Receb 1203-26 Muharrem 1207 (29 Mart 1789-13 Eylül 1792) arası hadiselerini kaleme aldı. İkinci vak‘anüvislik vazifesi sırasında 2 Mayıs 1792’de kendisine teşrifatçılık hizmeti de verilmişti.

Edib Efendi’nin hayatından bahseden bütün eserler vefat tarihini 1216 (1801) olarak vermektedir. Cenazesi önce Fındıklı Perîzad Hatun Camii hazîresine defnedilmişse de daha sonra oğlu Reîsülküttâb Süleyman Necib Efendi ve diğer yakınlarının mezarları ile birlikte Üsküdar Nuhkuyusu’na nakledilmiştir (Osmanlı Müellifleri, III, 23). Ancak mezarı bugün mevcut değildir.

Eserleri. 1. Târih. Edib Mehmed Emin’in vak‘anüvis olarak kaleme aldığı, 1202-1207 (1788-1792) olaylarını içine alan tarihi onun en önemli eseridir. Edib tarihinde, müellifin rikâb vak‘anüvisi olması sebebiyle İstanbul’a ve özellikle saraya dair tafsilât bulunmakta olup burada cereyan eden vak‘aların hemen her türüne yer verilmiştir. Eserde III. Selim’in hatt-ı hümâyun sûretleri, kaymakam paşaya hatt-ı hümâyunu, Vâsıf Efendi’nin İspanya sefâretnâmesi gibi vesika metinleri de yer almaktadır. Devletin Rusya ile savaş halinde bulunması dolayısıyla İstanbul’a akseden savaş olayları birkaç satırla da olsa kaydedilmiştir. Ayrıca görev değişikliklerine, tayin ve azillere, ay ve güneş tutulması, sel felâketi gibi tabii hadiselere yer verilmiş ve tasvirler yapılmıştır. Malî hususlara da temas eden Edib bu konudaki sıkıntılar, başvurulan tedbirler, altın ve gümüş toplanması, ayarlanması üzerinde durmuş ve bunlara dair görüşler ileri sürmüştür. Eserde I. Abdülhamid’in vefatından sonra bu hükümdarın saltanatı devrinde (1774-1789) görevde bulunan sadrazamlar, şeyhülislâmlar, nakîbüleşraflar, İstanbul kadıları ve kaptan-ı deryâlar listeler halinde verilmiştir. Kitapta oldukça sade bir üslûp kullanılmıştır. Mevcut yazma nüshaları, düzenleniş ve ihtiva ettikleri mâlumat yönünden birbirinden farklı bir mahiyet arzeder. Bazı nüshalar her iki vak‘anüvislik dönemi olaylarını içine almakta, bazıları ise sadece ilk veya ikinci döneme ait vak‘aları ihtiva etmektedir. Her iki vak‘anüvislik devrine ait hadiselerin tek cilt halinde toplandığı nüshalar İstanbul Üniversitesi Kütüphanesi’nde (TY, nr. 3220) ve Kahire’de (TK, nr. 178; bk. Babinger, s. 363) mevcuttur. Sadece birinci vak‘anüvislik dönemi olaylarını ihtiva eden nüshalar Viyana Nationalbibliothek (nr. 1128; bk. a.g.e., s. 363), ikinci vak‘anüvislik dönemi olaylarına ait nüshalarda Viyana’da (nr. 1129), Londra’da (British Museum, Or. nr. 9470, 6689) ve Süleymaniye Kütüphanesi’nde (Pertev Paşa, nr. 464) bulunmaktadır. Bu sonuncu nüsha, başlığında “Teşrifâtî Naîm Efendi merhumundur” şeklindeki yanlış kayıt (TCYK, s. 200) sebebiyle Naîm Efendi’ye izâfe edilmiş ve kısmen bu adla Aziz Berker tarafından neşredilmiştir (TV, III, 70-80, 150-160, 230-240). Ahmed Vâsıf Efendi, 1208’de (1793-94) Enverî ile Edib tarihlerini yeniden telif ederek kendi ilâveleriyle birlikte bir cilt halinde III. Selim’e takdim etmiştir. Ahmed Câvid Bey tarafından da iktibas edilen eseri Ahmed Cevdet Paşa geniş ölçüde kaynak olarak kullanmış, aynı zamanda verdiği bilgileri yer yer tenkit etmiştir. Cevdet Paşa’nın Edib’i insafsızlık, garazkârlık, dalkavukluk ve her duyduğunu tahkik etmeksizin eserine almakla itham etmesi yanında (Târih, IV, 135, 271, 320, 321) onun verdiği bilgilerden faydalanması ve o dönemi de kaleme alması, Edib’in eserini araştırmacıların ilgisinden uzaklaştırmıştır. Eserin “Teşrifâtî Naim Efendi Tarihi” adıyla neşredilen kısmı 6 Zilhicce 1203 (28 Ağustos 1789) günü olayları ile kesilmektedir. 2. Ravzatü’l-hikem fî ahlâki’l-ümem. Ahlâk ve âdâba dair Türkçe bir eserdir. Bir mukaddime, on üç kısım ve bir hâtimeden meydana gelen eserde muaşeretin önemi, cömertliğin Allah’ın rızâsını kazanmaya vesile olacağı, insanlarla güzel geçinmenin fazilet sahibi kişilerin özelliği olduğu, doğruluk ve dürüstlüğün hidayete ermeye sebep teşkil ettiği gibi birtakım dinî, ahlâkî tavsiyeler yer almaktadır. Ağır bir üslûpla kaleme alınan bu küçük eserin yazma nüshaları çeşitli kütüphanelerde mevcuttur (İÜ Ktp., TY, nr. 722, 2742; Süleymaniye Ktp., Esad Efendi, nr. 1860). 3. Divan. Şairliğiyle de tanınan Edib Efendi’nin Nâbî ve Nedîm’in tesirinde kaldığı, özellikle mizahî ve mistik tarzda şiirler yazdığı belirtilmektedir (Fatin, s. 8). 1158 beyitten oluşan divanının bir nüshası Süleymaniye Kütüphanesi’ndedir (Nâfiz Paşa, nr. 1508).

BİBLİYOGRAFYA:

Edib Mehmed Emin, Târih, İÜ Ktp., TY, nr. 3220; a.mlf., Divan, Süleymaniye Ktp., Nâfiz Paşa, nr. 1508; a.mlf., Ravzatü’l-hikem fî ahlâkı’l-ümem, İÜ Ktp., TY, nr. 2742; “Teşrifâtî Naim Efendi Tarihi” (nşr. Aziz Berker), TV, III (1944), s. 70-80, 150-160, 230-240; Fatin, Tezkire, s. 8; Cevdet, Târih, IV, 135, 271, 320, 321; Cemâleddin, Âyîne-i Zürefâ, İstanbul 1314, s. 85-86; Sicill-i Osmânî, I, 317; Osmanlı Müellifleri, III, 23; Babinger (Üçok), s. 363; Ergun, Türk Şairleri, III, 1221; Tahsin Öz, İstanbul Câmileri, Ankara 1965, II, 30; TCYK, s. 200; Mehmed Galib, “Vak’anüvis Teşrifâtî Edib Efendi-Selîm-i Sâlis’in Bazı Evâmir-i Mühimmesi”, TOEM, II/8 (1329), s. 500; Bekir Kütükoğlu, “Vekayinüvis”, İA, XIII, 278.

Sait Yavuz