DELÂL

(الدلال)

Ebû Zeyd Nâkıd ed-Delâl (ö. 145/762)

Emevîler devrinde yaşayan Medineli ünlü mûsikişinas.

70 (690) yılında Medine’de doğdu. Âişe bint Saîd b. Âs’ın âzatlısıdır. Benî Zeyd’in âzatlısı olduğu da rivayet edilmiştir. “Delâl” (işve, naz, cilve) adı kendisine inceliği ve zarafeti sebebiyle verilmiş olmalıdır. Mûsikideki hocası meşhur hânende ve bestekâr Tuveys’tir (ö. 92/710-11). Hişâm b. Meriye’nin nakline göre Delâl, Emevîler devrinin ünlü şairi Cerîr b. Atıyye’den öğrendiği iki makamı güzel ve müessir bir şekilde icra ederdi. İbn Süreyc Ubeydullah ve Nevmetü’d-Duhâ gibi zamanın meşhur mûsikişinaslarıyla aynı devirde yaşadı ve kısa zamanda ünlü hânendeler arasına girdi. Daha çok def eşliğinde dinleyicileri âdeta büyüleyen tarzda eserler okumasıyla tanınmıştır. Bazı kaynaklar, kadınlarla beraber oturup sohbet etmekten ve onlarla yakınlık kurmaktan hoşlanan Delâl’in, daha sonra onların hallerini erkeklere anlattığı için Halife Süleyman b. Abdülmelik’in emriyle Medine Valisi Amr b. Hazm el-Ensârî tarafından hadım edildiğini rivayet eder. Diğer bazı kaynaklar ise Abdülmelik’in onu himaye ettiğinden ve sarayında bir müddet ağırladıktan sonra ikramlarla geri gönderdiğinden bahseder. İçki içmediği halde bir mecliste içtiği bal şerbetine gizlice içki karıştırılması sonucunda hoşa gitmeyecek hareketler yapması üzerine bir daha şarkı söylememeye ve içki meclisinde bulunmamaya yemin ettiği nakledilir. Hayatının bundan sonraki dönemini Medine eşrafı ile sohbet ederek geçirdi ve orada vefat etti.

Güzel sesi, renkli kişiliği ve nüktedanlığı ile tanınan Delâl’in hânendeliği yanında bestekârlığı üzerinde de önemle durulmaktadır. Daha çok çağdaşı olan şairlerin şiirlerini bestelemiştir. Nâbiga ez-Zübyânî, Ma‘bed b. Vehb, Mugıre b. Amr, Osman, Mecnûn, Cemîl, İbn Muhriz, İbn Kays er-Rukayyât, Ömer b. Ebû Rebîa adlı şairlerin şiirlerine yaptığı besteler bunlardan bazılarıdır. İsfahânî, el-Egānî adlı eserinde onun bestelediği otuz eserin güftesini kaydetmektedir. Üstat Tuveys ile talebeleri İbn Süreyc ve Delâl yaptıkları yeniliklerle devrin mûsikisine büyük itibar kazandırmış, İslâm mûsiki tarihinde üç seçkin şahsiyet olarak yerlerini almışlardır.

BİBLİYOGRAFYA:

Tâcü’l-Ǿârûs, VII, 324-325; Ebü’l-Ferec el-İsfahânî, el-Egānî (nşr. Abdülemîr Ali Mühennâ), Beyrut 1986, IV, 266-295; İbn Manzûr, Muhtârü’l-Egānî, Beyrut 1964, XI, 192-210; Nüveyrî, Nihâyetü’l-ereb, IV, 298-302; H. G. Farmer, A History of Arabian Music, London 1929, s. 57-58; Samha Amin al-Kholy, The Function of Music in Islamic Culture in the Period up to 1100 A. D., Cairo 1984, s. 146; Ali el-Useylî el-Âmilî, el-Gınâǿ fi’l-İslâm, Beyrut 1404/1984, s. 91-95; Abdülemîr Ali Mühennâ, Ahbârü’l-mugannîn ve’l-muganniyât, Beyrut 1990, s. 110-113; E. Neubauer, “al-Dalāl”, EI² Suppl. (İng.), s. 183.

Fuat Günel