EBÛ ALİ en-NÎSÂBÛRÎ

أبو علي النيسابوري

Ebû Alî el-Hüseyn b. Alî b. Yezîd en-Nîsâbûrî (ö. 349/960)

Hadis hâfızı.

277’de (890) doğdu. İlk gençlik yıllarında kuyumculuk öğrenmeye başladı. Üstün zekâsını farkeden bir âlimin ilim yoluna girmesini tavsiye etmesi üzerine on yedi yaşından itibaren hadis tahsiline başladı. İlk hocası, o dönemde hayatının son yıllarını yaşayan Nîşâbur’un tanınmış muhaddisi İbrâhim b. Ebû Tâlib oldu. Memleketindeki muhaddislerden faydalandıktan sonra devrinin önemli ilim merkezlerini dolaşmaya başladı. Herat, İsfahan, Basra, Kûfe, Vâsıt, Ahvaz, Nesâ, Gazze, Cürcân, Mısır, Musul, Bağdat, Dımaşk, Mekke ve Medine’de İbn Huzeyme, Zekeriyyâ es-Sâcî, Abdân el-Ahvâzî ve Nesâî gibi muhaddislerden istifade etti. Kendisine de Ebû Abdullah İbn Mende, Hâkim en-Nîsâbûrî, Ebû Abdurrahman es-Sülemî gibi âlimler talebelik ettiler.

Ebû Ali, 303 (915) yılında başka hocalardan da faydalanmak üzere Bağdat’a gitmek istediği zaman onu çok takdir eden hocası İbn Huzeyme tahsilinin yeterli olduğunu, Nîşâbur’da kendisine daha çok ihtiyaç bulunduğunu söyleyerek gitmesine rıza göstermedi. O da hocası izin verene kadar Nîşâbur’dan ayrılmadı. Talebesi Hâkim en-Nîsâbûrî, hocasının hadis rivayetinde güvenilir olduğunu, ender bir hâfıza gücüne sahip bulunduğunu, özellikle hadis müzakere ederken geniş kültürünün ortaya çıktığını söylemekte ve onun bir benzerini görmediğini ifade etmektedir. Kûfeli tanınmış hadis hâfızı İbn Ukde de önceleri Ebû Ali’yi pek beğenmezken daha sonra hadisteki otoritesini görünce, “Sen gerçekten hâfızsın ve beni geçmiş bulunuyorsun” diyerek takdirini ifade etmiştir. Hadis ve sahâbe üzerine yazdığı eserleriyle ünlü diğer talebesi Ebû Abdullah İbn Mende, ihtilâfü’l-hadîs* bilgisi ve ilmî ciddiyet bakımından hocasının bir benzeri bulunmadığını söylemektedir. Dârekutnî’ye göre de Ebû Ali bir hadis otoritesidir.

Sahîh-i Müslim’den bahseden hemen her eserde Ebû Ali en-Nîsâbûrî’nin bu eseri Sahîh-i Buhârî’ye tercih ettiği ve yeryüzünde ondan daha sahih bir kitap görmediğini söylediği nakledilmektedir.


Ancak Ebû Ali’nin bu görüşü İbnü’s-Salâh ve diğer âlimler tarafından aynen kabul edilmemiş ve bazı yorumlara tâbi tutulmuştur (bk. el-CÂMİU’s-SAHÎH).

Kaynaklarda Ebû Ali en-Nîsâbûrî’nin hadis sahasında eserler verdiği kaydedilmekteyse de büyük bir ihtimalle bu kitaplar günümüze kadar gelmemiştir.

Ebû Ali 15 Cemâziyelâhir 349’da (12 Ağustos 960) Nîşâbur’da vefat etti.

BİBLİYOGRAFYA:

Hatîb, Târîhu Bagdâd, VIII, 71-72; İbnü’l-Cevzî, el-Muntazam, VI, 396; Yâkūt, MuǾcemü’l-büldân, V, 332-333; Zehebî, Tezkiretü’l-huffâz, III, 902-905; a.mlf., AǾlâmü’n-nübelâǿ, XVI, 51-59; Sübkî, Tabakāt, III, 276-280; İbn Kesîr, el-Bidâye, XI, 236; İbn Tağrîberdî, en-Nücûmü’z-zâhire, III, 324; İbnü’l-İmâd, Şezerât, II, 380.

Selahattin Polat