EBCEDÜ’l-ULÛM

أبجد العلوم

Sıddîk Hasan Han’ın (ö. 1890) ilimlerin tasnifine dair ansiklopedik eseri.

Hindistanlı âlim ve devlet adamı Muhammed Sıddîk Hasan Han el-Kannevcî’nin 103’ü Urduca, yetmiş dördü Arapça, kırk beşi Farsça olmak üzere kaleme aldığı 222 eser arasında en hacimli ve en sistematik olanıdır. 1290’da (1873) Bopal’de telif edilen eser, çoğu yan dallara ait 425 ilimden ve bu ilimlerde eser veren bilginlerin hayatlarından bahsetmektedir.

Sıddîk Hasan Han, oğulları Nûrü’l-Hasan et-Tayyib ile Ali Hasan et-Tâhir için yazdığı eserini iki cüz (cilt) olarak tertip etmiş ve birincisine “el-Veşyü’l-merkūm fî beyâni ahvâli’l-Ǿulûm”, ikincisine “es-Sehâbü’l-merkûmü’l-mümtir bi-envâǾi’l-fünûn ve esnâfi’l-Ǿulûm” adını vermiştir. Daha sonra çalışmasına üçüncü bir cüz daha ilâve ederek çeşitli ilimlerde şöhret sahibi olan bilginlerin hayatlarını anlatmış ve bu cüzü de “er-Rahîku’l-mahtûm min terâcimi eimmeti’l-Ǿulûm” şeklinde adlandırmıştır.

Kitabın önsözünde müellif, kaynak olarak İbn Haldûn’un Mukaddime’sinin ilimlerin tasnifi, değerleri, öğrenim ve öğretim usulleri hakkındaki altıncı bölümünden; Taşköprizâde’nin Miftâhu’s-saǾâde’sinden; Kâtib Çelebi’nin Keşfü’z-zunûn’undan; Tehânevî’nin Keşşâfü ıstılâhâti’l-fünûn’u ile Kadızâde-i Rûmî’nin talebesi Kutbüddin İznikî’nin (ö. 1418) Medînetü’l-Ǿulûm’undan faydalandığını söylemektedir. Ancak kaynaklarda İznikî’ye ait böyle bir eserden söz edilmediği gibi İznikî’nin Kadızâde-i Rûmî’nin talebesi olduğuna dair de herhangi bir kayıt mevcut değildir. Medînetü’l-Ǿulûm, Miftahu’s-saǾâde’nin yine müellifi tarafından yapılan muhtasarı olup Köprülü Kütüphanesi’nde (I. Kısım, nr. 1387) kayıtlı nüshasının sonunda yer alan telif ferâğı kaydından, eserin Taşköprizâde tarafından “imlâ” yoluyla ihtisar edildiği ve 20 Safer 968 (10 Kasım 1560) günü tamamlandığı kesin olarak anlaşılmaktadır. Sıddîk Hasan Han, faydalandığı nüshanın üstünde eserin İznikî’ye aidiyetine dair bir nottan dolayı yanılmış


olmalıdır. Nitekim Bankipûr Hudâbahş Kütüphanesi katalogunda eser Irnîkî adlı bir kişiye nisbet edilmiş (bk. Maulavi Abdul Hamid, XXI, nr. 2234), bu isim Brockelmann tarafından İznikî şeklinde kaydedilmiştir (GAL Suppl., II, 633).

Müellif, kullandığı kaynakları değerlendirirken Mukaddime’nin ilim ve medeniyet tarihi niteliğinde olduğunu, Keşfü’z-zunûn’un çeşitli ilimler alanında yazılmış eserlerin sadece isimlerinden bahsettiğini, Medînetü’l-Ǿulûm’un ilimler tasnifinin yanı sıra biyografilere de yer verdiğini, Keşşâfü ıstılahâti’l-fünûn’un ise sadece terminolojik sözlük mahiyeti taşıdığını belirttikten sonra kendi eserinin bunlardan yapılmış sistematik bir özet olduğunu, ayrıca adı geçen kaynaklarda yer almayan başka eserleri de ihtiva ettiğini açıklar (I, 5-6; III, 3).

Ebcedü’l-Ǿulûm’un birinci cüzü altı bab ve bir hâtime şeklinde planlanmış, her bab kendi içinde yerine göre fasıl, i‘lâm, ifhâm, ifsâh, telvîh, işaret, terşîh, manzar, feth, fâide, matlab ve nükte gibi alt başlıklara ayrılmış, böylece mükemmel bir sisteme ulaşılmak istenmiştir. Ancak eserde, Yeniçağ’ın başlangıcından itibaren müellifin yaşadığı XIX. yüzyılın sonlarına kadar görülen ilim anlayışındaki değişmeye ve pozitif ilimlerdeki gelişmelere yer verilmemiştir. İlimlerin tasnifi ve eğitim öğretim üzerine verilen bilgiler de klasik anlayışın bir özeti ve tekrarı mahiyetindedir (I, 91-153). Eserin en geniş kısmını teşkil eden ikinci cüzde ilimler alfabetik olarak sıralanmış, her ilmin tarifi, konusu ve temel meseleleri zikredildikten sonra o alandaki en önemli kaynak eserler tanıtılmıştır. Kitabın üçüncü cüzünde, ikinci cüzde zikredilen ilim ve fenlere dair eser vermiş bilginlerin biyografileri yer almaktadır. Bunlar ilgi alanları itibariyle yirmi gruba ayrılmış, her âlimin biyografisinden sonra da en önemli eserleri tanıtılmıştır. Bu cüzün sonunda Mekke, Medine ve Yemen’de, Hindistan bölgesinde özellikle Kanna ve Bopal şehirlerinde yetişen âlimler ve bunların eserleri hakkında ayrıntılı bilgi verilmiştir. Gerek klasik kaynaklarda bulunmayan bu özelliğinden, gerekse tertip ve üslûbundan dolayı Ebcedü’l-Ǿulûm ilimler tasnifi alanında kaleme alınmış önemli eserlerden sayılmaktadır.

Ebcedü’l-Ǿulûm ilk olarak 1295’te (1878) Bopal’de basılmış, ikinci yayımı ise bir asır sonra Abdülcebbâr Zekkâr tarafından üç cilt halinde gerçekleştirilmiştir (Bağdad 1978). Zekkâr eseri dipnotlarla zenginleştirmiş ve I. cildin sonuna şahıs ve yer adlarıyla âyet, hadis ve şiirler için ayrıntılı indeksler ilâve etmiştir.

BİBLİYOGRAFYA:

Sıddîk Hasan Han, Ebcedü’l-Ǿulûm (nşr. Abdülcebbâr Zekkâr), Dımaşk 1978, I-III; Maulavi Abdul Hamid, Cataloge of the Arabic and Persian Manuscripts in the Oriental Public Library at Bankipore, Calcutta 1936, XXI, nr. 2234; C. Zeydân, Âdâb, IV, 238-239; Îzâhu’l-meknûn, I, 10; Brockelmann, GAL Suppl., II, 633, 860; Köprülü Kütüphanesi Yazmalar Kataloğu, İstanbul 1406/1986, II, 105-106; Abdülhay el-Kettânî, et-Terâtîbü’l-idâriyye (Özel), III, 18; el-Kamûsü’l-İslâmî, I, 7-8; UDMİ, XIV/1, s. 242.

Cevat İzgi