EBÜ’l-VELÎD et-TAYÂLİSÎ

أبو الوليد الطيالسي

Ebü’l-Velîd Hişâm b. Abdilmelik et-Tayâlisî el-Basrî (ö. 227/842)

Hadis hâfızı.

133’te (750) doğdu. Bâhileoğulları’nın mevlâ*sı olduğu için Bâhilî nisbesiyle de anılır. Ailesi ve yetişmesi hakkında fazla bilgi yoktur. İkrime b. Ammâr, Ebû Avâne, Şu‘be b. Haccâc, Zâide b. Kudâme, Abdurrahman b. Ebü’z-Zinâd, Mâlik b. Enes, Hammâd b. Seleme gibi hocalardan hadis almıştır. Hocaları arasında yetmiş kadar da kadın muhaddis bulunduğu söylenmektedir. Kendisinden başta Buhârî ve Ebû Dâvûd olmak üzere İshak b. Râhûye, Abd b. Humeyd, Ebû Zür‘a er-Râzî, Ebû Hâtim er-Râzî, İbn Vâre gibi meşhur muhaddisler rivayette bulunmuşlardır. Buhârî ondan 107 hadis almış (İbn Hacer, XI, 47), rivayetlerine Kütüb-i Sitte’nin yanında diğer muteber hadis kitaplarında da yer verilmiştir.

227’de (842) Basra’da vefat eden Ebü’l-Velîd’in ölüm tarihiyle ilgili olarak safer (Aralık 841), rebîülevvel (Ocak 842), rebîülâhir (Şubat 842) ayları ve bunların değişik günleri verilmekte, 226’da (840) vefat ettiği de söylenmektedir.

Devrinin imamı, şeyhülislâmı, hadisin temel taşlarından biri gibi unvanlarla anılan Ebü’l-Velîd’i hemen bütün hadis tenkitçileri sika* bir râvi olarak kabul etmişlerdir. Çok sıkı şartları taşımayı gerektiren emîrü’l-mü’minîn fi’l-hadîs* unvanına lâyık görülmesi hâfızasının son derece kuvvetli, kendisinin güvenilir bir hadisçi olduğunu göstermektedir. Ahmed b. Hanbel Ebü’l-Velîd’in sağlam (mütkın) olduğunu, devrinde ondan daha iyi bir muhaddisin bulunmadığını söylemekte, ancak kendisinden çok hadis aldığı Ebû Avâne’den naklettiği rivayetlerinde bazan tashîf* yaptığını, Şu‘be’den naklettiği rivayetlerinde ise daha güvenilir olduğunu kaydetmektedir (el-Ǿİlel, II, 315).

Meşhur muhaddis İbn Vâre, kendilerinden hadis okuduğu kimseler arasında bir benzerini görmediğini söylediği hocası Ebü’l-Velîd’in ne kadar güçlü bir hâfızaya sahip olduğunu gösteren şu olayı nakletmektedir: Ebü’l-Velîd Şu‘be’den hadis okurken ilk zamanlar onun


rivayetlerini yazmaktaydı. Şu‘be’nin ona, “Bir de yazıyor musun?” diye sorması üzerine bundan vazgeçti ve dinlediklerini ezberlemeye başladı. Bu sebeple olmalı ki Ahmed b. Hanbel Ebü’l-Velîd’in Şu‘be’den yazarak aldığı rivayetleri daha değerli bulmaktadır. Onun ilmiyle âmil ve fakih bir hadis otoritesi olduğunu söyleyen Ebû Hâtim er-Râzî, rivayetlerini ihtiva eden kitaptan daha sahihini görmediğini, fakat hadis rivayet ederken önünde yazılı bir metin bulundurmadığını, ömrünün sonlarına doğru hâfızası zayıflayan Hammâd b. Seleme’den naklettiği rivayetlerine pek güvenilemeyeceğini ifade etmektedir. Kendisinden usulle ilgili bilgilerin tereddütsüz alınabileceğini, bunun dışındaki konularda aynı şeyin söylenemeyeceğini belirtenlerin endişesi de bu nevi kusurlarından ötürü olmalıdır.

Ebü’l-Velîd et-Tayâlisî, hadisin şeyhe arzedilirken daha dikkatli okunduğundan haraketle hadis tahammülü metotlarından arz*ın daha sağlam olduğunu söyler ve onu semâ*a tercih ederdi (Uğur, s. 27). Onun rivayetlerini ihtiva eden yazılı bir metnin günümüze gelip gelmediği bilinmemektedir.

BİBLİYOGRAFYA:

İbn Sa‘d, et-Tabakāt, VII, 300; Yahyâ b. Maîn, et-Târîh, II, 618; Ahmed b. Hanbel, el-Ǿİlel (Vasiyyullah), I, 524; II, 315; III, 460; a.e. (Koçyiğit), I, 186, 351, 383; Buhârî, et-Târîhu’l-kebîr, III, 195; a.mlf., et-Târîhu’s-saġīr, II, 355; İbn Kuteybe, el-MaǾârif (Ukkâşe), s. 521; İbn Ebû Hâtim, el-Cerh ve’t-taǾdîl, IV, 65-66; Muhammed b. Tâhir el-Makdisî, Kitâbü’l-CemǾ beyne ricâli’s-sahîhayn, Beyrut 1323 → Beyrut 1405, II, 458; Sem‘ânî, el-Ensâb, VIII, 283; İbn Asâkir, el-MuǾcemü’l-müştemil, s. 312; Zehebî, Tezkiretü’l-huffâz, I, 382-383; a.mlf., Mîzânü’l-iǾtidâl, IV, 301; a.mlf., AǾlâmü’n-nübelâǿ, X, 341-347; a.mlf., el-Ǿİber, I, 314; İbn Kesîr, el-Bidâye, X, 299; İbn Hacer, Tehzîbü’t-Tehzîb, III, 14; XI, 45-47; Süyûtî, Tabakatü’l-huffâz, (Ömer), s. 164; İbnü’l-İmâd, Şezerât, II, 62-63; M. Fuad Sezgin, Buhârî’nin Kaynakları Hakkında Araştırmalar, İstanbul 1956, s. 199; Mücteba Uğur, Ansiklopedik Hadis Terimleri Sözlüğü, Ankara 1992, s. 27.

Abdülkadir Şenel