CİMMÂ

Güneybatı Habeşistan’da bir bölge ve burada hüküm sürmüş olan bir devlet.

Adını buranın meşhur kralı Cimmâ Abbâ Cifâr’dan almaktadır. Devletin toprakları Omo ve Goceb nehirleri arasında yer alır. Burada komşu Kafa Krallığı’nda olduğu gibi aynı nesilden gelen Sidâmâ ırkına mensup insanlar oturuyordu. Cimmâ’nın güneydoğusunda Garo diye adlandırılan bölgede ise Boşalar bulunmaktaydı. Boşalar putperest iken Habeşistan Kralı Sarsa Dengel tarafından 1586’da zorla hıristiyanlaştırılmışlardır. Gala hânedanı Habeşistan’a saldırdığında Boşalar XVI. yüzyıl ortalarında bu bölgeye gelmişler ve Gibe bölgesinde küçük krallıklar (prenslikler) kurmaya başlamışlardır. Enâryâ bunların ilkidir (yaklaşık 1550-1570). Cimmâ’da Cimmâ aşiretinin altı kabilesi Gala Devleti’nin temelini oluşturur. Bu sebeple Cimmâ’ya Cimmâ Kakâ da denir (EI² [İng.], II, 545).

İslâmiyet Cimmâ’ya 1632 yılından itibaren girdiyse de XVIII. yüzyılda Hıristiyanlık’la beraber yok oldu. Cimmâ’da bulunan beş Gala krallığından (Cimmâ, Coma, Limma, Enâryâ, Guma) yalnız Cimmâ Krallığı’na Habeşistan’ın 1891-1900 arasındaki fethinden sonra hayat hakkı tanınmıştır. Burada konuşulan dil Gala’dır. Dilde İslâmî müesseselerin ve Gala âdetlerinin tesiri vardır.

İslâm dini XIX. yüzyılın başlarında müslüman Gala kabileleri ve Mısır Sudanı’ndan gelen müslüman tâcirlerin gayretleriyle bölgeye tekrar girdi. Müslüman tâcirler bölge halkının faydalanacağı güzel ve kaliteli malları satmak suretiyle onların güvenini kazandılar. Bunlardan bazısı Cimmâ’ya yerleşerek yerli kadınlarla evlendiler ve halkla kaynaştılar. Cimmâ’dan ancak yılda bir defa Sudan’a veya Batı Afrika kıyılarına gidip dönüyorlardı. Bunun dışındaki uzun boş vakitlerini, imkân ve nüfuzlarını halkı İslâm’a davet için kullandılar. XIX. yüzyılın ortalarına gelindiğinde Cimmâ başta olmak üzere buradaki krallıkların tamamı ve halkın da büyük çoğunluğu İslâmiyet’i kabul etti. Bu bölgede Harar şehri İslâm davetinin merkezi oldu.

Cimmâ’ya İslâm’ın yeniden girdiği dönemden yüzyıl sonuna kadar sekiz kralın ismi tesbit edilebilmiştir. Bunların en tanınmışı I. Sanna Abbâ Cifâr, sonuncusu ise Abbâ Cifâr’dır. Habeşistan’ı hâkimiyeti altına alan II. Menelik (1865-1913) Cimmâ’yı da kendine tâbi kıldı. Kendisine itaat eden Cimmâ Kralı Abbâ Cifâr’ı idarede bıraktı. Abbâ Cifâr, Cimmâ’nın ticarî yönden gelişmesini sağlamak için vergi ve gümrükleri azaltmış, özellikle köle ticaretini kolaylaştırmıştır. O dönemde güneybatı Habeşistan’ın başlıca köle ticaret pazarı haline gelmiş olan Cimmâ bugün de Güneybatı Habeşistan’ın önemli bir ticaret merkezidir.

Abbâ Cifâr samimi bir müslümandı. Cimmâ’yı İslâm araştırmalarının merkezi yapmak için çalışmış, yabancı İslâm âlimlerinin burada yerleşip ders vermelerini temin etmiştir. Ömrünün sonuna doğru yaşlı sultan idareden çekilmiş, hükümdarlığı torunu Abbâ Cevbir’e bırakmıştır. Etiyopya (Habeşistan) kralı 1933’ten sonra Cimmâ bölgesini tayin ettiği valilerle idare etmiştir. Cimmâlılar zengin vadi yaşantısı ve İtalyanların etkisiyle âdetlerini yavaş yavaş terketmeye başladılar. Bölgenin bazı kısımları Shoa, Gocâm ve Vallo göçmenlerince işgal edildi. Ayrıca Cimmâ’ya XX. yüzyılda büyük bir Yemenli göçü söz konusudur. Bunlar sürekli olmamak kaydıyla buraya yerleşmişler,


fakat topluma tamamıyla uyum sağlayamamışlardır.

Cimmâ’da basit mimarili dört mescid, çoğu Yemenli hocaların gözetiminde müslüman Afrika’dakine benzer Kur’an kursları vardır. Seyyid olduklarını iddia eden Arap aileler İslâm’ın yayılmasında önemli rol oynamışlardır. Hâkim mezhep muhtemelen Şâfiî mezhebidir (Trimingham, s. 205). Ancak Hanefî mezhebine tâbi olanlar da vardır ve bu mezhep giderek yayılmaktadır.

Cimmâ Kafa eyaletinin yönetim merkezidir. Buradan sahile uzanan ticaret yolu Cimmâ’dan geçer. Bereketli topraklarında ziraatı gelişmiş, buğday, pamuk, baharat belli başlı ürünlerindendir. Cimmâ’da Habeşistan’ın en güzel kahvesinden bolca üretilmektedir. Pamuk, deri ve kürk diğer ticaret mallarını oluşturmaktadır. Bölgede kereste sanayii de gelişmiştir. Nüfusu 1986’da 52.400 idi.

BİBLİYOGRAFYA:

J. S. Trimingham, Islam in Ethiopia, London 1952, s. 142-143, 202-205, 222, 223, 226-227; E. Ullendorff, The Ethiopians, London 1973, s. 23, 191; Muhammed Abdullah en-Nakıre, İntişârü’l-İslâm fî Şarkī İfrîkıyye ve münâhedâtü’l-Garbi leh, Riyad 1402/1982, s. 236-237; Fethi Gays, el-İslâm ve’l-Habeşe Ǿabre’t-târîh, Kahire, ts. (Mektebetü’n-Nehdati’l-Mısriyye), s. 5 (harita), 16, 182-183; G. W. B. Huntingford, “Djimma”, EI² (İng.), II, 545; Büyük Larousse, İstanbul 1986, IV, 2379.

Mehmet Aykaç