EBÛ HAMZA eş-ŞÂRÎ

أبو حمزة الشاري

Ebû Hamza el-Muhtâr b. Avf b. Süleymân el-Ezdî eş-Şârî el-Hâricî (ö. 130/748)

Emevîler devrinde Mekke ve Medine’yi işgal eden Hâricî lideri.

Basra’da doğdu. Hâricîler’in İbâzıyye koluna mensuptur. Diğer Hâricîler gibi Ebû Hamza da mevcut idareye karşı bayrak açmıştı. Her fırsatta Emevîler aleyhinde faaliyet gösterir, bu sebeple de cezaya çarptırılırdı. Fakat yine de her yıl hacca gider ve fikirlerini halka anlatmaya çalışırdı. Basra’daki İbâzî imamı Ebû Ubeyde Müslim b. Ebû Kerîme et-Temîmî, Ebû Hamza’yı 128 (747) yılı hac mevsiminde halkı Emevî yönetimine karşı tahrik etmek üzere Mekke’ye gönderdi. Ebû Hamza Mekke’de Hadramut’un ileri gelenlerinden Abdullah b. Yahyâ el-Kindî ile tanıştı. Abdullah onun sözlerinden çok etkilendi ve kendisini Hadramut’a davet etti. Ebû Hamza Basralı arkadaşı Belc b. Ukbe el-Ezdî ile beraber Hadramut’a gitti ve orada Abdullah b. Yahyâ’ya halife olarak biat etti (129/746-47). Bu tarihten itibaren “tâlibü’l-hak” lakabıyla meşhur olan Abdullah b. Yahyâ, Ebû Hamza, Ebrehe b. Sabbâh ve Belc b. Ukbe’yi yaklaşık 1000 kişilik bir kuvvetle Mekke’ye gönderdi. Ebû Hamza 7 Zilhicce 129 (19 Ağustos 747) tarihinde Mekke’ye girdi. Burada okuduğu meşhur hutbesinde Hâricîler’in halifeler hakkındaki kanaatlerini bildirdi. O yılın hac emîri olan Medine Valisi Abdülvâhid b. Süleyman b. Abdülmelik, Ebû Hamza ile görüşerek hac ibadeti boyunca olay çıkarılmaması konusunda onunla anlaştıktan sonra Medine’ye döndü (Wellhausen, s. 83) ve buradan onların üzerine Emevî ailesine mensup Abdülazîz b. Amr b. Osman kumandasında 8000 kişilik bir ordu gönderdi. Ebû Hamza Mekke’yi kontrol altına aldıktan sonra Belc b. Ukbe’yi burada bırakıp Medine’ye hareket etti. 9 Safer 130 (19 Ekim 747) Perşembe günü Kudeyd yakınında Emevî kuvvetleriyle karşılaştı. Medineliler’e, Emevîler aleyhine başlattığı bu harekâtta kendisini desteklemeleri gerektiğini anlattı ve onlara iyilikle yaklaştı. Ancak atılan okla adamlarından biri öldürülünce savaşa girdi. Yapılan savaşta Emevîler mağlûp oldu ve başta kumandan Abdülazîz olmak üzere pek çok kişi hayatını kaybetti. Kendisine Medine yolu açılan Ebû Hamza, 13 Safer 130 (23 Ekim 747) tarihinde hiçbir mukavemetle karşılaşmadan şehre girdi (bazı kaynaklarda savaşın 23 Safer 130’da [2 Kasım 747] cereyan ettiği kaydedilmektedir [Fığlalı, s. 93]).

Ebû Hamza Medine’de yaklaşık üç ay kaldı. Buradaki vaaz ve hutbelerinde Medineliler’in Hâricîler gibi Emevîler’e düşman olmaları gerektiğini anlattı ve geçmişte herkesin Hz. Peygamber’e muhalefet ettiği dönemde onların atalarının Resûl-i Ekrem’i bağrına bastıklarını hatırlattı.

Bu gelişmeler üzerine Emevî Halifesi II. Mervân, 130 yılı Cemâziyelevvel başlarında (Ocak 748) Abdülmelik b. Atıyye es-Sa‘dî kumandasındaki büyük bir orduyu Medine üzerine gönderdi. Ebû Hamza halifenin ordusunu Vâdilkurâ’da karşıladı. 15 Cemâziyelevvel 130 (21 Ocak 748) tarihinde cereyan eden savaşta Hâricîler’in büyük bir kısmı kılıçtan geçirilirken Ebû Hamza otuz yakınıyla Mekke’ye kaçmayı başardı. Abdülmelik b. Atıyye Medine’ye girince halkın Ebû Hamza’nın Mufaddal kumandasında bırakmış olduğu diğer Hâricîler’i de bertaraf ettiğini gördü. Daha sonra Mekke üzerine yürüyerek Ebû Hamza’yı ve çok sayıda taraftarını öldürttü. Ebû Hamza’nın başını kestirip II. Mervân’a gönderdi.

Ebû Hamza dinî ilimlere vâkıf bir âlim, iyi bir hatip ve kumandan, intikam duygularıyla dolu bir insandı. Özellikle fuhuş ve içkiye karşı sert tedbirlerin alınmasını istiyordu. Bundan dolayı şahısların nüfuz ve kimliğine bakmadan içki içenlere şer‘î dayak cezasını uygulayan Hz. Ömer’e hayrandı. Hicaz ve merkezî Arabistan’da İbâzîlik onun vasıtasıyla yayılmaya başlamıştır.

BİBLİYOGRAFYA:

Halîfe b. Hayyât, et-Târîh, Riyad 1985, s. 384-394; Câhiz, el-Beyân ve’t-tebyîn, II, 109-112; İbn Kuteybe, el-MaǾârif (Ukkâşe), s. 224; Taberî, Târîħ (Ebü’l-Fazl), VII, 348, 374-376, 394-395, 396-399; İbn Düreyd, el-İştikāk, s. 498; Ebü’l-Ferec el-İsfahânî, el-Egānî, XXIII, 227-229; Şemmâhî, Kitâbü’s-Siyer, Kahire 1310, s. 88, 90, 98-101; İbn Hazm, Cemhere, s. 380; İbnü’l-Esîr, el-Kâmil, Beyrut 1986, IV, 297, 314-315, 320; Fâsî, el-Ǿİkdü’s-semîn, I, 153-159; İbn Fehd, Gāyetü’l-merâm, I, 286-296; E. Ruhi Fığlalı, İbâdiye’nin Doğuşu ve Görüşleri, Ankara 1983, s. 90-94, 115; J. Wellhausen, İslamiyetin İlk Devrinde Dini-Siyasi Muhalefet Partileri (trc. Fikret Işıltan), Ankara 1989, s. 82-87; Tadeusz Lewicki, “Les Ibādites dans l’Arabie du Sud au Moyen Age”, FO, I (1959), s. 5-9; Ch. Pellat, “al-Mukhtār b. ǾAwf al-Azdī”, EI² (İng.), VII, 524-525.

İrfan Aycan