DENDÂN-ı SAÂDET

(دندان سعادت)

Hz. Peygamber’in Uhud Gazvesi’nde kırılan dişi.

Uhud Gazvesi esnasında Utbe b. Ebû Vakkās tarafından atılan bir taşla Hz. Peygamber’in miğferinin parçalandığı, sağ alt çenede ön dişlerle azılar arasındaki dişinin (rebâiye) kırıldığı, yüzünün yaralandığı, akan kanı durdurmak için Hz. Ali ile Fâtıma’nın gayret sarfettikleri bilinmektedir. Vâkıdî’nin bir rivayetinden, Resûlullah’ın dişinin tamamen kırılmayıp mine kısmından bir parçanın koptuğu anlaşılmaktadır (el-Megāzî, I, 244-246).

Türk-İslâm kültüründe “dendân-ı saâdet, dendân-ı şerif” diye anılan bu kırık diş parçasının kimin tarafından muhafaza edildiği hakkında bir rivayete rastlanmamıştır. Mukaddes emanetler içinde yer alan dendân-ı saâdetin diğerleriyle birlikte İstanbul’a intikali meselesi de henüz açıklığa kavuşmuş değildir. Yavuz Sultan Selim’in Mısır seferine katılmış olan tarihçiler bu konuda herhangi bir bilgi vermemektedirler. Bir rivayete göre Mısır’ın ilhakından sonra Mekke Emîri Şerîf Ebü’l-Berekât, emirlik hazinesindeki “emânât-ı mübâreke”nin büyük bir kısmını oğlu Ebû Nümey ile İstanbul’a göndermiş ve Osmanlı hâkimiyetini kabul etmiştir. Bu hediyeler arasında dendân-ı şerifin bulunup bulunmadığı da bilinmemektedir.

Evliya Çelebi mukaddes emanetlerin bir kısmının, bu arada dendân-ı saâdetin


İstanbul’a intikali konusunda bazı bilgiler vermektedir. Buna göre Yavuz Sultan Selim’in Mısır seferinden önce Memlük Sultanı Kansu Gavri’nin İskenderiye’ye naklettirdiği ve zaferden sonra Yavuz Sultan Selim’in eline geçen hazine içinde Hz. Peygamber’in Uhud Gazvesi’nde kırılan dişi ile bir tutam lihye-i şerifi de vardı (Seyahatnâme, X, 123). Bu mâlumattan hareketle dendân-ı saâdetin Mekke’de emirlik hazinesinde değil Memlük sultanının hazinesinde muhafaza edilmekte olduğu söylenebilir. Halen Topkapı Sarayı Hırka-i Saâdet Dairesi’nde bulunan dendân-ı saâdetin, üzeri kıymetli taşlarla süslü 11 × 7 × 7 cm. ebadındaki altın mahfazası Sultan VI. Mehmed tarafından yaptırılmıştır.

BİBLİYOGRAFYA:

Müsned, I, 31, 33; II, 317; Buhârî, “Cihâd”, 80, 85, “Megāzî”, 24, “Tıb”, 27; Müslim, “Cihâd”, 101, 103, 106; İbn Mâce, “Tıb”, 15; Tirmizî, “Tefsîr”, 3/10-11; Vâkıdî, el-Megāzî, I, 244-246; Nüveyrî, Nihâyetü’l-ereb, XVII, 94; Hoca Sâdeddin, Tâcü’t-tevârîh, II, 371-372; Evliya Çelebi, Seyahatnâme, X, 123; Mir’âtü’l-Haremeyn (Mekke), s. 673-678; Mustafa Sâfî, Zübdetü’t-tevârîh, Beyazıt Devlet Ktp., Veliyyüddin Efendi, nr. 2428, I, vr. 280ª vd.; Ahmed Râsim, Menâkıb-ı İslâm, İstanbul 1326, II, 338-342; Danişmend, Kronoloji, II, 43; Tahsin Öz, Hırka-i Saadet Dairesi ve Emânât-ı Mukaddese, İstanbul 1953; s. 25; İsmet Parmaksızoğlu, “Emânât-ı Mukaddese”, TA, XV, 126.

Nebi Bozkurt