CEVÂMİU’l-HİKÂYÂT

جوامع الحكايات

Avfî’nin (ö. 629/1232 [?]) edebiyatla, ahlâkla ve tarihî kişilerle ilgili hikâyelerden oluşan Farsça eseri.

Avfî, tam adı CevâmiǾu’l-hikâyât ve levâmiǾu’r-rivâyât olan ve Gūrîler’den Nâsırüddin Kabâce’nin emriyle yazmaya başladığı bu eserini onun ölümü (625/1228) üzerine, hizmetine girdiği Delhi sultanlarından Şemseddin İltutmış’ın veziri Nizâmülmülk Muhammed b. Ebû Sa‘d el-Cüneydî’ye ithaf etmiştir. Eserin adına CâmiǾu’l-hikâyât ve lâmiǾu’r-rivâyât şeklinde de rastlanır. Dört bölüm halindeki eserin birinci bölümünde peygamberlerden başlayarak çeşitli idareci ve meslek erbabına dair rivayetler vardır. İkinci bölümde iyi huylardan, üçüncü bölümde kötü huylardan bahsedilmiş, dördüncü bölümde ise, kara ve denizlerdeki canlı ve cansızlarla bunların özelliklerinden söz edilmiştir. Büyük bir kısmı günümüze kadar gelmemiş birçok kaynaktan faydalanılmış olması CevâmiǾu’l-hikâyât’ın değerini bir kat daha arttırmaktadır. Eser Moğollar’dan önce İran’daki hânedanlar ve müellifin gezip gördüğü Mâverâünnehir, Horasan, Hârizm, Sîstan, Gazne ve Sind gibi yerler hakkında bilgi edinilmesini de sağlamaktadır.

Telif edildiği zamandan itibaren büyük rağbet gördüğü anlaşılan CevâmiǾu’l-hikâyât’tan XIII ve XIV. yüzyıllarda sırasıyla Minhâc-i Sirâc, Zekeriyyâ el-Kazvînî, Hamdullah Müstevfî, Hindûşah es-Sâhibî, XV ve XVI. yüzyıllarda Osmalılar’dan tarihçi Şükrullah, Feridun Bey, Ebü’l-Bekā el-Kefevî ve Muhyiddîn-i Gülşenî gibi müellifler faydalanmışlardır. CevâmiǾu’l-hikâyât’ın Anadolu sahasında İbn Arabşah (ö. 854/1450), şair Necâtî Bey (ö. 914/1509) ve Celâlzâde Sâlih Çelebi (ö. 973/1565) tarafından yapılan üç ayrı Türkçe tercümesi vardır (bk. Keşfü’z-zunûn, I, 540). Bu tercümelerden sadece Celâlzâde Sâlih Çelebi’ninki günümüze kadar gelebilmiştir. Celâlzâde Sâlih Çelebi tercümesinin 958’de (1551) istinsah edilmiş bir nüshası Süleymaniye Kütüphanesi’nde bulunmaktadır (Hüsrev Paşa, nr. 432).


CevâmiǾu’l-hikâyât’ın Celâlzâde Sâlih Çelebi tarafından Türkçe’ye tercüme edilen nüshasının ilk sayfası (Süleymaniye Ktp., Hüsrev Paşa, nr. 432)

Eserin bazı kısımları Müntehab-ı CevâmiǾu’l-hikâyât (Tahran 1324 hş.) adıyla Melikü’ş-şuarâ Bahâr, birinci bölümü de Muhammed Muîn tarafından yayımlanmış (Tahran 1335 hş.), daha sonra da metnin tamamı basılmıştır (Tahran 1352, 1353 hş.).

BİBLİYOGRAFYA:

Muhyî-yi Gülşenî, Menâkıb-ı İbrâhîm-i Gülşenî (nşr. Tahsin Yazıcı), Ankara 1982, nâşirin girişi, s. XVII; Keşfü’z-zunûn, I, 540; Muhammed Nizâmeddin, Introduction to the JawamiǾul Hikāyāt wa Lawāmi-Ǿu’r-Riwāyāt (GMNS, VIII), London 1929; a.mlf., “Awfī”, EI² (Fr.), I, 786-787; Storey, Persian Literature, I/2, s. 782; Zehrâ-yi Hânleri (Kiyâ), Ferheng-i Edebiyyât-ı Fârisî, Tahran 1348 hş., s. 164; Safâ, Gencîne-i Sühan, III, 210 vd.; a.mlf., Edebiyyât, II, 1028-1029; Hüsnü, “İbni Arabşah”, TM, III (1926-33), s. 171-174; DMF, I, 768; M. Fuad Köprülü, “Avfî”, İA, II, 22; UDMİ, XIV/1, s. 194.

Tahsin Yazıcı