ÇİMKENT

Kazakistan’ın güney bölgesinde bir şehir.

Siriderya’nın kolu Aris’e dökülen Badam nehri üzerinde Aladağ’ın güneybatısındaki bir vadide, denizden 512 m. yüksekliktedir. Türkistan-Sibirya demiryolu üzerinde bulunan şehri 121 kilometrelik bir hat Taşkent ile birleştirir. Ayrıca santonin (ilâç) imalinde kullanılan nâdir bir bitkinin (artemisia cinae) yetiştiği bölge olarak da şöhret kazanmıştır.

Şehrin kimler tarafından ve ne zaman kurulduğu bilinmemektedir. Nizâmüddin Şâmî’nin Zafernâme’sinde adı Çîkend şeklinde kaydedilir ve Sayram yakınlarında küçük bir köy olduğu belirtilir (s. 57). XVI ve XVII. yüzyıllarda kaynaklarda yine büyük bir köy ve kale olarak geçen Çimkent, 1700’lerde Hokand Hanlığı’nın kurulması ile beraber gelişmeye başladı. Zamanla bir kültür şehri olma özelliği kazanarak XIX. yüzyılın ilk yarısında medreseler ve kütüphaneler şehri haline geldi ve Türkistan’ın önemli merkezlerinden biri oldu. XIX. yüzyılın ikinci yarısında Hokand Hanlığı’na karşı Rus harekâtının başladığı sıralarda Âlim Kul tarafından esaslı bir şekilde tahkim edildi. Stratejik ve askerî önemi dolayısıyla 7 Temmuz 1864’te Ruslar buraya karşı hücuma geçtilerse de bir hafta süren mücadeleden sonra geri püskürtüldüler. Ancak bu sırada Buhara emîrinin Hokand’a saldırması, Âlim Kul’un esas kuvvetleriyle Çimkent’i terketmesine ve şehrin zayıf düşmesine yol açtı. Nur Muhammed kumandasındaki az sayıda asker ve Çimkent halkı kendilerini on sekiz gün kadar başarıyla savundularsa da üstün Rus ordusu karşısında şehri teslim etmek zorunda kaldılar. Rus işgalinin hemen ardından yapılan bir sayıma göre Çimkent’te 756 kadar ev vardı. Ayrıca otuz dört cami ve mescid, on altı okul ve bir medrese bulunuyordu.

İkliminin mutedil olması ve sularının mükemmelliğiyle bir sayfiye şehri olan Çimkent özellikle Taşkentliler’in yazlığı haline geldi. 1897’de burada 12.500 kişi yaşıyordu; bunun 800’ü Rus, 150’si yahudi, geri kalanı da yerli müslüman halktı. XX. yüzyılın ilk çeyreğinden itibaren bir endüstri şehri vasfını kazandı ve hızla gelişti. 1926’da 21.000 olan nüfusu 1939’da 72.000’e, 1956’da ise 130.000’e ulaştı. Aladağ’dan çıkarılan çinko ve kurşun filizlerini işleyen fabrikalar kuruldu. Ayrıca verimli vadide yetişen kaliteli pamuk dolayısıyla tekstil sanayii önem kazandı, tütün imalâthaneleri, meyve, konserve ve kundura fabrikaları ile 1979’da bir petrol rafinerisi tesis edildi. Bugün Kazakistan’ın üçüncü büyük şehri ve Çimkent vilâyetinin merkezi olan Çimkent’in nüfusu 1985 yılı tahminlerine göre 396.000’dir. Şehir nüfusu oldukça karışık bir yapı gösterir; nüfusun çoğunluğunu Ruslar teşkil etmekte olup Kazaklar ve daha az sayıdaki Özbekler şehrin müslüman sakinlerini oluştururlar.

BİBLİYOGRAFYA:

Nizâmüddîn-i Şâmî, Zafernâme (trc. Necati Lugal), Ankara 1987, s. 57; Baymirza Hayit, Türkistan: Rusya ve Çin Arasında, İstanbul 1976, s. 77-78, 125-126; Zeki Velidî Togan, Bugünkü Türkili Türkistan ve Yakın Tarihi, İstanbul 1981, s. 250, 273-274; Mehmet Saray, Rus İşgali Devrinde Osmanlı Devleti ile Türkistan Hanlıkları Arasındaki Siyasi Münasebetler (1775-1875), İstanbul 1984, s. 66-67; W. Barthold, “Çimkent”, İA, III, 399; Ch. Quelquejay, “Caimkent”, EI² (İng.), II, 39.

Mehmet Saray