EBÛ HÂZİM el-ABDÛYÎ

أبو حازم العبدويي

Ebû Hâzim Ömer b. Ahmed b. İbrâhîm el-Abdûyî (ö. 417/1026)

Hadis hâfızı.

340 (951) yılından sonra doğdu. Tâbiînin yedi meşhur fakihinden Ubeydullah b. Abdullah b. Utbe b. Mes‘ûd’un torunlarındandır. Hüzelî, Mes‘ûdî ve Nîsâbûrî nisbeleriyle, topal olduğu için de A‘rec lakabıyla anılır. Babası Ebü’l-Hasan Ahmed b. İbrâhim, Hâkim en-Nîsâbûrî gibi hadis âlimlerinin kendisinden rivayette bulunduğu bir muhaddisti. Ebû Hâzim hadis tahsiline babasından ve Nîşâburlu âlimlerden başladı. İsmâil b. Nüceyd, Ebû Bekir Ahmed el-İsmâîlî, Hâkim el-Kebîr ve Gıtrîfî gibi âlimlerden hadis rivayet etti. Hadis tahsili için Herat ve Bağdat’a gitti. İbn Ebü’l-Fevâris, Hatîb el-Bağdâdî ve Ebû Sâlih el-Müezzin gibi muhaddisler talebeleri arasında yer almıştır.

Devrinin muhaddislerinden pek çok hadis derleyen Ebû Hâzim el-Abdûyî bu sahadaki geniş bilgisiyle tanınan bir hadis hâfızı oldu. Her birinden 1000 cüz* olmak üzere on hocasından toplam 10.000 cüz yazdığını söylerdi. Kendisi henüz küçük bir çocukken babasının yanında hadis meclislerine devam ettiği Ebü’l-Abbas es-Sıbgī (ö. 354/965) ile Hâmid er-Reffâ (ö. 356/967) onun en yaşlı hocalarıydı. Fakat Abdûyî kendilerini çok küçük yaşta dinlediği için onlardan hadis rivayet etmeyi uygun görmedi.


Hatîb el-Bağdâdî, güvenilir ve hadis ilmini iyi bilir bir kişi olduğunu söylediği hocası Ebû Hâzim el-Abdûyî ile Ebû Nuaym el-İsfahânî’den başka hadis hâfızı görmediğini kaydeder.

Ebû Hâzim el-Abdûyî 417 yılının Ramazan bayramında (15-17 Kasım 1026) Nîşâbur’da vefat etti.

BİBLİYOGRAFYA:

Hatîb, Târîhu Bagdâd, XI, 272-273; Sem‘ânî, el-Ensâb, VIII, 354; İbn Asâkir, Tebyînü kezibi’l-müfterî, s. 241-243; İbnü’l-Cevzî, el-Muntazam, VIII, 27; Zehebî, Tezkiretü’l-huffâz, III, 1072; a.mlf., AǾlâmü’n-nübelâǿ, XVII, 333-336; Sübkî, Tabakāt, V, 300-301; İbn Kesîr, el-Bidâye, XII, 21; İbn Tağrîberdî, en-Nücûmü’z-zâhire, IV, 265; Süyûtî, Tabakātü’l-huffâz, (Ömer), s. 417-418; İbnü’l-İmâd, Şezerât, III, 208.

Ali Osman Ateş


EBÛ HÂZİM el-KĀDÎ

أبو حازم القاضي

Ebû Hâzim Abdülhamîd b. Abdilazîz es-Sekûnî (ö. 292/905)

Hanefî fakihi.

Basra’da doğdu. Kinde kabilelerinden Sekûn’a mensuptur. Dedesinin ismi kaynaklarda Abdülhamîd, Abdülmecîd ve Hâzim olarak kaydedilmektedir. Ancak kadılığı sırasında Ebû Hâzim’e bağlı olarak vakıf nâzırlığı yapan Vekî‘in verdiği Hâzim adı doğru olmalıdır (Ahbârü’l-kudât, III, 198). Basra âlimlerinden Hilâl b. Yahyâ, Îsâ b. Ebân ve Bekir b. Muhammed el-Ammî’den fıkıh; Muhammed b. Beşşâr el-Bündâr, İbnü’l-Müsennâ ve Şuayb b. Eyyûb’dan hadis dersleri aldığına dair bilgi dışında hayatının ilk devresiyle ilgili mâlumat yoktur. Özellikle Hanefî fıkhında üstün zekâsı ve güçlü hâfızası sayesinde hocalarını geride bırakacak bir seviyeye ulaştı. Hadis rivayetinde sika, ayrıca ferâiz, matematik, cebir, şürût ve sicillât alanlarında üstün başarı sahibi olan Ebû Hâzim şiirle de meşgul olmuştur.

Ebû Hâzim, Ahmed b. Tolun’un Mu‘temid-Alellah’ın halifeliği sırasında Suriye ve Filistin’i ele geçirmesinden sonra Dımaşk, Ürdün ve Filistin kadılığına tayin edildi (263/876-77 veya 264/877-78). İbn Tolun’un isteği üzerine Mu‘temid’in kardeşi Muvaffak’ı veliahtlıktan azleden Dımaşk âlimleri arasında o da yer aldı. Babasının ölümü üzerine Mısır ve Suriye valiliğini devralan Humâreveyh b. Ahmed b. Tolun’a karşı bir sefer düzenleyen (271/885) Muvaffak’ın Irak valisi olan oğlu Ahmed (Mu‘tazıd-Billâh), dönüşünde Ebû Hâzim’i de Irak’a getirerek önce Kûfe, ardından da Bağdat’ın Şarkıye ve Kerh semtleri kadılığına tayin etti. Her iki görevi hayatının sonuna kadar birlikte sürdüren Ebû Hâzim Bağdat’ta oturduğu zamanlarda Kûfe’de nâib bırakırdı. Mahkeme âdâbına uymadığı için te’dib maksadıyla darp cezası verdiği bir kişinin infaz esnasında ölmesi üzerine diyetinin beytülmâlden ödenmesine hükmederek Ebû Hanîfe ve talebelerinin bu tür vak‘alarda tazmin gerekmeyeceği yönündeki görüşlerinin aksine uygulamada bulunmuştur (Temîmî, IV, 270). Beraberinde getirdiği bir çocuktan 1000 dinar alacağı olduğu iddiasında bulunan yaşlı bir adamın davacı olduğu bir davada her iki tarafın hal ve tavırlarından bunların iddialarında ciddi olmadıklarını anlayıp önce davayı ertelemesi, daha sonra da davayı düşürmesi onun firâsetini gösteren olaylardan biridir.

Devlet adamlarına karşı dahi hakkın savunuculuğunu yapmaktan çekinmeyen Ebû Hâzim, Halife Mu‘tazıd-Billâh’ın açtığı bir alacak davasında şahit istemiş, teklif edilen iki kişi şahitlikten kaçınınca davayı düşürmüştü. Yine Mu‘tazıd’ın sarayının inşası sırasında bir vakıf arazisine yapılan tecavüzden kaynaklanan zararı tazmin ettirmişti (benzeri menkıbeleri için bk. Hatîb, XI, 62-66; İbnü’l-Cevzî, XIII, 38-43; İbn Manzûr, XIV, 174-178; Temîmî, IV, 267-272). Bununla birlikte özellikle Mu‘tazıd-Billâh kendisine saygı gösterir ve onu himaye ederdi.

Kadılık görevi yanında eğitim ve öğretim faaliyetlerinde de bulunan Ebû Hâzim’den hadis ve fıkıh dersleri alanlar arasında meşhur Hanefî fakihleri Ebû Ca‘fer et-Tahâvî, Ebü’l-Hasan el-Kerhî, Ebû Tâhir ed-Debbâs, Ebû Saîd el-Berdaî, Mükrem b. Ahmed ve Ebû Muhammed İbn Zebr er-Rabaî bulunmaktadır.

Doksan beş yaşlarında iken Cemâziyelevvel 292’de (Mart 905) Bağdat’ta vefat etti. İbnü’l-Cevzî’nin naklettiği bir rivayete göre de (el-Muntazam, XIII, 43) Kûfe’de defnedildi.

Ebû Hâzim’in günümüze ulaşıp ulaşmadığı bilinmeyen Kitâbü’l-Ferâǿiz (Lübâbü’l-ferâǿiż), Kitâbü’l-Mahâdır ve’s-sicillât, Edebü’l-kādî, Emâlî adlı müstakil eserleri yanında Muhammed b. Hasan eş-Şeybânî’nin el-CâmiǾu’l-kebîr’i üzerine bir şerh kaleme aldığı kaynaklarda zikredilmektedir.

BİBLİYOGRAFYA:

Vekî‘, Ahbârü’l-kudât, III, 198-199; Taberî, Târîħ (Ebü’l-Fazl), X, 86, 91, 98; İbnü’n-Nedîm, el-Fihrist (Teceddüd), s. 261; Hüseyin b. Ali es-Saymerî, Ahbâru Ebî Hanîfe ve ashâbih, Haydarâbâd 1394/1974 → Beyrut 1976, s. 159; Hatîb, Târîhu Bagdâd, XI, 62-67; Şîrâzî, Tabakātü’l-fukahâǿ, s. 141; İbnü’l-Cevzî, el-Muntazam (Muhammed), XIII, 38-43; İbnü’l-Esîr, el-Kâmil, VII, 537; İbn Manzûr, Muhtasaru Târîhi Dımaşk, XIV, 174-179; Zehebî, AǾlâmü’n-nübelâǿ, XIII, 539-541; a.mlf., Tezkiretü’l-huffâz, II, 654; Safedî, el-Vâfî, XVIII, 72; Yâfiî, Mirǿâtü’l-cenân (Cübûrî), II, 220-221; İbn Kesîr, el-Bidâye, XI, 99-100; Kureşî, el-Cevâhirü’l-mudıyye, II, 366-368; Aynî, el-Binâye, Beyrut 1401/1981, IX, 749-750; Keşfü’z-zunûn, I, 46, 165, 569; II, 1541; Temîmî, et-Tabakātü’s-seniyye, IV, 267-272; Leknevî, el-Fevâǿidü’l-behiyye, s. 86; Hediyyetü’l-Ǿârifîn, I, 505; Suter, Die Mathematiker, s. 38-39; Ahmet Özel, Hanefi Fıkıh Âlimleri, Ankara 1990, s. 30.

Kasım Kırbıyık