EBÛ UBEYD es-SEKAFÎ

أبو عبيد الثقفي

Ebû Ubeyd b. Mes‘ûd b. Amr es-Sekafî (ö. 13/634)

Hz. Ömer devri kumandanlarından.

Muhtâr es-Sekafî’nin babasıdır. Hz. Peygamber zamanında müslüman olduğu rivayet edilen Ebû Ubeyd, Hz. Ömer’in hilâfetinin ilk günlerinde tarih sahnesinde görülmektedir. Hz. Ebû Bekir’in hilâfetinin sonlarında Irak’a gönderilen İslâm ordusu, güçlü Sâsânî kuvvetleri karşısında takviye gücü beklemekteydi. Onun vefatından sonra Hz. Ömer Medine Mescidi’nde biatları kabul ederken müslümanları Irak cephesindeki mücahidlere yardıma çağırdı. Medine halkının çekingen davrandığı bu davete dördüncü gün ilk icabet eden Ebû Ubeyd oldu ve 1000 kişilik gönüllüler birliğinin kumandanlığına getirildi. Hz. Ömer tarafından techiz edilen bu takviye birliği asıl kuvvetlere Nemârık’ta katıldı. Ebû Ubeyd, Câbân ve Merdânşah kumandasındaki Sâsânî ordusuna karşı ilk zaferini burada kazandı ve bu iki kumandanı esir aldı. Kesker yakınlarında bir diğer Sâsânî birliğini yenerek hazinelerini ele geçirdi. Dağılan düşman kuvvetlerinin peşine düştü ve meşhur İranlı kumandanlar Rüstem ve Boran’ın gönderdikleri yeni birlikleri Sakatiye’de hezimete uğratarak bol miktarda ganimet elde etti. Gönderdiği birlikler vasıtasıyla civar bölgeleri itaat altına aldı. Hîre yakınlarında Câlînûs kuvvetlerini de mağlûp etmesi üzerine Rüstem bu orduyu yeni kuvvetler ve birkaç fille takviye ederek tekrar Ebû Ubeyd üzerine gönderdi. Ordusunu Fırat nehri üzerindeki bir köprüden (Ebû Ubeyd Köprüsü) düşmanın bulunduğu tarafa geçirmeye karar veren ve bu kararı benimsemeyen arkadaşlarını korkaklıkla suçlayan Ebû Ubeyd, ordu karşı yakaya geçtikten sonra köprüyü yıktırdı. İki ordu arasında şiddetli bir çarpışma başladı. Müslüman süvariler fillerden ürken atlarına hâkim olamadılar. Savaş meydanının darlığı ve köprünün yıkılmış olması gibi sebeplerle manevra imkânı kalmayınca çarpışma müslümanların aleyhine gelişti. Bunun üzerine Ebû Ubeyd filleri bertaraf etmekten başka çare kalmadığını düşündü ve yaya olarak üzerlerine hücum etti. Ancak bu da sonuç vermedi; hortumunu keserek devirdiği bir filin altında şehid oldu. Müslümanların çoğu da hayatlarını kaybettiler. Köprü Muharebesi (13/634) diye bilinen bu olay İslâm kuvvetlerinin bu cephede ilk yenilgisidir.

BİBLİYOGRAFYA:

Belâzürî, Fütûhu’l-büldân (trc. Zâkir Kadirî Ugan), İstanbul 1955-56, II, 20-23; Ya‘kubî, Târîh, II, 142; Taberî, Târîħ (Ebü’l-Fazl), IV, 6069; Mes‘ûdî, Mürûcü’z-zeheb (Abdülhamîd), II, 315-316; İbnü’l-Esîr, el-Kâmil, II, 416, 432-439; a.mlf., Üsdü’l-gabe (Bennâ), VI, 205; İbn Hacer, el-İsâbe, IV, 130-131; İbn Abdülber, el-İstîǾâb, IV, 124-125; Ahmed Zeynî, el-Fütûhâtü’l-İslâmiyye, Kahire 1968, I, 76-78.

Asri Çubukçu