DÎVÂNÜ’l-HÜZELİYYÎN

(ديوان الهذليين)

Hüzeyl kabilesine mensup şairlerin Sükkerî (ö. 275/888-89) tarafından derlenen şiirlerini ihtiva eden mecmua.

Arap edebiyatında erken devirlerde şairlerin müstakil divanları yanında çeşitli kabilelere mensup şairlerin şiirlerini bir araya getiren divanlar da tertip edilmiştir. Nâsırüddin el-Esed (Mesâdirü’ş-şiri’l-câhilî, s. 543-547), Âmidî’nin el-Mütelif ve’l-muhtelif adlı eseriyle İbnü’n-Nedîm’in el-Fihrist’inden çeşitli kabilelere ait seksen civarında divan tesbit etmişse de bunlardan sadece Dîvânü’l-Hüzeliyyîn’in günümüze kadar geldiği bilinmektedir. Bu edebî malzemenin dil, edebiyat, sözlük ve tarih ilmi bakımından büyük önem taşıdığı, gerek elde bulunan Dîvânü’l-Hüzeliyyîn’den, gerekse kaybolan kabile divanlarından yapılan bazı nakillerden anlaşılmaktadır.

Mudarîler’in bir kolu olduğu için Kureyş kabilesiyle yakın akrabalık ilişkisi bulunan Hüzeyl kabilesi, Arap yarımadasınının orta kısmında Tâif ve civarında yabancılardan uzak bir bölgede yaşıyordu ve Arap kabileleri arasında fesahati, belâgati, ayrıca yetiştirdiği şairlerin çokluğu ile ün yapmıştı. Bundan dolayı diliyle istişhâd* edilecek kabilelerden biri olarak kabul edilmiştir. İmam Şâfiî’nin Hüzeyl kabilesi şairlerine ait 10.000 beyit ezberlediği ve başta Asmaî olmak üzere birçok kişinin kendisinden bu şiirleri okuduğu rivayet edilmektedir.

Şiru Hüzeyl, Eşâru Hüzeyl adlarıyla da anılan Dîvânü’l Hüzeliyyîn’i Sükkerî kendinden önceki rivayetlerden de faydalanarak yeniden tertip etmiş ve gerekli gördüğü yerlere şerh yazmıştır. Sükkerî rivayetiyle elimizde bulunan Dîvânü’l-Hüzeliyyîn, onun yazdığı bu şerh münasebetiyle Şerhu eşâri’l-Hüzeliyyîn adıyla da bilinmektedir.

Câhiliye devrine ve daha çok da İslâmî döneme ait 120 şairin 380 parça şiirini ihtiva eden Dîvânü’l-Hüzeliyyîn ilk defa J. G. Kosegarten tarafından yayımlanmış (London 1854), daha sonra da Dârü’l-kütübi’l-Mısriyye eseri tahkikli olarak üç cilt halinde neşretmiştir (Kahire 1945-1950). Kitap ayrıca Abdüssettâr Ahmed Ferrâc’ın tahkiki, Mahmud Muhammed Şâkir’in tashihiyle yine üç cilt halinde Şerhu eşâri’l-Hüzeliyyîn adıyla yayımlanmıştır (Kahire 1963-1965). Bundan başka eserin bazı kısımları muhtelif kimseler tarafından neşredilmiştir (bk. Sezgin, II, 46). Sükkerî’den sonra gelen İbn Cinnî (ö. 392/1002), onun toplayamadığı bazı rivayetleri et-Temâm fî tefsîri eşâri Hüzeyl mimmâ agfelehû Ebû Saîd es-Sükkerî adlı eserde bir araya getirmiştir. Bu eser de Ahmed Nâcî el-Kaysî, Hatice Abdürrezzâk el-Hadîsî ve Ahmed Matlûb tarafından yayımlanmıştır (Bağdad 1962).

BİBLİYOGRAFYA:

Sükkerî, Şerhu eşâri’l-Hüzeliyyîn (nşr. Abdüssettâr Ahmed Ferrâc), Kahire 1963-65, I-III; Brockelmann, GAL Suppl., I, 41-43; Sezgin, GAS, II, 45-46; Blachère, Târîhu’l-edeb, s. 161-162; Abdülvehhâb es-Sâbûnî, Şuarâ ve devâvîn, Beyrut 1978, s. 52-68; Maa’l-Mektebe, s. 263-264; Nâsırüddin el-Esed, Mesâdirü’ş-şiri’l-câhilî, Kahire 1978, s. 543-572; G. C. Anawati – O. P., “Textes Arabes Anciens Edites en Egypte au Cours des Annees 1963, 1964 et 1965”, MIDEO, VIII (1966), s. 261-264; Nihad M. Çetin, “Sükkerî”, İA, XI, 93.

Hulûsi Kılıç